İçeriği gör
Aklima

bilgi İdari Davalar Konusunda Önemli Paylaşımlar

Önerilen Yorum

arkadaşlar Ohal komisyonu ret sonrası idari mahkemeye başvurdum dilekçemi gönderdim kurum dilekçeme istinaden bir savunma yaptı daha sonra ben savunmaya cevap olarak tekrar bir dilekçe yazdım kurum 07/12/2020 tarihinde ek beyan DİLEKÇESİ diye başvurduğum iDARİ MAHKEMEYE 107 sayfalık içinde benim bugüne kadar ki safha içerisindeki ohalden başlayıp gönderdiğim tüm dilekçe ve cevapları göndermiş benim  buna tekrar cevap yazmam gerekiyormu, süresi varmı yoksa idari mahkemenin cevabını mı beklemem gerekir bu konuda yapmam gereken bir işlem varmı şimdiden teşekkürler


701 KHK inc dvm ediyor sd kart

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Bahsettiğiniz 107 sayfalık döküman size tebliğ edildimi? Edilmediyse, cevap dilekçeniz sonrasında kurum tarafından gönderilen 107 sayfalık dökümanlarda cevap vermeniz gereken kısımlar olup olmadığını bilmediğinizi, dökümanların size tebliğ edilmesi sonrasında cevap, savunma, soru sorma haklarınızı kullanabileceğinizi bu nedenle ... tarihinde verdiğiniz cevap dilekçenize ek beyanlarda bulunma hakkınızı söz konusu 107 sayfalık döküman size tebliğ edilince yapacağınızı bu kapsamda 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunu kapsamındaki dilekçe, savunma ve cevap usulünün dışına çıkan idare nedeniyle mağdur olmamak, adil yargılanma hakkı ve silahların eşitliği ilkesi gereğince söz konusu 107 sayfalık dökümanın size tebliğ edilmesini, cevap hakkınızın saklı tutulmasını istediğinizi belirten bir dilekçe yazabilirsiniz.

Yada ... tarihli cevap dilekçeniz sonrasında uyap ta kurum tarafından gönderilen 107 sayfalık ek beyan olduğunu gördüğünüzü bu durumun 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunu kapsamındaki dilekçe, savunma ve cevap usulünün dışında olduğunu bu kapsamda UYAP ta gördüğünüz 107 sayfalık idareye ait ek beyana karşılık .... tarihli cevap dilekçenize ek beyanınızın olduğunu belirterek tebliği beklemeden dilekçe gönderebilirsiniz.

14. Avukatlık Ücreti Ödenmesi

İdare mahkemesine açılan davalarda ret alan bazı üyelerimiz kurum tarafından avukatlık ücretinin istendiğini ve ne yapmaları gerektiğini zaman zaman soruyorlar.

Bu konuda 13 üncü İdari Dava Dairesi verdiği bir kararda; avukatlık ücretinin dava giderleri arasında bulunduğunu bu kapsamda dava dilekçesinde adli yardım talebinde bulunulması durumunda karar kesinleşinceye kadar davacının hiç bir ödeme yapmak zorunda olmadığını bildirmiş ve idare mahkemesinin kararında geçen avukatlık masrafının ödenmesi ile ilgili kısmı değiştirmiş.

https://forum.khkhaber.com/topic/21827-i̇dari-davada-kurum-tarafından-avukatlık-ücretinin-ödenmesinin-i̇stenmesi/ sayfasında detaylı açıklama var.


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

@Muhreç Hakime dilekçemi göndersem kontrol edebilir misiniz?


677 KHK -RET--BANKA

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
nihatc, 18.04.2021 - 02:08 yazdı:

@Muhreç Hakime dilekçemi göndersem kontrol edebilir misiniz?

Mailimi mesaj olarak ilettim dilekcenizi gönderirseniz bakarim


İhrac idari yargı hakimi

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

İhraçtan iade olduktan sonra, toplu maaşlar haricinde, AYM norm denetimi yolu ile idareden maddi ve manevi tazminat alabilmek için tam yargı davası da açtım. İstediğim tazminat yüklü olunca, 20 bin TL ya yakın harç yatırmamı istiyor mahkeme. Yatırmazsam davayı 'açılmamış sayacak' mış. Avukatsız yürütmeye çalışıyorum işlerimi ama bu konuda intermette pek bilgi bulamadım.

