İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

Aklima

emsal karar İçeriği Belli Olmayan Telefon Görüşmesi, İltisaklı Vakfa üyelik, Sosyal Medyada örgüte Ait Siteleri Ziyaret Ve Beğeni

Önerilen Yorum

AYM tarafından 31.10.2019 tarihinde verilen ancak 29.01.2020 tarihinde resmi gazetede yayınlanan kararda özellikle dikkatimi çeken üç husu var. Ceza davalarında kesinlikle kullanılabilir. Kişi hakkında bu isnad soruşturma aşamasında tutuklama gerekçesi olarak kullanılmış ancak ceza davalarında pek çok kişi için mahkemede aleyhe delil olarakta kullanılmakta. Bu nedenle kesinlikle emsal niteliğindedir.

Karar https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2016/14597 adresinde mevcut. Mustafa ÖZTERZİ kararı.

Birincisi: FETÖ/PDY ile bağlantılı suçlardan soruşturma yürütülen kişilerle telefon görüşmelerinin olmasının hakkınızdaki suçlama için dayanak yapılması yani terör örgütü üyeliğiyle suçlanıyorsunuz bu konuşmalarda delil olarak sunuluyor. AYM bunu kabul etmiyor.

Kararın 106 ncı maddesinde "Soruşturma mercilerinin başvurucunun, hakkında FETÖ/PDY ile bağlantılı suçlardan soruşturma yürütülen kişilerle telefon görüşmelerinin olduğunu belirterek bu hususu da suçlamaya dayanak bir olgu olarak değerlendirdikleri görülmektedir. Başvurucu, belirtilen görüşmelerin görev nedeniyle mesleğe yönelik olarak yapıldığını savunmuştur. Soruşturma makamlarınca söz konusu telefon görüşmelerinin örgütsel bir ilişki çerçevesinde yapıldığı yönünde bir tespit ya da iddiada bulunulmadığı görülmektedir. Görüşmelerin içeriğine ilişkin herhangi veri de mevcut değildir. Ayrıca söz konusu görüşmelerin FETÖ/PDY'nin yargı alanındaki yöneticileriyle (imamlarıyla) gerçekleştirildiğine dair bir belirlemede de bulunulmamıştır. Öte yandan yargı mensuplarının yaklaşık üçte biri hakkında FETÖ/PDY ile bağlantılı suçlardan soruşturma yürütüldüğü, toplamda ise anılan suçlar dolayısıyla yüz binlerce kişi hakkında soruşturma açıldığı hatırda tutulmalıdır. Bu durumda somut olayın koşulları itibarıyla -içeriği belli olmayan- bu telefon görüşme kayıtlarının örgütsel bir ilişki bakımından kuvvetli suç belirtisi olarak kabulü mümkün görünmemiştir (aynı yöndeki değerlendirmeler için bkz. Mustafa Açay, § 61; İlker Deniz Yücel, B. No: 2017/16589, 28/5/2019, § 86; Murat Aksoy [GK], B. No: 2016/30112, 2/5/2019, § 79; Mehmet Hasan Altan (2), § 146)."

İkincisi: İltisaklı olduğu kabul edilerek kapatılan bir vakfa üye olmak, AYM vakfa üyeliğin örgüt talimatıyla olduğunun ispat edilmesi durumunda mümkün olabileceğini söylüyor. Bu husus dernek, sendika vb üyelikler içinde kullanılabilir.

Kararın 105 inci maddesinde "Diğer taraftan soruşturma mercilerince suçlamaya esas alınan olgular arasında başvurucunun YARSAV üyesi olmasının yer aldığı görülmektedir. Anılan Derneğin hâkim ve savcılara yönelik bir sivil toplum örgütü olarak 2006 yılında kurulduğu bilinmektedir. Ancak kuruluşundan bir süre sonra FETÖ/PDY ile bağlantılı bazı yargı mensuplarının bu Derneğe üye olduğu FETÖ/PDY ile bağlantılı olarak yürütülen birçok soruşturma ve kovuşturma belgesinde ifade edilmiştir. Öte yandan darbe teşebbüsünden sonra ilan edilen olağanüstü hâl döneminde alınan tedbirler kapsamında 667 sayılı KHK'nın 2. maddesi ile YARSAV "FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatının belirlendiği" gerekçesiyle kapatılmıştır. Bununla birlikte YARSAV üyeliğinin örgütsel bir faaliyet olarak değerlendirilmesi ancak bunun terör örgütünden alınan bir talimat uyarınca gerçekleştiğinin ortaya konulması hâlinde mümkündür. Aksi durumda farazi bir kabulden hareket edilerek kuvvetli suç belirtisi değerlendirmesi yapılması söz konusu olabilir. Nitekim Yargıtayın konuya ilişkin içtihadı da bu doğrultudadır (bkz. §§ 47, 48). Bu bağlamda somut olay incelendiğinde 2010 yılında YARSAV'a üye olduğu anlaşılan başvurucu için bu yönde bir tespitin olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir."

