İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

Aklima

emsal karar Bursa Bölge Adli̇ye Mahkemesi̇ 2. Ceza Dai̇resi̇, örgüte Bilerek Yardım, örgüte Ait Kurumda çalışma, Bank Asya, Geçmişten Gelen Banka Hareketleri

Önerilen Yorum

Özellikle banka konusunda ilk derece mahkemesinin ceza vermek için çaba gösterdiği ancak istinafın geçmişten beri devam eden banka hareketlerini dikkate aldığı güzel bir karar.

B E R A A T

T.C.

BURSA

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

2. CEZA DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

İSTİNAF KARARI

Esas No               : 2018/1315 Esas                                                               

Karar No            : 2018/1540

BAŞKAN                                                     : 

ÜYE                                                              : 

ÜYE                                                              : 

CUMHURİYET SAVCISI                         : 

KATİP                                                          : 

 

 

İNCELENEN KARARIN;

MAHKEMESİ                                  : Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi

TARİHİ                                              : 06/06/2018

NUMARASI                                      : 2017/494 (E) ve 2018/279 (K)

SANIK                                              : 

MÜDAFİİ                                           : 

SUÇ                                                  :Örgüte Bilerek İsteyerek Yardım Etme

SUÇ TARİHİ                                   : 09/12/2014

İSTİNAFA BAŞ.BULUNAN            : Sanık müdafii

Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı sanık hakkında, İlk Derece Mahkemesince verilen karar ile dosya içeriğine göre CMK 280/1-emaddesi uyarınca davanın yeniden görülmesine karar verilmiş olmakla, dairemizce yapılan yargılama sonunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

YARGILAMAYA KONU İDDİA:

Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunun 08/12/2017 tarihli 2017/14029 Soruşturma, 2017/1197 sayılı İddianamesi ile; sanık ...'ün öğretmenken darbe girişimi sonrası açığa alınması üzerine başlatılan soruşturmada sanığın 2007 yılında açtığı Bank Asya hesabında, örgüt talimatı ile örtüşen tarihlerde hesap hareketliliğinin olduğu, 09/12/2014 tarihinde 5.618,00 TL meblağlı katılım hesabı açtığı ve hesabın bu anlamda aktif olduğu, sanığın örgüte ait eğitim kurumlarında öğretmen olarak çalıştığının tespit edildiği, bu şekilde sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği iddiasıyla TCK314/2, 3713 sayılı yasa 5/1, TCK 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KABULÜ VE UYGULAMASI;

Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/494 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonunda,

"....'ün Bank Asya'daki hesabı üzerinden, FETÖ/PDY silahlı erör örgütünün talimatı doğrultusunda 09/12/2014 tarihinde 5.618,00 TL meblağlı katılım hesabı açtığı ve örgüte ait eğitim kurumlarından çalıştığından bahisle sanık hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması için Mahkememize kamu davası açılmıştır.

Sanık savunmasında, dini duyguları sebebiyle ve faizsiz bankacılık yapması sebebiyle Bank Asya'da hesap açtırdığını beyanla suçlamaları kabul etmemiştir.

Dosyamızın incelenmesinde, iddianamede sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik delil olarak gösterilen ve yargılama aşamasında dosyamıza gelen delillerin, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2017/1809 Esas - 2017/5155 Karar sayılı ilamı ile belirtilen kriterler yönünden değerlendirilmesi gereği hasıl olmuştur.

Yukarıda ayrıntılı bir şekilde açıklandığı ve çeşitli Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliğinin en önemli kriterlerinden biri, FETÖ/ PDY mensuplarınca gizli haberleşme yöntemi olarak kullanılan ByLock, Eagle, Kakao gibi programların kullanılmasıdır. Gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma aşamasında sanığın ByLock kullanıcısı olduğuna dair herhangi bir tespit yapılmamış ve dosyaya bu yönde bir delil ibraz edilmemiştir.

Her ne kadar sanık 1995 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra aynı yıl Isparta'da FETÖ ile irtibatlı Gölcük Dershanesinde memur/ danışman olarak çalıştığını beyan etmiş ise de;

Yargıtay kararları ve bir kısım Bölge Adliye Mahkemeleri kararlarında, şahısların FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan kurumlarda çalışmış olmaları, sendika veya derneğe üye olmalarının örgüt üyeliği için yeterli olmadığı vurgulanmaktadır.

