İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

MSA

dilekçe OHAL Komisyon Kararına Karşı Dava Açma Dilekçesi - 13 - Garson Fişleme Özel

Önerilen Yorum

Garson SD Kart Savunması için hazırlanan dilekçedir.

ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

(Gönderilmek Üzere)

İZMİR NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

 

Adli Yardım Taleplidir

Duruşma İstemlidir.

DAVACI        :          Deniz YILMAZ (TC: 12345678910)         

                                   KHK Mah. 692 Sokak No:1 D:1

                                   Bakanlıklar / ANKARA

                                    0 (567) 890 12 34

DAVALI        :          İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

                                               Atatürk Bulvarı No:98 

                                               Bakanlıklar / ANKARA                              

KONU            :          OHAL Komisyonu RET Kararının İptali

TEBLİĞ        :          18.06.2019 (Bakanlıklar Polis Merkezinde tebliğ edilmiştir.)

ÖZET             :         

Davalı kurum bünyesinde Polis Memuru olarak görev yapmakta iken 14.07.2017 tarihli ve 30124 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 692 sayılı OHAL KHK'sı ile kamu görevinden çıkarıldım. OHAL Komisyonu'na yaptığım başvurunun reddine ilişkin 01.01.2019 tarih ve 2019/692 sayılı işlemin iptalini arz ve talep ederim. (Ek-1)

AÇIKLAMALAR

A - "ÜST AMİR KANAATİ" Kriterine Cevabım

OHAL Komisyonu kararında "...üst amir kanaati olarak, 05.08.2016 ve 28.11.2016 tarihlerinde yapılan değerlendirmelerde FETÖ/PDY terör örgütü ile kuvvetli irtibat ve iltisakı bulunduğu yönünde görüşlerin belirtildiği..." yazmaktadır.

Amirler 2 kere toplanıp hakkımda karar verdiklerine göre bu toplantı tutanakları, "kuvvetli irtibat" tespit edildiğine göre somut deliller ve amir kanaatlerinin yazılı olduğu belgeler kurumda mevcut olmalıdır. Cevap hakkım saklı olmak üzere, davalı kurum kanaatini ispat etmeli ve bu bilgi belgeleri sunmalı, aksi taktirde savunma hakkını kaybetmiş sayılacağından dolayı komisyon kararının iptali gerekmektedir. 

 

B - "GARSON FİŞLEME LİSTESİNDE OLMA" Kriterine Cevabım

Komisyon kararında "...mahrem yapıda EA (FETÖ/PDY içerisinde olup örgüt benim örgütüm diyen ancak bazı zaafları olan kişilerdir) seviyesinde, Kurs taksidi:50 (himmet adı altında örgüte verilen maddi destek), zümre başkanı (bağlı olduğu üst düzey mahrem yapı örgüt üyesi) ve öğretmen (bağlı olduğu mahrem yapı üyesi) verilerinin bulunduğu tespitleri..." yazmaktadır. 

"Garson" listesindeki EA (zaafları olan kişi) ve zümre başkanı (üst düzey mahrem yapı örgüt üyesi) tespitleri çelişmektedir. Dolayısıyla "Garson" listesinin doğru olamayacağı açıktır. 

"Garson" isimli gizli tanık listesi, teknik olarak geçersizdir, delil olarak kullanılamaz.  Kamuya açık kaynaklarda paylaşılan Garson Teknik Raporu bunu ispatlamaktadır. (Ek-2)

Adli davalarda "Garson" listesi kabul edilmemekte ve somut delillerle desteklenmeyen tüm davalarda beraat kararı verilmektedir. Emsal yüzlerce karardan birkaçı ekte sunulmuştur. (Ek-3)

Kurum, maddi gerçekleri araştırmamış ve liste üzerinden ihracıma karar vermiştir. Kurum bu eylemi ile şahsımı "örgüt üyesi" olarak değerlendirmekte fakat hiç bir somut delil sunamamaktadır.

Garson listesinde yazanları kabul etmiyorum, cevap hakkım saklı kalmak üzere kurumun somut deliller ile "zümre başkanı", "öğretmen", "Kurs Taksiti: 50 TL" ve diğer iddialarını ispatlamasını, aksi takdirde bu iddiaların dikkate alınmamasını tekrar ifade ediyorum.

:

Kurum içinde oluşturulan ve 13 maddeden oluşan "Özet Bilgi Tablosu" kriterlerine göre bile hiç bir irtibat ve iltisakımın bulamadığını, kurum kendi ifade etmektedir.

