İçeriği gör
Aklima

emsal karar Kocaeli̇ 4. Ağir Ceza Mahkemesi̇, 2018/386 Esas, 2018/518 Karar, Bank Asya, Tepe Yöneticileriyle i̇letişim

Önerilen Yorum

                    T.C.

              KOCAELİ

4. AĞIR CEZA MAHKEMESİ                                                    BERAAT

DOSYA NO                                         : 2018/386 Esas

KARAR NO                                       : 2018/518

C.SAVCILIĞI ESAS NO                  : 2018/6645

GEREKÇELİ KARAR

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN                                            : ....

ÜYE                                                    : ....

ÜYE                                                    : ....

C. SAVCISI                                        : ....

KATİP                                                : ....

 

DAVACI                                              : K.H.

SANIK                                                : 

MÜDAFİ                                            :

SUÇ                                                     : Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme

SUÇ TARİHİ                                     : 15/11/2017

SUÇ YERİ                                          : KOCAELİ

KARAR TARİHİ                              : 22/11/2018

Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan duruşma sonunda:

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

İDDİA: Kocaeli C.Başsavcılığının 09/08/2018 tarih ve 2017/21161 soruşturma, 2018/6645 esas, 2018/1898 iddianame nolu iddianamesi ile sanık hakkındaki soruşturmaya, Kocaeli Valiliği Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün 20/10/2016 tarih ve 39879274-640-13391 sayılı yazıları uyarınca başlatıldığı, buna göre sanığın mezkur Müdürlük bünyesinde memur olarak görev yaparken, FETÖ/PDY örgütü ile ilgili eylemlerin içerisinde olabileceğinden görevden uzaklaştırıldığının belirtildiğinin anlaşıldığı,

Bunun üzerine sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantıları araştırılmaya başlandığı,

24/03/2017 tarihli hesap hareketlerini inceleme tutanağından anlaşılacağı üzere,örgüt elebaşı tarafından 2014 yılı içerisinde yapılan ve kamuoyunca da bilinen, örgütün finansal kolunda faaliyet gösteren Asya Katılım Bankası A.Ş'ye destek olunmasına yönelik çağrısı sonrasında, sanığın Bankada bulunan hesabına 14/07/2014 tarihinde 9.770,00 TL para yatırdığının tespit edildiği,

15/11/2017 tarihli veri analizi tutanağından anlaşılacağı üzere, sanığın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/37666 soruşturma sayılı dosyasında şüpheli olarak bulunan ve örgütün 72 tepe yöneticisi arasında bulunduğu anlaşılan Cemil KOCA ve Hüseyin SARUHAN isimli şahıslarla 2007-2008 yıllarında toplamda on bir defa iletişime geçtiğinin tespit edildiği,

Sanık15/11/2017 tarihinde alınan savunmasında, ablasının altınlarını kendisine bıraktığını, parayı değerlendirmesi amacıyla Bank Asya'da hesap açarak 9.000,00 TL'yi Bankaya yatırdığını, bu parayla ticaret yaptığını akabinde kazancıyla birlikte 10.000,00 civarında bir parayı tekrar bu Bankaya yatırdığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirttiği,

Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 2017/2259 esas, 2017/5451 karar sayılı ilamında; örgüt liderinin 15.01.2014 tarihli Bank Asya'yı kurtarmaya yönelik çağrısından sonraki süreçte Bank Asya'daki hesap hareketliliği silahlı terör örgütüne üye olma suçuna esas teşkil edecek deliller arasında zikredildiği,

Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 2017/1864 karar, 2017/5865 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere;

" Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneteticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.)

Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır. (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf.280)

Suç örgütünün tanımlanıp yaptırıma bağlandığı 5237 sayılı TCK’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında yardım fiiline yer verilmiştir. “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, örgüt üyesi olarak” cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı, gerekçesinde; “örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgütün amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi, örgüt üyesi olarak kabul edilerek cezalandırılır.” şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCK’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiştir.

Yardım fiilini işleyen failin örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmaması, yardımda bulunduğu örgütün TCK’nın 314. maddesi kapsamında silahlı terör örgütü olduğunu bilmesi, yardımın örgütün amacına hizmet eder nitelikte bulunması yardım ettiği kişinin örgüt yöneticisi ya da üyesi olması gereklidir. Yardımdan fiilen yararlanmak zorunlu değildir. Örgütün istifadesine sunulmuş olması ve üzerinde tasarruf imkanının bulunması suçun tamamlanması için yeterlidir.