1) Harcı ödemeden mahkemeyi açtırma yolu var mı? Veya, istenen harcın hepsini tek seferde ödemek zorunda mıyım? Çünkü, mahkeme sonunda geri alacak olsam ve mahkeme bir yıl sürse, bu yıl ki mevduat faizleri ile bile kayıp 4bin TL olur.

2) Yatırırsam eğer davayı kazanma veya kaybetme durumlarında bu harç ne oluyor? Bana, geri ödemesi oluyor mu?

Bilgisi ve tecrübesi olanlar cevap yazabilir mi?


672 KHK - EGM - Rütbeli - Aralık 2019'da TAKİPSİZLİK, Ocak 2020'de KABÜL kararı çıktı. Kodlama: 'Derece 1: E - Derece 2: E' . Anlamı: Hayatının Hiçbir Döneminde Fetö ile ilişkisi olmayan ve İşini İyi takip Eden' - EGM'ye atamam yapıldı. Şükür Kavuşturana.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Rıza Baba, 3 saat önce yazdı:

İhraçtan iade olduktan sonra, toplu maaşlar haricinde, AYM norm denetimi yolu ile idareden maddi ve manevi tazminat alabilmek için tam yargı davası da açtım. İstediğim tazminat yüklü olunca, 20 bin TL ya yakın harç yatırmamı istiyor mahkeme. Yatırmazsam davayı 'açılmamış sayacak' mış. Avukatsız yürütmeye çalışıyorum işlerimi ama bu konuda intermette pek bilgi bulamadım.

1) Harcı ödemeden mahkemeyi açtırma yolu var mı? Veya, istenen harcın hepsini tek seferde ödemek zorunda mıyım? Çünkü, mahkeme sonunda geri alacak olsam ve mahkeme bir yıl sürse, bu yıl ki mevduat faizleri ile bile kayıp 4bin TL olur.

2) Yatırırsam eğer davayı kazanma veya kaybetme durumlarında bu harç ne oluyor? Bana, geri ödemesi oluyor mu?

Bilgisi ve tecrübesi olanlar cevap yazabilir mi?

Sayın Rıza Baba,

20 bin TL ye yakın harç istendiğine göre yaklaşık bir milyon TL civarında bir isteğiniz var. Bunun ne kadarı maddi ne kadarı manevi bilemiyorum. Tahminim çoğunluğu manevi tazminat.

Maddi tazminat davasında başta tazminatı düşük tutup sonradan bilirkişi raporuna göre ıslah ederek arttırabilirsiniz.

Manevi tazminat davasındaysa böyle bir durum yok. Başta ne istediyseniz o rakam üzerinden dava görülür. Maddi tazminat davaları gibi belgeye, bilirkişiye, araştırmaya dayalı somut rakamların tespit edilebileceği bir dava olmayacaktır. Manevi tazminat miktarı, hakimin takdirindedir. Bu kısımda da sıkıntılı iki husus var. Özellikle iş kazası davalarında ortaya çıkar. Şöyle ki;

* İstenen manevi tazminat miktarı nedeniyle istenen harç yüksek çıkacağından dava açılırken sıkıntı olmaktadır.

* Asıl sıkıntıysa, davayı açtınız ancak hakim sizin istediğinizin altında bir rakama hükmettiğinde çıkıyor. Siz bir milyon istediniz ancak hakim yüz bin lira verdi. Geride dokuzyüz binlira var. Davayı kazanmanıza rağmen karşı taraf avukatına bu dokuzyüz bin lira üzerinden karşı vekalet ücreti ödemek durumunda kalabilirsiniz. Buda dişe dokunur bir rakama denk gelir.

Bu nedenle özellikle manevi tazminat davası konusunda hukuksal bir yardım almadan, iyi araştırmadan hareket etmeyiniz.

En kötü ihtimalle iş kazaları konusundaki manevi tazminat davalarını inceleyiniz.

https://www.aysedenizoral.av.tr/manevi-tazminat-samsun-avukat/#:~:text=Manevi tazminat davalarında ise talep,rakamı ıslah edip sonradan yükseltemezsiniz. sayfasındaki paylaşımı okumanızı tavsiye ederim. Sona doğru olan "Karşı vekalet ücreti  ne şekilde hesaplanır?" başlığına dikkat ediniz.

  • Beğeni 1
  • Teşekkür 1

689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Aklima, 22 saat önce yazdı:

Sayın Rıza Baba,

20 bin TL ye yakın harç istendiğine göre yaklaşık bir milyon TL civarında bir isteğiniz var. Bunun ne kadarı maddi ne kadarı manevi bilemiyorum. Tahminim çoğunluğu manevi tazminat.

