İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

MSA

emsal karar Antalya Bölge Adliye Mahkemesi - 2.Ceza Dairesi 2018/2015 K Bylock Cgnat Beraat 

Önerilen Yorum

Antalya BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 
2. Ceza Dairesi 
Esas: 2017 / 3302 
Karar: 2018 / 2015 
Karar Tarihi: 02.10.2018

Konu : SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMA SUÇU - ÖRGÜTLE ORGANİK BİR BAĞ KURARAK ÖRGÜT HİYERARŞİSİNE DAHİL OLDUĞU YÖNÜNDE HERHANGİ BİR DELİL BULUNMAYAN VE TÜM AŞAMALARDA BYLOCK PROGRAMINI KULLANDIĞINI KABUL ETMEYEN SANIK - OPERATÖR KAYITLARI VE USER-ID EŞLEŞTİRMESİ DOĞRU YAPILABİLEN KİŞİLERİN GERÇEK BYLOCK KULLANICISI OLDUKLARININ KABULÜ - YÜKLENEN SUÇUN SANIK TARAFINDAN İŞLENDİĞİNİN SABİT OLMAMASI NEDENİYLE VERİLEN KARARIN KALDIRILMASI - SANIĞIN BERAATİNE KARAR VERMEK GEREKTİĞİ

(5237 S. K. m. 53, 58, 62, 63, 314) (3713 S. K. m. 3, 5) (5271 S. K. m. 223, 280)  (YCGK 26.09.2017 T. 2017/16-956 E. 2017/370 K.) (16. CD. 24.04.2017 T. 2015/3 E. 2017/3 K.)

 

Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında Dairemizce yapılan yargılama sonunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

 

İDDİA:

 

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 21/02/2017 tarih ve 2017/3322 esas sayılı iddianamesi ile sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması istemiyle Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.

 

Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2017 tarih, 2017/122 esas - 2017/56 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda; sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesiyle TCK'nun 314/2, 3713 sayılı Yasanın 3, 5, TCK'nun 62/1, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, bu karara karşı sanık ve müdafi tarafından istinaf talebinde bulunulmuş olduğundan dosya Dairemize gönderilmiştir.

 

SAVUNMA:

 

Sanık ......, ilk derece Mahkemesinde alınan savunmasında: "Ben soruşturma aşamasında bu konu ile alakalı ayrıntılı şekilde ifade vermiştim, aynen tekrar ederim, ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, herhangi bir silahlı terör örgütünün üyesi değilim, bylock tespiti yapılan .... nolu GSM hattını ben çok uzun yıllar önce almıştım, fakat bu hat fiilen babama ait Özel .... Dershanesi'nde dershane işlerinde kullanılmak ve babamın kontrolünde olmak üzere kullanılıyordu, yani bu hat şahsi olarak benim kullandığım bir hat değildir, bu hattı dershanede herkes kullanabiliyordu, hatta evimde yapılan aramada dershaneye ait kartvizitte iletişim numarası olarak bu hat yer almaktadır, ayrıca Milli Eğitim Müdürlüğü'nde de iletişim olarak bu hat bulunmaktadır, ben bylock programını indirmedim ve kullanmadım, bu programın ismini 15 Temmuz'dan sonra duydum, ben babama ait dershanede uzun yıllar matematik öğretmenliği yaptım, 2015 yılı yaz aylarında dershaneyi kapatmaya karar verdik ve kapattık fakat tasfiye süreci zaman aldı, bu süreçte babamla ihtilafa düştük ve 2016 yılında tasfiyesi tamamlandı, babamla ihtilaflı olduğumuz için ve daha önce dershaneden payıma düşen maddi miktar verilmediğinden dolayı dershane ile irtibatımı kopardım, 2016 yılında tasfiye sürecinden sonra babam sen alacaklarımızı tahsil et ve payına düşeni al dedi ve telefon hattını bana verdi, daha sonra bu hat benim kullanımıma geçti, bu hat üzerinden herhangi bir internet kullanımı olmadı, Bank Asya'da yanılmıyorsam 2009 yılında bir hesap açmıştım, fakat bu hesap aktif bir hesap değildi, tamamen dershanecilik faaliyeti kapsamında işlem yapmak amacıyla açmıştım, belki bir iki işlem yapılmıştır, ben hakkımdaki ihbar tutanağını kesinlikle kabul etmiyorum, isimsiz, imzasız iftira niteliğinde olan bir ihbardır, ihbarda bütün aile fertlerim yazılmıştır, bu ihbarın dershanemizdeki öğrencilerden birinin velisi tarafından yapıldığını düşünmekteyim veya bana husumet besleyen birisi de olabilir, ben yaşamım boyunca ne bu örgütün yurtlarında kaldım ne de bu örgütle bir irtibatım oldu, bu örgüte ait hiçbir dernek, vakıf veya sendikaya üye değilim, tüm bu hususlar gözönüne alınarak tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum, ailevi olarak zor durumdayım" şeklinde beyanda bulunmuştur.

