yldrm

arkadaşın fikirlerinin tamamına yakınına katılmıyorum forumdaki çoğu üye gibi fakat kimseye hakaret etmeden canımızı da sıksa fikirlerine saygı göstermek durumundayız. moralimiz bozuluyor, ümitlerimiz kırılıyor kabul ama sonuçta bu da onun fikri, katılmama butonuna tıklayalım geçelim. ülkede bizim de içinde bulunduğumuz geniş kitleyi mağdur eden atmosferde ne yazık ki fikir özgürlüğünün olmayışı da var. bari biz bu iklime destek vermeyelim. fikirlerine katılmasak da kimseye baskı yapmak, yönlendirmek, ayıplamak ya da telkinde bulunmak doğru değil diye düşünüyorum.

geçmiş olsun, haklısınız bazen ben de böyle düşünüyorum, özellikle sona kaldığımız ve artık sabrımız azaldığı için. ne olacaksa olsun da önümüze bakalım artık düşüncesi git gide ağır basmaya başladı.

pandemi sürecinde komisyonu arayan bir arkadaş vardı, oradaki yetkilinin kendisine "işler eski tempoda devam ediyor herhangi bir yavaşlama söz konusu değil" diye biraz da atarlı cevap verdiğini söylemişti yanlış hatırlamıyorsam. 3 aylık raporu gördüğüm gibi aklıma geldi acı acı güldüm. her yer herkes mi ikinci sınıf muamelesi yapar arkadaş, insanı ülkesinden vatanından soğutuyorlar...ben lise yıllarımda askere gitmek istemeyenlere vatan haini gözüyle bakacak kadar milliyetçi bir insandım, şimdi yurtdışında yaşamak isteyenlere engel olmaya yüzüm yok tek kelime edemiyorum. hayır komisyondan verilen bilgi yanlışsa sorun var eyvallah da eğer bilgi doğruysa sorun çok daha büyük ?

Merhabalar, üç sorum olacaktı. 1-Adalet Bakanlığı'nda zabıt katibi olarak görev yapan yakın akrabam yargılandı ve 223/2-e bendinden beraat etti. Kriteri yoktu, 2014 öncesi sohbete katılım vardı 2 defa dini maksatlarla, bunun haricinde himmet vermek, fetö evlerinde klavye dersi almak ve bu fetö referansıyla işe alınmak, 2014'ten sonra da defalarca sohbete gitmek gibi iftiralardan beraat edildi, bu iddialar gidilen klavye kursundan alınan kayıt raporları ve derslere katılım belgeleri, şahitler vs ile çürütüldü ve savcı da mütalaasında beraat istedi, dolayısıyla hakimin verdiği beraat kararı akabinde istinafa da gidilmedi. Gerekçeli karar da mevcut elimizde. Önceki kararlara bakıldığında sadece kurum kanaatiyle komisyonun ret cevabı verdiği görülse de genele bakıldığında sohbetin 2014'ten önce olması ve başka herhangi bir kriter olmaması açıkçası komisyondan kabul geleceğini düşündürtüyor bana, sizlerin görüşü nedir? 2- Komisyondan gelebilecek muhtemel ret cevabı akabinde idare mahkemesine açılacak dava, herhangi adli bir süreci beklemeyeceğinden ya da olumsuz bir adli karar da mevcut olmadığından, iade ile sonuçlanacaktır denebilir mi? 3- Forumda okurken gözüme çarptı, kurum kanaati dikkate alınırken komisyon karar aşamasında kuruma fikir sormuyormuş. İlk başta ihraç edilirkenki görüş dikkate alınıyormuş? Benim kurumum savunma sanayii başkanlığı, ben ihraç edilirken MSB'ye bağlı idi ve bakan insiyatifiyle ihraç edilmiştim, kurum idarecilerimin bir insiyatifi olmamış ve açıkçası benimle olumlu görüşmüşlerdi. Sonrasında MSB'den ayrıldı SSB ve direk cumhurbaşkanlığına bağlandı. Hakkımda olumsuz karar veren idareci (bakan) artık mevcut değil. Ben yakın zamanda gidip, hem ihracımda tesiri olduğunu bildiğim yakın akrabamın beraat kararını dikkatlerine sunacak hem de ilk ihracımdaki olumlu bakış açısının korunmasını talep edecektim. Çünkü herhangi bir kriterim yok, 1.5 yıldır ifadeye vs çağrılmadım, adliyeden sorguluyorum soruşturma yok deniyor, elbette gizli olması muhtemel ama sanmıyorum. Bana direk söylenen şu; burası kritik bir kurum olduğundan tedbiren böyle bir karar alındı hakkında akraban sebebiyle, ilerleyen dönemlerde işine döneceksin. DSİ'de Karayolları'nda çalışıyor olsaydın atılmazdın. Bu şartlar altında benim gidip kurum kanaatine yönelik görüşmeler yapmamın bir anlamı olacak mı eğer komisyon kurumuma kanaat sormayacaksa. Hayır daha da kötüsü, artık amirim olmayan bir kişi ve kurumun hakkımdaki nereden geldiği belli olmayan kanaati üzerimde belirleyici olacak, akıl alır gibi değil... Uzun oldu kusura bakmayın... Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Merhabalar, Beraat ve takipsizlik alanlar için karar metninde yurtdışı yasağının kaldırıldığına dair hüküm yer almasına rağmen KHK'lı olunması hasebiyle bu yasağın uygulanmaya devam edildiğini görüyoruz. Hakkında soruşturma olmayanlar için bir bilginiz var mı peki? Muhtelemen aynı mantıkla ( mantıksızlıkla(!) ) bizler de KHK'lı olduğumuz için yurt dışına çıkamıyor olmalıyız diye düşünüyorum.