İçeriği gör
Aklima

emsal karar AYM, Gizli Gizlik Dereceli Belgelerin Davacıya Tebliğ Edilmemesi - Gösterilmemesi - 3

Önerilen Yorum

Davalarda her türlü bilginin, belgenin davacıyla paylaşılması konusunda bir karar daha. İlginç bir kısmı var. İlk derece mahkemesinde yapılan yargılamada davacı bazı delillerden hükmün açıklanması sırasında haberdar olabilir (yani dava sırasında görmemiş, haberi olmamış olabilir) ancak istinaf aşamasında bu durumu dile getirirse mahkeme bu durumu silahların eşitliği kapsamında ele almalı söz konusu belgeleri göstermek ve davayı ona göre incelemelidir.

https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2018/17680 sayfasından ulaşılabilir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

RIDVAN BATUR BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2018/17680)

Karar Tarihi: 3/12/2020

R.G. Tarih ve Sayı: 6/1/2021-31356

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

Başkan:Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler:Burhan ÜSTÜN, Hicabi DURSUN, Muammer TOPAL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör:Selçuk KILIÇ

Başvurucu:Rıdvan BATUR

Vekili:Av. Mesut ÖZER

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle vergi müfettişliğine atanmama işlemine karşı açılan davada sadece idarece sunulan bilgi ve belgeler uyarınca karar verilmesi, hükme esas alınan bilgi ve belgelerin tebliğ edilmemesi nedeniyle silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 29/6/2018 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, vergi müfettiş yardımcısı olarak görev yapmaktayken 13/12/1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 29. maddesi uyarınca yapılan yazılı sınavları ve mülakat sınavlarını geçerek vergi müfettişi olarak atanmaya hak kazanmıştır.

9. 1/7/2015 tarihli ve 29403 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2015/391 sayılı kararname ile vergi müfettişliğine atamaları gerçekleştirilenler ilan edilmiş, anılan kararnamede başvurucunun ismine yer verilmemiştir.

10. Başvurucu, atamasının neden yapılmadığını öğrenmek için 10/7/2015 tarihinde idareye başvurmuş; başvurucuya somut bir açıklamada bulunulmamıştır.

11. Başvurucu söz konusu işleme karşı İstanbul 11. İdare Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde iptal davası açmıştır. Başvurucu 4/9/2015 tarihli dava dilekçesinde işleme yönelik olarak hukuka aykırılık iddialarını ileri sürmekle birlikte işlemin somut sebebini bilmediğini belirtmiştir.

12. Maliye Bakanlığının 9/11/2015 tarihli ilk savunma dilekçesinde başvurucunun neden vergi müfettişliğine atanmasının gerçekleştirilmediğine ilişkin net bir açıklamada bulunulmamış; yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda başvurucu hakkında elde edilen bilgilerin olumsuz olduğu, devlet sırrı niteliğinde bulunduğu belirtilerek kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda başvurucunun müfettişliğe atanmasının uygun olmadığının değerlendirildiği ifade edilmiştir.

13. Mahkeme 11/3/2016 tarihli ara kararı ile başvurucunun atanmama sebebi olarak gösterilen güvenlik soruşturması ile arşiv araştırmasına ilişkin bilgi ve belgelerin devlet sırrı niteliğinde olduğu gerekçesiyle mahkemelere ve diğer birimlere verilmemesine ilişkin Bakanlık oluru alındığından güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuzluğuna dair bilgi ve belgelerin dosyaya eklenmeksizin mahkeme heyetince incelenip iade edilmek üzere memur eliyle Mahkemeye sunulmasını Maliye Bakanlığından istemiştir. 6/4/2016 tarihinde Mahkeme Başkanı'nın odasında toplanan Mahkeme Heyetine başvurucu hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının sonucu Maliye Bakanlığı görevlisi tarafından sunulmuştur.

