Yıldırım

Bunu ben de merak ediyorum açıkçası, yakında toplu ödemeyi alacağım, faizi için dava açacağım ama uygulayacakları faiz asla o kazancın reel karşılığı olmayacak. @Karagöz hocam geçmiş olsun idare mahkemesi ile alakalı kararı şimdi gördüm, sabır diyeceğim de inanmadığım değerleri konuşmanın faydası da yok. Allah herkesin yardımcısı olsun.

yanlışlık olup olmadığı bir sonraki dosya karar no bilgisiyle teyid edilir ama velev ki bu veri yanlış olsun ve sayı 2263x olsun, yine de benim 7 aralık tarihli 22136 sayılı kararımla kıyaslandığında 2 günde 500 dosyaya bakılmış demektir, bu da dosyaların bitirilmesi noktasında gayet güzel bir haber.

doğrudur benim kararım. yakın akrabam iftiraya uğrayıp ihraç edilmişti, benim ihraç sebebimin bu olduğunu bilmesini istemiyordum, burayı takip etme ihtimaline karşı onu belirtmedim yani, çünkü hamileydi ve etkilenmesini istemedim duygusal da bir insandır kendisi. e şimdi de 2. çocuk doğdu daha 1-2 hafta önce, yine gerçeği açıklayamadık, kendini suçlu ve sorumlu addedip annelik görevlerini yerine getirmekte zorlanmasın istedik. bugün bu siteyi takip etmediğini teyit ettikten sonra rahatça yazabiliyorum ? merak edenler için o yargılanıp beraat aldı (4 ayda), savcı itiraz etmedi, karar kesinleşti ve bir süre sonra geçen sene Kasım'da görevine iade edildi. Ben de ondan bir yıl sonra takriben iade edilmiş oldum. bu arada bugün kuruma gidip kararı tebellüğ ettim. Karar tarih ve sayısı: 07/12/2021 - 22136 (twitter'da yayınlanan son sayı bilgisi benim) kurumdan aranma: 14/12/2021 sitede yayınlanma: 15/12/2021

=)) arayan numara bizim kurumun dahili numarasıydı, onlar kararı açıklamadan ben anladım kurumdan arandığımı ama kararın müsbet mi menfi mi olduğunu bilmediğimden o 3-5 saniye 3-5 saat gibi geçti... hem birçok kararda daha önce tecrübe etmiştik aslında önce kurumdan bilhassa MEB'den aranıp sonra sisteme kararın düştüğü durumları.

Merhabalar, 10 gün sonra 4 senem dolacaktı (24 Aralık 2017, 695 no'lu KHK, Savunma Sanayii Başkanlığı, Uzman Yardımcısı). az önce kurumdan arandım, iade talebimin kabul edildiği ve bir ay içinde kuruma atamamın yapılacağı bilgisi verildi. İhraç ederken yapmadıkları tebligatı en azından iade ettiklerinde yapacaklar, yarın gidip kararı kendi gözlerimle göreceğim. Hissizleştim mi yoksa şokta mıyım bilemiyorum ama tepkisizim. Yarın kurumuma gidip o havayı tekrar soluyunca sanırım gerçeklerin farkına varacağım. önce ailemle paylaştım sonra sizinle paylaşıyorum, bu süreçte kimi muhabbetiyle, mizahıyla kimi hukuk ya da sürece dair bilgileriyle bu platformu bizim için hayatı daha yaşanabilir ve dayanılabilir kıldı. Başta burayı kuran ve fedakarâne bir şekilde katkı sağlayan arkadaşlara minnet borçluyum. Kimi zaman pratik hayatımda bulamadığım desteği geldim burayı okuyarak sağladım, kimi zaman bizim halimiz nicedir diye düşünürken geldim buradan bilgi aldım, gerçekten çok sağolun. hem sevinçliyim hem de buruğum, son mağdur iade edilene dek bu burukluk kaybolmayacak fakat benim gibi düşündüğünüzü varsayarak inanıyorum ki bu iade haberleri birilerini mutlu ediyordur mutlaka, ben başkalarının iade haberiyle nefes alıyordum, umarım ben de başkalarına bir nebze nefes olabilirim. evet bugün arandım ama sisteme henüz düşmedi kabul kararım, yarın kuruma gidip tebligatımı alırken ulaşabilirsem karar numarasına ulaşıp mutlaka bilgilendireceğim sizi. bunun haricinde sorusu olan varsa lütfen çekinmesin.