Üçüncüsü: Örgüte dair sitelerin ziyareti, resim kaydedilmesi ve beğeniler hususunda

Kararın 114 üncü maddesinde "Başvurucunun konutunda ve işyerinde ele geçirilen dijital materyallerin internet geçmişi çıkarımlarından, örgütün propagandasını yaptığı bilinen sosyal medya hesapları ve internet sitelerini takip ettiği, buralarda paylaşılan bazı ses ya da video kayıtlarını izlediği, haber ve yorumları okuduğu belirtilmiştir. Kişilerin örgütün propagandasını yapan sosyal medya hesaplarını ve internet sitelerini çok farklı amaçlarla takip edebildikleri bilinen bir gerçektir. Kamu makamlarının, bir kimsenin örgütün propagandasını yapan internet sitelerine ve sosyal medya hesaplarına girmesinin ve bunları takip etmesinin örgütsel amaçla yapıldığını gösteren somut olguları ortaya koyamadığı sürece bunların suç işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Somut olayda soruşturma ve kovuşturma makamları başvurucunun örgütsel bir amaçla bu siteleri ve sosyal medya hesaplarını takip ettiğini ortaya koyabilmiş değillerdir. Bu nedenle başvurucunun örgütün propagandasını yaptığı bilinen sosyal medya hesapları ile internet sitelerini takip etmiş olmasının başvurucu ile FETÖ/PDY arasındaki mensubiyet ilişkisini ortaya koyan bir olgu olarak değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir. Yargıtayın benzer nitelikteki verilere ilişkin olarak yaptığı değerlendirmelerin de aynı özellikte olduğu görülmektedir (bkz. § 45).


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
Aklima, 3 saat önce yazdı:

AYM tarafından 31.10.2019 tarihinde verilen ancak 29.01.2020 tarihinde resmi gazetede yayınlanan kararda özellikle dikkatimi çeken üç husu var. Ceza davalarında kesinlikle kullanılabilir. Kişi hakkında bu isnad soruşturma aşamasında tutuklama gerekçesi olarak kullanılmış ancak ceza davalarında pek çok kişi için mahkemede aleyhe delil olarakta kullanılmakta. Bu nedenle kesinlikle emsal niteliğindedir.

Karar https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2016/14597 adresinde mevcut. Mustafa ÖZTERZİ kararı.

Birincisi: FETÖ/PDY ile bağlantılı suçlardan soruşturma yürütülen kişilerle telefon görüşmelerinin olmasının hakkınızdaki suçlama için dayanak yapılması yani terör örgütü üyeliğiyle suçlanıyorsunuz bu konuşmalarda delil olarak sunuluyor. AYM bunu kabul etmiyor.

Kararın 106 ncı maddesinde "Soruşturma mercilerinin başvurucunun, hakkında FETÖ/PDY ile bağlantılı suçlardan soruşturma yürütülen kişilerle telefon görüşmelerinin olduğunu belirterek bu hususu da suçlamaya dayanak bir olgu olarak değerlendirdikleri görülmektedir. Başvurucu, belirtilen görüşmelerin görev nedeniyle mesleğe yönelik olarak yapıldığını savunmuştur. Soruşturma makamlarınca söz konusu telefon görüşmelerinin örgütsel bir ilişki çerçevesinde yapıldığı yönünde bir tespit ya da iddiada bulunulmadığı görülmektedir. Görüşmelerin içeriğine ilişkin herhangi veri de mevcut değildir. Ayrıca söz konusu görüşmelerin FETÖ/PDY'nin yargı alanındaki yöneticileriyle (imamlarıyla) gerçekleştirildiğine dair bir belirlemede de bulunulmamıştır. Öte yandan yargı mensuplarının yaklaşık üçte biri hakkında FETÖ/PDY ile bağlantılı suçlardan soruşturma yürütüldüğü, toplamda ise anılan suçlar dolayısıyla yüz binlerce kişi hakkında soruşturma açıldığı hatırda tutulmalıdır. Bu durumda somut olayın koşulları itibarıyla -içeriği belli olmayan- bu telefon görüşme kayıtlarının örgütsel bir ilişki bakımından kuvvetli suç belirtisi olarak kabulü mümkün görünmemiştir (aynı yöndeki değerlendirmeler için bkz. Mustafa Açay, § 61; İlker Deniz Yücel, B. No: 2017/16589, 28/5/2019, § 86; Murat Aksoy [GK], B. No: 2016/30112, 2/5/2019, § 79; Mehmet Hasan Altan (2), § 146)."

