İçeriği gör
KHK Mağdurları Forum

Sgk Kaydı İltisaklı Kurum Forumu

Önerilen Yorum

Merhaba

Bu forum İltisaklı kurumlarda çalışıp komisyon kararı bekleyen yada adli idari davası olanlar için hazırlanmıştır. 


•  KHK Forum Otomatik Sistem Hesabıdır • Özel Mesaj Göndermeyinizİletişim İçin Buraya Tıklayın

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Gn.Editör

Bu dönem Sgk kayıtları genelde sorun olmuyor.

Ama yanında başka kriterler yoksa


?? Hukuk ve Adalet ??'' SADECE ''

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

İltisaklı şirkette sigortalı çalışmanın hemen akabinde memuriyet var ise komisyon bunu ret  kriteri olarak uygulamaktadır. 2014 öncesi de dahildir.


• 679 KHK EGM • İade 20.11.2019 • Tebliğ 29.11.2019 • Atama 05.08.2020 • Göreve Başlama 14.09.2020 • Emeklilik LOADING...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Bu bölümde Sgk Kaydı i̇ltisaklı Kurum mağdurlarının bilgi alışverişi yapılmaktadır.

Alıntı

Merhaba ben kapatılan özel okullarda çalışan ogretmen’dim. Çalışma iznim iptal edildi ve hakkımda dava açıldı. Finansal destek gerekçesiyle 6 ay ceza ve 5 yıl erteleme kararı çıktı. Bundan sonrası icin ben ne yapabilirim? Sanırım özel okul çalışanları ohal komisyonuna başvuru yapamıyor. Çalışma iznimi almak icin ne yapabilirim veya verilmiş bir ceza olduğundan alamaz miyim? Yonlendirmenizi rica ederim. Teşekkürler

 


•  KHK Forum Otomatik Sistem Hesabıdır • Özel Mesaj Göndermeyinizİletişim İçin Buraya Tıklayın

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Çalışma izni iptal edilenlerin komisyon başvurusu yapamamaları OHAL inceleme komisyonu görev alanı içerisinde olmamasından kaynaklanmaktadır. Çalışma izinlerinin iptal edilme kararı bir idari karar olduğundan yargı yolu açıktır. Çalışma izni iptal edilenler mahkemeye başvurabilirler.

Son durumunu da bildiren bir dilekçe ile müracaat ederek gelen cevaba göre idare mahkemesine dava açılabilir. Dilekçe örneğini ekleyeceğim.


• 679 KHK EGM • İade 20.11.2019 • Tebliğ 29.11.2019 • Atama 05.08.2020 • Göreve Başlama 14.09.2020 • Emeklilik LOADING...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk Canan

Merhaba dilekçe örnegini gönderir misiniz 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Örnek Dilekçe

 

İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ’NE
MERSİN


KONU: 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile iptal edilen çalışma lisansımın yeniden verilmesi istemi.
AÇIKLAMALAR


2016 yılında 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile çalışma lisansımın iptal edilmesi üzerine özel sektörde uzun bir süre iş bulamadım. Hatta bir dönem çocuk bakıcılığı dahi yaptım. Bunun üzerine çalışma lisansımın yeniden düzenlenmesi için Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuru yaptım. Uzun bir süre geçtikten sonra başvurum hiçbir gerekçe belirtilmeden reddedilmiştir. Aradan geçen 2 yıllık bir süre sonunda OHAL uygulamalarının kalkması ile birlikte çalışma lisansımın yeniden düzenlenmesi için iş bu başvuruyu yapmış bulunmaktayım. 


Çünkü bu süreçte yaşadıklarımız adeta sivil ölüme terkedilmiş gibi bir hal aldı. Süreci özetlemek gerekirse; ..... İlçesinde bir dersanede .......yapmakta iken, ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Soruşturma No: ...... kapsamında ....tarihinde evimde yapılan arama sonrasında gözaltına alındım ve 3 gün gözaltı süresinden sonra ..... İlçe Emniyet Müdürlüğü ve ..... Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiğim ifadeden sonra ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın .....tarih ve ....soruşturma yazısı ile FETÖ/PDY Terör Örgütü Üyeliği iddiasıyla Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109/3-b  maddesi uyarınca adli kontrol verilmesi talebi üzerine .... 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin ....tarih ve ....sorgu Numaralı Sorgusu ile her hafta Cumartesi günü imza atmak suretiyle adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Takip eden süreçte; iş bu karar ile birlikte hakkımda adli kontrol hükümleri uygulanmaktadır. Adli kontrol; her hafta Cumartesi günleri en yakın polis karakoluna imza vermek şeklinde uygulanmakta olup, bu durumun kaldırılması istemiyle Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuru yaptım. Bu talebim kabul edildi ve halihazırda hakkımda adli kontrol talebi de bulunmamaktadır. 