Maddi tazminat davasında başta tazminatı düşük tutup sonradan bilirkişi raporuna göre ıslah ederek arttırabilirsiniz.

Manevi tazminat davasındaysa böyle bir durum yok. Başta ne istediyseniz o rakam üzerinden dava görülür. Maddi tazminat davaları gibi belgeye, bilirkişiye, araştırmaya dayalı somut rakamların tespit edilebileceği bir dava olmayacaktır. Manevi tazminat miktarı, hakimin takdirindedir. Bu kısımda da sıkıntılı iki husus var. Özellikle iş kazası davalarında ortaya çıkar. Şöyle ki;

* İstenen manevi tazminat miktarı nedeniyle istenen harç yüksek çıkacağından dava açılırken sıkıntı olmaktadır.

* Asıl sıkıntıysa, davayı açtınız ancak hakim sizin istediğinizin altında bir rakama hükmettiğinde çıkıyor. Siz bir milyon istediniz ancak hakim yüz bin lira verdi. Geride dokuzyüz binlira var. Davayı kazanmanıza rağmen karşı taraf avukatına bu dokuzyüz bin lira üzerinden karşı vekalet ücreti ödemek durumunda kalabilirsiniz. Buda dişe dokunur bir rakama denk gelir.

Bu nedenle özellikle manevi tazminat davası konusunda hukuksal bir yardım almadan, iyi araştırmadan hareket etmeyiniz.

En kötü ihtimalle iş kazaları konusundaki manevi tazminat davalarını inceleyiniz.

https://www.aysedenizoral.av.tr/manevi-tazminat-samsun-avukat/#:~:text=Manevi tazminat davalarında ise talep,rakamı ıslah edip sonradan yükseltemezsiniz. sayfasındaki paylaşımı okumanızı tavsiye ederim. Sona doğru olan "Karşı vekalet ücreti  ne şekilde hesaplanır?" başlığına dikkat ediniz.

Cevabınız için teşekkürler.

Aslında, 4 yıl boyunca KHK ile memuriyetten uzaklaştırılmak ve ilave tedbirlere maruz bırakılmanın maddi ve manevi tazminatının 1 milyon TL ile bile bedellenebilmesi bence mümkün değil. Yani, ben aslında, hak nazarında olması gerekeni talep ettim ancak sizin de vurguladığınız gibi işin bir de olur yanı var. Bu miktarı talep ederken verilmeyeceğini bile bile ve olması gerekeni yapmak adına hareket ettim. Fakat bu harç miktarı ile dava hükmünün en iyi ihtimalle kısmen kabül ve kısmen ret olacağı nedeniyle sonrasındaki red miktarı kaynaklı yüksek avukatlık ücretinin benden götüreceklerini hesaba katamadım. Tecrübesizlik işte.

Bu durumda, idare mahkemesi bana harcın yatırılması hususunda ikinci bir yazıyı göndermiş ve son 30 günlük süreyi tanımış olduğu için, .bu aşamada ne yapabilirim? Yeni bir dilekçe verip tazminat miktarını olması gerekenden verilecek olan miktara çekmem mümkün müdür?


672 KHK - EGM - Rütbeli - Aralık 2019'da TAKİPSİZLİK, Ocak 2020'de KABÜL kararı çıktı. Kodlama: 'Derece 1: E - Derece 2: E' . Anlamı: Hayatının Hiçbir Döneminde Fetö ile ilişkisi olmayan ve İşini İyi takip Eden' - EGM'ye atamam yapıldı. Şükür Kavuşturana.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Rıza Baba, 4 saat önce yazdı:

Cevabınız için teşekkürler.

Aslında, 4 yıl boyunca KHK ile memuriyetten uzaklaştırılmak ve ilave tedbirlere maruz bırakılmanın maddi ve manevi tazminatının 1 milyon TL ile bile bedellenebilmesi bence mümkün değil. Yani, ben aslında, hak nazarında olması gerekeni talep ettim ancak sizin de vurguladığınız gibi işin bir de olur yanı var. Bu miktarı talep ederken verilmeyeceğini bile bile ve olması gerekeni yapmak adına hareket ettim. Fakat bu harç miktarı ile dava hükmünün en iyi ihtimalle kısmen kabül ve kısmen ret olacağı nedeniyle sonrasındaki red miktarı kaynaklı yüksek avukatlık ücretinin benden götüreceklerini hesaba katamadım. Tecrübesizlik işte.

