Cevabınız için teşekkür ederim.
Bulunduğum ildeki ortak görüş, "Mahkeme heyetine tam olarak güvenememe" hususu. Maalesef, sürecin en başında bunlarla tanışıp ortamlarında bulunduğum sebebiyle pişmanım dememden hareketle EP söz konusu.
Ancak hukuksal içeriğine, paylaşımlara, bazı görüşlere baktığımda "EP; suçu kabul etmek değildir" yorumu da var. Buna göre değerlendirilip somut bir delil arandığı takdirde ben kendime güveniyorum. Dosyama da hemen hemen her gün bakıyorum, kriter sayılan hiçbir şey yok (bylock yok, sendika yok, okullarına gitmek, görev yapmak veya çocuğunu okutmak yok, banka asya hesabım yok, dergi-gazete aboneliğim yok, bağış-himmet vermişliğim yok zaten bunu tanıklar da söylüyorlar, bir görevim yok, yine tanıklar aktif biri değildir, görevi yoktur da diyor)
daha öncesinde 2010 dönemindeki tanışmışlık ve 9 ay kadar evlerinde kalmışlık, sonrasında da 17-25 sürecinin kısa süre sonrasına kadar seyrek ve çok az miktardaki sohbet ortamında bulunmuşluk var. Bu söylemler tanık beyanı ile destekleniyor da.
Benim tedirginliğim, 17-25'in çok kısa süre sonrasında sohbet olması, HTS kayıtlarında mahrem kişilerle irtibatın değerlendirilmesi hususları ile birlikte ; sanık nasıl olsa EP'yi kabul etmiş diyerek HAGB vermesi. Bu durum benim emeklerimle kazandığım mesleğimi kaybetmeme sebep olabilir. Çünkü süresi uzatılan KHK ile irtibat kararı verilen kişiler kamuya dönemiyorlar.