Yardım fiilleri örgüte silah sağlama ve terörün finansmanı dışında tahdidi olarak sayılmamıştır. Her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemler yardım kapsamında görülebilir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 11.11.1991 tarih, Esas 9-242, Karar 305).  Yardım teşkil eden hareketin başlı başına suç teşkil etmesi gerekmez. Yardım bir kez olabileceği gibi birden çok şekilde de gerçekleşebilir. Ancak yardım teşkil eden faaliyetlerde devamlılık, çeşitlik veya yoğunluk var ise örgüt üyesi olarak kabul edilebilecektir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Dairemizin 2015/3 E.sy . kararında anlatılan venihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında; örgütün kurucusu, yöneticileri ve örgüt hiyerarşisinde üçüncü veya daha yukarı katlarda yer alan mensuplarının zaman sınırlaması olmaksızın nihai amacından haberdar oldukları yönünden kuşku bulunmamakta ise de bir ve ikinci katmanlarda yer alanlar açısından; Devlete sızan mensupları vasıtasıyla kişi ve kurumlara yönelik örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başlanması, bu yapının kamuoyu veya medya tarafından tartışılır hale gelmesi üst düzey hükümet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda “paralel yapı” veya “terör örgütü” olduğuna ilişkin tespitler yapılması ve Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı şekilde değerlendirilmesi karşısında bu tarihten önceki faaliyetlerin örgütsel olduğunun mahkemece ispat edilmesinin gerekli olduğu gözetildiğinde; Devlet okulunda öğretmen olarak görev yapan, ByLock iletişim sistemini kullanmayan ancak05.09.2014 tarihinde örgüt lideri talimatı doğrultusunda Bank Asya’ya para yatırmak, örgüt liderini öven şiir ve mektupları bulundurmak, örgütle irtibatta olduğu için kapatılmasına karar verilen sendika üyeliği faaliyetlerinin, silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu gösterir biçimde çeşitlilik, devamlılıkve yoğunluluk içermemesi karşısında örgüt üyesi olarak kabul edilmesine yasal olanak bulunmadığı, konusu suç oluşturmayan ancak örgüt liderinin talimatı doğrultusunda amaca hizmet eden faaliyetlerin yardım suçunu oluşturacağı" na işaret olunduğu anlaşılmaktadır.

Tüm dosya kapsamı ve delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, sanığınFETÖ/PDY silahlı terör örgütü hiyerarşisi içerisinde faaliyet gösterdiğine ilişkin kamu davası açmaya yeterli ve elverişli delil elde edilemese de,

Yukarıda bahsedilen deliller ve Yargıtay ilamı ışığında, sanığın örgüt liderinin kamuoyunca bilinen eylem çağrısı sonrasında örgütün finans kolunda faaliyet gösteren Bank Asya A.Ş'de bulunan hesabına yüklü miktarda para yatırması, örgütün iki tepe yöneticisiyle 2007-2008 yıllarında irtibat kurduğunun tespit edilmesi karşısında, sanığın üzerine atılı eylemin silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte, silahlı terör örgütüne bilerek yardım etme suçu kapsamında kaldığının değerlendirildiğinden bahisle sanığın eylemine uyan TCK nun 220/7 maddesi yollamasıyla 314/2, 3713 sayılı yasanın 5/1, TCK nun 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile mahkememize kamu davası açılmıştır.

C.SAVCISI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA:Yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre; sanığın silahlı fetö terör örgütü liderinin talimatı ile bank asya kurumunda para yatırma işlemini yaptığını bilerek terör örgütüne yardım ettiğinden bahisle kamu davası açılmış ise de; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediğinden isnat edilen suçtan beraatine karar verilmesi mütalaasında bulunmuştur.