 

Sanık ......, Dairemizde alınan savunmasında: "Ben suçlamaları kabul etmiyorum, savunmamı yazılı olarak hazırladım. Orada da belirttiğim gibi bylock çıktığı iddia edilen hat babamın kurmuş olduğu ve çap olarak da küçük bir dershane olan işletmede kullanılmakta idi. Bu hattın GSM incelemesinde görülecektirki yapılan görüşmeler dershane öğrencilerinin velileri ve akrabalarımızdır. Ayrıca dershane müdürü ve servis şoförü de bu hatla kendilerine ulaşılmıştır. Bunları dilekçemde belirttim. Dershanenin sahibi olan babam Amerika'ya orada yaşıyan kardeşimin yanına gitti. Ben tutuklanmadan önce babamla husumet yaşadım, bu nedenle görüşmüyorduk. Amerika'ya gittikten sonrada hiç görüşmedim. Beni ve eşimi arayıp sormadı. Amerika'ya niçin gitti, neden gelmiyor bunu bilmiyorum. Hakkında bir Fetö soruşturması var mı yok mu onu da bilmiyorum. Suça konu telefon hattı dediğim gibi benim adıma olsa da dershane hizmetlerinde kullanıyordu. Dershaneyi ekonomik nedenlerle kapattıktan sonra da bu hattı kullanmadım. Ancak tutuklanmamdan birkaç gün önce dershaneyle ticari ilişkisi olanların aramış olup olmadıklarını anlamak için hattı telefonuma takmıştım. Bylock kayıtlarının nasıl çıktığı hakkında hiçbir bilgim yoktur. Hattı babamda kullanıyordu ayrıca kamuoyunda mor beyin olarak bilenen ve Fetö örgütünün başka programların altına gizleyerek yaptığı yönlendirme sonucu da bylock serverine erişim olduğu ve bundan dolayı birçok kişinin hatalı şekilde bylock kullanıcısı gibi gözüktüğü anlaşılmıştır. Eşim ve çocuğuma benden başka bakacak kimse yoktur. Ekonomik olarak da çok zor durumdayız. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur.

 

DELİLLER:

 

  • 1-Yukarıda açıklanan sanık savunmaları,
  • 2-KOM tarafından tutulan tutanak
  • 3-Arama el koyma tutanakları
  • 4-CGNAT kayıtları
  • 5-Sanığa ait nüfus ve adli sicil kaydı,
  • 6-Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2017 tarih, 2017/122 esas - 2017/56 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından ibarettir.

 

ANTALYA 8. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN KABULÜ:

 

Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2017 tarih, 2017/122 esas - 2017/56 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda, sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK'nun 314/2, 3713 sayılı Yasanın 3, 5, TCK'nun 62/1, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

 

İSTİNAF İSTEMİ:

 

Sanık ve müdafi, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle istinafta bulunarak yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmişlerdir.

 

İDDİA MAKAMI ESAS HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜNDE:

 

Cumhuriyet savcısı Dairemizde yapılan yargılama sırasında 02/10/2018 tarihli celsedeki esas hakkında mütalaasında; "Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesini....2/09/2017 tarih 2017/122 (E) ve 2017/56 (K) sayılı kararı ile sanık ...... hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçundan netice itibari ile 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün sanık ve müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine açılan duruşmada;

 

Sanığın .... numaralı GSM hattı ile .... IMEI numaralı telefon ile Bylock programını kullandığı gerekçesi ile mahkumiyet kararı verilmiş ise de;

 

Sanığın Bylock programını kullandığına dair dosya kapsamında mahkumiyetine yeter delillerin bulunmadığı anlaşılmakla;

 

Sanık hakkındaki mahkumiyet kararının kaldırılarak sanığın CMK'nın 223/2-e. Maddesine göre beraatine" karar verilmesini kamu adına talep ve mütalaa etmiştir.