@Ali Haydar her hafta hatta bazen her gün komisyon kararlarını paylaşıyorsunuz, paylaştığınız kararların geneli (iade oranı fazla olduğundan) moralimizi yükseltiyor, bilemiyorum bu arkadaşlarla sendika dahilinde haberleşmeniz mümkün mü ama her hafta en azından önceden paylaştığınız kararlardan bir tanesinin karar numarasını paylaşsanız süreci takip etmek ve komisyonun hızını değerlendirmek açısından çok faydalı olur. katkılarınız için tekrardan teşekkürler.

bu kararların karar sayılarını biliyor musunuz? komisyonun çalışma hızıyla alakalı yorum yapabilir miyiz diye soruyorum.

bu istatistiği sayfa mı paylaştı yoksa siz mi hesapladınız? çok önemli bir bilgi bu. baktım sayfa paylaşmış, bir hafta daha gözlemleyelim, inşallah haftaya da yüksek sayılı inceleme olursa ümitleneceğim kendi adıma.

ilan edilen rakamlara göre: 28 Mayıs ile 28 Ekim arasındaki 22 haftada 3201 dosyaya bakılmış, 3201/22=145 haftada bakılan dosya sayısı, (buna kurban bayramı ya da varsa eğer diğer tatil günleri de dahil) bakılan dosyaların 978'i kabul, 2223'ü ret almış. kabul oranı: 978/3201=0,30; kabul oranı %30. bu hızla gidilirse tüm dosyalar 8343/145=57 haftada bitecek görünüyor ki bu da yaklaşık olarak kasım-aralık 2022'ye tekabül ediyor. bazı arkadaşlar 1500 kadar dosyayı eksiltiyor hesaplama yaparken ben çok o işin mantığına hakim değilim, kurum kuruluş vs. deniyor. 1500 dosyayı saymazsak: 8343-1500= 6843 kalan dosya, 6843/145=47 hafta, son dosyanın inceleneceği tarih: eylül-ekim 2022. inceleme devam...

ben de forumda arkadaşın paylaştığı tabloyu kullandım, linki de sanırım nedim şener'in yazısı imiş... bu hafta topluca bir istatistik yayınlasalar da biz de görsek nedir ne değildir. adli yılın başlamasının komisyonun çalışmasına bir tesiri olacak mı acaba, bilgisi olan var mı?

umarım doğru değildir, eğer doğruysa 3 ayda 1694 dosyaya bakılmış demektir, ayda 560 dosyaya tekabül ediyor, haftada 130-150 dosyaya bakılıyor ? mayıs kalan dosya sayısı: 11544, ağustos kalan dosya sayısı: 9850, incelenen dosya sayısı: 1694. 3 ay = 90 gün = 13 hafta 1694/13 = 130 dosya bayram haftalarını 2 hafta sayıp çıkartırsak 1694/11 = 154 dosya bu hızla gidilirse 1 seneyi aşıyor işin bitmesi, en iyi ihtimal 2022 sonbaharı.

ben de savunma sanayii müsteşarlığı ihracıyım, adli hususlarda aynı şartlar altındayım en azından adliyenin verdiği bilgiler bu yönde (soruşturma olmaması), bu karar az da olsa ümitsizliğe sevk etmedi değil. İhraç olan ablam da iade edilmişti, bakalım bize ne derler... 695 SSM dosyasına bakıldığına göre o listeye sıra geldi denebilir mi acaba? Toplamda 8 kişiydik sanırım.

kalan dosyalarla alakalı anket çalışması yapılsa eskiden yapıldığı gibi, doğruluğu tartışılır ama yine de resmi görmüş oluruz gibime geliyor, ne dersiniz?

başınız sağolsun ? Allah size ve ailenize sabır versin...