Diğer taraftan, evimde yapılan aramadan sonra gözaltı işlemleri ile birlikte ifademi verdim. Herhangi bir şekilde kaçma şüphesi, delilleri karartma durumu bulunmadığı gibi hakkımda yapılan soruşturmada üzerinden 1.5 yıl geçmesine rağmen kovuşturma aşamasına geçilmemiştir. Öte yandan kovuşturma yapılmasına yer olmadığı yönünde de bir karar verilmemiştir. 


Kaldı ki; FETÖ /PDY Terör Örgütü üyeliği iddiasını doğrulayacak hiçbir durum sözkonusu değildir. Örneğin, ....2. Sulh Ceza Hakimliği’nin ....tarih ve ...sorgu Numaralı Sorgusunda da ifade ettiğim üzere benim Bank Asya hesabım bulunmaktadır. Bu hesap daha önce Dershanede çalışmış olmam nedeniyle maaş hesabı olup, çağrı dönemi olarak belirtilen 17/12/2013 ve 2014 yılı dönemlerinde herhangi bir artış olmadığı gibi azalma da olmamıştır. Bu durum Banka hesap dökümleri ile de sabittir. Bunun dışında herhangi bir isnad bulunmadığı gibi şahsıma başka bir şey de sorulmamıştır.  Doalyısıyla banka hesap işlemlerinin Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 26/10/2017 tarih ve 2017/1809 Esas ve 2017/5155 Karar sayılı ilamı doğrultusunda  ele alınması gerekir. 


Bir başka husus ise, bu süreçte; OHAL döneminde çıkarılan 667 sayılı KHK uyarınca “bir terör örgütü ile irtibatlı, iltisaklı olduğu” gerekçesiyle, bir daha özel sektörde ......görevinde çalışamayacak şekilde sivil ölüme terk edildim. Özel sektörde diğer alanlarda da iş bulmam imkânsız hale getirilmiştir. Bu karara dayanak yapılan suçlamanın niteliği (terör örgütü üyeliği) ve yaptırımın ağırlığı dikkate alındığında, bu uygulama AİHS’nin 6. maddesi anlamında bir cezadır (Engel and others v. The Netherlands – Öztürk v. Germany); idari bir tedbir değildir. Sözleşmenin 6. maddesi anlamında bir ceza, Ek 7 No.lu Protokolün 4. maddesi anlamında da ceza olup (Gradinger v. Austria), somut olaya bu son hüküm uygulanır. 
667 sayılı KHK ile hem ağır bir suçlama isnat edilmiş (terör örgütü üyeliği) hem de sonuçları sivil ölüm oluşturur şekilde çalışma lisansım iptal edilerek ayrıca cezalandırılmış bulunmaktayım. Bu konudaki AİHM kararları dikkate alındığında, bu yaptırım ceza hukuku anlamında bir ceza olup, ceza yargılamasındaki tüm güvencelere uygun bir yargılama sonucu uygulanmalıdır. Nitekim AİHM’ye göre, “bir kamu görevlisinin (sadece) uzunca bir süre bazı meslekleri icra etmekten men edilmesi ceza hukuku anlamında bir ceza olup, AİHS’nin 6. maddesindeki tüm güvenceler (AİHS m. 6/1, 2 ve 3) bu olaya uygulanır” (AİHM, Matyjek v. Polond). 