Yine FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle irtibatın kriterlerinden biri de sözde örgüt yöneticisinin çağrısından sonra Bank Asya'ya para yatırma veya yeni hesap açtırma eylemlerinin olup olmadığı hususudur.

Bank Asya tarafından gönderilen sanık ve aile bireylerinin hesap hareketlerine ilişkin CD üzerinde Bilirkişi Lilpar PULAT tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 23/05/2018 tarihli Bilirkişi Raporundan da anlaşılacağı üzere, sanığın örgüt elebaşının talimatıyla örtüşen tarihlerde katılım hesabı açma ve bu yönüyle destek işlemlerine rastlanıldığı görülmüştür.

Her ne kadar Bank Asya'da hesabının bulunması tek başına örgüt üyeliği için yeterli görülmese ve bu yönüyle sanığın üzerine atılı FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu sabit değil ise de; sanık 17-25 Aralık 2013'ten sonra Bank Asya'ya FETÖ/PDY terör örgütü liderinin talimatı üzerine destek amaçlı para yatırmıştır. Sanığın bu eylemi terör örgütü üyeliği suçunu oluşturmamakta ise de, sanığın terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ettiği Mahkememizce sabit bulunmuştur.

Yargıtay kararları da bu doğrultudadır.

"....Bank Asya'daki hesabına ait kayıtlar getirtilip hesap hareketleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, örgüt liderinin talimatı doğrultusunda para yatırıldığının yahut katılım hesabı açıldığının tespiti halinde eylemin silahlı terör örgütüne yardım suçunu oluşturacağı gözetilerek hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması....." Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/3695 Esas - 2018/729 Karar - 15/03/2018.

Sanık hakkında pişmanlık gösterdiğine dair dosyaya yansıyan herhangi bir iradesinin olmaması da dikkate alınarak 5237 Sayılı TCK'nın 221/4 maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamıştır.

Sanığın dolaylı savunmaları, Bank Asya hesap hareketleri, bu hesap üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen Bilirkişi Raporu ve tüm dosya kapsamı ile yukarıda belirtilen hususlar bir bütün halinde değerlendirildiğinde;

Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, yukarıda belirtilen nedenlerle sanığın, değişen suç vasfına göre terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek eyleminden mahkumiyetine, sanığın terör örgütüne yapmış olduğu yardımın boyutu göz önüne alınarak cezasından TCK'nın 220/7-2 maddesi gereğince takdiren 2/3 oranında indirim yapılmasına karar verildiği" gerekçeleri ile sanığın mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.

İSTİNAF İNCELEME AŞAMASI:

Sanık müdafinin süresindeki istinaf dilekçesi ile; Hükme esas alınan delillerin yetersizliğinden beraat kararı verilmesi istemiyle istinafta bulunarak yerel mahkeme kararının bozulmasını talep ettiği,

Dairemizce yapılan inceleme neticesinde; dosya kapsamı, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve belgeler ile istinaf dilekçe içeriklerine göre; delillerin yeniden değerlendirilmesi açısından duruşma açılmasına ve davanın yeniden görülmesine karar verilerek yargılama yapılmıştır.

SAVUNMA    :

Sanık .... Dairemizce 15/11/2018 tarihde saptanan savunmasında; "Ben ilk derece mahkemesinde vermiş olduğum ifadelerimi tekrar ediyorum. Milliyetçi muhafazakar bir insanım. Hakkımda önce açığa alma işlemi uygulandı. 3 ay açıkta kaldıktan sonra göreve iade edildim. Türk Eğitim-Sen üyesiyim. Bank Asya hesabım vardır. Faizsiz olduğu için bankayı kullandım. 2007 yılında tek faizsiz bankaolduğu için hesabı açtırmıştım. Akhisar'da başka banka yoktu. Bu nedenle beraatıma karar verilmesini talep ediyorum. Örgüt ile alakam yoktur. Talimat ile para yatırmamda söz konusu değildir" şeklinde beyanda bulunduğu,

Sanık müdafii Av. Ahmet Burak Zanbak savunmasında; "Yazılı istinaf başvuru dilekçemizi aynen tekrar ediyoruz. Müvekkil ilk derece yargılamasında terör örgütü üyeliği suçundan yargılanmıştır. Akabinde örgüte yardım suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir. Hakkında disiplin soruşturması da yapılmasına rağmen herhangi bir irtibat ve iltisak söz konusu olmadığı için görevine iadesine karar verilmiştir. Bank Asya'da ki işlemlerin rutin bankacılık işlemleridir. Örgüte yardım amacıyla herhangi bir para yatırması söz konusu değildir. Bu nedenle istinaf başvurumuzun kabulü ile müvekkilimin beraatına karar verilmesini talep ediyoruz dedi.