 

DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DAİREMİZİN KABULÜ:

 

Yukarıda belirtilen tüm deliller, yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre;

 

Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği, örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup, üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de, örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemede ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.

 

Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir. (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf 383 vd.)

 

Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin "suç işlemek amacı" olması aranır. (Toroslu özel kısım syf.263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf.28, Özgenç Genel Hükümler syf.280)

 

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 27/06/2018 tarih, 2018/1438 esas - 2018/2131 karar sayılı ilamında;

 

"Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 E, 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere; ByLock iletişim sistemi, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacaktır.

 

ByLock uygulaması programını indirmek, mesajlaşmak/haberleşmek için yeterli değildir. Öncelikle kayıt esnasında kullanıcının bir kullanıcı adıyla parola üretmesi, mesajlaşma için ise kayıt olan kullanıcılara sistem tarafından otomatik olarak atanan ve kullanıcıya özel olan ID (kimlik) numarasının bilinmesi ve karşı tarafça onaylanması gerekmektedir. Karşılıklı ekleme olmaksızın iletişime geçilme imkanı bulunmamaktadır.

 

ByLock iletişim sisteminde bağlantı tarihi, bağlantıyı yapan IP adresi, hangi tarihler arasında kaç kez bağlantı yapıldığı, haberleşmelerin kimlerle gerçekleştirildiği ve içeriğinin ne olduğu tespit edilebilmektedir. Bağlantı tarihinin, bağlantıyı yapan IP adresinin tespit edilmesi ve hangi tarihler arasında kaç kez bağlanıldığının belirlenmesi, kişinin özel bir iletişim sisteminin bir parçası olduğunun tespiti için yeterlidir.

 

ByLock kullanıcı tespitleri ByLock sunucusunda kayıtlı IP adresleri üzerinden tespit edilebilmektedir. ByLock sunucusunda kaydı olan kullanıcıların User-ID (Kullanıcı No) tespiti yapılabilmekte ve mesaj içeriklerinin çözümü gerçekleştirilebilmektedir. Bu nedenle ByLock tespit değerlendirme tutanağında yer alan User-ID (Kullanıcı No), şifre ve gruba kayıtlı kişilerin tespiti bu kişilerin birbirleriyle olan ilişki ve irtibatların ortaya konulması sanığın hukuki durumunun belirlenmesi bakımından önemlidir.

 

ByLock kullanıcılarının tespitleri açısından operatörler tarafından tutulan CGNAT (HIS) kayıtları bir çeşit üst veridir. CGNAT kayıtları özet veri olması nedeniyle bir iz ve emare niteliğinde olduğundan tek başına kişinin gerçek ByLock kullanıcısı olduğunu göstermez. Kişiler iradeleri dışında ByLock sunucularına yönlendirilmiş olabilirler. Nitekim, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yürütülen ve BTK tarafından yapılan teknik çalışmalar sonucunda iradeleri dışında ByLock sunucularına yönlendirildikleri saptanan 11.480 kişinin tamamının CGNAT kayıtlarının olduğu ve tespit edilen CGNAT kayıtlarına göre ByLock uygulamasının IP’lerine bağlantıya yönlendirildikleri belirtilmektedir.

 

Kişinin User-ID ve şifrelerinin belirlenememesi ve fakat CGNAT kayıtlarıyla ByLock sunucusuna bağlantı yaptığının tespit edilmesi halinde, kişinin gerçek ByLock kullanıcısı olduğu ancak henüz User-ID ve şifresinin tespit edilemediği anlaşılabileceği gibi ByLock sunucularına tuzak yöntemlerle (Morbeyin vb.) yönlendirilmiş olabileceği sonucuna da ulaşılabilir.

 

Bu nedenle ancak operatör kayıtları ve User-ID eşleştirmesi doğru yapılabilen kişilerin gerçek ByLock kullanıcısı olduklarının kabulü gerekeceğinden, kişinin örgütsel gizliliği sağlamak ve haberleşmek amacıyla ByLock sistemine girdiğinin ve bu sistemi kullandığının, User-ID, şifre ve grup elemanlarını içerir ByLock tespit değerlendirme tutanağı ve CGNAT kayıtlarını içeren belgeler ile kesin olarak kanıtlanması zorunludur."

