İçeriği gör
Aklima

emsal karar Yargıtayın Ankesör Davalarında Teknik Olarak Nasıl Yaklaştığına Dair Karar-2, 16. Ceza Dairesi 2019/11036 E., 2020/576 K.

Önerilen Yorum

Aşağıdaki kararda yargıtayın ankesör davalarına nasıl yaklaştığı ve hangi gerekçelerle ankesör aramalarını örgüt araması kabul ettiği hususunda açıklamalar mevcut.

Kararda ceza kararı onanmış. Ankesörlü aramaların sayısı, periyodik arama tespiti ve tanık beyanları. Yani tek başına ankesör aramaları  değil. Ardışık olarak arandığı bahsedilen kişilerden bu kararda bahsedilmemiş.

Dikkatimi, çeken husus aramalardan bahsedilmeden önceki son paragraf. Sanki HTS kayıtlarının hukuki olmadığı yönünde bir temyiz başvurusu yapılmış. Yani bütün dosyadaki deliller için değil. Bunu düşündüren başka bir bedende Kararın başından itibaren hep HTS kayıtlarının incelenmesinin hukuki olması ve hak ihlali olmadığı yönünde uzun bir açıklamaya yer verilmesi. Yani; kuvvetle muhtemel kişi sadece HTS kayıtlarından dolayı ceza almamış.

16. Ceza Dairesi         2019/11036 E.  ,  2020/576 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Sivas 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.04.2019 tarih ve
2018/204 - 2019/127 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmak
Hüküm : Sanığın TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 3, 5, TCK’nın 62/1-2, 53/1-2-3, 58/9, 63 maddeleri
gereğince mahkumiyetine ilişkin yapılan istinaf
başvurusunun esastan reddi.

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 5 ve 22. maddeleri gereğince güvenli elektronik imza ile imzalandığı belirtildiği halde, 182513 sicil numaralı katip tarafından elektronik olarak imzalanmadığı anlaşılmakla, eksikliğin mahallinde giderilmesi mümkün görülmüştür.
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih ve 2017/956 - 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih ve 2015/3 - 2017/3 sayılı kararı ile Dairemizin temyiz incelemesi sonucu vermiş olduğu 14/07/2017 tarihli 2017/1443- 2017/4758 ve 13/11/2019 tarihli 2018/5526 - 2019/6842 sayılı kararlarında açıklandığı üzere;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün mahrem hizmet ve yapılanması olarak adlandırılan yapılanması, Devletin en kritik ve operasyonel birimlerine sızarak örgüt hesabına yürütülen gizli faaliyetlerde bulunan bir yapı olup, örgüt mensubu sayısı mahrem yapılardan olan Türk Silahlı Kuvvetlerinde süreç içinde artarak TSK birimlerini yönlendirebilecek ve kontrol altında tutabilecek bir güce kavuşmuştur.
FETÖ/PDY’nin Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve Milli İstihbarat Teşkilatları içerisinde yer alan mensupları bu örgütün “Silahlı Kanadını” oluşturmuştur.
FETÖ/PDY’nin, TSK içerisinde diğer yapılanmalarından farklı bir yapılanmaya gittiği, tamamen hücre tipi, birbirinden habersiz ve bağımsız üniteler oluşturduğu, bu ünitelerin sivil kişilerin sorumluluğunda üst düzey komutanlar (general, albay, yarbay, binbaşı), alt rütbede subaylar (teğmen, üsteğmen, yüzbaşı) ve astsubay gruplarından oluştuğu tespit edilmiştir. FETÖ/PDY, askeri öğrenci olarak TSK’ya yerleştirdiği mensuplarını ikişer üçer kişiden oluşan, birbirinden ayrı ve habersiz hücreler halinde abi olarak tabir ettikleri örgüt üyelerinin sorumluluğuna vermiş, kod adı vererek gerçek isimlerini gizlemiş, bu örgüt üyelerinin, hiçbir hücre diğer bir hücreden haberdar olmayacak şekilde, ayda sadece bir-iki kez örgütün evlerine gitmelerini sağlayarak ya da dışarıda yüz yüze görüşerek deşifre olmalarının önüne geçmeye çalışmıştır. TSK’ya sızan elemanların korunması, orduda tutunabilmesi ve arkadan gelenlerin önünün açılabilmesi için her türlü yol ve yöntemin uygulandığı anlaşılmıştır.
