İçeriği gör
Aklima

emsal karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/5673 E. ,  2019/24484 K. Sözleşmeli Personel İşe İade Kararı

Önerilen Yorum

Kişinin eşi fetö den tutuklu diye Basın Yayın Kurulu tarafından 667 ye dayanarak işten çıkarılıyor. Hakkında başka hiç bir ey yok. Hatta çıkarılma gerekçeside mahkeme safhasında öğreniliyor. İlk derece mahkemesi red ediyor, istinaf red ediyor, Yargıtay bozuyor. Bozma kararına ilk derece mahkemesi uyup araştırma yapıyor. Kişi hakkında hiç bir şey bulunamıyor. Ancak bu kezde ilk derece mahkemesi kişinin eşiyle alakalı durumu şüpheli fesih olarak kabul ediyor ve yine red kararı veriyor.Temyizle tekrar aynı yargıtay dairesine gidiliyor. Yargıtay daireside işçinin hakkındaki şüpheyi haklı çıkaracak herhangi bir davranışı tespit edilemediği için işe iadesine karar veriyor.

İlk derece mahkemesinin ilk red kararı akıllara zarar; "...667 sayılı Ohal KHK'nin 4/2. maddesindeki "kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler" hükmü gereği işe iade yolunun kapalı olduğu, yapılan işlemin mevzuat hükümleri uyarınca yasal olduğu, feshin geçerli olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir." adamın red gerekçesine bakınız, mevzuatı okuyunca anladığına bakınız.

Karar güzel bir karar, ancak kişi şube müdürü. İşçi statüsünde birisinin şube müdürü olması durumunu anlayamadım.

