İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

MSA

sıkça sorulan Tam Yargı (maddi Manevi Tazminat) Davalarında idarenin Hukuki Sorumluluk Nedenleri

Önerilen Yorum

İdare hukukunda idarenin genel olarak iki tür hukuki sorumluluğu vardır:

İdarenin özel hukuk ilkeleri doğrultusunda yaptığı sözleşmelerden veya fiilerden kaynaklanan özel hukuk sorumluluğu; örneğin, idareye ait bir aracın trafik kazasına karışması halinde açılacak dava bir özel hukuk davasıdır. Bu halde, tam yargı davası açılamaz.

İdarenin idare hukuku ilkeleri doğrultusunda yapmış olduğu sözleşmeler ve idarenin her türlü işlem ve eyleminden kaynaklanan kamu hukuku ilkeleri doğrultusunda sorumluluğu; örneğin, trafik işaretlerinin yanlış yere konulması nedeniyle trafik kazası yapan kişinin idareye karşı açacağı dava tam yargı davasıdır. İdarenin işlem, eylem veya ihmalleri nedeniyle zarara uğrayanlara karşa tazmin yükümlülüğü idare hukukunda iki temel hukuki nedene dayanır:

İdarenin “hizmet kusuru” (kusurlu sorumluluk) nedeniyle tazmin yükümlülüğü,

İdarenin “kusursuz sorumluluk” ilkeleri gereği tazmin yükümlülüğü.

Tam yargı davasında mahkeme öncelikle dava konusu zararın gerçekleşmesinde idarenin “hizmet kusuru” olup olmadığının araştırmalıdır. İdarenin zararın gerçekleşmesinde hizmet kusuru olmadığı tespit edildiğinde, “kusursuz sorumluluk” ilkeleri gereği idarenin sorumlu tutulup tutulmayacağı mahkeme tarafından değerlendirilir. Mahkeme, tam yargı davasında maddi veya manevi tazminata hükmederken idarenin sorumluluk nedeninin hizmet kusuru ile kusursuz sorumluluk nedenlerinden hangisine göre karar verdiğini gerekçesinde mutlaka açıklamalıdır.

Uğranılan zararın tamamen zarar görenin veya üçüncü kişinin kusurundan kaynaklanması halinde idarenin tazmin sorumluluğu yoktur. Çünkü, bu durumda yürütülen kamu hizmeti ile zarar arasında nedensellik bağı kurulamamaktadır. Hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkelerinden hareketle idarenin hukuken sorumlu kabul edilebilmesi için hizmet ile zarar arasında nedensellik bağı şarttır. Nedensellik bağının aranmadığı istisnai bir hal olan sosyal risk, aşağıda ayrıca incelenmiştir.

Özellikle belirtelim ki, sağlık hizmetleri nedeniyle idareye karşı tazminat davası açılabilmesi için mutlaka idarenin hizmet kusurunun ispatlanmış olması aranmakradır. Sağlık hizmetlerinde kusursuz sorumluluk ilkelerine dayanarak idareye karşı maddi ve manevi tazminat davası açılması mümkün değildir. Yargısal kararlarda bu durumun nedeni, kişinin kamu hizmetinden doğrudan yararlanan konumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı gerekçelerine dayanmaktadır.