Örgüt üyelerinin haberleşmek için kullandığı ByLock ve benzeri programları kullanmadığım, örgüt ile yoğun bağ olarak görülen Bank Asya hesabım olmaması, kapatılan veya kayyum atanan kuruluşlara ilişkin SGK kaydım olmaması, idari soruşturma yapılmadan kanaat ile ihraç edilmem; veya, bilmediğim diğer FETÖ bağı (irtibat, iltisakı) sayılan kriterler olmadığı kurumun 1. savunması ile göndereceği belgeler ile sabittir.

C - DİĞER KRİTERLER

D - SADAKAT İDDİALARINA CEVABIM

Davalı kurum SADAKAT yükümlülüğünü yerine getirmediğimi iddia etmektedir. Bu iddia şahsım için DEĞİL, davalı kurumda çalışan ve haksız yere ihracıma sebep olan idareciler için geçerli olabilir. Şahsım değil, kurum yöneticisi ve hakkımda iftira atan kamu personeli sadakat yükümlülüğüne uymamıştır.

Davalı idare; gizli bilgileri FETÖ/PDY örgütüne aktardığımı, Devletin temeli olan Anayasal prensipleri yok saydığımı, Devlete karşı katlanmam gereken külfet ve sorumluluklara uymadığımı, Anayasa'ya ödevimi yerine getirmediğimi, Anayasa'ya yükümlülüğümü ihlal ettiğimi, darbe girişimi ile somutlaştığı üzere Devlet'e yükümlülüğümü ihlal ettiğimi, toplumdaki diğer bireylerin temel hak ve özgürlüklerini yok etmeyi amaçladığımı iddia etmekte, ama bu kadar büyük iddialarını geçerli kılacak basit bir delil bile sunamamaktadır. Bu somut olmayan iddialar ile şahsım değil, olsa olsa ihracıma karar veren davalı kurumun orada çalışan idarecilerinin devlete sadakati sorgulanabilir. Ayrıca, Anayasaya sadakat ödevi, kamu görevlisi olarak işe başladığım tarihte ve devamında var olan bir yükümlülüktür. Sadakat yükümlülüğüne uymadığım iddiası kabul edilemez.

E- HAK İHLALLERİ

Binlerce yıllık evrensel hukuk ilkeleri yok sayılarak tam tersi yapılmış ve hemen hemen tüm haklarım ihlal edilmiştir.

1.              “Masumiyet ilkesi” tüm dünyada esas iken, KHK ile ihraç edildim ve “Suçluluk ilkesi” esas alınarak, şahsıma "masumiyetini kanıtla, gel" denilmektedir.

2.              FİŞLEME suç iken (TCK-135), fişleme yapan kamu görevlileri hakkında işlem yapılacağına, FİŞLEMEYE MARUZ KALAN MAĞDURLAR hakkında ihraç ve kovuşturma işlemi yapılmıştır.

3.              Mahkeme kararları, yasama yürütme organları ve tüm kamu kurumlarını bağladığı halde; Cumhuriyet Başsavcılıklarının verdiği "Kovuşturmaya Yer Olmadığı" kararları değil, istihbarat birimleri veya idarenin düzenlediği kanaat raporları hükme esas alınmıştır.

4.              “Savunma almadan ceza verilmez” (AY 36-38,129-2) ilkesi ihlal edilmiştir.

5.              Ceza ve idare hukukunun temel düsturlarından “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi yok sayılarak, keyfe keder suçlar üretilerek şahsım suçlanmıştır.

6.              Önce "adil bir yargılama", sonra "koşulları oluştuysa ceza verme" yerine, ÖNCE CEZALANDIRMA, SONRA YARGILAMA ilkesi uygulanmıştır. Yargılamadaki adaletsizlikler AİHM / BM İnsan Hakları Komitesi kararları ile ortaya çıkmaktadır.

7.              Ceza sorumluluğu şahsi olduğu (AY md.38) kuralının tersine, “kolektif sorumluluk” uygulaması yoluna gidilmiştir. Bazı kişilerin suçu yüzünden şahsım da dahil olmak üzere binlerce insan cezalandırılmıştır.

8.              “Kanunsuz emir ve konusu suç teşkil eden emir" hiçbir surette yerine getirilmeyeceği (AY md.137) kesin iken, kamu görevlilerinin yasa dışına korkusuzca çıkabilmeleri için KHK'lar ile “sorumsuzluk kuralı” getirilmiştir. (Bkz.667 sy KHK md.9, 668 sy KHK md.37, bu KHK lar 29.10.2016 da 6749 sy ve, 24.11.2016 da 6755 sy ile kanunlaştırıldı.)