22. Hukuk Dairesi         2019/5673 E.  ,  2019/24484 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait işyerinde ... Şube Müdürü olarak işe başladığını, 07.04.2015 tarihinde ise ... Şube Müdürlüğü' ne atandığını ve yaklaşık 6 yıl şube müdürlükleri görevinde çalıştığını, davacı ile işe başladığı tarihte imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 29.07.2016 tarihinde herhangi bir geçerli hukuki sebep gösterilmeksizin feshedildiğini, iş sözleşmesine ait fesih ihbarının 01.08.2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, yapılan feshin haksız olduğunu, davacının çalıştığı süre boyunca ahlaken ve hukuken bir hata yapmadığını, özverili ve düzenli çalıştığını, işveren tarafından sürekli takdir edildiğini, tüm bu nedenlerle, davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliği ile işe iadesine, boşta geçen süreye ilişkin 4 aylık ücret alacağının ve diğer haklarının 29.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı işverenden tahsiline, başvurusuna rağmen davacının yasal süresi içinde işe başlatılmaması halinde 8 aylık ücret tutarında işe başlatmama tazminatının 29.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı işverenden tahsiline, mahrum kaldığı hakların iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı tarafından açılan davanın öncelikle yetkisizlik ve görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, davacının, iş akdinin olağanüstü hal gerekleri kapsamında ve 667 sayılı KHK çerçevesinde feshedildiğini, kanun ve usule uyun olarak yetkili ve görevli kurum organlarınca görevine son verilen davacının haksız ve mesnetsiz iddia ve talepleri nedeniyle açılan davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece; davacının iş akdinin, 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uyarınca değil, ülkede 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan olağanüstü dönem sebebi ile Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkartılan 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. Maddesine dayandığı, KHK uyarınca belirlenen usul ve şartlarda sona erdirildiği, kamu kurumu olan işverenin 667 sayılı KHK açıklanan görev ve yetkiyi kullandıkları, olağan koşullar için İş Kanunu'nda öngörülen işe iade müessesinin olağanüstü hal ve KHK kapsamına giren fesihlerde uygulanma olanağı bulunmadığı, özel nitelikteki 667 sayılı Ohal KHK'sının 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18 ve devamı maddelerinin önüne geçtiği, 667 sayılı Ohal KHK'nin 4/2. maddesindeki "kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler" hükmü gereği işe iade yolunun kapalı olduğu, yapılan işlemin mevzuat hükümleri uyarınca yasal olduğu, feshin geçerli olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; Davacının, kamu tüzel kişiliğine haiz kurumda şube müdürü olarak çalıştığı, kurumun Genel Müdürlüğü'nün İstanbul'da bulunduğu, ancak ... dahil olmak üzere başka illerde şubelerinin bulunduğu, davacının da en son olarak kurumun ... şubesinde çalıştığı, çalışmasının sürdüğü dönemde kurumun yetkili birimlerince alınan ve örneği özlük dosyası ile birlikte dosya içerisine sunulan 29.07.2016 tarihli 2016-201-16-5 takrir numaralı yönetim kurulu kararı ile davacı ve diğer 3 çalışanın görevlerine 667 sayılı KHK'nin m.4/1-g ve 195 sayılı Kanun uyarınca FETÖ/PDY ile ilgili yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilerek kıdem ve ihbar tazminatları ödenmek suretiyle görevlerine son verildiği ve bu yasal yetki nedeniyle yapılan fesihlerde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18 ve devamı maddelerdeki geçersizlik koşulları aranmayacağından iş akdinin geçerli nedenle feshedildiğinin kabul edilmesi gerektiği dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin, istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce; somut olayda; iş akdinin feshine ilişkin Yönetim Kurulu Kararı'nın dayanağını teşkil eden delillerin dosyaya sunulmadığının anlaşıldığı, davacının iş akdinin feshine dayanak objektif değerlendirmelerin neler olduğunun, hangi bilgi ve belgelerin feshe gerekçe yapıldığının davalı işverenden araştırılması gerektiği; ayrıca davacı hakkında mevcut ise adli ya da idari soruşturma evrakları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı'nın Terörle Mücadele, Kaçakçılık, Organize Suçlar ve İstihbarat ile ilgili birimlerinden ve Bilgi Teknolojileri Kurumundan varsa davacı ile ilgili bilgi ve belgeler ile yine Bank Asyaya açılmış mevduat hesapları, hesap hareketleri ve bankacılığa ilişkin işlemler olup olmadığının sorulması, tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan ilk derece mahkemesince, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Bilgi teknolojileri Kurumu, Banka Asya'dan gelen müzekkere cevaplarının tetkikinde; Emniyet Genel Müdürlüğünün 14.03.2018 tarihli yazısında davacı hakkında Fetö/PDY kapsamında işlem yapıldığının tespit edildiği, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Organize suçlar bürosundan genel yazı cevabında ; davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan soruşturma açıldığı ... Sulh Ceza Hakimliğinin 28.11.2017 tarih ve 2017/552 sorgu no ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 109. Maddesinin 3.fıkrasının (a)bendi gereğince Adli kontrol olarak şüpheli hakkında yurt dışı çıkış yasağı konulmasına (b) bendi gereğince imza atması suretiyle adli kontrol altına alınmasına karar verildiğinin bildirildiğinin görüldüğü, Basın İlan Kurumu' ndan davacının iş akdinin feshine dayanak bilgi ve belgelerin dosyaya celp edildiğinin görüldüğü; belgelerin tetkikinde davacının eşi . ...'nun Fetö/PDY üyesi olma suçundan tutuklandığı, davacının da Basın ilan Kurumunun 29 Temmuz 2016 tarihli kararıyla Fetö/PDY ile ilgili yapı oluşum veya gruplara üyeliği , mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilmek sureti ile görevine son verildiğinin bildirildiğinin tespit edildiği, davacı her ne kadar mahkeme huzurunda davalılar aleyhine işe iade davacı açmış ise de davacının iş aktinin 667 sayılı KHK hükümleri çerçevesinde feshedildiği, davacının FETÖ/PDY'ye üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı, yahut bunlarla irtibatı olduğunu inceleme ve araştırma yetkisi ve görevinin mahkemede olmadığını, davacının işe iadesine de karar verilemeyeceği ayrıca işverende davacıya karşı haklı ve katlanılması beklenemeyecek bir şüphenin oluştuğu ve bu şüphenin taraflar arasındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açtığı, mevcut durum itibariyle şüphe feshinin koşullarının en azından geçerli fesih boyutunda oluştuğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Somut uyuşmazlıkta, davacının iş sözleşmesi, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca 29.07.2016 tarihli 2016-201-16-5 takrir numaralı yönetim kurulu kararı ile FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olduğu şüphesi bulunduğu iddiasıyla işverence feshedilmiştir.
Dairemizin 03.10.2017 tarihli, 2017/40038 esas - 2017/20362 karar sayılı bozma ilamı uyarınca İlk Derece Mahkemesi tarafından feshe neden olabilecek bilgi ve belgelerin tespiti adına araştırma yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya gelen cevabi yazılarda davacı hakkında iş akdinin feshinden sonra açılan bir soruşturma olduğu, bunun haricinde belge ve delile rastlanılmadığı belirtilmiştir.
Dairemizce davacı hakkında FETÖ/PDY örgütüne üyelik suçundan açılan soruşturmanın akıbetinin sorulduğu, ... Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'ndan gelen cevabi yazıda; ''Suç duyurusuna konu CD içeriğindeki konuşma dökümlerinde şüphelilerin örgütsel faaliyetlerine devam ettikleri konusunda bir konuşmanın bulunmadığı, her iki şüphelinin de FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılamalarının bulunması nedeni ile yargılamalarına ilişkin yapacakları savunma içeriği ile ilgili konuştukları kanaatine varıldığı,
Şüphelilerin haklarında açılan kamu davasından sonra FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile ilgili örgütsel faaliyetlerine devam ettikleri hususunda somut delil elde edilemediği anlaşıldığından şüpheliler hakkında ayrı ayrı kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına,'' kararının verildiği görülmüştür.
Yukarıda bahsedilen araştırma sonuçları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı işçinin şüpheyi haklı kılacak herhangi bir davranışı tespit edilemediği anlaşılmakla davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-... 1. İş Mahkemesi' nin 28.02.2019 tarih ve 2018/5 Esas, 2019/181 Karar sayılı kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalı tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin beş aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 44,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan 29,20 harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 2.725,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 516,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 26.12.2019 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.