 

Dosya içerisinde mevcut 12/01/2017 tarihli KOM raporuna göre; sanığın, .... numaralı GSM hattı ile .... IMEI numaralı cihaz üzerinden ilk log tarihi 18/09/2015 olacak şekilde ByLock programını kullandığının bildirildiği,

 

Dosya içerisinde mevcut BTK'dan temin edilen CGNAT kayıtlarına göre; .... GSM numaralı hat ile, 18/09/2015 - 02/04/2016 tarihleri arasında, .... IMEI numaralı telefon ile baz istasyon bilgileri Döşemealtı olacak şekilde ByLock server IP'lerinden olan "...." IP numarasına 21 defa istek gönderildiğinin belirtildiği,

 

FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün gizli haberleşme programı olan ByLock programının yüklendiği bildirilen .... IMEI numaralı telefonun soruşturma ve kovuşturma aşamasında elde edilemediği,

 

Dosya içerisinde mevcut Emniyet Müdürlüğünden temin edilen yazı cevabına göre; ByLock tespit edildiği bildirilen GSM hattı ile ilgili olarak herhangi bir içerik tespitinin yapılamadığının bildirildiği,

 

Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında özetle; suçlamaları kabul etmediğini, herhangi bir silahlı terör örgütünün üyesi olmadığını, ByLock kullanıldığı tespit edilen .... numaralı GSM hattını çok uzun yıllar önce aldığını, bu hattın babasına ait olan Özel .... Dershanesinde dershane işlerinde ve babasının kontrolünde kullanıldığını, şahsi hattının olmadığını, dershanede bulunan herkesin bu hattı kullandığını, hatta kartvizit numarasında bu hattın yazılı olduğunu, ByLock programını indirmediğini ve kullanmadığını, babasına ait dershanede uzun yıllar öğretmenlik yaptığını, dershanenin 2016 yılında tasfiye edildiğini, daha sonra babası ile ihtilafa düşerek dershaneden ayrıldığını, bu tarihten sonra telefon hattının da kendisinde kaldığını, bu hat vasıtasıyla herhangi bir internet kullanımı yapmadığını, 2009 yılında dershanecilik faaliyetleri kapsamında işlem yapmak için BankAsya'da hesap açtırdığını ancak aktif olarak kullanmadığını, hakkındaki ihbar tutanağının iftira niteliğinde olduğunu, ihbar tutanağında yazılı diğer şahısların aile fertleri olduğunu, öğrenci velilerinden birisinin bu ihbarı yaptığını düşündüğünü, FETÖ/PDY terör örgütü ile hiçbir irtibatının bulunmadığını beyan ettiği,

 

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

 

Kuruluş, amaç, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2015/3 E.sy.kararında anlatılan ve nihai amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında; örgütle organik bir bağ kurarak örgüt hiyerarşisine dahil olduğu yönünde herhangi bir delil bulunmayan ve tüm aşamalarda ByLock programını kullandığını kabul etmeyen sanığın, ByLock kullanıcısı olup olmadığının atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, ilgili Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararında da belirtildiği gibi ancak operatör kayıtları ve User-ID eşleştirmesi doğru yapılabilen kişilerin gerçek ByLock kullanıcısı olduklarının kabulü gerekeceğinden, kişinin örgütsel gizliliği sağlamak ve haberleşmek amacıyla ByLock sistemine girdiğinin ve bu sistemi kullandığının, User-ID, şifre ve grup elemanlarını içerir ByLock tespit değerlendirme tutanağı ve CGNAT kayıtlarını içeren belgeler ile kesin olarak kanıtlanması zorunlu olduğu, dosya arasında tespit edilebilmiş herhangi bir ByLock tespit değerlendirme tutanağının mevcut olmadığı gibi sanığın örgüt hiyerarşisine girdiğini gösterir başkaca bir kanıtın da elde edilememiş olması hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğine dair cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, hukuka uygun, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık ...... hakkında verilen Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2017 tarih, 2017/122 (E) ve 2017/56 (K) sayılı ilamının 5271 sayılı CMK'nın 280/2-2. cümlesi uyarınca kaldırılmasına, atılı suçtan 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e. maddesi uyarınca sanığın beraatine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

