Klarnet

https://mobile.twitter.com/insan_hukuk/status/1355230172564361220

Kısaca takip ettiğim kadarıyla CHP,Gelecek,Deva ve Iyi parti olmak üzere hepsinin görüşü bir an önce Beraat,Takipsizlik ve haklarında hiçbir adli işlem gecirmeyenlerin İadesi yönünde.

e Devletten :Bilgi Teknolojileri ve İletişim sayfasında #KurumuMobil/Sabit/İnternet/Kablo Tv/Uydu İşletmecilerinden, üzerinde şimdiye kadar kayıtlı olan aboneliklerin başlangıç ve bitiş tarihlerini bulabilirsin.

Cok geçmiş olsun Üstadım.Maliyeden iade olmak sırattan geçmekten daha zor maalesef.Gerekçe olarak uyduruk bir kurum kanaati uyduruyorlar. En azından önündeki bir belirsizlik bitti.Bir gün hepimizin döneceğine inancım tam.Selametle.

:)))) https://odatv4.com/araba-bulamayinca-hdpnin-otobusune-bindim-diyen-vatandasin-basina-neler-geldi-08012113_m.html

https://mobile.twitter.com/nmelihkutlu/status/1325165158629433345

Bu yazıyı okumanizi tavsiye ederim. KHK'lari iç hukuk ve Ahim perspektifinden değerlendirerek bu sorunun nasil çözüleceğine bir bakış açısı getirmiş Sayın Bahadır Kurbanoğlu. "Sonuçta sadece AİHM elinde hukuk değneği, AB ülkeleri de yaptırım sopalarıyla Türkiye’yi hizaya getirecek değillerdir! Hizaya getirecek süreçler de siyasi olarak işleyecek, politik ve toplumsal taleplere evrensel hukuk normlarının uygulanmasına dönük iç baskılar eşlik edecektir. Diğer türlü zaten sadece dışarıya odaklanarak sonuç almak mümkün değildir. O yüzden böyle bir beklenti ile pesimizmi yükseltmek sadece moral bozukluğu üretir. Batılı ülkelerin HSK’larının üst çatı kurumu olarak görülmesi gereken ‘Avrupa Yargı Kurulları Ağı’nın HSK’ya ve Türkiye’deki yargı süreçlerine dönük sert uyarıları önemli olsa da, AİHM’in bu kararı reel politik süreçlere bakıldığında ondan da önemli ve etkilidir. Nitekim AİHM’deki Türk Yargıç Saadet Yüksel de tazminata karşı çıkmasına rağmen, Pişkin kararının mevcut veya sonuçlanmış benzer yargılamaların yeniden ele alınması gerektiğine ilişkin zımnen de olsa hükümete gerekli adımları atması hususunda tavsiyede bulunmuş, yargılamanın yenilenmesi gerektiğini de belirtmiştir. Bir yandan ekonomi-politik alanda reformlardan bahsedilmesine rağmen, reform söyleminin önüne dikilen psiko-politik ve maddi engellerin neler olduğuna dair örnekleri de gün be gün yaşıyoruz. Bir tarafta yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına vurgu yapılırken, diğer taraftan atamalarda ve seçim süreçlerinde teamülleri altüst eden gelişmelere şahit oluyoruz. Aynı anda bizatihi o kurumların kendisinin bağımsız ve tarafsız olmada istekli olup olmadığını da tartışıyoruz. Tıpkı Pişkin davasında hak ihlallerini bir türlü göremeyen AYM gibi. Bu gelgitlerle sürekli ve etkili bir yönetişim gösterebilmek kolay değil. O yüzden yakın gelecekte kapımıza dayanabilecek sıkıntıları da gözlemleyerek sadece AİHM süreçlerine ilişkin oyalama taktiklerine değil, iç hukuk yollarının yeniden düzenlenip hızlandırılması, tıkalı alanların açılması, Yargıtay, AYM gibi, ilk derece mahkemelerden haklı saygı bekleyen yüksek yargı kurumlarının AİHM kararlarını doğru süzüp sürece ilişkin ön almalarında fayda mülahaza edilebilir. İktidarın, AB ile ilişkilerde çıtayı hangi düzeyde tutmak istediği de elbette burada başat rolü oynayacaktır. Ancak bu durum sadece, iç hukuk yollarımız açısından zamanlamanın düzeyini belirleyecektir. Yoksa muhalefet partilerinin üzerinde anlaştıkları ortak hususlara bakıldığında OHAL KHK’larının hukuksuzluğunun tashihinin bir seçimlik ömrünün kalmış olduğu da söylenebilir." https://www.perspektif.online/aihmin-hamit-piskin-karari-ve-tartismalar/