Bu durumda, idare mahkemesi bana harcın yatırılması hususunda ikinci bir yazıyı göndermiş ve son 30 günlük süreyi tanımış olduğu için, .bu aşamada ne yapabilirim? Yeni bir dilekçe verip tazminat miktarını olması gerekenden verilecek olan miktara çekmem mümkün müdür?

Sayın Rıza Baba,

Bildiğim kadarıyla tazminat miktarı arttırılabilir ancak azaltılamaz. "ıslah" adında bir müessese var ancak tazminatın azaltılmasından ziyade genel olarak arttırılması için kullanılır. Tazminat davaları genel olarak küçük miktar 10tl gibi rakamlarla açılıp sonradan ortaya çıkan tespitlere bağlı olarak "ıslah" müessesi kullanılarak arttırılır. Burada ki genel amaçta karşı taraf avukat vekalet ücreti çıkmasının önüne geçmektir.

Sizin durumunuzda harcı yatırdığınız anda bir milyonluk dava başlamış olur. Sonuçta sizin istediğiniz rakam eksi manevi tazminat olarak hükmedilen rakam çarpı %12 (şeklinde hatırlıyorum) eşittir yaklaşık 108 bin lira gibi bir karşı taraf avukatlık vekalet ücreti ödemek zorunda kalırsınız. Yatırdığınız 20 bin liralık harcın iadeside tazminat talebinizin kabul edildiği oranda size iade edilir.

Harcı yatırmaz yada feragat dilekçesi verirsenizde aynı konuda ikinci bir dava açabilirmisiniz kısmı akla geliyor. Şöyle ki; dava dilekçeniz karşı tarafa gitmediyse açarsınız, ancak dava dilekçeniz karşı tarafa gittiyse açacağınız ikinci davada karşı taraf vaz geçtiğiniz bu davayı öne sürebilir. Öne sürmesi neyi değiştirir diyeceksiniz. Burada tecrübe ve yaşanmışlık devreye giriyor. Olay mevzuatı aşıp her zaman söylediğim bir söze dayanıyor. "Hukuk laf cambazlığıdır." Bu aşamada tecrübem yok. Yanlış bilgi vermek istemem. Sayın "Muhreç Hakime" rumuzlu üyemize sormanızı tavsiye ederim. Ama illa ki iyi araştırınız. Ben hukukçu tanıdıklarıma sordum, tecrübe ettikleri bir konu olmadığını ve araştıracaklarını belirttiler. Geri dönüş olduğu anda paylaşırım.


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Tam Yargı Davalarında idare lehine nisbi değil de maktu avukat ücreti ödenmesine dair hüküm verilebileceğine dair DANIŞTAY varmış. Ama bunu benim davamla ilgili tam yorumlayamamış olabilirim. Bir de siz yorumlayabilir misiniz?

 

 

 

T.C.

DANIŞTAY
15. DAİRE BAŞKANLIĞI
ESAS NO. 2016/4542
KARAR NO. 2017/2891
KARAR TARİHİ. 23.5.2017

>TAM YARGI DAVASININ REDDİNDE, İDARE LEHİNE NİSPİ DEĞİL MAKTU VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLİR.

İstemin Özeti : Mardin İdare Mahkemesi'nin 18/12/2015 tarih ve E:2013/948; K:2015/3258 Sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti :Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Düşüncesi : Mahkeme kararının, vekalet ücreti yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, davacıların murisi ..........kullandığı 06 DA 7840 plakalı aracın Akça Köyü'nden Viranşehir-Kızıltepe yoluna çıkmak istediği sırada 47 ...... plakalı aracın çarpması sonucunda meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonucunda vefat etmesiyle neticelenen olayda yolun sağında (Yol Ver) levhasının bulunmadığı, bunun da idarenin kusurluluğuna yol açtığından bahisle, davacılar adına maddi ve manevi tazminat talebiyle toplam 150.000-TL'nin davalı idareden tazmini istemiyle açılmıştır.

Mardin İdare Mahkemesince, Adli Tıp Kurumu'nun 26/10/2015 tarihli raporunda belirtilen ve davacılar murisinin vefatı ile sonuçlanan 20/10/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasının tamamen davacılar murisinin tali yol konumundaki köy yolundan gelerek kontrolsüzce kavşağa giriş yaptığı ve ana yol konumundaki devlet karayolunu takiben gelip kavşağa düz geçiş yapmak üzere giriş yaparak kendi kullandığı aracın sevk ve idaresindeki kusurundan kaynaklandığı ve davacılar murisine %100 oranında kusur atfedildiği gözetilerek, idarenin hizmetin kurulumu ve işletimi sırasında kusurlu hareket ettiği ve davacının zararının idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığından bahsetmeye olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararda, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan toplam 11.550,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye ödenmesine de hükmedilmiştir.