14. Başvurucu 25/1/2016 tarihli savunmaya cevap dilekçesinde; Maliye Bakanlığı tarafından işlemin sebebine dair somut bilgi/belge sunulamadığını, bu hususa yönelik kendisine de hiçbir tebligat yapılmadığını ve bu durumun hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.

15. Mahkeme 11/4/2016 tarihli kararı ile oyçokluğuyla davayı reddetmiştir. Kararın gerekçesinde 6/4/2016 tarihinde davalı idarenin görevlisi tarafından Mahkeme Heyetine sunulan başvurucu hakkındaki güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucuna dair belgenin incelenmesi neticesinde başvurucunun kardeşleri ve babası hakkında elde edilen bilgilere göre başvurucunun güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz olduğu kanaatine varıldığı ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir. Ayrıca 12/4/2000 tarihli ve 24018 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği'nin ekinde yer alan formdaki soruların hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılacak kişiyle birlikte annesi, babası, eşi ve kardeşlerini de kapsadığı ifade edilmiştir.

16. Karşıoyda ise dava dosyasına sunulmayan ve memur eliyle getirilerek Mahkeme Heyetince incelenen güvenlik soruşturmasının olumsuzluğuna ilişkin belgenin tek bir sayfadan oluştuğuna, herhangi bir kurum isminin ya da üst yazının bulunmadığına, mühürsüz ve imzasız olan belgede başvurucunun akrabalarının bilgilerine yer verildiğine, söz konusu bilgilerin başvurucunun vergi müfettiş yardımcılığına atandığı 2011 öncesi döneme ait olduğuna değinilmiştir. Başvurucunun vergi müfettiş yardımcılığına atanmadan önce yapılan güvenlik soruşturmasının olumlu olduğu vurgulanarak hukuken kabul edilemeyecek belgeye dayanılarak tesis edilen işlemin iptalinin gerektiği belirtilmiştir.

17. Başvurucunun ret hükmüne yönelik temyiz istemi Danıştay İkinci Dairesi (Daire) tarafından 5/4/2018 tarihinde reddedilmiştir. Başvurucu temyiz dilekçesinde; güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuzluğuna ilişkin herhangi bir belgenin Mahkemeye sunulmadığını ve tarafına bildirilmediğini, bu durumun yargılamayı hukuksuz kıldığını ileri sürmüştür.

18. Başvurucu tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmamıştır.

19. Başvurucu 8/6/2018 tarihinde Daire kararını tebellüğ etmiş ve 29/6/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

20. 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneği davalıya, davalının vereceği savunma davacıya tebliğ olunur.

Davacının ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği ikinci savunma da davacıya tebliğ edilir.

...

Davalara ilişkin işlem dosyalarının aslı veya onaylı örneği idarenin savunması ile birlikte, Danıştay veya ilgili mahkeme başkanlığına gönderilir"

21. 2577 sayılı Kanun'un 20. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"1. Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.

...

3. Ancak, istenen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya

Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise, Cumhurbaşkanı ya da ilgili Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle, söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir. Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez.

..."

B. Uluslararası Hukuk

22. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir.”

23. Sözleşme’deki hakların etkili bir biçimde korunması için davaya bakan mahkemelerin Sözleşme’nin 6. maddesine göre "tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi" vardır (Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21/3/2000, § 33).

24. Sözleşme’nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin davalarının hakkaniyete uygun olarak görülmesini isteme hakları güvence altına alınmıştır. Hakkaniyete uygun yargılanmanın temel unsuru, yargılamanın çelişmeli olması ve taraflar arasında silahların eşitliğinin sağlanmasıdır (Rowe ve Davis/Birleşik Krallık [BD], B. No: 28901/95, 16/2/2000, § 60).