İDDİA MAKAMININ ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASI:

"Sanık ... hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan açılan kamu davasında ilk derece mahkemesi olan Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesince Örgüte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; cezayı esas alma, Bank Asya'da ki hesabın 2007 yılında açıldığı, rutin bankacılık işlemi olarak devam ettiği, bunun dışında sanığın silahlı terör örgütü ile ilgili herhangi bir iltisakının tespit edilemediği, bu haliyle musnet suçun unsurları oluşmadığı anlaşıldığından beraatına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur" şeklinde mütalada bulunmuştur.

SUÇUN UNSURLARI-DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE MAHKEMEMİZİN KABULÜ:

HUKUKİ NİTELENDİRME:

Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yönetetiçileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.)

TCK 314. maddede örgüte yardım suçu özel olarak düzenlenmemiştir. Fakat, 3. fıkra uyarınca suç işleme amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından da aynen uygulanır. Bu nedenle TCK 220/7. maddesinde belirtilen örgüte yardım suçu, 314. maddedeki silahlı örgüte yardım suçu olarak cezalandırılması gereken bir eylem tipini teşkil etmektedir.

TCK md. 220 : (7) "Örgüt içindeki hiyerarşih yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. "

TCK 220/7. maddede, örgüte yardım edenin 'örgüt üyesi olarak' cezalandırılacağı ifade edilmiştir. Fakat, aynı cümle içerisinde örgüt üyeliğinin, örgüt içerisinde hiyerarşik yapıya dahil olmayı zorunlu kıldığı belirtilmiştir. Örgüt üyesi, örgütün amaçlan içerisindeki suçları işlemek için sürekli birliktelik iradesiyle örgüt disiplini ve hiyerarşisine katılmaktadır. Buna karşın, sürekli birliktelik ve hiyerarşik yapıya dahil olma iradesi bulunmadığı halde, örgütün kimi faaliyet veya eylemlerine iştirak eden kimse, suça iştirak etmekte olup, özel bir iştirak kuralı olarak düzenlenmiş bulunan 'örgüte yardım etme' suçunu işlemesi nedeniyle ceza sorumluluğuna tabi kılınmış, fakat cezalandırma yönünden örgüt üyesi gibi kabul edilmiştir. Bu nedenle, örgüte yardım edenin hukuki sıfatının üyelik olmayıp, yardım eden (suça iştirak) olduğuna dikkat edilmesi ve kanun koyucunun bu ayrımı bilinçli olarak yaptığının gözetilmesi yerinde olacaktır.

Suç örgütüne yardım fiilinin oluşması için, failin örgüt üyeleriyle önceden bir anlaşma yapması veya yapılan planlara dahil olması zorunlu değildir. Ayrıca, yardım fiilinin örgüt üyelerinin tamamına veya üyelerden birine yapılması arasında bir fark bulunmamaktadır. Fakat, örgütün amacı ve kolektif faaliyetleri bilinerek ve istenerek yardım edilmesi zorunludur. Buna karşın, örgüt üyelerinin baskı ve tehditleri sonucu yardım etmeye mecbur bırakılan kişilerin suça iştirak iradeleri bulunmadığından, manevi öğesinin yokluğu nedeniyle suçun oluşmadığı düşünülmelidir.

Yardım suçunda ceza, TCK. 314/3, 220/7. maddeleri delaletiyle, 314/2. madde ile hükmedilir. Fail, örgüte yardım fiilinden başka bir suç da işlemişse, bu takdirde örgüt adına suç işleme dolayısıyla ayrıca 220/6. madde delaletiyle 314/2. madde ile cezalandırılır.

Kanunda örgüte silah temini yoluyla yapılan yardım suçu 315. maddede ayrıca düzenlenmiştir. Silah üretimi, teinini, ülkeye sokulması, saklanması gibi eylemler yalnızca özel nitelikli yardım suçu olan 315. madde ile cezalandırılır.

