İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

MSA

emsal karar Yargıtay 16. Ceza Dairesi E. 2018/4314 K. 2018/5063 Sanığın Bylock Kullanıcısı Olduğunu Kabul Etmediği

Önerilen Yorum

T.C.
YARGITAY
16. CEZA DAİRESİ
E. 2018/4314
K. 2018/5063
T. 12.12.2018

* SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMA SUÇU ( Sanığın Bylock Kullanıcısı Olduğunu Kabul Etmediği - Sanığın Bylock Uygulamasını Kullandığının Kuşkuya Yer Vermeyecek Şekilde Teknik Verilerle Tespiti Halinde Bylock Kullanıcısı Olduğuna Dair Delilin Atılı Suçun Sübutu Açısından Belirleyici Nitelikte Olduğu/İlgili Birimlerden Ayrıntılı Bylock Tespit ve Değerlendirme Raporu Getirtilip Değerlendirilerek Duruşmada Sanık ve Müdafiine Okunup Diyecekleri Sorulduktan Sonra Karar Verilmesi Gerektiği )

* SANIĞIN BYLOCK KULLANICISI OLDUĞUNU KABUL ETMEMESİ ( Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçu - Sanığın Bylock Uygulamasını Kullandığının Kuşkuya Yer Vermeyecek Şekilde Teknik Verilerle Tespiti Halinde Bylock Kullanıcısı Olduğuna Dair Delilin Atılı Suçun Sübutu Açısından Belirleyici Nitelikte Olduğu/İlgili Birimlerden Ayrıntılı Bylock Tespit ve Değerlendirme Raporu Getirtilip Değerlendirilerek Duruşmada Sanık ve Müdafiine Okunup Diyecekleri Sorulduktan Sonra Karar Verilmesi Gerektiği )

* EKSİK İNCELEME İLE HÜKÜM KURULMASI ( Sanığın Bylock Uygulamasını Kullandığının Kuşkuya Yer Vermeyecek Şekilde Teknik Verilerle Tespiti Halinde Bylock Kullanıcısı Olduğuna Dair Delilin Atılı Suçun Sübutu Açısından Belirleyici Nitelikte Olduğu - İlgili Birimlerden Ayrıntılı Bylock Tespit ve Değerlendirme Raporu Getirtilerek Duruşmada Sanık ve Müdafiine Okunup Diyecekleri Sorularak Karar Verilmesi Gerektiği/Yetersiz Bylock Sorgu Tutanaklarına Dayanılarak Hüküm Kurulmasının Hatalı Olduğu )

5237/m. 220

ÖZET : Dava, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkindir. Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme raporu getirtilip değerlendirilerek duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz bylock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile hüküm kurulması hatalıdır.

DAVA : Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı,başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

KARAR : Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK'nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

I-)Sanık hakkında yapılan temyiz incelemesinde;

Sanığın terör örgütüne üye olmak suçundan eylemine uyan TCK'nın 314/2, 53, 58/9, 63 ve 3713 Sayılı Kanun'un 5/1 maddesi gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ilk derece mahkemesince verilen hükmün TCK'nın 62. maddesinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle hukuka aykırı olduğunu değerlendiren Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesinin, 5271 Sayılı CMK'nın 280/1-e maddesi gereğince duruşma açıp sonucuna göre aynı kanun maddesinin 2. fıkrası gereğince ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurması gerekirken kanun maddesine yanlış anlam yüklenerek duruşma açmaksızın evrak üzerinde ilk derece mahkemesince belirlenen cezadan TCK'nın 62. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılmak suretiyle temel cezanın 7 yıl 6 aydan 6 yıl 3 ay hapis cezasına indirilmesi hukuka aykırı ise de anılan uygulamanın sanık lehine olması ve aleyhe temyiz de bulunmaması hususları gözetilerek CMK'nın 290/1 maddesindeki emredici düzenleme kapsamında değerlendirilen iş bu hukuka aykırılık bozma nedeni yapılmamıştır.

Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanığın temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK'nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA,

II-Sanık hakkında yapılan temyiz incelemesinde;

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 Esas ve 2017/370 Sayılı kararı ile onanarak kesinleşen, Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 esas, 2017/3 Sayılı kararında; "Bylock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının her türlü şüpheden uzak kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde kişinin örgütle bağlantısını gösteren delil olacağının kabul edildiği gözetilmekle,

Bylock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanığın, bylock uygulamasını kullandığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde, bylock kullanıcısı olduğuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili birimlerden ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme raporu getirtilip değerlendirilerek duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken sanığın bylock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz bylock sorgu tutanaklarına dayanılarak eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

SONUÇ : Kanuna aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı hükmün BOZULMASINA, 12.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


• 679 KHK EGM • İade 20.11.2019 • Tebliğ 29.11.2019 • Atama 05.08.2020 • Göreve Başlama 14.09.2020 • Emeklilik LOADING...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
×
×
  • Yeni Oluştur...