25. Hükme esas alınan bilirkişi raporu dâhil yargılamaya esas olan tüm kanıt ve belgeler hakkında bilgi sahibi olma, bu unsurlara ilişkin yorumda/itirazda bulunma imkânının taraflara sağlanması, ayrıca bu imkânın pratik ve etkili bir niteliği haiz olması adil bir yargılamanın gereğidir (Dırama/Türkiye, B. No: 20797/07, 13/11/2018, §§ 22-24).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

26. Mahkemenin 3/12/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

27. Başvurucu; vergi müfettiş yardımcılığına atanmadan önce hakkında yapılan güvenlik soruşturmasının olumlu olduğunu, hukuken kabul edilmeyecek belgeye dayanılarak işlem tesis edildiğini, söz konusu belgede akrabalarına yönelik bilgilere yer verildiğini, kararın haksız olduğunu belirterek adil yargılanma hakkı ile şuç ve cezaların şahsiliği ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

28. Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

29. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun sadece idarenin sunduğu belgeler dayanak alınarak Mahkemece karar verildiği, söz konusu belgelerin hukuki temelinin bulunmadığı ve işleme dayanak olarak gösterilen belgelerin tarafına gönderilmediğine ilişkin şikâyetleri silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri kapsamında incelenmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

30. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

31. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Mehmet Fidan, B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).

32. Anayasa'nın 36. maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Bu itibarla anılan ilkenin adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Anılan ilkeye uygun yürütülmeyen bir yargılamanın hakkaniyete uygun olması olanaklı değildir (Mehmet Fidan, § 38).

33. Anayasa Mahkemesinin görevi başvuru konusu yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığını değerlendirmektir. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara iddialarını sunma hususunda uygun imkânların sağlanması şarttır (Yüksel Hançer, B. No: 2013/2116, 23/1/2014, § 19).

34. Silahların eşitliği ilkesi; davanın taraflarının usule ilişkin haklar bakımından aynı koşullara tabi tutulması, taraflardan birinin diğerine göre daha zayıf bir duruma düşürülmeksizin iddia ve savunmalarını makul bir şekilde mahkeme önünde dile getirme fırsatına sahip olması ve yargılamaya etkin katılımlarının sağlanması anlamına gelir (Yaşasın Aslan, B. No: 2013/1134, 16/5/2013, § 32).

35. Silahların eşitliği ilkesinin tamamlayıcısı olan çelişmeli yargılama ilkesi, kural olarak bir hukuk ya da ceza davasında tüm taraflara, gösterilen kanıtlar ve sunulan görüşler hakkında bilgi sahibi olma ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme imkânı vermektedir. Bu çerçevede başvuranların bilirkişi raporunun sonucuna itiraz edememesi ya da delillerle ilgili görüş bildirmelerine fırsat verilmemesi çelişmeli yargılama ilkesinin ihlali olarak değerlendirilebilmektedir (Hüseyin Sezen, B. No: 2013/1793, 18/9/2014, § 38).

36. Yargılamanın tüm aşamalarında silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin güvence altına alınarak adil yargılanma hakkının korunması hukuk devleti olmanın bir gereğidir (Mustafa Kupal, B. No: 2013/7727, 4/2/2016, § 52).

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

37. Somut olayda uyuşmazlık başvurucunun güvenlik soruşturması nedeniyle vergi müfettişliğine atanmaması işleminden doğmuştur. Mahkeme 11/3/2016 tarihli ara kararı gereği Maliye Bakanlığı tarafından memur eliyle sunulan belgeler uyarınca kardeşleri ve babası hakkında elde edilen bilgiler uyarınca başvurucunun atanmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır. Bir başka ifadeyle Mahkeme, uyuşmazlığın çözümünü büyük ölçüde Maliye Bakanlığı tarafından sunulan belgeler üzerine temellendirmiştir.