9.              “Ölçülülük ilkesi” (AY md.13), OHAL tedbirlerinin sadece OHAL dönemi ile sınırlı olacağı (AY md.121-122) kuralları yok sayılarak TEDBİR boyutunu aşan ÖLÇÜSÜZ düzenlemelere gidilmiştir.

10.           “İdarenin tüm eylem ve işlemleri kanuna tabidir” (AY md.125) kuralı dikkate alınmamıştır. OHAL İşlemlerine karşı yargı yolu kapatılmış ve AYM, “KHK'ları inceleyemem” diyerek keyfiliğin önünü tamamen açmıştır.

11.           “Yasama yetkisinin TBMM'de olduğu, devredilemeyeceği” ilkesi çiğnenerek OHAL KHK'larıyla TBMM'nin çıkardığı onlarca yasa kaldırılarak, milli irade yok sayılmıştır. Milli iradenin düzenleyebileceği konularda, temel hak ve hürriyetlerde düzenlemeler yapılmıştır.

12.           EN ACI OLANI, ANAYASADA VE BM EVRENSEL İNSAN HAKLARI BEYANNAMESİ İLE AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNDE “TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER” KAPSAMINDA OLAN FİİİLLER SUÇ SAYILMIŞTIR. Bunlardan bazıları şunlardır: İfade, toplantı ve gösteri hakkı (AY md.25,26,34), dini ibadetler (AY md.24), dernek ve sendika hakkı (AY md.33-51), ekonomik faaliyetler, sözleşme hürriyeti (AY md.48), özel hayatın gizliliği (AY md.20), haberleşme hürriyeti (AY md.22), eğitim ve öğretim hakkı (AY md.42), savunma hakkının dokunulmazlığı (AY md.2-36), basın hürriyeti (AY md.28), mülkiyet hakkı ve genel müsadere yasağı (AY md.35-38-10) gibi.

13.           TABİİ HÂKİM- DOĞAL YARGIÇ İLKESİ İHLAL EDİLEREK, olay tarihinden sonra davalara bakmak üzere yeni mahkemeler kurulmuştur. (Özel yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri, OHAL Komisyonu kararlarına karşı başvurulacak Ankara İdare Mahkemeleri gibi.)

D -) SONUÇ OLARAK

Davalı  kurum, gizli / çok gizli belgeler dahil olmak üzere, OHAL Komisyonu dosyası ve eklerini, kurum içi İdari Soruşturma Raporu'nu, kurum içi Çevre Araştırma Raporu'nu, belirtilen tarihlerdeki 2 adet toplantı dökümanlarını, üst amir kanaatii belirten imzalı tutanakları, tanık beyanlarını, istihbarat raporunu, ihracıma sebep olan diğer bilgi belge ve delilleri eksiksiz göndermek zorundadır. Davalı kurum görevden ihracıma yönelik hiç bir yasal gerekçe sunamadığından dolayı öncelikle savunma hakkı olmak üzere, kanunlarımızın, Anayasamızın ve AİHS göre tüm ilgili maddeler ihlal edilmiştir. Kurum istenen tüm belgeleri eksiksiz göndermez ise savunma hakkını kaybedeceğinden dolayı OHAL Komisyonu ret kararının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.

HUKUKİ SEBEPLER: Kanun, Anayasa, AİHS, ve sair alakadar mevzuat.

DELİLLER: Komisyon Ret Kararı, Garson Teknik Raporu, Emsal Kararlar.

 

 

SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle, fazlaya ilişkin tüm haklarım saklı kalmak üzere,

1)    Davalı kurumdan gizli/çok gizli dahil, belirtilen tüm belgelerin istenmesine,

2)    01.01.2019 tarih ve 2019/692 sayılı OHAL Komisyonu RET KARARININ İPTALİNE,

3)    Mahrum kaldığım, tüm parasal haklarımın FAİZİ İLE BERABER ödenmesine,

4)    KHK ile meslekten çıkarıldığım ve bu davanın masraflarını karşılayacak maddi gücümün bulunmaması sebebiyle ADLİ YARDIM İSTEMİ'min kabulüne,

5)    Sözlü olarak dosyamı daha iyi anlatabileceğimden dolayı DURUŞMA istemimin kabulüne,

6)    Tüm yargılama giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,

karar verilmesini arz ve talep ederim. (08/07/2019)

 

Davacı

Deniz YILMAZ

 

 

 

 

EKLER

Ek-1      01.01.2019 tarih ve 2019/692 sayılı OHAL Komisyonu Ret Kararı

Ek-2      Garson Listesinin Geçerli Olamayacağına Dair Teknik Rapor 

Ek-3      Garson Fişleme Listesi ile Suçlananların Aldıkları Beraat Kararlarından Bazıları