İkincisi: İltisaklı olduğu kabul edilerek kapatılan bir vakfa üye olmak, AYM vakfa üyeliğin örgüt talimatıyla olduğunun ispat edilmesi durumunda mümkün olabileceğini söylüyor. Bu husus dernek, sendika vb üyelikler içinde kullanılabilir.

Kararın 105 inci maddesinde "Diğer taraftan soruşturma mercilerince suçlamaya esas alınan olgular arasında başvurucunun YARSAV üyesi olmasının yer aldığı görülmektedir. Anılan Derneğin hâkim ve savcılara yönelik bir sivil toplum örgütü olarak 2006 yılında kurulduğu bilinmektedir. Ancak kuruluşundan bir süre sonra FETÖ/PDY ile bağlantılı bazı yargı mensuplarının bu Derneğe üye olduğu FETÖ/PDY ile bağlantılı olarak yürütülen birçok soruşturma ve kovuşturma belgesinde ifade edilmiştir. Öte yandan darbe teşebbüsünden sonra ilan edilen olağanüstü hâl döneminde alınan tedbirler kapsamında 667 sayılı KHK'nın 2. maddesi ile YARSAV "FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatının belirlendiği" gerekçesiyle kapatılmıştır. Bununla birlikte YARSAV üyeliğinin örgütsel bir faaliyet olarak değerlendirilmesi ancak bunun terör örgütünden alınan bir talimat uyarınca gerçekleştiğinin ortaya konulması hâlinde mümkündür. Aksi durumda farazi bir kabulden hareket edilerek kuvvetli suç belirtisi değerlendirmesi yapılması söz konusu olabilir. Nitekim Yargıtayın konuya ilişkin içtihadı da bu doğrultudadır (bkz. §§ 47, 48). Bu bağlamda somut olay incelendiğinde 2010 yılında YARSAV'a üye olduğu anlaşılan başvurucu için bu yönde bir tespitin olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir."

Üçüncüsü: Örgüte dair sitelerin ziyareti, resim kaydedilmesi ve beğeniler hususunda

Kararın 114 üncü maddesinde "Başvurucunun konutunda ve işyerinde ele geçirilen dijital materyallerin internet geçmişi çıkarımlarından, örgütün propagandasını yaptığı bilinen sosyal medya hesapları ve internet sitelerini takip ettiği, buralarda paylaşılan bazı ses ya da video kayıtlarını izlediği, haber ve yorumları okuduğu belirtilmiştir. Kişilerin örgütün propagandasını yapan sosyal medya hesaplarını ve internet sitelerini çok farklı amaçlarla takip edebildikleri bilinen bir gerçektir. Kamu makamlarının, bir kimsenin örgütün propagandasını yapan internet sitelerine ve sosyal medya hesaplarına girmesinin ve bunları takip etmesinin örgütsel amaçla yapıldığını gösteren somut olguları ortaya koyamadığı sürece bunların suç işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Somut olayda soruşturma ve kovuşturma makamları başvurucunun örgütsel bir amaçla bu siteleri ve sosyal medya hesaplarını takip ettiğini ortaya koyabilmiş değillerdir. Bu nedenle başvurucunun örgütün propagandasını yaptığı bilinen sosyal medya hesapları ile internet sitelerini takip etmiş olmasının başvurucu ile FETÖ/PDY arasındaki mensubiyet ilişkisini ortaya koyan bir olgu olarak değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir. Yargıtayın benzer nitelikteki verilere ilişkin olarak yaptığı değerlendirmelerin de aynı özellikte olduğu görülmektedir (bkz. § 45).

