İçeriği gör

Arama

'ikramiye' Etiketi • Arama Sonucu.



Gelişmiş Arama

  • Etiketlere Göre Ara

    Aralarına virgül koyarak ekleyin
  • Yazara Göre Ara

İçerik Türü


Forumlar

  • OHAL KHK ve FETÖ Mağdurları
    • Gündem ve Gelişmeler
    • Kurumlar ve İhraçlar
    • Kabul Kararı Alanlar Forumu
    • Ret Kararı Alanlar Forumu
    • Serbest Forum
    • İdari Davalar • Emsal Kararlar • Dilekçeler
    • İdari Dava Emsal Kararlar
    • İdari Dava Dilekçeleri
    • Ceza Davaları • Emsal Kararlar • Dilekçeler
    • Ceza Davası Emsal Kararlar
    • Ceza Davası Dilekçeleri
    • Basında KHK Haberleri
    • Anket • Araştırma • Arşiv
    • İstek & Öneri
    • Hakkında • Yardım
  • Gündem Dışı Mahallesi's Forumlar
  • BM İnsan Hakları Komitesi Başvuruları's Forumlar

Kategoriler

  • Fetö Soruşturmaları
  • Görüş ve Mütalaalar
  • KHK Mağdurları
  • Köşe Yazıları

Kategoriler

  • KHK Mağdurları
  • Açık Oturum / Tartişma
  • Haber - Söyleşi
  • Panel - Sempozyum
  • Gündem Dışı Mahallesi's Videolar
  • BM İnsan Hakları Komitesi Başvuruları's Videolar

Sonuç Konumu

Sonuçlarda Ara


Oluşturma Tarihi

  • Başlama

    Bitiş


Son Güncelleme

  • Başlama

    Bitiş


Şuna göre filtrele...