 

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda İzah Edildiği Üzere:

 

1) Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık ...... hakkında verilen Antalya 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2017 tarih, 2017/122 (E) ve 2017/56 (K) sayılı ilamının 5271 sayılı CMK'nın 280/2-2. cümlesi uyarınca KALDIRILMASINA,

2) Her ne kadar sanığın Türk Ceza Kanununun 314/2. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ve ilk derece Mahkemesince sanığın eyleminin 314/2. maddesindeki suçu oluşturduğu kabul edilerek TCK'nın 314/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, Dairemizce yeniden yapılan yargılama sonucunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğine dair cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, hukuka uygun, somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e. maddesi uyarınca sanığın BERAATİNE,

Sanık kendisini vekille temsil ettirdiğinden tarifesine göre hesaplanmış 1,980 TL. vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine,

Sanığın CMK'nın 141. maddesi uyarınca gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği günler için tazminat isteyebileceğinin bildirilmesine, (bildirildi)

Yapılan yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına,

Yüze karşı verilen kararlarda verildiği tarihten, tarafların yokluğunda verilen kararlarda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde Dairemize verilecek dilekçe ya da tutanağa geçirilmek üzere Dairemiz zabıt katibine beyanda bulunularak, yasa yoluna başvuracak kişi yargı sınırları dışında bulunuyor ise Dairemize ulaştırılmak üzere bulunduğu yerdeki nöbetçi asliye ceza mahkemesine dilekçe verilerek ya da tutanağa geçirilmek üzere bulunduğu yer nöbetçi asliye ceza mahkemesi zabıt katibine beyanda bulunularak, taraf ceza evinde bulunuyor ise Dairemize iletilmek üzere bulunduğu yer cezaevi müdürlüğüne bir dilekçe verilerek ya da tutanağa geçirilmek üzere tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunarak Dairemiz kararına karşı Yargıtay TEMYİZ yasa yoluna müracaat edilebileceği hatırlatılarak oybirliği ile verilen karar, Cumhuriyet savcısının görüşüne uygun olarak C.Savcısı ...... (....) ile sanığın yüzüne karşı, müdafinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02.10.2018 (¤¤)


• 679 KHK EGM • İade 20.11.2019 • Tebliğ 29.11.2019 • Atama 05.08.2020 • Göreve Başlama 14.09.2020 • Emeklilik LOADING...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • 25 ayla ben de çok uzaklarda sayılmam dostlar. normal demek ki.
    • @F.Y. benimde yaklaşık bir yıldır olduğu gibi bekliyor. Görevdeyim heran bir terslik olacak duygusu beni psikiyatrilik etti. 
    • Merhaba, benim dosyam istinaf mahkemesinde nisan ayı itibariyle 27. aya giriyor. Bugün yarın cevap gelir diye bekliyorum. önceki yazışmalarda sanırım bir arkadaş 27.ayda cevap geldi diye yazmıştı. Umarım daha fazla uzamaz. Her gün buraya bakıp bir cevap gelen var mı diye bakıyorum. Hepimiz için adalet diliyorum. Saygılar..
    • Bende 14. idarede 2.5 yıldan fazla oldu. kriter sadece kurum kanaati.
    • @F.Y. idare mahkeme kararı göreve iadeyse, BİM hızlıca 2-3 ay içinde bu kararı tersine çevirebiliyorken, eğer önceki idare mahkemesi kararı olumsuzsa,  karar alması epeyce gecikebiliyor... OHAL Komisyonundan beri amaç belli, hukuki süreci olabildiğince uzatmak... daha önce istenmiş ve dosyada olan bilgileri tekrar tekrar yeniden istiyorlar... Düşüncem süreci bekleyenlerin, hiç dönmeyecekmiş gibi hayatlarını dizayn etmeleri, (çünkü beklemek, belirsizlik herşeyden daha çok yoruyor ve giden ömrümüzden gidiyor) ve eğer ola ki, bir gün iade olunursa, her zaman yeni bir başlangıç yapılabilir ve yeni duruma hızlıca uyum sağlanır... böylece bu bekleme süreci de boşa harcanmamış olur...
×
×
  • Yeni Oluştur...