İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

MSA

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması Kararı Memuriyete Engel Midir?

Önerilen Yorum

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesinde yer almış olup, belli şartlara göre sanığa hükmün açıklanmayıp denetime tabi tutulması ve denetim süresinde yeni bir suç işlememesi halinde hakkındaki açıklanmayan hükmün de düşmesine neden olan bir uygulamadır.

CMK 231/13 maddesinde "Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir." ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 6. maddesinin 1. beninde; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak mahkeme, hâkim, askerî hâkim, Cumhuriyet Başsavcılığı veya askerî savcılık tarafından istenmesi halinde verilmek üzere kaydedileceği şeklinde belirtilmiş olup, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına ilişkin kayıtların ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak kullanılabileceği belirtilmiştir. Bu anlamda bu kayıtların adli sicilde veya arşiv kaydında görünmesi mümkün değildir.

 

Devlet Personel Başkanlığı’nın 08.07.2013 tarihli 9571 sayılı görüşünde “adı geçenin işlemiş olduğu suçların 657 Sayılı Kanun’un 48/A – 5 kapsamında memuriyete engel bir suç niteliğinde olduğu ancak 5271 sayılı Kanunun 231. Maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden bu durumun memuriyete engel teşkil etmediği, bu kapsamda ilgilinin memuriyet görevine son verilmesinin mümkün bulunmadığı değerlendirilmektedir.” şeklinde konu hakkında görüş belirtilmiştir.

 

Danıştay 12. Dairesinin 2010/1591 E. ve 2013/439 K. Sayılı kararında da aynı şekilde resmi evrakta sahtecilik suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkum edilen davacının, bu kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmesi üzerine 657 sayılı Yasa'nın 48/A-5 ve 98/b maddeleri uyarınca memuriyet görevine son verilmesine ilişkin 02.02.2009 gün ve 614 sayılı işlemin iptali istemiyle açtığı davada; her ne kadar işlem tarihi itibariyle davacı hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmakta ise de, davacı tarafından lehe olan Kanun hükümlerinin uygulanması için yapılan başvuru üzerine Hatay Ağır Ceza Mahkemesi'nin 17.02.2009 günlü Ek Kararıyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231 inci maddesi uyarınca davacı hakkındaki söz konusu mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakıldığı ve anılan maddede hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade edeceğinin belirtildiği, bu durumda yukarıda belirtilen yeni hukuki gelişme karşısında davacının memuriyete engel bir suçtan mahkum olduğundan söz edilemeyeceğinden, davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemde-hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda Hatay İdare Mahkemesi'nce verilen 09.10.2009 günlü, E:2009/396, K:2009/1434 sayılı kararı temyizen incelenerek onanmıştır.

 

Yine Danıştay 12. Dairesinin 09.07.2008 tarihli 2007/2534 E. 2008/4502 K. sayılı kararında: “Davacı hakkında mahkumiyet kararını veren Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmede; davacının durumunun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. Maddesi kapsamında olduğu ve bu maddede aranılan koşulların gerçekleşmiş olduğu sonucuna ulaşılarak sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilmesi karşısında, hükmün sanık hakkında sonuç doğurmayacağının anılan maddede açıkça belirtilmiş olması nedeniyle davacının memuriyetine engel bir mahkumiyet hükmünün bulunduğundan söz etme olanağı kalmamıştır.” denilmiştir.

 

Sonuç olarak hem hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararının sonuç doğurmaması hem de yargı kararlarıyla memuriyetine engel olmadığı değerlendirilmektedir. Zira, hukuken mevcut olan bir mahkumiyet kararı bulunmamaktadır. Bu nedenle herhangi bir şekilde hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı nedeniyle memur olması engellenen veya memuriyetten çıkarılan kişilerin ilgili yargı yollarına başvurmasını tavsiye ediyoruz.


• 679 KHK EGM • İade 20.11.2019 • Tebliğ 29.11.2019 • Atama 05.08.2020 • Göreve Başlama 14.09.2020 • Emeklilik LOADING...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Pratikte bunu yapmıyorlar ama ohal komisyonu bundan dolayı red veriyor 


697 YÖK inceleme devam 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • 25 ayla ben de çok uzaklarda sayılmam dostlar. normal demek ki.
    • @F.Y. benimde yaklaşık bir yıldır olduğu gibi bekliyor. Görevdeyim heran bir terslik olacak duygusu beni psikiyatrilik etti. 
    • Merhaba, benim dosyam istinaf mahkemesinde nisan ayı itibariyle 27. aya giriyor. Bugün yarın cevap gelir diye bekliyorum. önceki yazışmalarda sanırım bir arkadaş 27.ayda cevap geldi diye yazmıştı. Umarım daha fazla uzamaz. Her gün buraya bakıp bir cevap gelen var mı diye bakıyorum. Hepimiz için adalet diliyorum. Saygılar..
    • Bende 14. idarede 2.5 yıldan fazla oldu. kriter sadece kurum kanaati.
    • @F.Y. idare mahkeme kararı göreve iadeyse, BİM hızlıca 2-3 ay içinde bu kararı tersine çevirebiliyorken, eğer önceki idare mahkemesi kararı olumsuzsa,  karar alması epeyce gecikebiliyor... OHAL Komisyonundan beri amaç belli, hukuki süreci olabildiğince uzatmak... daha önce istenmiş ve dosyada olan bilgileri tekrar tekrar yeniden istiyorlar... Düşüncem süreci bekleyenlerin, hiç dönmeyecekmiş gibi hayatlarını dizayn etmeleri, (çünkü beklemek, belirsizlik herşeyden daha çok yoruyor ve giden ömrümüzden gidiyor) ve eğer ola ki, bir gün iade olunursa, her zaman yeni bir başlangıç yapılabilir ve yeni duruma hızlıca uyum sağlanır... böylece bu bekleme süreci de boşa harcanmamış olur...
×
×
  • Yeni Oluştur...