Davacılar, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek bozulmasını talep etmektedirler.

İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyiz incelemesi sonucu bozulmaları, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinde yer alan sebeplerden birisinin varlığı halinde mümkündür.

Temyiz istemine konu Mahkeme kararının davanın reddine yönelik kısmında 2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.

Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, davalı idare lehine vekalet ücreti ödenmesi ile ilgili kısmına gelince, bu hususun, davanın açıldığı tarihteki hukuksal düzen, davacıların içinde bulundukları maddi koşullar ve adil yargılanma ilkesi çerçevesinde irdelenmesi gerekmektedir.

İdari eylemlerden doğan zararın miktarı olayın meydana geldiği anda tam olarak bilinmeyebilir. Uyuşmazlığın çıktığı tarihte 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası, tam yargı davalarında fazlaya dair hakkın saklı tutulmasına veya Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunundaki gibi bir ıslah müessesine yer vermemiştir. Bu nedenle, davacılar hak kaybına uğramamak için açtıkları tam yargı davalarında çoğunlukla müddeabihi yüksek tutmaktadırlar. Bu davada da aynı durum söz konusudur.

Avukatlık Kanununun 168. maddesinin 3. fıkrasında, avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı hükmü yer almaktadır.

Avukatlık Asgari Ücret Tarifelerine göre, maddi ve manevi tazminat istemleri hakkında verilecek kararlarda vekalet ücretleri ayrı ayrı hesaplanacaktır.

Bu hukuksal durum ve müddeabihin yüksek tutulmasına neden olan usule dair engel bir arada ele alındığında, davalı idareye karşı açılan davanın kısmen veya tamamen reddi halinde, davayı açarken böyle bir ihtimali öngörmesi mümkün olmayan davacı yanın ödemek zorunda kalacağı vekalet ücretinin, mahkemeye erişim hakkına engel olabilecek derecede ölçüsüz bir miktara ulaşmamış olması gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen hukuki ve maddi veriler karşısında, Mahkeme kararındaki, davalı İdare lehine vekalet ücretine hükmedilmesiyle ilgili kısmın “adil yargılanma” ilkesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmektedir.

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin “adil yargılanma hakkı” ile ilgili 6. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

“Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.”

Adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriği açık olarak belirtilmemiştir. Ancak somut olayın koşullarının bu hak karşısındaki durumunun değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anayasa'nın 36. maddesinde, hak arama özgürlüğü için herhangi bir sınırlama nedeni öngörülmemiş olmakla birlikte, bunun hiçbir şekilde sınırlandırılması mümkün olmayan mutlak bir hak olduğu söylenemez. Özel sınırlama nedeni öngörülmemiş hakların da hakkın doğasından kaynaklanan bazı sınırlarının bulunduğu kabul edilmektedir. Ayrıca hakkı düzenleyen maddede herhangi bir sınırlama nedenine yer verilmemiş olsa da, Anayasanın başka maddelerinde yer alan kurallara dayanarak bu hakların sınırlandırılması da mümkün olabilir. Dava açma hakkının kapsamına ve kullanım koşullarına dair bir kısım düzenlemelerin hak arama özgürlüğünün doğasından kaynaklanan sınırları ortaya koyan ve hakkın norm alanını belirleyen kurallar olduğu açıktır. Ancak bu sınırlamalar Anayasa'nın 13. maddesinde yer alan güvencelere aykırı olamaz (AYM, 01.11.2012 tarih, E.2010/83, K.2012/169 Sayılı karar).

AİHM de mahkemeye erişim hakkının dayanağı olan Sözleşme'nin 6. maddesinde adil yargılanma hakkın sınırlandırılması rejimi düzenlenmemiş olmasına rağmen, bunun hiçbir surette mahkemeye erişim hakkının sınırlandırılamayacağı anlamını taşımadığını, hakkın niteliği gereği, mahkemeye erişim konusunda devletin birtakım sınırlama ve düzenlemeler yapmasının kaçınılmaz olduğunu kabul etmektedir. Ancak, bu sınırlamaların hakkın özüne zarar vermeyecek nitelikte, meşru bir amaca dayalı ve kullanılan aracın sınırlama amacı ile orantılı olması, kamu yararının gerekleri ile bireyin hakları arasında kurulmaya çalışılan adil dengeyi bozacak şekilde birey aleyhine katlanılması zor külfetler yüklenmemiş olması gerekir (Ashingdane/Birleşik Krallık, B. No: 8225/78, 28.05.1985, § 57).