Yardım niteliğindeki eylemlerin müstakil suç oluşturmayan faaliyet veya fiiller olması gerekir. Örgüt adına işlenen suçlara iştirak edilmesi halinde 220/6. maddedeki suç oluşmaktadır.

765 sayılı yasa gibi 5237 sayılı yasadaki düzenlemede de eylemin iradi olması aranmıştır. 765 sayılı yasada bazı yardım eylemleri yasa metninde ifade edilmişken 5237 sayılı yasada böyle bir düzenlemeye yer verilmemiş yardım eden ifadesi kullanılmıştır.

Yardım sayılabilecek eylemler çok farklı biçimlerde gerçekleşebilir. Örneğin; örgüt üyelerine yiyecek verme, barınma ihtiyacını karşılama, yol gösterme, bilgi verme, çeşitli malzeme temini gibi ihtiyaçları karşılama vb. davranışlar yardın olarak kabul edilir. Dolayısıyla, silahlı örgütün faaliyetlerine yardım edilmesi onun faaliyetlerinin kolaylaştırılması amacına yönelik olarak birtakım davranışlarda bulunulmasıdır. Örgütün varlığının veya üyelerinin yaşantısını sürdürmesine yönelik eylemler bu suçun oluşması için yeterlidir.

Yargıtay kararlarında örgütün yayınlarını ve bildirilerini dağıtmak, örgüt üyelerini barındırmak, yer temini, kılavuzluk yapmak, kuryelik yapmak, örgüt üyelerine yiyecek vermek, giyecek ve eşya temin etmek, katılım aktarılmasına yardımcı olmak, askeri faaliyetler hakkında örgüt üyelerine bilgi vermek, para vermek gibi eylemler yardım eylemleri olarak kabul edilmektedir.

Ancak failin belirtilen fiillerden birini veya birden fazlasını sürekli ve yoğun olarak yapması, örgüt üyeliği suçunun kanıtı olarak değerlendirebilir. Yargıtay, yardım eylemlerinin belirli bir yoğunluğa ulaşması halinde failin örgüt üyesi olduğunu kabul etmektedir.

BDDK'nın Asya Katılım Bankası hakkında hazırladığı Mali Durum Tespit Raporlarında, Asya Katılım Bankası'nın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgütlü olarak suç gelirlerinin elde edilmesi, himmet adı altında toplanan suç gelirlerinin bankacılık sisteminde aklanması, bankanın FETÖ/PDY ile bağlantılı ulusal/uluslararası kuruluşlara Asya Katılım Bankası AŞ tarafından yüksek miktarda kredi kullandırılması, Asya Katılım Bankası A.Ş'nin ortaklık yapısında bulunan yöneticilerin FETÖ/PDY ile bağlantılı olduğunun açıklandığı,

MASAK'ın hazırlamış olduğu analiz raporlarında da Asya Katılım Bankası'nın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kurucusu olan Fethullah Gülen'in talimatlarıyla yönetildiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensup gerçek kişi ve özel hukuk tüzel kişilerinin bankacılık işlemi adı altında toplanan himmet paralarını bu banka aracılığıyla akladığı,

Yine Emniyet Genel Müdürlüğü'nün hazırlamış olduğu raporda da birçok ilde alınan bilgi alma tutanakları ile 17-25/Aralık/2013 sürecinden sonra FETÖ/PDY silahlı terör örgütlerinde yöneticilik yapan kişilerin bu örgüte mensup kişilere malvarlıklarını satarak malvarlıkları yoksa başka bankalardan para çekerek Asya Katılım Bankası'na para yatırmalarını istediklerini beyan etmeleri, yine Asya Katılım Bankası A.Ş'de banka genel müdürü ve banka yönetim kurulu üyelerinin 06.01.2014 tarihinde gönderdiği e postada " bizim iklimimizden bir abim... Bankamız için seferberlik ilan ettik, aynen 2001 de olduğu gibi, neyimiz varsa namusumuz bildiğimiz bankamız için yarından tezi yok getireceğiz...arkadaşlar evini arabasını satacak, gerekirse başka bankadan kredi çekecek bankamıza mevduat koyacağız" dediği,