Katılım

  • Başlama

    Bitiş


Üye Grubu


KHK


Kurum


Kriterler


Komisyon Kararı


İdari Süreç


Adli Süreç

1 sonuç bulundu

  1. DAVACI : ÜZEYİR KESKİN Durugöl Mah. 1070 Sk. No:16 İç Kapı No:5Altınordu/ORDU DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI / ANKARA VEKİLİ : AV. CANER TEMİZ Ziya Gökalp Cad. No:10 Kızılay/ANKARA DAVANIN ÖZETİ : Davacı tarafından, emekli ikramiyesinin ödenmesi talebiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin 26.04.2018 tarihli işlemin; memuriyet görevine 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında son verildiği, emekli ikramiyesi ödenmemesi işleminin hiçbir yasal dayanağının bulunmadığı ileri sürülerek iptali ve maddi kayıplarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Usul yönünden davanın süresinde açılmadığı, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır. TÜRKMİLLETİADINA Karar veren Ankara 2. İdare Mahkemesince, dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü: Davalı idarenin süre aşımı itirazı yerinde görülmediğinden işin esasına geçildi. Dava, Emekli Sandığına tabi olarak görev yapmaktayken görevine son verilen davacı tarafından, emekli ikramiyesi ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 26.04.2018 tarihli işlemin iptali ve maddi kayıplarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. 5510 sayılı Yasanın 106. maddesi ile 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlükten kaldırılan, ancak anılan Yasanın geçici 4. maddesi uyarınca emekli ikramiyeleri de dahil olmak üzere belirli konularda halen uygulanmasına devam edilen 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un 8. maddesinin 1. fıkrasında, “Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir” hükmü; 12. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabigörevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir.” hükmü yer almakta iken; anılanYasanın 12. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabigörevlerden emekliye ayrılan ve...” ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin 05.2.2009 gün ve E:2005/40, K:2009/17 sayılı kararıyla, farklı sosyal güvenlik kurumlarındaki hizmet süreleri birleştirilerek emekli olanlara aylık bağlandığı halde, son defa bağlı olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayırım yapılarak Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılmayanlara 5434 sayılı Yasa’ya tabi çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesinin Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesi ile 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiş ve madde metninde yer alan söz konusu ibare 05.06.2010 tarihinde yürürlükten kalkmıştır. Anılan madde metninin Anayasa Mahkemesi’nce kısmen iptali üzerine 5434 sayılı Yasanın 89. maddesinin birinci fıkrasında değişikliğe gidilmiş olup, 5997 sayılı Yasanın 14. maddesi ile değiştirilen ve 01.06.2010 tarihinden itibaren geçerli olması öngörülen bu fıkra hükmüne göre, “Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4. maddesi kapsamında geçenlerdenemekli,adimalûllük veya vazifemalûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiilî hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tâbi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tâbi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.” kuralı getirilmiştir. 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesinin değişik birinci fıkrasında yer alan “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve…” şeklindeki ibare de, bu kuralın daha önce iptal edilen kural ile kapsam ve içerik yönünden aynı nitelikte olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nin 12.05.2011 gün ve E:2010/81, K:2011/78 sayılı kararıyla iptal edilmiş olup, fıkra metninde yer alan bu ibare söz konusu karar gereğince 09.07.2011 tarihinde yürürlükten kalkmıştır. Bunun üzerine, doğan hukukî boşluk 26/01/2012 gün ve 28185 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan ve aynı gün yürürlüğe giren 6270 sayılı Kanun ile doldurulmuştur.Bu Kanun'un 1'inci maddesi ile 5434 sayılı Kanun'un 89'uncu maddesi değiştirilmiş ve Emekli Sandığına tabi hizmetler içinikramiye ödenmesi Sandığa tabi hizmetlerin 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olma şartına bağlanmıştır.Söz konusu düzenlemenin, yürürlük tarihi ve sonrasında tesis edilmiş işlemler bakımından uygulanması gerektiğinde ise kuşku bulunmamaktadır. 6270 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeye göre; son defa Emekli Sandığına tâbi görevde bulunmakta iken emekliye ayrılma koşulu kaldırılmış ise de; sadece 1475 sayılı Kanun'a göre kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde görevden ayrılanlara ikramiye ödenmesi imkânı getirilmiştir. 1475 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesinde kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde iş sözleşmesinin sona erme hâlleri, a- İşveren tarafından haksız fesih, b- İşçi tarafından haklı fesih, c- Muvazzaf askerlik hizmeti sebebiyle fesih, d- Bağlı bulunulan sosyal güvenlik kurumundan yaşlılık, emeklilik veya malûllük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla fesih, e- Kadın işçi tarafından evlilik tarihinden itibaren bir yıl içerisinde fesih ve f- İşçinin ölümü nedeniyle sona erme durumları ile sınırlandırılmış iken, 08/09/1999 tarihinde yürürlüğe giren 4447 sayılı Kanun'un 45'inci maddesi ile, kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona erme hâllerine bir de,"506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle fesih" durumu eklenmiştir. Buna göre; 5434 sayılı Kanun kapsamındaki Emekli Sandığına tâbi görevinden kendi isteği ile (istifa ederek) ayrılanlardan; 08/09/1999 tarihinden önce çalışmaya başlayanların, 506 sayılı Kanun'un geçici 81'inci maddesinde öngörülen en az onbeş yıllık sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısını; 08/09/1999 tarihinden sonra çalışmaya başlayanların ise, 506 sayılı Kanun'un 60'ncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen en az yirmibeş yıllık sigortalılık süresi ve 4500 prim ödeme gün sayısı veya sigortalılık süresi aranmaksızın sadece 7000 prim ödeme gün sayısı koşullarını yerine getirenlere emekli ikramiyesi ödenmesi mümkündür. Ancak; bu imkânı getiren 4447 sayılı Kanun'un 45'inci maddesi 08/09/1999 tarihinde yürürlüğe girdiğinden; Emekli Sandığına tâbi bir görevde iken anılan tarihten önce istifa edenlerin pirim ve yıla ilişkin koşullara sahip olsa bile ikramiye hakkından yararlandırılması mümkün değildir. Öte yandan, Emekli Sandığına tâbi görevlerinden memuriyetten çıkarma cezası almak suretiyle ayrılanların da bu görevlerinin kıdem tazminatına hak kazandıracak şekilde sona erdiğinden söz edilemeyeceğinden başka bir deyişle "işveren tarafından haksız fesih" koşulu gerçekleşmediğinden; 6270 sayılı Kanunun atıfta bulunduğu 1475 sayılı Kanunun 14'üncü maddesinden yararlandırılmalarına olanak bulunmamaktadır. Dosyanın incelenmesinden, Emekli Sandığına tabi olarak görev yapmaktayken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 01.09.2016 tarihinde görevine son verilen davacı tarafından, 5434 sayılı Kanun kapsamında emekli ikramiyesi ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ilemaddi kayıplarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Olayda; davacının 5434 sayılı Kanuna tabi 16 yıl 11 ay 15 gün fiili hizmeti, 4 yıl 2 ay 26 gün fiili hizmet zammı süresi, 1yıl 7 ay askerlik borçlanması ve 506 sayılı Kanuna tabi 6 yıl 3 ay 4 gün sigortalı hizmeti olmak üzere toplam 29 yıl 15 gün hizmetine karşılık 2829 sayılı Kanun uyarınca birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden01.03.2018 tarihinden itibaren emekli aylığıbağlandığı görülmüştür. Bu durumda, davacının, 5434 sayılı Kanunun 89/1 maddesi kapsamında geçen hizmetlerinin tek başına emekli ikramiyesi ödenmesi için yeterli olmadığı, görevine Kanun Hükmünde Kararname ile son verildiği ve aynı Kanunun 89/2 maddesi kapsamında Emekli Sandığına tabi görevi 1475 sayılı İş Kanununun 14'üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermediği anlaşıldığından, davacıya emekli ikramiyesi ödenmemesine dair tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan 156,80-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen 30 gün içinde Ankara Bölge İdare Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere, 09/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
×
×
  • Yeni Oluştur...