 


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • Benim de 2 yil aradan sonra 15. Idare mahkemesinde kuzu gibi yatan dosyamdan 5 gün önce nüfus kayıt örneği çıkartılmış gözüküyor. Bir hareketlilik var sanırım artık karara çıkacak. Hadi bakalım hayırlısı ☺ dualarinizda bana da yer verin😊
    • Danıştay Onama kararından sonra ne yapıyorduk arkadaşlar? AYM 'ye başvuru yapıyoruz galiba ama kaç gün içinde bilen var mı? Bir de sağlam idare hukukçusu avukat lazım yoruldum bıktım artık...
    • @Karagöz çok teşekkür ediyorum hocam darısı herkesin başına olsun tüm üyelerimizden güzel haberleri görmek dileğiyle 🙏🏻☺️
    • @Gül reçeli ve diğer idare Mahkemesinden iade olanlar için yararlı bir başlık: https://forum.khkhaber.com/forum/68-i̇stinaf/ ( Burada oldukça fazla Örnek var )  ben kendi dilekçemi buraya yorum olarak yazdım.   Dosya Linki : https://file.io/ldKx08FKHqhd 
    • T.C. ANKARA BÖLGE İDARE MAHKEMESİNE Gönderilmek üzere ANKARA                                                XX. İDARE MAHKEMESİNE     ESAS NO                    : 2023/xxx KARAR NO               : 2024/xxx   İSTİNAFA CEVAP VEREN DAVACI                     : Sizin Kendi Bilgileriniz   DAVALI                     : TÜRKİYE CUMHURİYETİ MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI                                         Devlet Mah. Yahya Galip Cad. 06100 Bakanlıklar / ANKARA   KONU                           : Usul ve hukuka uygun Ankara xx.İdare Mahkemesinin Esas No: 2023/xxx, Karar No: 2024/xxx sayılı karara karşı Davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi talepli istinafa cevap dilekçesi     AÇIKLAMALAR        :   1. FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatlı ya da iltisaklı olduğum gerekçesiyle kamu görevimden çıkarılma işlemine karşı açtığım iptal davası Ankara xx. İdare Mahkemesince görülmüş ve mahkemece alınan ara kararlar ile 12 farklı kurumdan bilgi ve belgeler talep edilmiştir. Bahse konu kurumlardan mahkemeye gönderilen belgelerde, FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatlı ya da iltisaklı olduğumu gösteren somut, kesin, hukuken denetlenebilen herhangi bir bilgi olmadığından, davalı idarece hakkımda tesis edilen kamu görevinden çıkarılma işleminde hukuka uyarlılık bulunmamış ve dava konusu işlem oybirliği ile iptal edilmiştir.   2. Davalı idare ise söz konusu karara karşı, aleyhime tek bir somut bulgu ortaya koymaksızın istinaf talebinde bulunmuştur. Söz konusu istinaf talebi usule ve hukuka açıkça aykırı olduğundan reddine karar verilmelidir. Şöyle ki;   Dava dilekçem ekinde sunduğum deliller, mahkemece yapılan geniş çaplı araştırmalar, şahsımın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği ve mensubiyeti veya irtibat yahut iltisak noktasında dahi en ufak bir bağlantısının olmadığını ortaya koyan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020/xxxxxx soruşturma 2020/xxxxx karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararı (KYOK) ve yine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020/xxxxxxx sayılı soruşturma 2022/xxxxx karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararı (KYOK), davalı idarenin soyut savunması ile şahsımın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibat, iltisak veya bağlantılı olduğuna dair hiçbir somut delil, veri, bilgi, yahut emarenin dahi bulunmadığı tartışmasız bir biçimde sübuta ermiştir.   Her ne kadar davalı idare sadece şahsımın irtibatlı yahut iltisaklı olduğu "değerlendirmesinin" yeterli olduğunu savunmakta ise de idarenin kanunda "terör örgütleri ile irtibat yahut iltisaklı oldukları değerlendirilen" ibaresinde geçen "değerlendirmenin" tatbikinin keyfi veya takdiri olamayacağı, bu türden bir değerlendirmenin veya kanaatin kuşku götürmez bir tespite, bilgi veya belgeye dayandırılmasının zorunlu olduğu tartışmasızdır.   Davalı idare tarafından şahsım hakkındaki "kanaatin" somut, kesin, hukuken denetlenebilir herhangi bir tespite, bilgi veya belgeye dayandırılamadığı davalı idare tarafından verilen cevapla ortaya çıkmıştır. Hal böyle iken dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ve idare mahkemesince verilen iptal kararının da yerinde olduğu konusunda hiçbir duraksama bulunmamaktadır.     SONUÇ VE TALEP            : Yukarıda açıklanan gerekçeler ve re’sen tespit edilecek nedenlerle;   Davalı idare tarafından hakkımda tesis edilen kamu görevinden çıkarılma işleminin iptaline dair İdare Mahkemesi kararında usule ve hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı idarece hiçbir haklı gerekçeye dayanılmaksızın yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmesini talep ederim.                                                                                                                       Ad  SOYAD                                                                                                            TCKN       LİNK ==> https://file.io/ldKx08FKHqhd    
×
×
  • Yeni Oluştur...