Anayasa'nın 13. maddesi, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceğini, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağını düzenlemektedir.

Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden davacı aleyhine toplam 11.550,00-TL. nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de aynı şekilde, mahkemeye erişim hakkına getirilen bir sınırlama olarak değerlendirilmelidir. Bu sınırlamanın yasal dayanağı bulunmaktadır ve meşrudur. Ancak bu miktarın ölçülü olup olmadığının değerlendirilmesi de gerekmektedir. Bu değerlendirme de yukarda belirtildiği gibi, hukuki ve maddi veriler gözönünde tutularak yapılmalıdır.

Yukarıda açıklandığı gibi, davanın açıldığı tarihte 2577 Sayılı Yasada tam yargı davalarında fazlaya dair hakkın saklı tutulmasına veya müddeabihin dava açıldıktan sonra artırılmasına olanak sağlayan “ıslah” müessesine yer verilmemişti.

11/4/2013 tarih ve 6459 Sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 4. maddesiyle, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına; “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına dair dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi eklenmiştir.

Yine, aynı Kanunun 5. maddesiyle, 2577 Sayılı Yasaya Geçici 7. madde olarak; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” hükmü eklenmiştir.

Bu değişikliğin davacıların açtığı davanın koşulları açısından bir yararı bulunmamaktadır. Çünkü dava reddedilmiştir. Avukatlık Kanunun 168. maddesi uyarınca da temyiz istemine konu kararla davalı idare temsilcisi için 11.550,00-TL. nisbi vekalet ücreti ödenmesi hüküm altına alınmıştır. Bu sonuç, vekalet ücreti yönünden mahkemeye erişim hakkına getirilen ölçüsüz bir sınırlama oluşturmaktadır. Bu sebeple de Anayasa'nın 36. ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin 6. maddesine aykırılık oluşturmaktadır.

Durum böyle olunca, talep edilen maddi tazminatın reddedilen bölümüne dair olarak maktu olmak kaydıyla hesap yapılarak davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmelidir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Mardin İdare Mahkemesi'nin 18/12/2015 tarih ve E:2013/948; K:2015/3258 Sayılı kararının maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddi yolunda verilen kararının bu kısmının ONANMASINA, davacının temyiz isteminin kısmen kabulüyle Mahkeme kararının davacı tarafından talep edilen maddi tazminat değeri üzerinden hükmedilen nispi avukatlık ücretine dair kısmının BOZULMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 Sayılı Kanun'un 18.06.2014 gün ve 6545 Sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 


672 KHK - EGM - Rütbeli - Aralık 2019'da TAKİPSİZLİK, Ocak 2020'de KABÜL kararı çıktı. Kodlama: 'Derece 1: E - Derece 2: E' . Anlamı: Hayatının Hiçbir Döneminde Fetö ile ilişkisi olmayan ve İşini İyi takip Eden' - EGM'ye atamam yapıldı. Şükür Kavuşturana.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

@Rıza Baba Tazminat istemleri ile ilgili olarak manevi tazminat açısından nispi harç alınmıyor. Ancak maddi tazminat nispi harca tabi. Ayrıca maddi tazminat olarak belirttiğiniz miktar için özellikle maddi kaybiniza ilişkin tüm bilgi ve belgeleri istiyorlar. Fikrim maddi tazminatı daha cüzi olarak belirlemek ilk etapta sonrasında islahla artırmak. Şu an ki şartlara bakılırsa lehe çıkma ihtimalinin düşük olduğunu da hesaba katmak gerekiyor.   Davayı kazanırsanız ödediğiniz yargılama giderlerini geri alırsınız.