SAVUNMA:

Sanık .........mahkememizdeki savunmasında:" Ben atılı suçlamayı kabul etmiyorum, benim hayatım boyunca terör örgütü ya da herhangi bir örgütle ilişkim olmamışıtır, yapı olarak bu şekilde cemaat ve benzeri yapılanlamalara da karşı bir insanım, böyle bir iddia ile karşı karşıya kalmam ve çalıştığım kurum tarafından açığa alınmam kişisel ve ailevi olarak mağduriyetime sebep olmuştur, benim bank asyadaki hesabım yeni bir hesap değildir bu hesap açılıdğı zamandan beri gerek altın hesabı olarak gerekse birikimlerimi değerlendirmek üzere aktif olarak kullanmaktayım, ben bu banka ile ilgili olarak örgüt liderinin para yatırma talimatı olduğunu hakkımdaki soruşturma sürecinden az bir zaman önce öğrendim. İddianamede belirtilen 9700 TL tutarındaki para ablamın bana vermiş olduğu altınların karşılığıdır. Ben bu altınları aldıktan bir süre sonra bank asyadaki hesabıma yatırdım, zaman zaman birikimlerimi değerlendirmek amacıyla memleketim Şanlıurfa olduğundan paramı fıstık ticaretinde değerlendiririm zaman zaman arkadaşlarımla bu maksatla değerlendirmek amacıyla bana verirlerdi. Bu şekilde hasat zamanı antep fıstığı alım satımı için paramızı değerlendirirdik sonrasında bu paramı yine birikim amaçıyla bankaya yatırdığım olmuştur, benim hesaptaki para hareketlerim rutin niteliktedir. Suçlamaları kabul etmiyorum, dedi"şeklinde savunmada bulunmuştur.

DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Sanık ........ hakkında Bankasya hesap hareketleri esas alınarak FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Bilerek İsteyerek Yardım Etme suçunu işlediğinden bahisle TCK'nun 220/7, 314/2, 53, 63, 3713 sayılı yasa 5/1. Maddeleri uyarınca cezalandırılması amacıyla mahkememize kamu davası açılmış, Yapılan yargılama çerçevesinde dosyaya Banklasya hesap hareketlerine dair Bilirkişi Raporu ile sanığın genel mali durumunu gösterir MASAK Raporunun girdiği görülmekle;

Sanığın 25.12.2013 tarihindeki örgüt liderinin çağrısından önce de Bankasya hesabının mevcut olduğu ve hesabına para girişleri yaptığı, katılım hesabı açtığı, hurda altın alım işlemleri gerçekleştirdiği görülmüş, 2014 yılı içerisinde ise hesaplarında artış olmakla birlikte yapılan bankacılık işlemlerinin türü, işlem hacmi ve sıklığı bir önceki yılla kıyaslandığında benzer olduğu görülmüş, somut olarak ifade etmek gerekirse örgüt liderinin "Bankasyaya para yatırın" şeklindeki talimatı öncesinde sanığın 25.01.2013 tarihinde toplam 21.001 TL para yatırdığı, yine bunun 8.751,58 TL si ile hurda altın alım işlemi gerçekleştirdiği 07.02.2018 tarihli Bilirkişi Raporunda tespit edilmiş, dolayısıyla malum çağrının yapıldığı tarihte dahi sanığın hesabında 25.130,61 TL bakiyesinin bulunduğu, 2014 yılında yapılan işlemlerin de benzer mahiyette olduğu görülmüş ve 01.01.2015 tarihinden Bankanın TMSF ye devrolunduğu 29.05.2015tarihine kadar geçen dönemde ise hesap artışı olmamakla birlikte yapılan işlemlerin daha çok mevcut katılım hesabının vadesinin uzatılması şeklinde olduğu anlaşılmakla ve MASAK Raporunda sanığın genel mali durumu dikkate alındığında sanığın hesap hareketlerinin örgütsel tavır niteliğinde olduğu yönünde mahkememizce kesin kanaat oluşamamış, bu durum sanığın lehine değerlendirilerek sanığın atılı suçu işlediğine dair somut ve maddi deliller elde edilemediği ve sanığın suç işleme kastıyla hareket ettiği de sabit olmadığı gerekçesiyle hakkında CMK nun 223/2-c-e maddesi uyarınca betaatine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:

Her ne kadar sanık ........ hakkında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Bilerek İsteyerek Yardım Etme suçunu işlediğinden bahisle TCK'nun 220/7, 314/2, 53, 63, 3713 sayılı yasa 5/1. Maddeleri uyarınca cezalandırılması amacıyla mahkememize kamu davası açılmış ise de; sanığın atılı suçu işlediğine dair iddia dışında somut ve maddi deliller elde edilemediği gibi, sanığın suç işleme kastıyla hareket ettiği de sabit olmadığından, CMK nun 223/2-c-e maddesi uyarınca BERAATİNE,