Daha önceki başvurumun reddine dayanak alınan ve irtibatlı ya da iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan kurumda hizmetimin bulunduğu gerekçesi hukuka uygun değildir. Çünkü, benim görev yaptığım dönemde bırakın terör örgütü ilan edilmeyi çok sayıda siyasi ve bürokratların dahi bizzat bu kurumlara kendi çocuklarını gönderdiği ortadadır. Bu nedenle çalıştığım dönem itibariyle terör örgütü ile irtibatı ya da iltisakı dahi tespit edilmemiş, resmi olarak kapatılmamış bir Kurumdaki 15.07.2016 tarihinden önceki hizmetlerim esas alınarak işlem tesis edilmesi ve bu durumun işlemin dayanağı olarak gösterilmesi en başta, hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Çünkü, hukuk devletinin önemli gereklerinden biri, bireylerin temel hakların ve hürriyetlerinin, diğer bir deyişle dokunulmaz alanlarının hukuken güvence altına alınmasıdır. Hukuk devleti, insanın onurlu bir varlık olduğu temelinde ortaya çıkmış bir anlayış olması nedeniyle kişisel özgürlüklere de azami özen göstermiş ve anayasal güvencelerle bu korumayı pekiştirmiştir. Burada önemli olan bir husus ise devletin temel hak ve hürriyetleri sadece tanıma yeterli olmayıp bu hakların devletçe korunması ve hak ihlali söz konusu olduğunda özgürce hak arama mekanizmalarının çalıştırılması da bir zorunluluktur. 


Günümüzde “geçmişe etki yasağı”, “geçmişi kapsamamak” ve “geriye yürümezlik” olarak ifade edebileceğimiz bu ilke gereğince, toplumu oluşturan birey-kurumların dikkat etmeleri gereken standartlar ve kurallar prensip itibarıyla geçmişte yaptıkları işlemlere, yolun yürünmüş kısmına değil; yolun yürünmemiş kısmına yani gelecekte yapacakları işlemlere ait bulunmalıdır. Çünkü yolun yürünmüş kısmı hangi şekilde arkada bırakılırsa bırakılsın onun hesabı sonradan ihdas edilen kurallara göre görülemez. Zira kimseden henüz gerçeklik alemine çıkmamış, etki ve sonuçları bilinmeyen, bugünden bilinmeyen kurallara uygun davranış beklenemez.


İdari işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi, kişi hak ve hürriyetlerinin korunması, toplum içinde hukuk düzenine olan güvenin sağlanması yönünden son derece önemlidir. İdari işlemlerin geriye yürümezliği, işlemin yürürlüğe girmesinden önceki zaman içinde hukuki sonuçlar doğurmasını önlediği gibi, geçerli olarak doğmuş veya geçerli olmayıp da hak doğurmuş idari işlemlerin dava süresi geçtikten sonra geri alınmasını yasaklamaktadır.
Kanunilik ilkesinin unsurlarından olan ve ceza kanunlarının ancak yürürlüğe girdikten sonra işlenen fiillere uygulanabilmelerini ifade eden geçmişe yürümezlik ilkesinin, disiplin suç ve cezaları bakımından geçerli olduğu Danıştay’ca da kabul edilmektedir. 


Kurumdaki 2012- 2016 yılları arasındaki hizmetim, 16.07.2016 tarihinden önceki bir döneme ilişkindir ve bu dönemde yasal izinleri tamamlamış resmi bir ticari işletmedir.   


Zira olağanüstü hal 23.07.2016 tarihinden geçerli olmak üzere ilan edilmiştir. Bu güne kadar, şahsıma olağanüstü hal hukukundan önce var olan ve kanunen yasaklanmayan bir işçi işveren ilişkisinden öte gitmeyen ilişki nedeniyle en temel evrensel hukuk kurallarından biri olan “yasaların geriye yürümezliği”  ilkesi çiğnenmektedir. Bu konuda; AİHM’in Strelletz, Kessler ve Krenz / Almanya kararına bakılabilir. Sadece kasten işlenebilecek bir suçtan dolayı, hiçbir kasti ya da iradi hareketi olmadan bireyleri geçmişteki faaliyetlerinden dolayı sorumlu tutmak, ceza kanunlarının öngörülemez şekilde keyfi yorumlanması anlamına gelir ve AİHS’nin 7. maddesinin ihlaline yol açar (AİHM, S.W. v. The United Kingdom Kararı). Bu nedenle dava çalışma lisansımın yeniden düzenlenmesi gerekir. 


İş bu başvurumun hukukun üstünlüğü ilkesi ile birlikte hukuk devleti ilkesinin de birlikte değerlendirilerek karara bağlanması gerekir. 