BDDK'nın 28/05/2015 tarihli Asya Katılım Bankası Mali Durum Tespit Raporu'nda2013 Aralık - 06/01/2014 döneminde Asya Katılım Bankası'nın mevduatı 1.684.368 TL azalırken 06.01.2014- 10.01.2014 döneminde 227.240 TL arttığı, 01.12.2013- 30.06.2014 tarihleri arasındaki dönemde Asya Katılım Bankası A.Ş nezdinde 334.123 adet hesabın açıldığı, hesap açılışlarının 06.01.2014 tarihinden itibaren artış gösterdiği, en fazla hesap açılışının 30.01.2014 tarihinde 6.069 adet olarak gerçekleştiği, 29.05.2015 tarihine kadar mevduat girişinin yoğun olarak yapıldığının ayrıntılı olarak anlatıldığı,

FETÖ/PDY Terör örgütü elebaşısı Fethullah Gülen'in 17/25 Aralık 2013 sürecinde örgüt üyelerine zor durumda olan Bank Asya'yı uhud harbindeki "okçular tepesi" olarak nitelendirerek terk edilmemesi gerektiğini belirtip, para yatırmalarına yönelik talimat verdiği belirlenmiş olmakla;

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Yargıtay 16. C.D.'nin yerleşik kararları ve kanuni düzenleme dikkate alındığında, TCK'nın 39. maddesinde düzenlenen suça iştirak kapsamındaki yardım etme ile aynı kanunun 220/7 maddesinde tanımlanan örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek eylemleri nitelik itibariyle birbirlerinden farklıdır. Sanığın örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenecek somut bir suça dair kasta dayanan ve yardım teşkil eden eyleminin, hem yardım edilen suç bakımından şeriklik kapsamında hem de şartları varsa amaç suç yönünden faillik kapsamında değerlendirilmesi gerekirken somut bir olaya dayanmayan ancak örgüt faaliyeti kapsamında kullanılmak/değerlendirilmek üzere gerçekleştirilen yardımların TCK’nın 220/7 maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı açıktır.

Tüm dosya kapsamı ve yapılan yargılama sonunda, sanık ...'ün örgütün faaliyetlerine katılım gösterdiğine ilişkin herhangi bir maddi somut delil bulunmaması göz önünde bulundurulduğunda sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğu hususunda her türlüşüpheden uzak, kesin, tam bir vicdani kanıya ulaşılamadığı gibi,

Buradan hareketle,

Sanığın, örgüt yönetiminin Bankasya'nın kalkındırılması amacıyla çağrıda bulunduğu tarihlere karşılık gelecek dönemleride kapsayacak biçimde Bank Asya'da hesap işlemleri bulunmakta ise de; dosyada mevcut hesap hareketleri ve bilirkişi raporuna göre, hesap açılış tarihinin 2007 olduğu ve bu tarihten beri pek çok işlem gördüğü, rutin bankacılık işlemi haricinde örgüt talimatı ile hareket edildiğini yada örgüte destek amacıyla işlem yapıldığını kabul etmeyi gerektirecek düzeyde özellik arz eden bir hesap işlemi bulunmadığı gibi başkaca bir somut kanıt da (aksini kabul etmeyi gerektirecek bir iltisak ilişkisi) bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Yüklenen suç/suçlar açısından kuşku sınırının aşılamamaktadır.

Yukarıdan beri sıralanan maddi ve hukuksal gerektirici nedenlere dayalı olarak sanığın beraatine ilişkin aşağıdaki karar tespit olunmuştur.

H   Ü   K   Ü   M       :

Gerekçesi Yukarıda AçıklandığıÜzere:

1- Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/06/2018 tarih, 2017/494 esas ve 2018/279 karar sayılı sanığın "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmamakla Birlikte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme" suçundan TCK'nın 314/2, 3713 Sayılı TCK'nın 220/7-2, TMK'nın 5/1, TCK'nın 62, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezasına ilişkin kararın CMK'nun 280/2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,