FETÖ/PDY, örgütsel tüm uygulamalarında olduğu gibi haberleşme yöntemlerinde de gizliliği esas alarak iletişim sağlamaya özen göstermiş ve bu amaçla yüz yüze (buluşma), canlı kurye, kriptolu IP hattı, not ile haberleşme, basın yayın üzerinden talimat verme, sosyal medya, telefon (GSM, operasyonel hat, ankesör, büfe arama), iletişim ve haberleşme programları (ByLock) şeklinde birbirinden faklı iletişim yöntemlerini kullanmıştır. FETÖ/PDY’nin askeri mahrem yapılanmasında, örgütün mahrem sorumlularının sevk ve idaresi altındaki askeri personel ile deşifre olmayı engellemek maksadı ile irtibat kurma yollarından birisinin de; “Kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, iddia bayii ve lokanta gibi işletmelerde bulunan ve ücret karşılığı kullanılan sabit (kontörlü/voip) hatlar ile Türk Telekom’a ait ankesörlü telefon hatlar” olduğu tespit edilmiştir. FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün “sohbet” olarak adlandırdığı örgütsel toplantıları devam ettirmek için elzem olan askeri personel ile irtibatlarında gizliliğe çok önem verdiği; FETÖ kapsamında yürütülen soruşturmalardaki şüphelilerin hatları ile kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta ve benzeri gibi sair işletmelerde kurulu bulunan ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatların HTS kayıtlarının incelenmesinde, ardışık arama (yakın zaman diliminde birbirini takip eden peşi sıra), periyodik arama (farklı tarih ve zaman diliminde belirli gün aralığı dahilinde) ve tek arama şeklinde iletişimin gerçekleştirildiği ve irtibat sağlandığı saptanmıştır.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün TSK içerisindeki mahrem yapılanmasında faaliyet yürüten ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan bazı şüpheliler vermiş olduğu ifadelerinde ankesör-sabit hat (büfe-market vb.) aramaları konusunda, özetle; TSK içindeki bir kişinin örgüt adına aranacaksa kontörlü telefonu bulunan büfe, market ve kuruyemişçilerden arandığını, bunun bir tedbir olduğunu beyan etmişlerdir.
Yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine sızmış mensuplarının bir kısmı ile özellikle geçmiş yıllarda kullandıkları bir sistem olan büfe, market ve benzeri yerlerdeki ücretli telefonlar veya kontörlü telefonlar ile haberleşmek suretiyle örgütsel iletişimin kurulduğu, arama işleminin genellikle tek taraflı ve kısa süreli olduğu, sadece sorumlu şahısların arama işlemini yaptığı (askeri şahıs tarafından karşı arama yapılmadığı, askeri personelin de çok sık olmamakla birlikte mahrem sorumlusuna ulaşmak istedikleri durumlarda aradığı), sorumlu şahıs tarafından aranan askeri personelin büyük kısmının rütbe, makam ve sınıf olarak genelde denk oldukları, genel olarak her sivil yöneticinin sorumluluğunda birden fazla hücre bulunduğu ve hücrelerin 2-3 asker şahıstan (askeri öğrenci ve/veya muvazzaf personel) oluştuğu, bu asker şahısların da aynı Kuvvete mensup olup aynı rütbede bulundukları (istisnai olarak farklı rütbe ve/veya Kuvvetlere mensup asker şahıslardan bir hücre oluşabildiği, örneğin; sivil sorumlunun astsubaylardan oluşan grubunun yanında astsubaylıktan subaylığa geçen askeri personelle de ilgilenebileceği) tespit edilmiş, tek ankesör ya da sabit hattan (market-büfe-bakkal vb.) farklı asker şahısların aranması, arka arkaya arama (ardışık arama) şeklinde olması durumu da aramanın örgütsel olduğu kanısını güçlendirmiştir.