• 679 KHK EGM • İade 20.11.2019 • Tebliğ 29.11.2019 • Atama 05.08.2020 • Göreve Başlama 14.09.2020 • Emeklilik LOADING...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Benim de 2 yil aradan sonra 15. Idare mahkemesinde kuzu gibi yatan dosyamdan 5 gün önce nüfus kayıt örneği çıkartılmış gözüküyor. Bir hareketlilik var sanırım artık karara çıkacak. Hadi bakalım hayırlısı ☺ dualarinizda bana da yer verin😊
    • Danıştay Onama kararından sonra ne yapıyorduk arkadaşlar? AYM 'ye başvuru yapıyoruz galiba ama kaç gün içinde bilen var mı? Bir de sağlam idare hukukçusu avukat lazım yoruldum bıktım artık...
    • @Karagöz çok teşekkür ediyorum hocam darısı herkesin başına olsun tüm üyelerimizden güzel haberleri görmek dileğiyle 🙏🏻☺️
    • @Gül reçeli ve diğer idare Mahkemesinden iade olanlar için yararlı bir başlık: https://forum.khkhaber.com/forum/68-i̇stinaf/ ( Burada oldukça fazla Örnek var )  ben kendi dilekçemi buraya yorum olarak yazdım.   Dosya Linki : https://file.io/ldKx08FKHqhd 
    • T.C. ANKARA BÖLGE İDARE MAHKEMESİNE Gönderilmek üzere ANKARA                                                XX. İDARE MAHKEMESİNE     ESAS NO                    : 2023/xxx KARAR NO               : 2024/xxx   İSTİNAFA CEVAP VEREN DAVACI                     : Sizin Kendi Bilgileriniz   DAVALI                     : TÜRKİYE CUMHURİYETİ MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI                                         Devlet Mah. Yahya Galip Cad. 06100 Bakanlıklar / ANKARA   KONU                           : Usul ve hukuka uygun Ankara xx.İdare Mahkemesinin Esas No: 2023/xxx, Karar No: 2024/xxx sayılı karara karşı Davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi talepli istinafa cevap dilekçesi     AÇIKLAMALAR        :   1. FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatlı ya da iltisaklı olduğum gerekçesiyle kamu görevimden çıkarılma işlemine karşı açtığım iptal davası Ankara xx. İdare Mahkemesince görülmüş ve mahkemece alınan ara kararlar ile 12 farklı kurumdan bilgi ve belgeler talep edilmiştir. Bahse konu kurumlardan mahkemeye gönderilen belgelerde, FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatlı ya da iltisaklı olduğumu gösteren somut, kesin, hukuken denetlenebilen herhangi bir bilgi olmadığından, davalı idarece hakkımda tesis edilen kamu görevinden çıkarılma işleminde hukuka uyarlılık bulunmamış ve dava konusu işlem oybirliği ile iptal edilmiştir.   2. Davalı idare ise söz konusu karara karşı, aleyhime tek bir somut bulgu ortaya koymaksızın istinaf talebinde bulunmuştur. Söz konusu istinaf talebi usule ve hukuka açıkça aykırı olduğundan reddine karar verilmelidir. Şöyle ki;   Dava dilekçem ekinde sunduğum deliller, mahkemece yapılan geniş çaplı araştırmalar, şahsımın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği ve mensubiyeti veya irtibat yahut iltisak noktasında dahi en ufak bir bağlantısının olmadığını ortaya koyan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020/xxxxxx soruşturma 2020/xxxxx karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararı (KYOK) ve yine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020/xxxxxxx sayılı soruşturma 2022/xxxxx karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararı (KYOK), davalı idarenin soyut savunması ile şahsımın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibat, iltisak veya bağlantılı olduğuna dair hiçbir somut delil, veri, bilgi, yahut emarenin dahi bulunmadığı tartışmasız bir biçimde sübuta ermiştir.   Her ne kadar davalı idare sadece şahsımın irtibatlı yahut iltisaklı olduğu "değerlendirmesinin" yeterli olduğunu savunmakta ise de idarenin kanunda "terör örgütleri ile irtibat yahut iltisaklı oldukları değerlendirilen" ibaresinde geçen "değerlendirmenin" tatbikinin keyfi veya takdiri olamayacağı, bu türden bir değerlendirmenin veya kanaatin kuşku götürmez bir tespite, bilgi veya belgeye dayandırılmasının zorunlu olduğu tartışmasızdır.   Davalı idare tarafından şahsım hakkındaki "kanaatin" somut, kesin, hukuken denetlenebilir herhangi bir tespite, bilgi veya belgeye dayandırılamadığı davalı idare tarafından verilen cevapla ortaya çıkmıştır. Hal böyle iken dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ve idare mahkemesince verilen iptal kararının da yerinde olduğu konusunda hiçbir duraksama bulunmamaktadır.     SONUÇ VE TALEP            : Yukarıda açıklanan gerekçeler ve re’sen tespit edilecek nedenlerle;   Davalı idare tarafından hakkımda tesis edilen kamu görevinden çıkarılma işleminin iptaline dair İdare Mahkemesi kararında usule ve hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı idarece hiçbir haklı gerekçeye dayanılmaksızın yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmesini talep ederim.                                                                                                                       Ad  SOYAD                                                                                                            TCKN       LİNK ==> https://file.io/ldKx08FKHqhd    
×
×
  • Yeni Oluştur...