İçeriği gör
Aklima

emsal karar Gizli Tanık Beyanı Tek Başına Yeterli Değil, Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/1538 E., 2019/8130 K.

Önerilen Yorum

Birden fazla kişinin bulunduğu bir dosyada mahkeme bazı kararları onarken bazılarını değiştirmiş. İki sanıkla ilgili olarak da kararı bozmuş. Bozmalardan birisi gizli tanık beyanının başkaca desteğinin olmaması hatta bu kişi hakkında bankasya işlemleride var. Rutin olduğu ve bu konuda da yanlış yorum yapıldığı belirtilmiş, diğeri her türlü şüpheden uzak delil olmaması. İlgili kısımları koyu olarak işaretledim.

 

16. Ceza Dairesi         2019/1538 E.  ,  2019/8130 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.04.2018 tarih ve 2017/92 - 2018/115 sayılı kararı
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : Tüm sanıklar hakkında ayrı ayrı; TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddi


Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafilerinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK'nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiin temyiz dilekçesinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK'nın 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK'nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün tekerrür uygulamasına dair kısmından “yollaması ile aynı yasanın 58/6. maddesi” ibaresinin çıkarılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan incelemede, ise;
1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümler bakımından;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla sanıklar müdafilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61/1. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca; suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen tehlikenin ağırlığı göz önünde bulundurularak, hakkaniyete uygun makul bir ceza tayini gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde fazla cezaya hükmedilmesi,
b-Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanıklar hakkında sadece TCK'nın 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
c-Sanıklar ..., ..., ... hakkında rutin ve sanık ... hakkında da işlemsiz olduğu anlaşılan Bank asya hesaplarındaki işlemlerin örgütsel faaliyet olarak kabul edilmeyeceğinin düşünülmemesi,
2- Sanık ... hakkında kurulan hüküm bakımından;
     a-Dosya kapsamına göre, mütevelli olduğuna yönelik gizli tanığın beyanını doğrular nitelikte ve silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin hiyerarşik yapısına organik bağla dahil olmak suretiyle üyesi olduğunu ortaya koyan mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak yeterli delil bulunmayan sanığın, atılı suçtan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
     b-Kabul ve uygulamaya göre de;
          aa-Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK'nın 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
          bb-Rutin olduğu anlaşılan Bankasya hesabındaki işlemlerin örgütsel faaliyet olarak kabul edilmeyeceğinin düşünülmemesi,

 

3-Sanık ... hakkında kurulan hüküm bakımından;
     a-Dosya kapsamına göre, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin hiyerarşik yapısına organik bağla dahil olmak suretiyle üyesi olduğunu ortaya koyan mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak yeterli delil bulunmayan sanığın atılı suçtan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
     b- Kabul ve uygulamaya göre de;
Örgüt mensubu olduğuna karar verilen sanık hakkında sadece TCK'nın 58/9 maddesi uyarınca tekerrür hükümleri uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, 
sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında mevcut delil durumu, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve tutuklulukta geçirdikleri süre gözetilerek sanıklar müdafilerinin tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluğun devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




×
×
  • Yeni Oluştur...