OHAL İlanı ve Sonrası

Ülkemizde 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanmış olan hain darbe kalkışmasından sonra ilan edilen Olağanüstü Hal ilanı ve yaşanan 2 yıllık OHAL dönemi boyunca yayınlanan OHAL KHK’ları ile yüzbinlerce kamu görevlisinin işine son verilmiş ve kendisiyle beraber tüm ailesine İdari bir tasarruf olarak yurtdışı yasağı konulmuştur. Her ne kadar 2019 yılının Temmuz ayında OHAL kaldırılmış gözükse de ne yazık ki gerçek hiç de öyle değil. OHAL Komisyonu’nun son raporuna göre halen incelemesi devam eden 41.900 KHK’lı vardır. Bu da demek oluyor ki OHAL kaldırılmasına rağmen etkileri halen devam etmektedir. Bu kişilerin İdari Yargıya gidiş yolu OHAL Komisyonu karar verene kadar mümkün değildir. Keza hakkında Komisyonca karar verilenlerin de durumu hiç iç açıcı değildir. Şöyleki, hakkında Savcılıkca verilen takipsizlik kararı veya Mahkemelerce verilen beraat kararları işe iadesi için yeterli görülmemektedir. OHAL Komisyonu kişiye Ret kararı verirken ‘Kurum Kanaati’ denilerek kendisini Kanun Koyucu yerine koyup yeni bir meslekten çıkarma gerekçesi icat etmiştir. 

Peki bundan sonra ne yapılmalı?

Öncelikle Yargı yolunun açılabilmesi için OHAL Komisyonu incelemesine devam ettiği dosyaları hızlıca sonlandırmalı ve ne İdari İçtihatlarda ne de Kanunlarda yeri olmayan ‘Kurum Kanaati’ gerekçesiyle Ret uygulamasına son verilmelidir. İkinci bir husus olarak Anayasal bir hak olan seyahat özgürlüğü yeniden tesis edilmeli isteyen yurttaş istediği ülkeye seyahat ve çalışma hakkına sahip olmalıdır.
Son olarak özel sektörde çalışma engeli kaldırılmalıdır. Bir akademisyenin vakıf üniversitelerinde çalışabilmesinin önü açılmalıdır. Yargı reformu olarak ilan edilen Yargı Paketinin yüzbinlerce insanı doğrudan ilgilendiren bu soruna çözüm üretmesi adaletin gereğidir.
Ömer AVCU
KHK Haber