İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

MSA

sıkça sorulan Göreve İade Olanlar İçin İdare Aleyhine Tazminat Davası Açma (Tam Yargı Davası)

Önerilen Yorum

İdareye Karşı Açılacak Tazminat (Tam Yargı) Davası

Genel Olarak,

Tam yargı davası, idari yargı türlerinden biri olup, idari işlem veya eylem nedeniyle hakları ihlal edilenler tarafından idareye karşı açılır. 

Tam Yargı Davası,

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ilgili maddesine göre:

İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

 

İdari işlem veya eylem sonucunda hakları ihlal edilen kişiler tam yargı davası açabilecektir. Tam yargı davası bir ‘’tazminat davası’’ niteliğinde olup, idarenin eylem/işlemi ile oluşan zarar arasında illiyet bağı da bulunmalıdır.

Görevli Mahkeme: Tam yargı davalarında görevli mahkeme, aksi özel kanunlarda belirtilmedikçe, idare mahkemeleridir. (Danıştay Kanunu madde 24’te sayılan davalar, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülür.)

Yetkili Mahkeme: İdari sözleşmelerden doğan tam yargı davaları, genel yetkiye tabi olup dava konusu idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. Bunlar dışında kalan tam yargı davalarında yetki hususu ise İYUK madde 36’da düzenlenmiş olup:

  • Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili idare mahkemesi,
  • Şayet zarar bayındırlık-ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi bir eyleminden doğmuşsa hizmetin görüldüğü/eylemin yapıldığı yer idare mahkemesi,
  • Diğer hallerde davacının ikametgahı yer mahkemesi yetkilidir.

Tam Yargı Davalarında Ön Koşul (Hak İhlali): Tam yargı davaları, işlem veya eylemden hakkı ihlal edilenler tarafından açılabilir. İptal davalarında menfaat ihlali aranmasına rağmen, tam yargı davasında hak ihlali aranmaktadır. Hak ihlalinin mevcut olup olmadığı, her bir olayda yargı makamlarınca değerlendirilir.

Önce İdareye Başvuru Zorunluluğu,

İdarenin eylemi dolayısıyla hakkı ihlal edilen ilgili, idari dava açmadan önce bu eylemi yazılı bildirim üzerine veya başka surette öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye başvurmalıdır. Bu başvuruda, idari eylem nedeniyle hakkı ihlal edilen ilgili, haklarının yerine getirilmesini istemelidir.

Bu başvuru sonucunda:

  • İlgilinin isteğinin kısmen veya tamamen reddedilirse, ret konusundaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren,
  • İstek hakkında 60 gün içinde cevap verilmezse, bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir.

Kural bu olmakla beraber kanunda getirilen istisna gereği,

Şayet tam yargı davası, idari yargıda açılması gerekirken, yanlış yargı yolu seçilerek ‘’adli’’ veya ‘’askeri’’ yargıda açılmış ve işbu dava, görev yönünden reddedilmişse, sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda ‘’önce idareye başvuru zorunluluğu’’ aranmaz.

Husumet: İdari eylemi gerçekleştiren idareye karşı dava açılmalıdır. Şayet bu yapılmazsa mahkemece, gerçek hasma tebliğ kararı verilir.

Dilekçe Düzeni: Danıştay, idare ve vergi mahkemeleri başkanlıklarına hitaben yazılması gereken dilekçelerde uyulması gerekli şekil kuralları İYUK madde 3 ve 5’te sayılmıştır.

Tam Yargı Davası Açılma Sebepleri,

Hizmet Kusuru: İdare, yürütmekle yükümlü olduğu sağlık, eğitim, güvenlik gibi kamu hizmetlerini yerine getirirken, hizmetin gereklerine uygun davranmak zorundadır. Bu hizmetlerin geç işlemesi, hiç işlememesi veya kötü işlemesi idarenin hizmet kusuruna yol açar. İdarenin kusur sorumluluğunun doğması için meydana gelen maddi ve/veya manevi zarar ile idarenin eylemi arasında nedensellik bağı olmalıdır.

Kusursuz Sorumluluk Halleri: İdare, yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetlerini ifa ederken yalnızca kusuruyla meydana gelen zararlardan sorumlu değildir. Bunun yanında bazı kusursuz sorumluluk halleri de idarenin sorumluluğuna yol açabilmektedir. Yargı kararlarıyla kabul edilen bu kusursuz sorumluluk hallerini şu şekilde sıralamamız mümkündür: Fedakarlığın denkleştirilmesi, sosyal risk (terör olayları neticesinde uğranılan zararlar) ve tehlike ilkeleri.

Tazmini İstenebilecek Zararlar,

Kişiler, idarenin eylem veya işlemi nedeniyle zarara uğramış olabilir. Bu zararlar maddi veya manevi nitelikte olabilir. Maddi zarar kişinin malvarlığında meydana gelen parasal eksilmelerdir; manevi zararsa işlem veya eylem sonucunda kişilerin yaşadığı elem, keder, ıstıraptır. Örnek vermek gerekirse, bir devlet hastanesinde yanlış bir tıbbi müdahale uygulanması sonucu kolunu kaybeden bir kişi, Sağlık Bakanlığı’nı hasım göstererek açacağı tam yargı davasında hastane masrafları, çalışma gücünün kaybı vs. zararları için maddi tazminat; yaşadığı elem, keder ve ıstırap için manevi tazminat talep edebilecektir.

Netice itibariyle,

İdarenin sorumluluğunu ortadan kaldıran nedenler mevcut değilse idare, yukarıdaki sorumluluk ilkeleri gereği kişilerin uğradığı maddi ve/veya manevi zararları tazminle yükümlüdür.


• 679 KHK EGM • İade 20.11.2019 • Tebliğ 29.11.2019 • Atama 05.08.2020 • Göreve Başlama 14.09.2020 • Emeklilik LOADING...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



×
×
  • Yeni Oluştur...