FETÖ/PDY’nin bir iletişim aracı olarak ankesörlü/sabit hatlardan periyodik veya ardışık aramaların hukuki niteliği konusunda Dairemizin 13.11.2019 tarihli 2018/5526 – 2019/6842 sayılı kararında yapılan açıklamalarda da belirtildiği üzere, ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri çerçevesinde başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesinde ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 20. maddesinde koruma altına alınmış olan özel hayata saygıya ve özel hayatın gizliliğine ilişkin hükümler ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının haberleşme hürriyetine ilişkin 22., suç ve cezalara ilişkin esasların düzenlendiği 38., milletlerarası antlaşmaları uygun bulmaya ilişkin 90. maddesi; Ceza Muhakemesi Kanunun iletişimin tespiti ve dinlenilmesi ile kayda alınmasına dair 135., bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevinin düzenlendiği 160., Cumhuriyet savcısının görev ve yetkilerinin düzenlendiği 161., delillerin ortaya konulması ve reddine dair 206., delillerin takdir yetkisine dair 217., hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlara dair 230., hukuka kesin aykırılık hallerine dair 289. maddeleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Khan/Birleşik Krallık, 12.05.2000, B.No:35394/97, &34; Bykov/Rusya, 10.03.2009, B.No:4378/02, & 90; Khodorkovskiy ve Lebedev/Rusya, 25.07.2013, B.No:11082/06, 13772/05, & 700; Leander/İsveç, 26.03.1987, B.No:9248/81, & 59; A. ve Diğerleri/Birleşik Krallık, 19.02.2009, B.No:3455/05, & 177 kararları ile birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yargılama konusu olayın açıklığa kavuşturulması ve maddi gerçeğin bulunabilmesi için ispat amacıyla kullanılan her araç delil olarak kabul edilir. Bu manada esas olan, delilin keyfi ve açıkça dayanaktan yoksun olacak şekilde sanık aleyhine kullanılmaksızın, yargılamanın bir bütün olarak adil yapılmasıdır. Delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi ulusal mahkemelerin takdirindedir. Bir devletin terörle mücadele etmek için önlem almadan önce, felaketin gelip çatmasını beklemesi mümkün değildir. Herkesin özel yaşamına saygı gösterilmesi hakkına sahip olmasına karşılık; terörle mücadele, terör saldırılarını engellemeye yardımcı olabilecek bilgilerin toplanması, terör şüphelilerinin yakalanıp yargılanması amacıyla özel gözetleme yöntemlerinin kullanması hukuka aykırı değildir.