@Aklima sayın aklima bu Emsal kararı komisyon benim gibi kyok kararı ve incelemesi devam edenleri etkisi nasıl olabilir? Komisyon raportörleri bu Emsal kararları uyguluyorlar mı? İrtibat iltisak ile ilgili Aym den beklenen karar bumu olur? Teşekkürler 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Emeklilik yaş haddini dolduran  KHKlıların durumu ne olacak? Herkese hayırlı akşamlar, Bundan 15 gün kadar önce  “ Yaş Haddini dolduranların durumu ?”       başlığıyla aşağıdaki içeriği iletmiştim. Gönderdiğim içerikle ilgili herhangi bir yorum, bir cevap olarak herhangi bir şey göremediğim için  bir kez daha buraya bırakmak istedim. Umarım çok alakasız bir konu değildir.  Kendimle alakalı birkaç hususu aşağıda kısaca ifade etmek istiyorum: 672-MEB.                                                                                                           Durumum: Adli işlem yok (Emniyette alınan bir ifadeden sonra hakkımda savcılığın  verdiği KYOK kararı var). En son Aralık 2022 de yaptığım BİMe istinaf başvurum 16 aydır beklemede, herhangi bir hareket yok. OHAL Komisyonunda 27 ay, yine İdare mahkemesinde 28 aydan fazla bekletilerek RET kararları verildiği için ve on altı aydır istinaf dilekçem BİM de hareketsiz bekletildiği için bu zamanlara kaldık.                                                                                                                                                                                                                                                                                     Kriterler: Sendika -Dernek-Medya-Kimse Yokmu.. 2017 Mart ayından bu yana emekliyim. Fakat emekli ikramiyesi alamadım, Emekli  Sandığı hizmetim 25 yıldan 3 ay eksik olduğu için. (9 yıla yakın SSK lı olarak özel okullarda öğretmenliğim oldu.) İki yıl önce oğlumu evlendirdim. İki aylık bir kız torunum var. Hayatıma yaşama sevinci katan, beni  mutlu eden bir vetire, bir gelişme olduğu için torunum olduğundan sözetme ihtiyacı hissettim . Çok şükür Emekli maaşım eşimle beraber geçinip gitmeye yetiyor şu an.. Fakat yaşım ilerledi. Emeklilik YAŞ HADDİM DOLDU. Yani farz-ı muhal İade olsam bile çalışmam yasal olarak mümkün olmayacak, iadenin benim için fazla bir anlamı olmayacak gibi. Bölge  İdare  Mahkemesinin değerlendirmesinin RET olması durumunda, Danıştayın olumlu veya olumsuz kararlarını, sürecin olumsuz devam etmesi durumunda AYM başvuru safhasını beklemekten başka yapabileceğimiz yada yapmamız gereken  bir şeyler var mıdır bu safhada diye (Tabii ki bütün bu aşamaları tamamlamaya yetecek bir ömrü Allah lutfederse ) sorular sormak isterim cevap verebilecek veya yorum yapabilecek olan  arkadaşlara..  (AİHM’nin Yüksel Yalçınkaya kararından sonra EK BAŞVURU yapmamın bana bir getirisi olabilir mi diye sormaya gerek bile duymadım-Çünkü bir yararı olmaz diye düşünüyorum.)                                                                                                             Yoksa biteceğe benzemeyen bu sıkıntılı süreçleri, davalarımızı; çocuklarımıza, torunlarımıza negatif anlamlar yüklü bir miras olarak bırakmak, devretmek zorunda mı kalacağız..? Ya da biz bu dünyadan göçünce bu davalar, bu mahkemeler ve süreçler bizimle beraber kapanacak mı? Şu an için hiçbir öngörüde bulunamıyorum. Siz ne dersiniz? Ya da diyecek sözü olanlar var mıdır arkadaşlar arasında? Forumu düzenli olarak takip edemesem de Foruma ellerinden geldiğince, değerli yorumlarıyla, görüşleriyle, bilgileriyle, tecrübeleriyle katkı veren, rehberlik yapan, yardımcı olmaya çalışan çok güzel gönüllü arkadaşlar olduğunu biliyorum. Hepsine, hepinize çok teşekkürler ediyorum, yüreklerine sağlık diyorum. Avukatım olmadığından başvuru süreçlerinde dilekçelerimi hazırlarken bu arkadaşların katkı ve önerilerinden yararlandığımı ve özellikle bu arkadaşlara teşekkür borçlu olduğumu burada belirtmek isterim. Bu sıkıntılı sürecin hepimiz için herkes için en kısa sürede bitmesini gönülden diliyorum ve istiyorum.  Allah hepimizin yardımcısı olsun.      17/04/2024 