MAK son anketinde bize yer verdiği için kendisine teşekkür edip ve bu mağduriyetleri sosyal medyada dile getirebiliriz. Mağduriyet olduğuna inanlarin yüzde 48 çıkmasını olumlu buluyorum inşallah muktedirler de seçim arifesine girdiğimiz bu dönem de bu orani dikkate alırlar.Kendisi ayni zamanda hükumetin eski anketcisi. https://www.gercekgundem.com/galeri/siyaset/14825/mak-danismanlikin-son-anketinden-saray-ittifakina-kotu-haber

AİHM,gelecek hafta Kalkınma Ajansında çalışmaktayken 667 KHK'ya dayanılarak idari kararla ihraç edilen Hamit Pişkin'in başvurusunu ESASTAN görüşecek,Kararla İRTİBAT/İLTİSAK KAVRAMLARINA DAİR AİHM'NİN BAKIŞ AÇISI ORTAYA ÇIKACAKTIR. Bakalım nasil bir karar çıkacak... ps://mobile.twitter.com/KeremALTIPARMAK/status/1336993966227591170

Bu başlığı görünce biraz şaşırdım gerçekten af dilemiş mi? Kendisi biraz hemşehrim olur da... Bu yazıyı 12.12.2016 da paylaşmış ve o tarihten bugüne ne sular aktı demi! Keşke birileri kul hakkını,zulmü,iftirayı ve İnsan olmanın; ne din işi, ne eğitim, ne para, ne de başka bir şey olmadığını. İnsan olmanın; sadece Vicdan işi olduğunu bilselerdi. Kim bizim yaşadıklarımızi anlayacak kim bizim derdimizle hemhal olacak!!!

O zaman buraya yazıyı bırakayım Üstadım https://www.korkusuz.com.tr/catirti-sesleri-iyiye-isaret.html

Bülent Arınç: "Ben, cumhurbaşkanı ve adalet bakanı adaletten yanayız. Biz adil yargılama istiyoruz ancak hakimler yanlış yapıyor. Uyarıyorum, yakın gelecekte onlar zarar görür." Ama gel gör ki KHK'lar ile ilgili bisey yokmuş bu Reform paketinden...

#Adalet Bakanı Gül: Yargı birilerinin dediğine bakmaz, Anayasa'ya bakar.# Şu twitt baya ilginç geldi... https://mobile.twitter.com/perapea/status/1327158662532648960

@vergici672 @Badi Ekrem @Cengiz Yildiz Şimdiye kadar Bülent Arınç'ın KHK'lar için söyledikleri malum...Herkesin cuzamliymisiz gibi bizden kaçıp ve zerrece diline getirmediği bu gunlerde elbette birilerinin mağduriyetlerden haksızlıktan hak ve hukuktan bahsetmesi bizim için çok önemli. Şimdiye kadar Bülent Arınç'ın özgül ağırlığına inanmasam da aşağıdaki yazıyı okuyunca acaba diye de edemedim. Ha şahsi olarak yorumuma gelince nasil birkaç yıl sonra Davutogluna ve Babacana yakın isimler tekrar ekonominin başına geldiyse bu dar boğazda onlara birilerini kaptırmamak için bu mağduriyetleri çözeceklerini düşünüyorum. https://www.korkusuz.com.tr/turkiye-bulent-arinca-tesekkur-borclu.html

