Karagöz

Yeni başlıklar otomatik olara kayan yazıya geçiyor. Ancak başlığı açan kişi de bir haberi taşımış sadece. @Gkky de bunca yalan yanlış duyumdan bıkmış belli ki, tepkisini ona bağlamıştım.

Vatanını sevmeyen insan böyle işkenceli bir sürece sabredemezdi. Demek ki seviyormuşuz vatanımızı. Bu bile "hain" olmadığımızı ispat edemiyorsa ne eder ben de bilmiyorum.

Bulunduğunuz ildeki nöbetçi idare mahkemesi vasıtasıyla gönderebilirsiniz. Dilekçeye şöyle başlayın: Ankara XX. İdare Mahkeme'sine iletilmek üzere [Bulunduğunuz il] Nöbetçi İdare Mahkemesi'ne,

Sayın Temple Granden benzerini yaşadım, yaşadık. Müsterih olunuz, hepsi düzelecek. İlk mahkemedeki kararın sonradan bozulması olasılığı düşük. Ayrıca büyük avantajınız da var, beraat etmemiş halinize göre. Kendinizi çok daha kolay savunabilirsiniz artık sosyal ortamlarda. Yalnız bu savcılarda cidden bir gariplik var. Ceza mahkemelerinde doğrudan önemli bir hukuksuzluğa maruz kalmadım. Onlardan şikayetim uzun sürmeleri oldu. Ama savcılarımla "ahiretlik"iz. Siz de itiraz etmiş miydiniz b-den beraat istiyorum diye? Etmediyseniz bu fırsatı değerlendirebilirsiniz. Zaten bizim çoğumuzun dönüşleri seçim öncesi veya sonrasına kaldı. Hepimiz buradayız. Canınız sıkıldıkça yazın.

Bence bunlar çıkmadan önce kendi aralarında bunu canlı yayında söyler misin söyleyemez misin diye iddaasına giriyorlar. Başka bir açıklamasını göremiyorum

AİHMyi bağladılar dostlar. İktidar değişmezse araya mahkeme sokup duracak bunlar. Haklarımızı alana kadar çoğumuz için emr-i hak vaki olabilir maalesef. Tekrar BMyi düşünsek ne yapsak? Bir yandan en geç önümüzdeki yıl (hatta daha yüksek olasılıkla bu yıl) gideceklerini düşünüyorum. Bir yandan da 20 yıldan sonra gideceklerine inanamıyor insan

Komutanım yıllardır yok yere her konuda çifte standardın dibini görüyoruz. Bir Allah'ın kulu da bizi dinlemiyor duymuyor. Artık bizim de sinirlerimiz geriliyor patlayabiliyoruz bazen. Yine de forumdaşların içi ferah olsun diye tıraşlayacağım sözlerimi. Her ne kadar aynı kriterlerle hatta daha az kriterle hapse girmiş çok sayıda Türk subayı olsa da, iade olan arkadaşa tek sözüm yolu açık olsun. Başkalarına yapılan haksızlık onun hakkını almasına engel değil. İçine sokulduğumuz duruma ise lanet olsun. Sövmemeliyim

Hayırlı uğurlu olsun hocam. Kurum itiraz edecekse kararın oy birliği ile olmasının veya olmamasının önemi yok. Kurum genelde YDli itiraz eder ve üst mahkeme ilk iş YD yapar. Tabii bu kötü senaryo itiraz edecek diye bir kural yok, etmediği çok durum da gördük. Kurum itiraz ederse o 35 TL üst mahkemede önemli olabilir. O yüzden kurumun başvurusunu bekleyin, ederse sonradan ekleyebilirsiniz itirazınızı. Forumda idare mahkemesinden iade oldum diyen ilk kişisiniz. Bunu kutlamak lazım

Biz KHKlıların sadece seçilmiş idare mahkemelerine başvurabilmeleri tam bir ş..tir. Şu mahkemedeki hoşgörüyü OHAL Komisyonu ve Ankara 19, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28 idare mahkemelerinde hayatta bulamazsınız, boşuna ümitlenmeyin dostlar. not: Not olarak ayrıca şunu da önemle belirtmeliyim ki biz KHKlıların seçilmiş idare mahkemelerine başvurabilmeleri de tam bir ş...tir. Bir not daha yazacaktım da neyse. Mesajı alması gerekenler yolu buraya düşerse alır.