Aksi bir yorum AİHM içtihatlarına da açıkça aykırıdır. Nitekim AİHM’e göre; Mahkeme, ilk olarak Sözleşmenin 8 § 2 Maddesi anlamı dahilinde, “yasaya uygunluk” ifadesinin, itiraza konu tedbirin iç hukukta bir temelinin bulunması gerektirdiğini kaydetmektedir. İkincisi, iç hukuk ilgili kişiye erişilebilir olmalıdır. Üçüncüsü, etkilenen kişi iç hukukun sonuçlarını kendisi açısından öngörebilmelidir ve dördüncüsü iç hukukun, hukukun üstünlüğü ile uyum içinde olması gereklidir. (bkz., diğer birçok otoriteler arasında, Rotaru, Romanya kararı, § 52; Liberty ve Diğerleri / Birleşik Krallık, no. 58243/00, § 59, 1 Temmuz 2008 ve Sallinen ve Diğerleri / Finlandiya, no. 50882 / 99, § 76, 27 Eylül 2005).


Buna ek olarak, hukukun üstünlüğü ile uyumlu olmak, iç hukukun 8. maddeye ilişkin keyfi hak ihlallerine karşı yeterli koruma sağlamasını gerektirir (bkz. uygun olduğu ölçüde, Amann, §§ 76-77; Bykov / Rusya [BD], no. 4378/02, § 76, 10 Mart 2009, ayrıca bkz. Weber ve Saravia / Almanya (karar), 54934/00, § 94, AİHM 2006 XI ve yukarıda anılan Liberty ve Diğerleri, § 62). Mahkeme bu nedenle, istismara karşı yeterli ve etkili güvencelerin bulunduğu konusunda da ikna olmalıdır. Bu değerlendirme, muhtemel tedbirlerin niteliği, kapsamı ve süresi, bunların verilmesi için gerekli gerekçeler, izin verme, yürütme ve denetleme yetkisi olan makamlar ve iç hukuk tarafından sağlanan hukuk yolları gibi, davanın tüm koşullarına bağlıdır. (bkz. Avrupa Entegrasyonu ve İnsan Hakları Derneği ve Ekimdzhiev / Bulgaristan, no 62540/00, § 77, 28 Haziran 2007, Klass ve Diğerleri / Almanya, 6 Eylül 1978, § 50, Seri A no. 28)


AİHM’in yukarıda sözü edilen içtihatlarının hiçbirine uyulmadığı gibi idarece son derece keyfi davranılmış, tek yanlı icrai nitelikte işlem tesis edilmiştir. Dolayısıyla hukuk devleti ilkesine aykırı olarak hukukun üstünlüğü esası göz ardı edilerek tesis edilen lisansımın iptali yine idarece oluşan yeni duruma göre yeniden ele alınmalıdır. 
Takdiri Sizlere ait olmak üzere; yukarıda aktardığım hususlar dikkate alınarak, Bank Asya hesabı ile ilgili Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 26/10/2017 tarih ve 2017/1809 Esas ve 2017/5155 Karar sayılı ilamı doğrultusunda, hakkımda terör örgütü üyeliğini ortaya koyabilecek herhangi bir somut bilgi, belge ve tanık ifadesi ya da her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, iptal edilen çalışma lisansımın yeniden düzenlenmesini arz ve talep ederim. 31/10/2018  
 

BİLGİLER:
T.C. : 
ADRES: 
Tel:


• 679 KHK EGM • İade 20.11.2019 • Tebliğ 29.11.2019 • Atama 05.08.2020 • Göreve Başlama 14.09.2020 • Emeklilik LOADING...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Alıntı

Benim iltisaklı kurumdaki 2012 yılına kadar 10yıl kaydım var. 2012 de istifa ettim daha sonra 1 yıl işsiz kaldım. İltisaklı olmayan bir dersanede işe başladım 2014 aralık ayında memur olarak atandım. Sizce komisyon nasıl karar verir. 

Komisyon iltisaklı kurumda çalışıp hemen akabinde memuriyete girişi iltisak olarak değerlendirmektedir. Kararlarında ...1 ay sonra memuriyete giriş... şeklinde ifadeler yeralmaktadır. 1 yıl gibi bir sgk kaydının geçtiği bir karara rastlamadık. 

Durumunuza benzer bir karar geldiğinde yorum yapabileceğiz.