Filler tepişince olan çimlere oluyor. Allah ile aldatırlar!.. 15 Temmuz’da tescillenmedi mi?.. Allah ile aldatırlar!.. Sonra da satarlar!.. 15 Temmuz’da tescillenmedi mi?.. Aldatılanlardan bir olan Tayyip Erdoğan (!) dememiş miydi; “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı hiyanet…” diye… İğneyi batırmak istediğim yer; tabandakiler… O saf ve temiz insanlar… Elektrik faturasını Bank Asya’ya yatırdığı için mapuslarda çürüyenler… KHK’larla işlerinden atılıp aklandıktan sonra açlığa mahkum edilip bir türü görevlerine iade edilmeyenler… Sahip çıkabiliyor mu FETÖ bu garip insanlara?.. Ağa babalarının bir çoğu yurt dışında zevkü sefa içinde yaşıyor. Hâlâ Türkiye’nin başına yeni çoraplar örmek için dış güçlerin oyuncağı olarak hain planlar yapıyorlar. “Tabanı ibadet” olan gariplere sahip çıkıyorlar mı?.. Sahip çıkan var mı?.. “Onlar kodeste bizim için dua etsin”… Öyle mi?.. https://www.korkusuz.com.tr/aninda-satarlar.html

“Terör Destekçilerine" memuriyet yolu Haber terör destekçisi olarak geçmektedir,KİŞİLER HAKKINDA KESİNLEŞMİŞ KARAR BULUNMAMAKTADIR, BU NİTELENDİRME MASUMİYET KARİNESİNİ İHLAL ETTİĞİ GİBİ İSTİNAF MAHKEMESİNİN VERECEĞİ KARARA DA ETKİ ETME AMACI TAŞIMAKTADIR. https://www.memurlar.net/haber/930593/teror-destekcilerine-memuriyet-yolu.html

Bu yazıyı okuyunca aklıma şu hikaye geldi Karınca ve Kanuni hikayesi İstanbul’da güneşli bir günün sabahında Topkapı Sarayı’nın avlusunda bulunan Has Oda’nın kapısı açıldı. Uzun boylu genç bir adam arka bahçeye doğru ilerliyordu. Bu kişi, Dünyayı titreten, koca Akdeniz’i hakimiyeti altına alan Osmanlı İmparatorluğu’nun kudretli hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman’dan başkası değildi. Devlet işlerinden artan vakitlerde fırsat buldukça soluklanmak ve dinlenmek için arka bahçeye çıkar, ağaçları, kuşları, denizi seyrederdi. O gün deniz, ağaçlar bir başka güzeldi, fakat ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklarının buruştuğunu fark etti. Hemen yanlarına yaklaştı ve eliyle tutup incelemeye başladı. Biraz sonra ağaçların neden buruştuklarını anlamıştı. Karıncalar sarmıştı o güzelim dallarını. Aklına bir çözüm yolu geldi, ağaçları ilaçlatacaktı. Böylece ağaçlar karıncalardan kurtulacak ve rahat bir nefes alacaklardı. Fakat birkaç dakika daha düşününce bu fikrin o kadar da iyi olmadığını anladı. Karıncalar da can taşıyordu, ağaçları ilaçlatırsa onlar ölebilirdi. İşin içinden çıkamayacağını anlayan Kanuni, bu konuyu danışmak için hocası Ebussuud Efendi’yi aramaya koyuldu. Hocasının odasına gitti. Ama hocası odada yoktu. Hemen oracıkta bulduğu kağıt parçasına kafasına takılan soruyu edebi bir üslupla yazdı ve hocasının rahlesi üzerine bıraktı. Birkaç saat sonra hocası odasına gelmiş ve rahlenin üzerinde el yazısı ile yazılmış kağıdı görmüştü. Eline hat kalemini alan Ebussuud Efendi, talebesinin soruyu yazdığı kağıdın altına bir şeyler yazdı ve kağıdı rahleye bıraktı. Kanuni bir ara tekrar hocasının odasına uğradı. Hocası yine yerinde yoktu; ama rahlenin üzerine bırakmış olduğu kağıdın üzerine kendi yazısı dışında bir şeylerin daha yazılmış olduğunu gördü. Merakla kağıdı eline aldı ve okumaya başladı. Yazıyı okuyunca yüzünde bir tebessüm belirdi. Kağıdın üst kısmında Kanuni’nin hocasına yazdığı soru vardı. Kanuni şöyle diyordu hocasına: Meyve ağaçlarını sarınca karınca Günah var mı karıncayı kırınca? Hocası Ebussuud soruyu şöyle cevaplıyordu: Yarın Hakk’ın divanına varınca Süleyman’dan hakkın alır karınca.