bildiğim kadarıyla sizin hesabınıza yatıyor fakat siz onu teamül gereği avukata veriyorsunuz. bana saçma geliyor, avukata sebebini sorduğumda mantıklı izahat alamıyorum "vekalet ücreti avukata verilir." diyorlar, sebep? diyorum kem küm, bu işler böyle cevabı alıyorum. bu para sizin hakkınızsa neden benim hesabıma yatıyor diyorum yine cevap yok. ben zaten avukata vermişim ücretini peşinen en başta, mahkeme haklı olduğuma karar verince benim mantığıma göre bu maddi manevi uğraşımın karşılığı olarak bana hakkımı iade ediyor diye düşünüyorum ama hukuk camiasında işler böyleymiş, mecbur değilsiniz o ayrı ama düzen bu. vermeyince kötü oluyorsunuz. en başta anlaşma aşamasında dile getirirseniz o ayrı.

memurların normal çalışma düzenine geçmesiyle birlikte haziran sonunda açıklanacak sayılara göre tüm dosyaların ne zaman biteceğine dair sağlam bir öngörüde bulunabileceğimize inanıyorum. bu ay sonunda ilan edilecek istatistiksel verideki esnek çalışılan 2 ay ile normal çalışılan mart ayının keskin ayrımını yapmak kolay olmayabilir. ama en azından bir artış olmasını bekliyoruz, cüzi anlamda bile bir artış olmazsa artık ne diyeceğimi bilemiyorum, hiç itibar etmediğim "dosyaların bilerek bitirilmek istenmediği" teorisine yaklaşacağım gibi görünüyor... ama umudumuzu kaybetmeyelim, bu sene sonuna dek biteceğine inanıyorum ben, sadece hislerim bu yönde. önceden 1200 dosyaya bakıyoruz dediklerinde itiraz ediyorduk ne zaman 1200 baktınız en fazla 1100 küsür baktınız o da kabul oranları arttıkça incelenen dosya sayısı düştü diyorduk. sonra 900 lere 700 lere geldi sayılar, isyan ettik. halbuki o rakamlarla bile şimdiye dek bitmişti dosyalar. bu ülke "daha kötüsü de olabilirdi buna da şükür" anlayışını kafamıza vura vura ispatlıyor gibi. ben bir süredir 3 5 dosya da olsa süreç devam etsin modundayım, en azından ağır aksak da ilerlemesine şükreder noktasına getirdi beni bu zulüm süreci, bayramlardan ve tatillerden nefret ediyorum. tabi iş öyle bir raddeye geldi ki ihraç edilenlerin tamamı hiçbir şey olmamış gibi eski işlerine ve itibarlarına kavuşsa bile adaletten bahsetmek için artık çok geç. ha gayret, biraz daha sabır.

keşke seyretmeseydim, gece gece moralim ve sinirlerim fena halde bozuldu. altına nefretimi de kustum, bir gece ansızın gelebilirler:)... hadi özışık'ın da sözüm ona KHK mağduriyetini dile getiriyorMUŞ gibi yapmasından bıktım, gerçekten bıktım. soylu'yla konuşmuş da soylu "personel aklansa bile nasıl güveneyim" diyormuş, peki personel zamanında fethullaha methiyeler dizen birine içişleri bakanı olarak nasıl güvenecek? "gökten (fethullah) ne yağar da toprak (kendisi) kabul etmez" "geeeel bitsin bu hasret gellll" diyen bir cumhurbaşkanına nasıl güvenecek bu memurlar? bu ülke güven ülkesi mi hukuk devleti mi arkadaş? çıldırtmayın insanı, düne kadar akplilerle cemaati, cemaatçilerle akpyi tartışırdık, biz olduk fetöcü vatan haini akpliler oldu vatan fedaisi. gerçek diye distopya yaşıyoruz Allahım sen aklımıza mukayyet ol ya rabbim... paşa da diyor ki vay efendim balyozdaki ergenekondaki mağdurları niye konuşmuyoruz? KHK mağduriyetlerinden bahsetmek için ülkedeki bütün mağduriyetleri dava edeceğim diye bir şey mi var? ayrıca, konuş arkadaş ağzını tutan mı var konuş, o zaman bu operasyonların medya ayağı olan tipler (başta rok ve nagihan alçı olmak üzere) bugün tarafını erdoğandan yana koyduğu için yandaş medyada rahat rahat yazıyor konuş eleştir? birinin acısından söz edince diğerininkini edemiyor musun? bunlar hep KHK mağduriyetlerini bilip konuşamamanın, konuşmak istememenin verdiği zorlanmalardır işte, KHK mağduru yok, herkes suçlu diyemiyor sürekli lafı değiştirme, manipülasyon şu bu. darbeciler maaş alıyormuş da bilmem ne, beyefendi saçma sapan fakülteler açıp üniversitelerle uğraşacağına gerekli idari düzenlemeleri yapsın, herkes önce kendi derdini düşünür ki bu da çok doğal, kimse bundan ötürü ayıplanamaz. eyt'lileri de dava edeyim, atanamayan sağlıkçıları öğretmenleri de dava edeyim, salgında kepenk kapatan esnafın derdini de ben düşüneyim, kadın cinayetlerini de ben dava edeyim, işsizliği vs vs vs abicim bu ülkede dert bitmiyor ki, bunları çözmekle görevli olanlar çözüm yerine sorun ürettikleri için... ha biz yine ederiz, ediyoruz da zaten hem prensip gereği hem de anlarız çünkü derdi olan bilir dertlinin halini, ama bizim görevimiz değil ki bu devletin görevi en başta, bilmek ve çözmek... neyse, daha çok söylenecek söz var da, kusura bakmayın başınızı ağrıttım belki ama çok bunaldım paylaşmak zorundaydım rahatlamak için. hakkınızı helal edin, iyi geceler.