Biraz da gerçek hukuktan bahsedelim. Gelişmiş ülkeler arasında bir kişinin herhangi bir terör eylemine karışmadığı halde terör örgütü üyeliğinden hüküm giyebileceği tek ülke Avustralyadır. Diğer bütün gelişmiş ülkeler terör eyleminde katkısı bulunanları cezalandırmaktadır. Avustralya'da da kanun der ki bir kimsenin bu suçtan hüküm giyebilmesi için şu 3 maddenin ayrı ayrı mahkemede ispatlanması gerekir: 1. Kişi kendi rızası dahilinde örgütün üyesidir. 2. Bu örgüt bir terör örgütüdür. 3. Kişi bu örgütün bir terör örgütü olduğunu biliyordur. Bunlardan herhangi biri mahkeme önünde ispatlanamazsa kişi beraat eder. Yine kişi bu örgütün terör örgütü olduğunu anladığı ilk fırsatta örgütten ayrılmak için gereken adımları attığını ispatlarsa beraat eder. Orada yukarıdaki 3 madde de kanunla belirlenmiş, mahkemenin keyfiliğine bırakılmamıştır. Bizde ise bu iş yargıya bırakıldı, fakat zaman içinde PKK ve DHKPC yargılamalarında bağlayıcı içtihatlar oluşturulmuştu. Buna rağmen birçok mahkeme yargılamada bu içtihatları da dikkate alamadı. Cemaat mensubiyetini ceza için yeter saydı, ki bazı durumlarda o bile aranmadı. Bu kanunu hazırlayanlar keşke bu işi yargıya bırakmasalardı, aynı Avustralyadaki gibi bu 3 maddeyi de kanuna ekleselerdi. Böylece gerçek Fetöcüler ile bu ülkenin asıl kandırılanları da ayrılmış olurdu. KHKyı sormayın. KHKnın tek benzeri Kuzey Kore'de var. Orada Kim Jong-un'un şüphelendiği kişiyi direkt asıyorlar. Kaynak: https://www.findlaw.com.au/articles/5057/membership-of-a-terrorist-organisation.aspx

Son bir umut ret vermek için bir şeyler çıkarabilir miyiz diye uğraşmışlar. Muhtemelen iadeye gidecek durum, ellerindekinin ret vermeye yetemeyeceğini düşünüyorlar.

Hakkınızda güzel haberler diliyorum Sayın altirana. Yıllardır aynı durumda bir kişiye ret verilirken bir kişiye kabul verilmesini, hiç bir şeyi olmayana veya sizin gibi sadece sendikası olup kurum görüşü olumlu olduğu halde "kurum kanaati" denilerek ret verilenleri, çoklu kriterleri olup kabul alanları tartışıyoruz. Bunu eğer zar atarak yapmıyorlarsa, bir sistematiğe oturtmak için üzerinde yorum yaptım. MİT raporunda olumsuz bir durum olması demek, bir kişinin suçlu olduğu anlamına zaten gelmez. Onu açıkladım yukarıda, belli haksızlığa uğradığınız.

Bu durumda muhtemel hocam. MİT raporu ve kurum kanaati ilişkisini edindiğim tecrübeye (biraz da akıl yürütme ve tahmin) göre şöyle açıklayayım. Hala devlette çalışanlar da dahil hepimiz için bir MİT raporu var. Bu raporlar somut bilgi ve delillere değil subjektif değerlendirmelere göre ve ona buna sorarak hazırlandığı için zaten ceza mahkemelerinde delil olarak kullanılmazlar. Çok sayıda devlet çalışanı kısa süre içinde fişlendiği için, hatalara ve kim vurdulara da çok açıktır. İşe dönüşler içinse durum şöyle işliyor. MİT raporunuzda olumsuz bir durum varsa işe dönmenizi istemezler. Ancak bunu doğrudan yazamayacakları için, işte "sosyal çevre", "kurum kanaati", "iltisak", "irtibat" kısaca aleyhinize kullanma şansı buldukları, bu dönemde "hukuk"a kazandırdıkları her şeyi kullanırlar. Çoğu zaman akıl mantık sınırlarını da fazlasıyla zorlar. Bazen dosya o kadar komik görünür ki, bunlar için mi çekiyorum ben bu çileyi dersiniz. Ama bundan hariç olarak da gerçekten kurum yönetimlerinin dönmesini bizzat istemedikleri, özellikle ilk zamanda yapılan ihraçlarda art niyetle haksızlık yaptıkları kişiler de var. Bunlarda da aynı şekilde "kurum kanaati" oluyor ve dosyaya akıl mantık sınırlarını zorlayan bir sürü garabet dolduruluyor. Bu iki durumun haricinde bazı kurumlarda "Fetömetre" gibi yöneticilerin kendi hukuksuz kriterleri de var. Onu da "kurum kanaati" olarak sunuyorlar. Bu "kurum kanaati" işi oldukça karışık. Özetle her kurum kanaati MİT raporundan kaynaklanmıyor. Ama MİT raporundan kaynaklı retlerde hiçbir başka bahane yoksa "kurum kanaati" deniyor. Sayın @altirana, idare mahkemesi başvurunuzda "kurum kanaati" dosyanızı mutlaka isteyin. İçeriğe bakınca uzay boşluğuna bakıyor gibi olacaksınız. not: OHAL komisyonudur, istihbarat raporudur, iltisak, irtibat bilmemne şu zımbırtılara harcadığımız aklı, emeği ülkenin iyiliğine harcasaydık 6 senede ülke uçardı. Sırf bizi bunlarla uğraştırdığınız için bile ülkeye verdiğiniz zarar asla unutlmayacak.

Forumda udf paylaşmanın mümkün olduğunu sanmıyorum. Ama içerikteki metni kopyalayıp buraya yapıştırmanın yetmesi lazım. İsteyen aynı metni sonra bir udf dosyasına yapıştırabilir.