Suçun işlendiğini gösterir somut olgulara dayanan kuvvetli suç şüphesinin bulunması, elde edilen delilin keyfi ve açıkça dayanaktan yoksun olmayıp denetlenebilmesi, kamu düzenini bozan bir eylem olarak işlenen suçun aydınlatılamamasının ve cezasız kalmasının, toplumun dirlik ve düzeninin bozulması sonucunu doğuracağında tereddüt olmaması hususları dikkate alındığında; demokratik kurumlara, hukuk devletine, demokrasiye ve insan haklarına karşı, 15.07.2016 tarihli darbe teşebbüsünü gerçekleştiren, pek çok insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verip bir çok ağır suçu organize şekilde işleyen FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün, çok büyük bir önem verdiği, silahlı kanadını oluşturan askeri mahrem yapılanmasına yönelik yapılan soruşturmada, şüpheliler ve suç delillerine ulaşılması amacıyla Ankara merkezli ve diğer illlerde Cumhuriyet Başsavcılıklarının yasal yetkisine dayanarak hakim kararıyla geçmişe dönük elde ettiği “iletişimin tespiti (HTS)” kayıtlarının, “hukuka uygun bir delil olarak hükme esas alınmasında herhangi bir hukuki isabetsizlik bulunmadığı, yapılan işlemin “demokratik bir ülkede gereklilik” ve “orantılılık” ilkelerine uygun” olduğu, somut olay kapsamında da, kanunda yazılı esas ve usullere göre bu tedbire başvurulmasının “iletişim özgürlüğü” hakkının özünü ortadan kaldırmayacağı kanaatine varılmıştır.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının iletişim yöntemi olarak ankesörlü/sabit hatlardan periyodik veya ardışık aramalar yaptıkları yönündeki tespitlerden sonra, soruşturma makamlarınca başlangıç soruşturması kapsamında ve CMK’nın 160/1 maddesinin verdiği yetkiye dayanarak yapılan araştırmalar sonucunda; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının “sohbet” olarak adlandırdıkları örgütsel toplantılara devam etmek için kamuya açık market büfe vb. yerlerde kurulu bulunan ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatları özel yöntemlerle kullandıklarının tespit edilmeleri üzerine, CMK. 135/6 maddesi gereğince sabit hat ve ankesörlü hatlara yönelik iletişimin tespiti kararları alınarak uygulamaya konulması, bu cümleden olarak şüpheli kişilerin hatlarıyla kamuya açık, birbirinden bağımsız büfe, market vb. yerlerde kurulu bulunan sabit veya ankesörlü hatların HTS kayıtlarının incelenmesi, üçüncü kişilere ait verilerin ayıklanması ile yapılan analizler sonucunda şüphelilere ulaşılmasında hukuka aykırı yöntemlerin kullanıldığı ileri sürülemeyeceği gibi, ihlal edildiği iddia edilen hakka nazaran kamu güvenliğinin korunması ve suçla mücadele için sağlanan yararın üstünlüğünden de kuşku duyulmaması gerekecektir.
Vicdani kanının oluştuğuna ilişkin duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmalarda alınan ifadelerden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün ülke genelinde olduğu gibi sanığın görev yaptığı Elazığ ilinde de, askeri mahrem yapılanma anlamında bir yapılanmaya gittiğine yönelik kuvvetli suç şüpheleri ile yapılanma içerisinde yer alan sivil mahrem imamların örgütsel faaliyetler kapsamında örgütsel haberleşmeyi sağlamak amacıyla il genelinde bulunan, kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatları kullandıklarına ilişkin bilgilere ulaşılması üzerine, il genelinde faaliyet yürüten sabit/ankesörlü telefonlara yönelik olarak Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığınca Elazığ 2. Sulh Ceza Hakimliğinden; İl Merkezindeki kontörlü telefon ve ankesörlü telefon olarak kullanımda olduğu tespit edilen 193 sabit telefon hattına yönelik 03.01.2018 tarih 2018/77 Değişik İş sayılı karar ile, CMK'nın 135/6. maddesi gereğince iletişimin tespiti kararı alındığı, bu karara dayanılarak (HTS) kayıtlarının incelenmesinde (soruşturma konusu suç ile ilgileri bulunmayan üçüncü kişilere ait veriler ayıklanarak);