Hukukçular için güzel bir gelişme? AYM davası olmayan ve beraat eden KHK'li iki başvurucunun avukatlık yapmasına izin verilmemesini adil yargılanma ve özel hayata saygı hakkı ihlali gördü. Hukuka aykırı olarak avukatlık yapamayan yüzlerce kişi için hayati önemde. https://resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/09/20200908-9.pdf… https://resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/09/20200908-8.pdf https://www.memurlar.net/haber/925648/anayasa-mahkemesi-feto-den-ihrac-edilen-avukatlik-yapabilir.html

Sanırım bende yakalanıp atlattım. Benimde aşırı derecede kas ve eklem ağrılarım vardı. Sonra da bel ağrılarım başladı. Ne ateş ne öksürük ne de başka bir şey olmadı ben de ama bel ağrısı fena şekilde sarstı beni. Birkaç günde atlattım şimdi iyiyim çok şükür. Hastaneye de hiç gitmedim

Hem de nasıl bir film Üstat on numara beş yıldız.Şiddetle tavsiye edilir. ‘’ben hep yenilmeye mahkum muyum? ben hep ezilmeye mecbur muyum? itirazım var bu yalan dolana benim şu dertlere ne borcum var ki tuttu yakamı bırakmıyor benim mutlulukla ne zorum var ki bana cehennemi aratmıyor bana cehennemi aratmıyor’’ https://m.youtube.com/watch?v=Hz3dhHABc1w

Birkaç gün önce Soner Yalçın bir yazı yazdı dün de Sebahattin Önkibar YouTube sayfasında bir şeylerden bahsetti.Tabii insan yok daha neler diyor ama birileri boş durmuyor. Filler tepişti olan çimlere oldu.Ne olursa olsun ezilen hep biz olacağız. 15 Temmuz arafesinde utanmadan çekinmeden nasıl bunları konuşmaya cüret ediyor.Hatta mağdurlar dese tamam da darbeye karışan diyor ya...

https://mobile.twitter.com/KoronaReport/status/1243954735293640704 https://www.bbc.com/turkce/amp/haberler-dunya-52053276

Türkiye Nüfus: 83 Milyon ?? İlk vaka: 11 mart Test: 55.464 Vaka: 7.402 Ölüm: 108 İyileşen: 70 Almanya Nüfus: 83 Milyon ?? İlk vaka: 15 Şubat Test: 483.295 Vaka: 56.202 Ölüm: 403 İyileşen: 6.658 İnşallah en kısa zamanda sokağa çıkma yasağı gelirde bir şekilde bu virüs kontrol altına alınır.Toplumun bir kısmı evine kapanıp kendini izole ediyor diğer kısmı da aman ne olacak herşey olacağına varıyor mantığı ile sokakları geziyor. Türkiye'nin en önemli pandemi uzmanlarından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: “Toplumun yüzde 100'ü kurallara uysa salgın 2 ayda kontrol altına alınır ancak toplumun yüzde 50'si kurallara uyarsa süreç 1 yıla uzar" diye konuştu.”

Nedim Şener bir kaç gündür bu Takipsizlikten bahsediyor yazılarından.

Test sayısı arttıkça vaka sayısı da artıyor. O nedenle test sayısı belli bir oranın üstüne çıkmadan Türkiye’deki fotoğrafı görmek mümkün olmayacak. Almanya nüfusu : 82.000.000 Türkiye nüfusu : 82.000.000 Almanya'nın günlük test ortalaması : 30.000 Türkiye'nin günlük test ortalaması : 2.500