Beraatine karar verilen sanık kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.360,00.TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine,

Yargılama giderlerinin dosya üzerinde bırakılmasına,

Dair, sanık ve sanık müdafinin yüzüne karşı iddia makamında, C. Savcısı ...... huzuru ile isteme uygun, yüze karşı verilen kararlarda tefhimden itibaren yoklukta verilen kararlarda tebliğden itibaren 7 günlük süre içinde mahkememize sunulacak dilekçe veya zabıt katibine yapılacak ve Hakime onaylatılacak bir beyan ile bulunulan ceza infaz kurumu idaresi aracılığı ile mahkememize dilekçe gönderilmesi sureti ile Sakarya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar okunup açıklandı, yasa yolu ve süresi anlatıldı. 22/11/2018

Güncelleme • • Aklima

689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Merhaba efendim, bu kararı bana pdf olarak atarmısınız. 


672 kabul kriter yok

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

@Aklima Merhaba rica etsem bu kararı pdf olarak atarmısınız. 


672 kabul kriter yok

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Karar pdf olarak yok. Kararın tamamını istiyorsanız maalesef bu mümkün değil. Özel ve kişisel alanlar izin alınmadan paylaşılması söz konusu değil. Karar sahibi bu şekilde paylaştı. Örnek olarak kullanacaksanız ilgili mahkeme, esas ve karar no ları alıntılayarak ilgili yerleri kullanabilirsiniz.

 