38. Dosya içeriğinden ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan incelemeden anlaşıldığı üzere başvurucu, atanmamasına temel olan olguyu (kardeşleri ve babası hakkında elde edilen olumsuz bilgiler bulunduğunu) mahkeme kararı ile öğrenmiştir. Başvurucu, işleme temel olan olguya ilişkin olarak bilgi/belge sahibi olmaması durumunu yargılama süresi boyunca Mahkemeye iletmiştir. Mahkemenin 11/3/2016 tarihli ara kararı uyarınca Maliye Bakanlığı tarafından iletilen uyuşmazlık konusu işleme esas olan belgeleri başvurucuya sunmadan yargılamayı sonuçlandırdığı anlaşılmaktadır.

39. Hükme esas alınan belgelerden hükümle birlikte haberdar olunması yargılamanın bütününe bakıldığında sürecin koşullarına göre tek başına adil yargılanma hakkı yönünden bir ihlal oluşturmayabilir. Adil bir yargılamanın gerçekleşmiş olduğu sonucuna varılabilmesi için yargılamanın bütününde taraflara yargılamaya esas olan tüm kanıt ve belgeler hakkında yorumda ve itirazda bulunabilmeleri için pratik ve etkin imkânların sunulmuş olması/çelişmenin sağlanması gerekmektedir.

40. İlk derece aşamasında başvurucu, Maliye Bakanlığı tarafından sunulan belgelerin içeriğinden hüküm verilene değin haberdar değildir. Başvurucu her ne kadar mahkeme kararı ile kardeşleri ve babası hakkında elde edilen bilgilerden kaynaklı olarak atamasının yapılmadığını öğrenmiş ise de kararın gerekçesi (bkz. § 15) hükme esas alınan belgelerin içeriğini yansıtmaktan uzaktır. Bu nedenle kardeşleri ve babası hakkında elde edildiği iddia edilen bilgilerin hangi delillere dayandığı, bu iddianın nasıl ve neden doğduğu konusunda idare tarafından Mahkemeye sunulan bilgi ve belgelere sahip olmayan başvurucunun ret hükmünün gerekçesi ile(temyiz aşamasında) hükme esas alınan belgelere ilişkin etkin olarak yorumda ve itirazda bulunması adına yeterli imkâna sahip olduğu söylenemez. Sonuç olarak somut yargılama sürecine bu çerçeveden bakıldığında başvurucuya hükme esas alınan belgeleri incelemesi, bu belgelere yönelik yorumda ve itirazda bulunabilmesi için pratik ve etkin imkânların sağlanmadığı görülmüştür.

41. Bu nedenlerle başvurucuya hükme esas alınan belgelere yönelik yorumda/itirazda bulunma konusunda etkin ve pratik imkânların sağlanmamasının silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleriyle bağdaşmadığı, bu bağlamda adil bir yargılamanın gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.

42. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde hüküm altına alınan adil yargılanma güvencelerinden olan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

43. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir."

44. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılmasına hükmedilerek ihlalin giderilmesi ve tazminat talebinde bulunmuştur.

45. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018) kararında ihlal sonucuna varıldığında ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağı hususunda genel ilkeler belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesi diğer bir kararında ise bu ilkelerle birlikte ihlal kararının yerine getirilmemesinin sonuçlarına da değinmiş ve bu durumun ihlalin devamı anlamına geleceği gibi ilgili hakkın ikinci kez ihlal edilmesiyle sonuçlanacağına işaret etmiştir (Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019).

46. Bireysel başvuru kapsamında bir temel hakkın ihlal edildiğine karar verildiği takdirde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırıldığından söz edilebilmesi için temel kural mümkün olduğunca eski hâle getirmenin yani ihlalden önceki duruma dönülmesinin sağlanmasıdır. Bunun için ise öncelikle ihlalin kaynağı belirlenerek devam eden ihlalin durdurulması, ihlale neden olan karar veya işlemin ve bunların yol açtığı sonuçların ortadan kaldırılması, varsa ihlalin sebep olduğu maddi ve manevi zararların giderilmesi, ayrıca bu bağlamda uygun görülen diğer tedbirlerin alınması gerekmektedir (Mehmet Doğan, §§ 55, 57).