Kasım ayında kaldırılması için müracaatını yaptığım yurt dışı yasağımı kontrol edeyim dedim bugün, e-devlete protokol yazıp nüfus müdürlüğüne tıklayınca il veya ilçe müdürlüklerine başvurun yazısı çıkmadı, belge de oluşturabiliyordum fakat kısa mesaj gelmedi bana... sanırım yasak kalktı, ikimiz için de hayırlı olsun, bir nebze rahatlatıyor tabi insanı, yurt dışına çıkma arzum yok ama beklediğimiz iade kararı konusunda müsbet bir işaret olabilir diye seviniyoruz işte. kemal sunal parası olmadığından kızaran tavuğun camına ekmeğini sürüp doymaya çalışıyordu ya, benim adalet açlığımı gidermeye çalışmam da biraz ona benzedi:).. bu kararlar güzelliklerin başlangıcı olsun ? en azından artık yurtdışı konulu geyiklerin ve hayallerin bir parçası olabileceğim için mutluyum ?

4 kasımda sistemde görülmüş, 20 kasımda tebligat yapılmış, karar no: 2020/12570. yalnız tebligatta verilen iade kararının 27.10.2020 tarihinde alındığı yazılı. 12570 sayısını, 27 ekim için mi 4 kasım ya da 20 kasım için mi dikkate almak lazım bilemiyorum. ha çok farkı var mı yok en fazla 300-500 dosya fark eder toplamda, büyük resim değişmez.

ne yazık ki bir standart yoktu, ihraç edilenin üzerindeki şüphelere, çalışılan kuruma, akp ile yakınlık seviyesine göre değişebiliyordu bu işler. bir insan kardeşi ya da yakın akrabası sebebiyle ihraç edilirken o kişinin eşine (iyi ki) dokunulmayabiliyor mesela örnekleri var. fakat artık geldiğimiz noktada buna benzer yani akraba eş dost gibi sebeplerle hukuk dışı uygulamaların yaşanmayacağı kanatindeyim, tabi burası Türkiye her şey olur, ben de hukukçu değilim, ohal'den sonra bu tarz ihraçlara şahit olmadım, şahsi iltisak/irtibatla ihraç edilen binlerce insan oldu tabi ohal'den sonra da. bilenler varsa daha detaylı belki izah edebilir ben bilmiyorumdur. ben sizin yerinizde olsam evlenirim hocam, bu gidişle evde kalacağız zaten işsiz güçsüz ?

dün itibariyle ablamın iade kararını gördük. 695 no'lu KHK, Adalet Bakanlığı, zabıt katibi, 2019 Nisan tarihli beraat ve onama (savcı istinafa gitmedi). Torpil yoktu, araya adam koymayanlar için moral olsun bu. Karar tebliğ edildiğinde numarasını da paylaşacağım. iade kararı bize tebliğ edildiğinde bu kararı kendi dosyama faydası dokunur diye komisyona sunacağım bir dilekçeyle. işin doğrusu komisyonun verdiği kararı yine komisyona sunmak biraz tuhaf ama minik bir ışık hüzmesinden aydınlanmayı uman bir kitleyiz, yapacak bir şey yok.