Diğer konu harcın tamamlatilmasi için 30 gün süre verilmiş size eğer bu 30 gün içerisinde harcı tamamlamazsaniz dava açılmamış sayılacak bu karar size tebliğ edilecek üst merciye götürülmezse kesinleşecek bu karar kesinleştikten sonra yeni bir dava açabilirsiniz. Bana kalırsa harcı tamamlamayin açılmamış satılsın tabi burda vekalet ucreti çıkip çıkmayacagi da önemli idare savunma göndermiş miydi davada

Rıza Baba, 22 saat önce yazdı:

 

 


İhrac idari yargı hakimi

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • Emeklilik yaş haddini dolduran  KHKlıların durumu ne olacak? Herkese hayırlı akşamlar, Bundan 15 gün kadar önce  “ Yaş Haddini dolduranların durumu ?”       başlığıyla aşağıdaki içeriği iletmiştim. Gönderdiğim içerikle ilgili herhangi bir yorum, bir cevap olarak herhangi bir şey göremediğim için  bir kez daha buraya bırakmak istedim. Umarım çok alakasız bir konu değildir.  Kendimle alakalı birkaç hususu aşağıda kısaca ifade etmek istiyorum: 672-MEB.                                                                                                           Durumum: Adli işlem yok (Emniyette alınan bir ifadeden sonra hakkımda savcılığın  verdiği KYOK kararı var). En son Aralık 2022 de yaptığım BİMe istinaf başvurum 16 aydır beklemede, herhangi bir hareket yok. OHAL Komisyonunda 27 ay, yine İdare mahkemesinde 28 aydan fazla bekletilerek RET kararları verildiği için ve on altı aydır istinaf dilekçem BİM de hareketsiz bekletildiği için bu zamanlara kaldık.                                                                                                                                                                                                                                                                                     Kriterler: Sendika -Dernek-Medya-Kimse Yokmu.. 2017 Mart ayından bu yana emekliyim. Fakat emekli ikramiyesi alamadım, Emekli  Sandığı hizmetim 25 yıldan 3 ay eksik olduğu için. (9 yıla yakın SSK lı olarak özel okullarda öğretmenliğim oldu.) İki yıl önce oğlumu evlendirdim. İki aylık bir kız torunum var. Hayatıma yaşama sevinci katan, beni  mutlu eden bir vetire, bir gelişme olduğu için torunum olduğundan sözetme ihtiyacı hissettim . Çok şükür Emekli maaşım eşimle beraber geçinip gitmeye yetiyor şu an.. Fakat yaşım ilerledi. Emeklilik YAŞ HADDİM DOLDU. Yani farz-ı muhal İade olsam bile çalışmam yasal olarak mümkün olmayacak, iadenin benim için fazla bir anlamı olmayacak gibi. Bölge  İdare  Mahkemesinin değerlendirmesinin RET olması durumunda, Danıştayın olumlu veya olumsuz kararlarını, sürecin olumsuz devam etmesi durumunda AYM başvuru safhasını beklemekten başka yapabileceğimiz yada yapmamız gereken  bir şeyler var mıdır bu safhada diye (Tabii ki bütün bu aşamaları tamamlamaya yetecek bir ömrü Allah lutfederse ) sorular sormak isterim cevap verebilecek veya yorum yapabilecek olan  arkadaşlara..  (AİHM’nin Yüksel Yalçınkaya kararından sonra EK BAŞVURU yapmamın bana bir getirisi olabilir mi diye sormaya gerek bile duymadım-Çünkü bir yararı olmaz diye düşünüyorum.)                                                                                                             Yoksa biteceğe benzemeyen bu sıkıntılı süreçleri, davalarımızı; çocuklarımıza, torunlarımıza negatif anlamlar yüklü bir miras olarak bırakmak, devretmek zorunda mı kalacağız..? Ya da biz bu dünyadan göçünce bu davalar, bu mahkemeler ve süreçler bizimle beraber kapanacak mı? Şu an için hiçbir öngörüde bulunamıyorum. Siz ne dersiniz? Ya da diyecek sözü olanlar var mıdır arkadaşlar arasında? Forumu düzenli olarak takip edemesem de Foruma ellerinden geldiğince, değerli yorumlarıyla, görüşleriyle, bilgileriyle, tecrübeleriyle katkı veren, rehberlik yapan, yardımcı olmaya çalışan çok güzel gönüllü arkadaşlar olduğunu biliyorum. Hepsine, hepinize çok teşekkürler ediyorum, yüreklerine sağlık diyorum. Avukatım olmadığından başvuru süreçlerinde dilekçelerimi hazırlarken bu arkadaşların katkı ve önerilerinden yararlandığımı ve özellikle bu arkadaşlara teşekkür borçlu olduğumu burada belirtmek isterim. Bu sıkıntılı sürecin hepimiz için herkes için en kısa sürede bitmesini gönülden diliyorum ve istiyorum.  Allah hepimizin yardımcısı olsun.      17/04/2024 