• 679 KHK EGM • İade 20.11.2019 • Tebliğ 29.11.2019 • Atama 05.08.2020 • Göreve Başlama 14.09.2020 • Emeklilik LOADING...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

2001 yılı öncesine ait sgk kaydım var. Bakalım komisyon ne karar verecek?


679 - YÖK 18.06.2018 KYOK, 14.10.2020 tarihinde Komisyon ret kararını gördü. 28.11.2020'de idare mahkemesine başvurdu. 31.03.2023 tarihinde 26. idare mahkemesi 2/3 oy çokluğu ile red verdi. 21.06.2023 tarihinde İstinaf'ta dosya açıldı. Kriterler; 26. İdarenin red kararındaki gerekçeler: 2001 yılı öncesi SGK kaydı, 2009 yılında büyük kızımın dershaneye gitmesi, Türkiye geneli denemeleri için gazete aidatı ödemek, 2014 yılında kızımın dershaneye gitmesi, dershaneye ödenen ücret terörizmin finansmanı, 2015 yılında büyük kızımın yurtta kalması ve yurt için ödenen ücret, 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
MSA, 12.03.2019 - 12:44 yazdı:

Komisyon iltisaklı kurumda çalışıp hemen akabinde memuriyete girişi iltisak olarak değerlendirmektedir. Kararlarında ...1 ay sonra memuriyete giriş... şeklinde ifadeler yeralmaktadır. 1 yıl gibi bir sgk kaydının geçtiği bir karara rastlamadık. 

Durumunuza benzer bir karar geldiğinde yorum yapabileceğiz.

kurumda çalışıp 2 yıl sonra devlet memur olan içinde aynı şey yazıyor gördüm


679 KHK -KYOK SGK kurum garson red 21.idare Mah. 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • @F.Y. benimde yaklaşık bir yıldır olduğu gibi bekliyor. Görevdeyim heran bir terslik olacak duygusu beni psikiyatrilik etti. 
    • @F.Y. idare mahkeme kararı göreve iadeyse, BİM hızlıca 2-3 ay içinde bu kararı tersine çevirebiliyorken, eğer önceki idare mahkemesi kararı olumsuzsa,  karar alması epeyce gecikebiliyor... OHAL Komisyonundan beri amaç belli, hukuki süreci olabildiğince uzatmak... daha önce istenmiş ve dosyada olan bilgileri tekrar tekrar yeniden istiyorlar... Düşüncem süreci bekleyenlerin, hiç dönmeyecekmiş gibi hayatlarını dizayn etmeleri, (çünkü beklemek, belirsizlik herşeyden daha çok yoruyor ve giden ömrümüzden gidiyor) ve eğer ola ki, bir gün iade olunursa, her zaman yeni bir başlangıç yapılabilir ve yeni duruma hızlıca uyum sağlanır... böylece bu bekleme süreci de boşa harcanmamış olur...
    • Arkadaşlar dosyam 2.5 yıldır 13 idd de bu kadar uzun süre bekleyen var mı ? 
    • Geçmiş olsun, umarım en kısa zamanda hastalığınızı tamamen atlatırsınız. Malülen emeklilik hakkı, kazanılmış bir hak olduğundan ihraç olsanız bile bu hakkınız saklıdır. İhraç olmanız durumudan (ki inşallah olmazsınız) malülen emeklilik haklalarınızı alabileceksiniz. Benzer durumda olan bir tanıdığım var. Malülen emekli olma hakkı olduğu halde, kendisine sunulan geri hizmette çalışmayı kabul etmiş. Daha sonra ihraç olunca, malülen emekli olmak için gerekli girişimlerde bulundu ve ihraçken malülen emekli maaşı almaya başladı.
    • Merhabalar. Başvurmuş olduğunuz iş yeri İK yada Muhasebe birimleri farklı kurumlara ait SGK kayıt bilgilerini gizlilik gereği göremez rapor edemez. Ancak çok kurumsal iş yerleri ayrıntılı SGK döküm bilgilerinizi sizden isteyebilir. Ancak o dökümde KHK çıkış bilgileriniz görülebilir. Onun dışında durumunuzu belirtmenize çok gerek yok bence. Ayrıca işe başladığınızı da yeni fark ettim. Hayırlı olsun, rabbim utandırmasın inşallah. 
  • Şimdi Popüler

×
×
  • Yeni Oluştur...