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • Geçmiş olsun, umarım en kısa zamanda hastalığınızı tamamen atlatırsınız. Malülen emeklilik hakkı, kazanılmış bir hak olduğundan ihraç olsanız bile bu hakkınız saklıdır. İhraç olmanız durumudan (ki inşallah olmazsınız) malülen emeklilik haklalarınızı alabileceksiniz. Benzer durumda olan bir tanıdığım var. Malülen emekli olma hakkı olduğu halde, kendisine sunulan geri hizmette çalışmayı kabul etmiş. Daha sonra ihraç olunca, malülen emekli olmak için gerekli girişimlerde bulundu ve ihraçken malülen emekli maaşı almaya başladı.
    • Merhabalar. Başvurmuş olduğunuz iş yeri İK yada Muhasebe birimleri farklı kurumlara ait SGK kayıt bilgilerini gizlilik gereği göremez rapor edemez. Ancak çok kurumsal iş yerleri ayrıntılı SGK döküm bilgilerinizi sizden isteyebilir. Ancak o dökümde KHK çıkış bilgileriniz görülebilir. Onun dışında durumunuzu belirtmenize çok gerek yok bence. Ayrıca işe başladığınızı da yeni fark ettim. Hayırlı olsun, rabbim utandırmasın inşallah. 
    • Merhaba polis memuru olarak çalışırken hakkımda soruşturma açıldı ve kanser oldum. SGK Malülen emekli hakkı ve gih memuru olarak çalışma hakkı sundu. Şu anda gih memuru olarak çalışıyorum. Soruşturma devam ediyor eğer ihraç olursam Malülen emekli olabilirmiyim. Bu hakkım saklı kalıyor mu.
    • Sayın The Oracle; 2017- 2023 arasında KHK' lı ve sigortalı olarak özel hastanelerde çalıştım. Kasım 2023' de memuriyete döndüm. SGK' dan çakışmalı hizmet nedeniyle adıma yatan sigorta primlerini geri istedim. ( Foruma genel not: Üniversite geriye dönük maaşlarımı verdi. Döner sermaye, ek ders ve promosyonları, nöbet ücretlerini vermedi. Bunlar için dava açtım. SGK almış olduğum emekli maaşlarımın üniversitece geri alınarak SGK' na iadesini istedi. Üniversite emekli ikramiyemi geri almak için beni  icraya verdi. Tüm arkadaşlarımın bu tatlı dertlerle uğraşacağı günleri en kısa zamanda görmelerini dilerim.)
    • Emeklilik yaş haddini dolduran  KHKlıların durumu ne olacak? Herkese hayırlı akşamlar, Bundan 15 gün kadar önce  “ Yaş Haddini dolduranların durumu ?”       başlığıyla aşağıdaki içeriği iletmiştim. Gönderdiğim içerikle ilgili herhangi bir yorum, bir cevap olarak herhangi bir şey göremediğim için  bir kez daha buraya bırakmak istedim. Umarım çok alakasız bir konu değildir.  Kendimle alakalı birkaç hususu aşağıda kısaca ifade etmek istiyorum: 672-MEB.                                                                                                           Durumum: Adli işlem yok (Emniyette alınan bir ifadeden sonra hakkımda savcılığın  verdiği KYOK kararı var). En son Aralık 2022 de yaptığım BİMe istinaf başvurum 16 aydır beklemede, herhangi bir hareket yok. OHAL Komisyonunda 27 ay, yine İdare mahkemesinde 28 aydan fazla bekletilerek RET kararları verildiği için ve on altı aydır istinaf dilekçem BİM de hareketsiz bekletildiği için bu zamanlara kaldık.                                                                                                                                                                                                                                                                                     Kriterler: Sendika -Dernek-Medya-Kimse Yokmu.. 2017 Mart ayından bu yana emekliyim. Fakat emekli ikramiyesi alamadım, Emekli  Sandığı hizmetim 25 yıldan 3 ay eksik olduğu için. (9 yıla yakın SSK lı olarak özel okullarda öğretmenliğim oldu.) İki yıl önce oğlumu evlendirdim. İki aylık bir kız torunum var. Hayatıma yaşama sevinci katan, beni  mutlu eden bir vetire, bir gelişme olduğu için torunum olduğundan sözetme ihtiyacı hissettim . Çok şükür Emekli maaşım eşimle beraber geçinip gitmeye yetiyor şu an.. Fakat yaşım ilerledi. Emeklilik YAŞ HADDİM DOLDU. Yani farz-ı muhal İade olsam bile çalışmam yasal olarak mümkün olmayacak, iadenin benim için fazla bir anlamı olmayacak gibi. Bölge  İdare  Mahkemesinin değerlendirmesinin RET olması durumunda, Danıştayın olumlu veya olumsuz kararlarını, sürecin olumsuz devam etmesi durumunda AYM başvuru safhasını beklemekten başka yapabileceğimiz yada yapmamız gereken  bir şeyler var mıdır bu safhada diye (Tabii ki bütün bu aşamaları tamamlamaya yetecek bir ömrü Allah lutfederse ) sorular sormak isterim cevap verebilecek veya yorum yapabilecek olan  arkadaşlara..  (AİHM’nin Yüksel Yalçınkaya kararından sonra EK BAŞVURU yapmamın bana bir getirisi olabilir mi diye sormaya gerek bile duymadım-Çünkü bir yararı olmaz diye düşünüyorum.)                                                                                                             Yoksa biteceğe benzemeyen bu sıkıntılı süreçleri, davalarımızı; çocuklarımıza, torunlarımıza negatif anlamlar yüklü bir miras olarak bırakmak, devretmek zorunda mı kalacağız..? Ya da biz bu dünyadan göçünce bu davalar, bu mahkemeler ve süreçler bizimle beraber kapanacak mı? Şu an için hiçbir öngörüde bulunamıyorum. Siz ne dersiniz? Ya da diyecek sözü olanlar var mıdır arkadaşlar arasında? Forumu düzenli olarak takip edemesem de Foruma ellerinden geldiğince, değerli yorumlarıyla, görüşleriyle, bilgileriyle, tecrübeleriyle katkı veren, rehberlik yapan, yardımcı olmaya çalışan çok güzel gönüllü arkadaşlar olduğunu biliyorum. Hepsine, hepinize çok teşekkürler ediyorum, yüreklerine sağlık diyorum. Avukatım olmadığından başvuru süreçlerinde dilekçelerimi hazırlarken bu arkadaşların katkı ve önerilerinden yararlandığımı ve özellikle bu arkadaşlara teşekkür borçlu olduğumu burada belirtmek isterim. Bu sıkıntılı sürecin hepimiz için herkes için en kısa sürede bitmesini gönülden diliyorum ve istiyorum.  Allah hepimizin yardımcısı olsun.      17/04/2024 
×
×
  • Yeni Oluştur...