2-a-)Her ne kadar sanık hakkında"Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçunu işlediğinden bahisle 5237 sayılıTCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Yasanın5/1,53/1, 63 maddeleri uyarıncacezalandırılması talebi ile kamu davası açılmış ise de; Sanığın üzerine atılı Silahlı Terör örgütüne Üye olma suçunu işlediğine ve yine Silahlı Terör Örgütüne Bilerek ve İsteyerek Yardımda Bulunduğuna dair savunmasının aksine, cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, dolayısıyla yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK'nun 223/2-e maddesi gereğinceBERAATİNE,

b-)Beraat eden sanık kendisini atadığı müdafiiile temsil ettirdiğinden, müdafiinin emek ve mesaisi karşılığında ilk derece mahkemesi aşaması için, ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden belirlenen 4.360,00 TL,istinaf aşaması için hüküm tarihi itibariyle 1.090,00 TL olmak üzere toplam 5.450,00 TL ücreti vekaletin Maliye Hazinesinden alınarak sanığa verilmesine,

c-)CMK’nun 327. maddesi gereğince, yapılan yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,

4-Sanığın göz altındakaldığı günler için CMK 141 maddesi uyarınca tazminat hakkı olduğu hususunun bildirilmesine, (anlatılıp ihtarat yapıldı)

Dair, sanığın ve sanık müdafiinin yüzüne karşı, iddia makamının huzurunda “tefhimden itibaren 15 gün içerisinde"; hükmü veren Dairemize bir dilekçe verilmesi ya da zabıt kâtibine beyanda bulunup tutanak tutturup hâkime onaylatmak veya bir başka ilk derece ceza mahkemesi ya da Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi aracılığıyla dilekçe gönderilmek, ilgilinin cezaevinde bulunması halinde ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürlüğüne beyanda bulunmak veya bu hususta bir dilekçe vermek suretiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 286/1 maddesi gereğince TEMYİZ kanun yolu açık olarak, "süresinde temyiz edilmemesi halinde başka bir karara, ihtara, tebliğe ve işleme gerek kalmaksızın kesinleşeceği ve karar gereğinin uygulanacağı bildirilerek” mütaalaya uygun ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2018


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Arkadaşlar dosyam 2.5 yıldır 13 idd de bu kadar uzun süre bekleyen var mı ? 
    • Geçmiş olsun, umarım en kısa zamanda hastalığınızı tamamen atlatırsınız. Malülen emeklilik hakkı, kazanılmış bir hak olduğundan ihraç olsanız bile bu hakkınız saklıdır. İhraç olmanız durumudan (ki inşallah olmazsınız) malülen emeklilik haklalarınızı alabileceksiniz. Benzer durumda olan bir tanıdığım var. Malülen emekli olma hakkı olduğu halde, kendisine sunulan geri hizmette çalışmayı kabul etmiş. Daha sonra ihraç olunca, malülen emekli olmak için gerekli girişimlerde bulundu ve ihraçken malülen emekli maaşı almaya başladı.
    • Merhabalar. Başvurmuş olduğunuz iş yeri İK yada Muhasebe birimleri farklı kurumlara ait SGK kayıt bilgilerini gizlilik gereği göremez rapor edemez. Ancak çok kurumsal iş yerleri ayrıntılı SGK döküm bilgilerinizi sizden isteyebilir. Ancak o dökümde KHK çıkış bilgileriniz görülebilir. Onun dışında durumunuzu belirtmenize çok gerek yok bence. Ayrıca işe başladığınızı da yeni fark ettim. Hayırlı olsun, rabbim utandırmasın inşallah. 
    • Merhaba polis memuru olarak çalışırken hakkımda soruşturma açıldı ve kanser oldum. SGK Malülen emekli hakkı ve gih memuru olarak çalışma hakkı sundu. Şu anda gih memuru olarak çalışıyorum. Soruşturma devam ediyor eğer ihraç olursam Malülen emekli olabilirmiyim. Bu hakkım saklı kalıyor mu.
    • Sayın The Oracle; 2017- 2023 arasında KHK' lı ve sigortalı olarak özel hastanelerde çalıştım. Kasım 2023' de memuriyete döndüm. SGK' dan çakışmalı hizmet nedeniyle adıma yatan sigorta primlerini geri istedim. ( Foruma genel not: Üniversite geriye dönük maaşlarımı verdi. Döner sermaye, ek ders ve promosyonları, nöbet ücretlerini vermedi. Bunlar için dava açtım. SGK almış olduğum emekli maaşlarımın üniversitece geri alınarak SGK' na iadesini istedi. Üniversite emekli ikramiyemi geri almak için beni  icraya verdi. Tüm arkadaşlarımın bu tatlı dertlerle uğraşacağı günleri en kısa zamanda görmelerini dilerim.)
  • Şimdi Popüler

×
×
  • Yeni Oluştur...