47. İhlalin mahkeme kararından kaynaklandığı durumlarda Anayasa Mahkemesi, 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 79. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmeder. Anılan yasal düzenleme, usul hukukundaki benzer hukuki kurumlardan farklı olarak ihlali ortadan kaldırmak amacıyla yeniden yargılama sonucunu doğuran ve bireysel başvuruya özgülenen bir giderim yolunu öngörmektedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi tarafından ihlal kararına bağlı olarak yeniden yargılama kararı verildiğinde usul hukukundaki yargılamanın yenilenmesi kurumundan farklı olarak ilgili mahkemenin yeniden yargılama sebebinin varlığını kabul hususunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla böyle bir kararın kendisine ulaştığı mahkemenin yasal yükümlülüğü, ilgilinin talebini beklemeksizin Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı nedeniyle yeniden yargılama kararı vererek devam eden ihlalin sonuçlarını gidermek üzere gereken işlemleri yerine getirmektir (Mehmet Doğan, §§ 58, 59; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), §§ 57-59, 66, 67).

48. İncelenen başvuruda yargılama süreci içinde silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla somut başvuruda ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

49. Bu durumda silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Yapılacak yeniden yargılama ise bireysel başvuruya özgü düzenleme içeren 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu kapsamda yapılması gereken iş, yeniden yargılama kararı verilerek Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

50. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğu sonucuna varıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

51. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 294,70 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.894,70 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul 11. İdare Mahkemesine (E.2015/239, K.2016/695) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

E. 294,70 TL harç ve 3.600 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.894,70 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 3/12/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Yerel Mahkemenin ve Danıştay'ın imzasız belgeye rağmen adamı reddetmesi garip. Anayasa Mahkemesine kadar bu işin gitmesine gerek var mıydı? Bir de ailesinden dolayı reddedilmiş. 

Maliye bakanlığında ihraç edilen kişilerin çoğunluğu kurum kanaati ile ihraç edildi.

Bunu da imzasız parafsiz saçma sapan fişleme notlarının olduğu bir özet tabloya dayanarak yaptılar.

Simdi bu kişiye bakıyorsun KHK ile alakası olmayan davası ta AYM gitmiş. 

Simdi soruyorum Aklima hocam bu davalar AYM aşamasında çözüm bulabilecek mi?Ben hiç umutlu değilim maalesef.


672 KHK incelemeye devam

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • Herkese selam. İstinafa beyan dilekçesi yazacağım.  Başlık ile alakalı çıkmaza düştüm. Örneğin Ankara 13. Bölge idare mahkemesi başkanlığına  sunulmak üzere Ankara 19. İdare Mhahlemesi başkanlığına gönderilmek üzere İstanbul nöbetçi idare mahkemesi başkanlığına    bu mudur acaba ? Nasıl olmalı 
    • Benim de 2 yil aradan sonra 15. Idare mahkemesinde kuzu gibi yatan dosyamdan 5 gün önce nüfus kayıt örneği çıkartılmış gözüküyor. Bir hareketlilik var sanırım artık karara çıkacak. Hadi bakalım hayırlısı ☺ dualarinizda bana da yer verin😊
    • Danıştay Onama kararından sonra ne yapıyorduk arkadaşlar? AYM 'ye başvuru yapıyoruz galiba ama kaç gün içinde bilen var mı? Bir de sağlam idare hukukçusu avukat lazım yoruldum bıktım artık...
    • @Karagöz çok teşekkür ediyorum hocam darısı herkesin başına olsun tüm üyelerimizden güzel haberleri görmek dileğiyle 🙏🏻☺️
    • @Gül reçeli ve diğer idare Mahkemesinden iade olanlar için yararlı bir başlık: https://forum.khkhaber.com/forum/68-i̇stinaf/ ( Burada oldukça fazla Örnek var )  ben kendi dilekçemi buraya yorum olarak yazdım.   Dosya Linki : https://file.io/ldKx08FKHqhd 
×
×
  • Yeni Oluştur...