Sanığın kendi adına kayıtlı ve kullanımında olan 0 541 866 39 60 GSM nolu hattının; Elazığ ilinde bulunan Erdoğan Bakşi isimli şahsa ait 0 424 236 87 77 numaralı sabit hattan 08/05/2012 tarihinde Mustafa Koç (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 52 saniye, 26/06/2012 tarihinde Arif Alkan (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Mehmet Gürbüz Çağlayan isimli şahsa ait 0 424 233 14 26 numaralı sabit hattan 29/11/2012 tarihinde Murat Türkel (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 8 ve 52 saniye, 06/03/2013 tarihinde Caner Türkmen (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, 03/08/2013 tarihinde Mehmet Certel (Astsubay) ve Erhan İşler (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Abdulkadir Bulut isimli şahsa ait 0 424 236 10 52 numaralı sabit hattan 26/11/2012 tarihinde Hacı Fatih Kardaş (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 62 saniye, Mehmet Zülfü Yıldırım isimli şahsa ait 0 424 236 76 58 numaralı sabit hattan 01/11/2012 tarihinde Kadir Gökmen (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 34 saniye, Feti Güllü isimli şahsa ait 0 424 237 12 04 numaralı sabit hattan 02/10/2012 tarihinde Hüseyin Gölcüklü (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 52 saniye, 11/12/2012 tarihinde Kadir Gökmen (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 43 saniye, Nuri Özdemir isimli şahsa ait 0 424 237 82 19 numaralı sabit hattan 08/11/2012 tarihinde Hüseyin Gölcüklü (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 96 saniye görüşmeler gerçekleştirildiği, yine 01/06/2011-03/08/2013 tarihleri arasında 23 kez ankesör/sabit hatdan periyodik olarak tekil aranma kaydının bulunduğu;
Sanığın kendi adına kayıtlı ve kullanımında olan 0 543 223 39 63 GSM nolu hattının; Elazığ ilinde bulunan Muhammet Eser isimli şahsa ait 0 424 225 53 52 numaralı sabit hattan 27/06/2014 tarihinde Murat Türkel (Astsubay) ve Oğuz Küçük (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 69 saniye, Murat Aydın isimli şahsa ait 0 424 225 60 60 numaralı sabit hattan 02/05/2014 tarihinde Osman Bayrak (Astsubay), Osman Akdemir (Astsubay) ve ... (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 62 saniye, 05/06/2014 tarihinde ... (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 57 ve 54 saniye, 27/06/2014 tarihinde Erhan İşler (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 55 saniye, Mehmet Gürbüz Çağlayan isimli şahsa ait 0 424 233 14 26 numaralı sabit hattan 05/03/2014 tarihinde Fırat Koç (Astsubay) ve Halit Yıldız (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, 06/06/2014 tarihinde ... (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Murat Sezeroğlu isimli şahsa ait 0 424 233 22 48 numaralı sabit hattan 18/05/2014 tarihinde Rıdvan Yıldırım (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 47 saniye, Gülyeter Bulut isimli şahsa ait 0 424 233 32 66 numaralı sabit hattan 09/04/2014 tarihinde Oğuz Küçük (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 ve 90 saniye, 28/04/2014 tarihinde Erhan İşler (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Ahmet Doğan isimli şahsa ait 0 424 234 14 08 numaralı sabit hattan 07/06/2014 tarihinde ... (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Yasin Üzel isimli şahsa ait 0 424 234 20 07 numaralı sabit hattan 05/02/2014 tarihinde ... (Astsubay) ve Mehmet Certel (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Abdulkadir Bulut isimli şahsa ait 0 424 236 10 52 numaralı sabit hattan 28/05/2014 tarihinde Oğuz Küçük (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 66 saniye, 27/06/2014 tarihinde Oğuz Küçük (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 12 ve 10 saniye, Mehmet Zülfü Yıldırım isimli şahsa ait 0 424 236 76 58 numaralı sabit hattan 25/01/2014 tarihinde Beyazıt Karabulut (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Alaattin Polat isimli şahsa ait 0 424 236 26 61 numaralı sabit hattan 06/06/2014 tarihinde Muhammet Dursun (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 ve 71 saniye, Erdoğan Bakşi isimli şahsa ait 0 424 236 87 77 numaralı sabit hattan 03/04/2014 tarihinde ... (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 ve 88 saniye, Suat Ezbet isimli şahsa ait 0 424 237 27 89 numaralı sabit hattan 09/04/2014 tarihinde Oğuz Küçük (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Kabil Dağ isimli şahsa ait 0 424 237 28 33 numaralı sabit hattan 19/04/2014 tarihinde Murat Türkel (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, 24/03/2014 tarihinde Erhan İşler (Astsubay), Selim Civelek (Astsubay) ve ... (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Nuri Özdemir isimli şahsa ait 0 424 237 82 19 numaralı sabit hattan 26/05/2014 tarihinde Oğuz Küçük (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Mürsel Arı isimli şahsa ait 0 424 238 67 47 numaralı sabit hattan 30/04/2014 tarihinde Ömer Akdemir (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 65 saniye görüşmeler gerçekleştirildiği, yine 25/01/2014-27/06/2014 tarihleri arasında 50 kez ankesör/sabit hatdan periyodik olarak tekil aranma kaydının bulunduğu;
Sanığın kendi adına kayıtlı ve kullanımında olan 0 543 669 46 10 GSM nolu hattının; Mehmet Gürbüz Çağlayan isimli şahsa ait 0 424 233 14 26 numaralı sabit hattan 20/03/2013 tarihinde İsa Bağrıaçık (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, 20/04/2013 tarihinde Hüseyin Gölcüklü (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 41 ve 41 saniye, 22/01/2014 tarihinde Halit Yıldız (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Ömer Kılıç isimli şahsa ait 0 424 237 51 28 numaralı sabit hattan 02/04/2013 tarihinde Mehmet Certel (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 50 saniye, Hasan Bahçeci isimli şahsa ait 0 424 233 27 59 numaralı sabit hattan 21/09/2013 tarihinde Mustafa Ak (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 49 saniye, Gülyeter Bulut isimli şahsa ait 0 424 233 32 66 numaralı sabit hattan 28/11/2013 tarihinde Mehmet Certel (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 ve 104 saniye, 24/01/2014 tarihinde Salih Nurlu (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, 14/12/2013 tarihinde Erhan İşler (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Abdulkadir Bulut isimli şahsa ait 0 424 236 10 52 numaralı sabit hattan 04/09/2013 tarihinde Murat Türkel (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 56 saniye, 08/10/2013 tarihinde Dursun Çağrıl (Astsubay) ve Abdurrahman Aslan (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 60 saniye, 18/11/2013 tarihinde Abdurrahman Aslan (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Erdoğan Bakşi isimli şahsa ait 0 424 236 87 77 numaralı sabit hattan 29/09/2013 tarihinde ... (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 70 saniye, 30/09/2013 tarihinde ... (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 65 saniye, 29/09/2013 tarihinde Rıdvan Yıldırım (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 39 saniye, 12/11/2013 tarihinde Mehmet Certel (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 0 saniye, Feti Güllü isimli şahsa ait 0 424 237 12 04 numaralı sabit hattan 02/10/2013 tarihinde ... (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 57 saniye, Suat Ezbet isimli şahsa ait 0 424 237 27 89 numaralı sabit hattan 09/10/2013 tarihinde ... (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 64 ve 52 saniye, Nuri Özdemir isimli şahsa ait 0 424 237 82 19 numaralı sabit hattan 19/10/2013 tarihinde Hakan Güneş (Astsubay) ve Hasan Hüseyin Orhan (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 46 saniye, Mehmet Alemdar isimli şahsa ait 0 424 238 57 42 numaralı sabit hattan 24/01/2014 tarihinde Beyazıt Karabulut (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 10 ve 10 saniye, Mürsel Arı isimli şahsa ait 0 424 238 67 47 numaralı sabit hattan 11/10/2013 tarihinde Hakan Güneş (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 47 saniye, Burak Yeter isimli şahsa ait 0 424 236 57 17 numaralı sabit hattan 24/09/2013 tarihinde Erhan İşler (Astsubay) isimli askeri personelle ardışık olarak 56 saniye görüşmeler gerçekleştirildiği, yine 20/03/2013-24/01/2014 tarihleri arasında 25 kez ankesör/sabit hatdan periyodik olarak tekil aranma kaydının bulunduğu, görüşmelerin mesai saati bitimi ya da mesai saati bitimine çok yakın zamanlarda yapıldığı tespit edilmiştir.