Sayın Temple Granden, bu şekilde denmesini biraz içinde bulunduğumuz faşistik baskıcı döneme biraz da internet ortamında insanların birbirini tanımamasına bağlıyorum. Ama şu da bir gerçek, sabah gördüğünüz birine "masumsan günaydın" deseniz veya yeni girdiğiniz bir ortamda "kendinden emin olanlara selamun aleyküm" falan deseniz net kavga çıkar

e-devlet Protokol Sorgulama'da önceki ve mevcut pasaportlarım görünmeye başlamış. Bu tahdit kalktı demek oluyor değil mi? 5 yıl hapis cezası olana bile şu pasaportu verip bizlere 6 yıldır çektirenler iki cihanda huzur bulamasınlar.

Sayın Temple Granden, bunu kendi durumunuz için sorduğunuzu varsayarak cevap vermeye çalışayım. Danıştay'dan henüz beraat ve KYOK alanlarla adli işlem görmeyenler için olumsuz bir karar çıkmadı. BİMdense bu durumda olanlar için hem ret hem de az da olsa iade kararı çıktı. Hatta sadece SAY kodu olup beraat alan birinin BİMden iade edildiği söylentisi dolanmıştı bir ara ama karara ulaşılamamıştı.

Bunların gözünde aklanmak için bir şey yapmayın, çünkü hem ne yapsanız zaten işe yaramaz, hem de kim ki onlar da siz onların gözünde kendinizi aklamak zorunda olun. Onlar gelsinler önce ne istedilerse verdikleri için benim gözümde aklansınlar. Allah bir müddet güç verdi, har vurup harman savurdular, zulum içinde her türlü ahlaksızlığı şerefsizliği ve kahpeliği yaptılar bu ülkeye. Yerleri öldükten sonra cehennemin dibi, yaşarken Edirne'den Kars'a olan toprak parçasının dışı olsun. AKlayacaklarını da sadece canları öyle isterlerse veya rüşvetle aklarlar, onu da ne siz yapacak birisiniz, ne de ben tavsiye ederim. Zekeriya Altunok şehit oldu, hala KHK listesinde "hain" diye ismi var. Apo'nun kardeşi resmi kanal TRTde konuşuyor, Bahçeli Kürtler'e "Öcalan'ı dinlemiyorsunuz" diye sitem ediyor. Allah'ım tez zamanda bütün zalimlerin hepsini helak etsin.

Bu arada bu eylem planını çok eksik bulduğumu söyleyemem. Uygulanırsa birçok mağduriyeti gerçekten çözer. Bu şartlarda daha ötesini beklemek fazla hayalcilik olur. Adamlar uğraşmış kendi adıma teşekkür ediyorum.

Nedendir bilmiyorum içimde dağ fare doğuracak hissi var. Sadece Yeneroğlu'na güveniyorum o partide. İnşallah yanılırım.

Sayın zamzalak, son dönemde ülke gündemini de sarsan birçok ciddi iddia hakkında hiçbir savcı soruşturma açmadı. Devran dönünce bizlerle alakalı meseleler haricinde de topun ağzındalar zaten. Hiç merak etmeyin. İdare mahkemesindeki durumda bir anormallik yok. Yargıtay kararını bekliyor gibiler.

Benzerini yaşadım. Bu bence biraz da sistemsel bir sorun. Savcıların en azından oy birliği ile karar verilen davalara itiraz etme hakkı olmaması lazım. 3 hakime 1 savcı üstünlük sağlamış gibi oluyor. Tabii eninde sonunda o savcıların bu itirazları iyi niyetle yapıp yapmadıkları da sorgulanacaktır Sayın tarım693.

Sayın Eylül, hayırlı uğurlu olsun. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın. Forum ahalisinin, hele de en eski zamanlarından beri bizlerle olan dostların iadesi daha da çok mutluluk verici.

Sayın observer, öncelikle hak arama çabanızı ve mücadelenizi takdir ederek başlayayım. Danıştay "OHAL Komisyonunu tanımıyorum" veya "Hükümsüz bırakıyorum" şeklinde bir cümle kullanarak karar vermez. Ancak sizin şahsınızda işe iade kararı verebilir. Çünkü OHAL Komisyonunun üzerinde bulunan bir kurumdur. Danıştay bugüne kadar kendisine ulaşan OHAL Komisyonu kararına itiraz konulu başvuruları reddetmişti. Ancak verilen kararların adli cezası bulunanlara yönelik olduğunu görüyoruz, ki bu dosyaların bir kısmı AİHMye kadar ulaştı. Bugüne kadar en çok dile getirilen iddialardan biri adli olarak aklananların Danıştay'dan işlerine iade edileceği yönündeydi. Eğer durum bu şekilde şekillenecekse size bir iade kararı çıkmaması için bir sebep yok. Danıştay'ın bu kararı adli olarak aklanan herkese dönüş yolunun açılması demektir. Hem sizin şahsınızda, hem de forumun ekserisinin durumu bakımında hayırlara vesile olmasını temenni ederim.