    • @werwer17 @geçer elbet... Öncelikle zaman ayırıp cevap veren siz değerli arkadaşlara teşekkürler. Maalesef sindirilmişçesine ve bu ülkede yaşama hakkımız yokmuş gibi bir muamele ile karşılaştığımızdan dolayı bu tip sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Pazartesi mülakata gittim ve KHK' lı olduğumu söylediğimde karşımdaki insan başını öne eğip "hımm" yaptı ama pek oralı olmadı ve ayrıntıda sormadı. Bugün ise katılış yaptım. Katılışımı yapan personel "önceden 4c kaydınız varmış son çalıştığınız yer size sigorta kaydı yapmadı mı" diye sordu. Bende "sigorta yapmadığı için işyerinden kaçarcasına ayrıldım" dedim. Başka da birşey sormadı. Bugün e-devlet' ten kontrol ettiğimde 4a girişimi gördüm. Dediğiniz gibi kimi umursuyor, kimisi içinde hiç önemli değil. Sorulmadığı sürecede söylemeyede gerek duymuyorum.İleride de sorun olacağını düşünmüyorum. İhraç edileli 7 yıl + 3.5 ay oldu. 2023 seçimlerinden çok umutluydum ama maalesef beklediğim gibi olmadı. Birşeyler yapıp sigortalı bir işe girmek için bazı nedenler ve bekletilerden dolayı çok geç oldu ama bir yerden başlamak lazımdı. Hayırlısı böyleymiş demek. Allah hepimizin sonunu hayır eylesin ve çalınmış hayatlarımızı geri almayı nasip etsin inşallah.
    • @The Oracle hocam işveren geçmiş çalışma bilgilerinize ulaşamıyor merak etmeyin siz soylemedikce onlar tespit edemez. Ben de bazı yerlerde söyledim bazı yerlerde söylemedim. Söylediğim yerlerde sıkıntı yapmadi. Özel sektörde işveren işine bakar. Zaten artik herkesin çevresinde illaki tanıdığı bir KHK li tanıdığı ya da yakını var.  
    • @The Oracle hocam öncelikle merhabalar; Benim ilk  SGK 4/A kaydım devlete oldukça çok miktarda borcu olan bir özel kurum tarafından yapıldı. İlk sigorta kaydım 1 temmuz 2019 da yapılmış dün baktım. Toplamda 3 kurumda SGK kaydım var.Durumu 1 i önceden biliyordu. Diğer 2 sine zamanla ben söyledim. Açıkçası yapılan işten memnun olunca işverenler/ IK / Muhasebe departmanı bu konuyu çok önemsemiyor. Hatta birisine gittim özellikle sordum öyle bir KHK ile kodlama çıkmıyor demişti. Ben SGK konusunda zorlukla karşılaşmadım. KHK lı olduğunuzu söylemenize gerek yok. Sigorta bildirimi yaparken çıkacağını zannetmiyorum çünkü sizde 4/A hanesi boş. ( Daha önceden özel sektörde çalışmadıysanız boş olmalı ) 4/C ye de onlar erişemeyeceğine göre içiniz rahat olsun.
    • Değerli arkadaşlar öncelikle hepinize iyi günler. Daha önceden bilgi edinmek istediğim bu konu hakkında farklı meslek gruplarını ilgilendiren sorular sorulduğunu ve forumda birçok cevap verildiğini biliyorum ama acaba son durum nedir diye tekrar sormak istedim. İhraç edildiğim Ocak 2017' den itibaren çalışıyorum ama SGK kaydım yok ve maalesef işyeride kayıt yapmaya yanaşmıyor. Bunun böye devam edemeyeceğine geçte olsa karar verdim ve sigorta kaydı olacak şekilde iş aramaya başladım. Bazı işyerlerine görüşme için gittiğimde KHK' lı olduğumu söylemedim. Söylesem muhtemelen baştan reddecekler. Herhangi bir işyerine KHK' lı olduğumu söylemeden girsem acaba sigorta bildirimi veya kaydı yaparken bu bilgiler gözüküyor mu? Net bir bilgisi olan varsa cevap verebilirse sevinirim. İş yerine girersem tabiri caizse sonradan papaz olma ihtimalimiz var. :(( Maalesef toplum hala bu konuda bilgisiz ve duyarsız.
  • Şimdi Popüler

×
×
  • Yeni Oluştur...