Sanık, aşamalarda alınan savunmalarında, söz konusu aramalara ilişkin makul bir açıklama getirememiştir.
Tüm bu açıklamalar karşısında dosya kapsamında somut olay irdelendiğinde; Hukuka uygun olarak elde edilen (HTS) kayıtlarının incelenmesinde, “sanığın kendi adına kayıtlı ve kullanımında olan 0 541 866 39 60, 0 543 223 39 63 ve 0 543 669 46 10 GSM nolu hatlarının Elazığ İl Merkezinde bulunan ücret karşılığı kullanıma sunulan farklı farklı kez sabit hatlı telefonlardan, 2012-2014 yılları arasında toplamda 151 kez ankesör/sabit hatdan aranma kaydının bulunduğu, bu aramalardan 53 tanesinin askeri personelle ardışık arama şeklinde, 98 tanesinin ise tekil arama şeklinde olduğunun anlaşılması karşısında, arama sayısı, aramaların ardışık ve periyodik olması, aramaların gerçekleştirildiği zaman, konuşma süreleri, sanığın farklı sabit hatlardan aranması, aranmaların makul görünmemesi nazara alındığında, sanığın örgütün iletişim metotlarından olan “ankesörlü/sabit hatlardan aranma” gizli iletişim sistemine dahil olduğu, yine yargılamada tanık olarak dinlenen ... beyanlarında; Sanığı 2011-2014 yılları arasında, Tunceli'de aynı birlikte görev yapmaları nedeniyle tanıdığını, aynı zamanda devre arkadaşı olduklarını, sanıkla birlikte birkaç defa Elazığ'da, Erdem isimli şahısa sohbete gittiklerini, Bu sohbetlerin içeriğinin hal hatır sorma şeklinde olduğunu, namaz kılıp çıktıklarını, sanığı çok yakından tanıdığını, ailecek de görüştüklerini, uzun yıllar arkadaşlık yaptıklarını, sanığın milliyetçi bir kimliği olduğunu, Cemaatle bağlantısının sadece manevi boyut olduğunu beyan etmesi, tanık olarak dinlenen ... beyanlarında; sanık ...'u 2011 yılında Balıkesir'de Eğitim Merkez Komutanlığında askeri öğrenciyken tanıdığını, sanığın 3-4 defa gitmiş olduğu abi sohbetlerinde gördüğünü, bu sohbetlerde sadece çay kahve içip geri döndüklerini, dini konulara, siyasete hiç girilmediğini, abi diye tabir edilen şahsın hal hatır sorduğunu beyan etmiş oldukları dikkate alındığında, mahkemenin sanığın örgüt üyesi olduğuna ilişkin kabulünde bir isabetsizlik olmadığı, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine,
Ancak;
1-Gerekçeli karar başlığında 03.07.2018 olan suç tarihinin “03.07.2018 ve öncesi” olarak gösterilmesi,
2-Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanığa verilen temel cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin fıkra belirtilmeksizin aynı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi,
3-Etkin pişmanlıktan faydalanmayan sanık hakkında uygulanma imkanı bulunmayan TCK 221/5 maddesi gereğince sanığın 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu hususların yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK'nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün karar başlığından "ve öncesi" ibaresi ile denetimli serbestlik uygulamasına dair 6 numaralı fıkrasındaki “Sanığın TCK 221/5 maddesi gereğince 1 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına” ibaresinin çıkarılması; hükmün 2 numaralı fıkrasındaki "5. maddesi” ibaresinin çıkarılması ve yerine "5/1. maddesi" ibaresinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Sivas 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




×
×
  • Yeni Oluştur...