    • @werwer17 @geçer elbet... Öncelikle zaman ayırıp cevap veren siz değerli arkadaşlara teşekkürler. Maalesef sindirilmişçesine ve bu ülkede yaşama hakkımız yokmuş gibi bir muamele ile karşılaştığımızdan dolayı bu tip sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Pazartesi mülakata gittim ve KHK' lı olduğumu söylediğimde karşımdaki insan başını öne eğip "hımm" yaptı ama pek oralı olmadı ve ayrıntıda sormadı. Bugün ise katılış yaptım. Katılışımı yapan personel "önceden 4c kaydınız varmış son çalıştığınız yer size sigorta kaydı yapmadı mı" diye sordu. Bende "sigorta yapmadığı için işyerinden kaçarcasına ayrıldım" dedim. Başka da birşey sormadı. Bugün e-devlet' ten kontrol ettiğimde 4a girişimi gördüm. Dediğiniz gibi kimi umursuyor, kimisi içinde hiç önemli değil. Sorulmadığı sürecede söylemeyede gerek duymuyorum.İleride de sorun olacağını düşünmüyorum. İhraç edileli 7 yıl + 3.5 ay oldu. 2023 seçimlerinden çok umutluydum ama maalesef beklediğim gibi olmadı. Birşeyler yapıp sigortalı bir işe girmek için bazı nedenler ve bekletilerden dolayı çok geç oldu ama bir yerden başlamak lazımdı. Hayırlısı böyleymiş demek. Allah hepimizin sonunu hayır eylesin ve çalınmış hayatlarımızı geri almayı nasip etsin inşallah.
    • @The Oracle hocam işveren geçmiş çalışma bilgilerinize ulaşamıyor merak etmeyin siz soylemedikce onlar tespit edemez. Ben de bazı yerlerde söyledim bazı yerlerde söylemedim. Söylediğim yerlerde sıkıntı yapmadi. Özel sektörde işveren işine bakar. Zaten artik herkesin çevresinde illaki tanıdığı bir KHK li tanıdığı ya da yakını var.  
    • @The Oracle hocam öncelikle merhabalar; Benim ilk  SGK 4/A kaydım devlete oldukça çok miktarda borcu olan bir özel kurum tarafından yapıldı. İlk sigorta kaydım 1 temmuz 2019 da yapılmış dün baktım. Toplamda 3 kurumda SGK kaydım var.Durumu 1 i önceden biliyordu. Diğer 2 sine zamanla ben söyledim. Açıkçası yapılan işten memnun olunca işverenler/ IK / Muhasebe departmanı bu konuyu çok önemsemiyor. Hatta birisine gittim özellikle sordum öyle bir KHK ile kodlama çıkmıyor demişti. Ben SGK konusunda zorlukla karşılaşmadım. KHK lı olduğunuzu söylemenize gerek yok. Sigorta bildirimi yaparken çıkacağını zannetmiyorum çünkü sizde 4/A hanesi boş. ( Daha önceden özel sektörde çalışmadıysanız boş olmalı ) 4/C ye de onlar erişemeyeceğine göre içiniz rahat olsun.
    • Değerli arkadaşlar öncelikle hepinize iyi günler. Daha önceden bilgi edinmek istediğim bu konu hakkında farklı meslek gruplarını ilgilendiren sorular sorulduğunu ve forumda birçok cevap verildiğini biliyorum ama acaba son durum nedir diye tekrar sormak istedim. İhraç edildiğim Ocak 2017' den itibaren çalışıyorum ama SGK kaydım yok ve maalesef işyeride kayıt yapmaya yanaşmıyor. Bunun böye devam edemeyeceğine geçte olsa karar verdim ve sigorta kaydı olacak şekilde iş aramaya başladım. Bazı işyerlerine görüşme için gittiğimde KHK' lı olduğumu söylemedim. Söylesem muhtemelen baştan reddecekler. Herhangi bir işyerine KHK' lı olduğumu söylemeden girsem acaba sigorta bildirimi veya kaydı yaparken bu bilgiler gözüküyor mu? Net bir bilgisi olan varsa cevap verebilirse sevinirim. İş yerine girersem tabiri caizse sonradan papaz olma ihtimalimiz var. :(( Maalesef toplum hala bu konuda bilgisiz ve duyarsız.
  • Şimdi Popüler

×
×
  • Yeni Oluştur...