Torpil hususu çok su götürür, zira herkes kendi şahit olduna inanacak doğal olarak bu işin belgesi kaydı kuydu olmaz, ne var ki hepimiz bu ülkede torpilin yerine göre az ya da çok önemli olduğunun bilincindeyiz. Kimse bu işlerde torpil asla yok diyemez, ama torpilsiz dönemezsiniz şeklindeki yorumu da çok abartılı ve zorlama buluyorum. Ama ben alıntıladığım kısma takıldım biraz. Bugüne dek ihraç olmadan önce de sonra da bu konulara ilgisiz olanlara ya da yanlış bakış açısına sahip olanlara hep hukukun niyet okuyamayacağını dolayısıyla bu gazeteymiş bankaymış bunların hepsinin "0" mertebesinde olduğunu anlatmaya gayret ettim ve sanıyorum ettik? Üzülerek görüyorum ki bizim içimizde bile o kadar zulme uğramış insanların iltisak/irtibat saçmalığını meşrulaştıracak "tarafı belli" sözlerini görüyorum. Bizi ihraç edenler ve bu zulmü savunanlar da şunları konuşmuyor mu (kriterleri olanları için söylüyorum), "bankaya para yatırmış başka banka mı yokmuş", "derneğe yardım etmiş kızılaya etseymiş", "dershanesine yollamış başka dershane mi yokmuş" vs... demek ki bu insanların tarafı belli, suç olmasa dahi bunlar sıkıntılı şüpheli insanlar, devlet kendini korur bu insanlarla çalışmak istemez, buna hakkı vardır. (?) O halde sormak istiyorum bu insanlar o gazetedeki bir yazarı takip etmek ya da işlettiği ticarethanesinde müşterileri okusun diye abone olmuş olamaz mı? Çay ocaklarında, berberlerde, otel lobilerinde vs ideolojik açıdan alakasız gazeteleri görürsünüz, çünkü bu gazeteler abone olan için değil müşteriler içindir. Keza bir insan tamamen zıt kutupta olduğu bir görüşün neyi savunduğunu öğrenmek için de abone olabilir. Ben yıllarca cumhuriyet okudum muhafazakar olduğum dönemlerde, acaba bu dinimize mesafeli insanlar ne düşünüyor diye merak ettim, akit okudum bu yobazlar ne diyor merak ettim vs çalışıyor olsaydım abone de olurdum. Ya her şeyi bırakın, insanlar pikniğe giderken ya da cam silerken çok sayfası var diye hürriyet gazetesini alıyor bu ülkede siz ne tarafından bahsediyorsunuz? Ben asıl maksat torpille alakalı mevzu iken farklı bir konuda üzerine çok da düşünülmeden söylenmiş kelimeler olduklarını düşünmek istiyorum, aksi taktirde fazlasıyla hayal kırıklığına uğrayacağım.

İyi akşamlar, Gerçekten de bir sessizlik hakim foruma. Geçen hafta Ankara Adliyesi'ne gittim. Ön bürodaki hanımefendiye "hakkımda herhangi bir soruşturma olup olmadığını öğrenmek istiyorum." dedim. Hanımefendi de cevaben "maalesef yok." dedi. =)) önce yok cevabını almanın huzuruyla mevzuya uyanmadım, sonra muzip bir şekilde "üzgünsünüz herhalde bu durumdan" dedim ? o da kusura bakmayın filan dedi güldük beraber, bu da böyle bir anımdır.?

Rica ederim, araştırma yaparken bulunduğunuz il nüfus müdürlüğüne müracaat ediyorsunuz onlar gerekli yazışmaları yapıyor diye okumuştum fakat bu teyide muhtaç bir bilgidir, benim hem ikamet ettiğim hem de ihraç edildiğim şehir aynı olduğu için bu hususun üzerine çok düşmedim açıkçası... Kendi ayağıma mı sıktım ben yani şimdi ahah =)) bakalım yakında kokusu çıkar ?

Bana en başta sordular davanız oldu mu diye ben de bildiğim kadarıyla henüz soruşturma açılmadı dedim, onun üstüne kimlik fotokopisi istediler. Muhtemeldir ki beraat belgesi ya da KYOK belgesi olsaydı ilave etmemi isteyeceklerdi, hanımefendiden de o belge(ler)i istemiş olacaklar.