Ek-4      Kimlik Fotokopisi

 

 

 

EK-2

GARSON LİSTESİNİN GEÇERLİ OLAMAYACAĞINA DAİR TEKNİK RAPOR

 

Garson isimli gizli tanık, 18.04.2017 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 2 adet sd kart 1 adet cep telefonu teslim etmiştir. Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Adli Bilişim Şube Müdürlüğünce hazırlanan inceleme raporunun 2.sayfasında, söz konusu iki adet SD karttan Lexar Marka 64 Gb kapasiteli kartın imajının 19.04.2017 tarihinde alındığı belirtilmektedir. Bu materyale ait imaj dosyasının incelenerek KOM daire başkanlığına gönderilmesi ise 05.06.2018 tarihinde yapılmıştır. Ancak haklarında fişleme bilgileri olduğu öne sürülerek 9103 polis memurun görevden uzaklaştırılma tarihi ise 26.04.2017 tarihidir.

Yukarıda yer verilen maddeler bağlamında, imaj dosyası daha incelenmeden içeriğini görmüş olmaları gibi mantık dışı bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Söz konusu sd kart la ilgili olarak da 6 aşamadan oluşan (imaj alma, imaj içeriğinde Linux işletim sisteminin olduğunu görme, bunun içerisinde de sanal Windows işletim sistemlerinin olduğunu görme, bunun içerisinde de trueCrypt ile şifrelenmiş disk alanlarının olduğunu görme, bunun içinde de klasörler içerisinde excel dosyalarının olduğunu görme ve export-dışa aktarım işlemleri yapıldığı hazırlanan raporlardan anlaşılmaktadır.) ve tüm süreçlerde ulaşılmak istenen alan-veri-dosya-sistemlerin şifreli olduğu belirtilmiş ve ancak 05.06.2018 tarihinde nihayete eren bir çalışma neticesinde elde edilen veriler, nasıl oluyorsa 26.04.2017 tarihinden önce elde edilerek, inceleme ve analiz yapılmak suretiyle, listeler hazırlanarak resmi yazışmalar yapılarak 9103 polis memuru görevden uzaklaştırılmıştır.

"Garson" gizli tanık FİŞLEME listesi, Emniyet Müdürlüğü Mensuplarının verilerinin kaydedildiği taşınabilir bellekteki verilerden oluşmaktadır ve kişinin örgütsel faaliyetini gösterip ispat etmeye yeterli olmayıp, verileri hazırlayan sahsın kanaatini ifade etmektedir.

 

 

Kağıt israfı olmaması için, sadece özet yazılmıştır. Kamuya açık kaynaklarda paylaşılan raporun tamamına şuradan ulaşılabilir.

https://www.khkhaber.com/feto-pdy/garson-sd-kart/garson-kdan-elde-edilen-sd-kart-teknik-raporlarinin-analizi-av-mesut-can-tarim/

 

 

 

 

 

EK-3

GARSON LİSTESİ İLE İLGİLİ BAZI EMSAL KARARLAR

 

Somut deliller ile desteklenmeyen ve tek başına "Garson" gizli tanık listesi ile suçlanan kişilerin tamamı beraat almakta ve hakkındaki "örgüt üyesi, irtibatlı, iltisaklı v.b."  suçlamalardan aklanmaktadır. Böyle yüzlerce karardan sadece birkaç tanesi emsal olarak sunulmaktadır.

 

 

T.C. ŞIRNAK 3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

E: 2018/37 K:2018/679

"Bunun dışında, sanığın aleyhine değerlendirilebilecek tek delil, ... "A4" kodlamasının yapılmış olmasıdır. Ne var ki, söz konusu kaydın 2012 yılına kadarki durumun bir yansıması olabileceği ve bunun aksini gösteren herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, şüpheli olan bu durumundan sanığın faydalandırılması gerekmektedir."

 

"...o dönemde yapının yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere topluma ahlak ve eğitim kurumu olarak yansıtılmış olması, terör örgütü olarak kabul edilmeyişi ve TCK’nın 30.maddesinde düzenlenen hata hükümleri nazara alındığında sanığın bu eylemlerinde suç kastı ile hareket edip, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olup örgüt üyesi olduğuna dair savunmasının aksine mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak somut kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden...BERAATINA..."

 

 

 

T.C SAKARYA 4. AĞIR CEZA MAHKEMESİ 

E:2017/84 K:2018/35

 

"Garson kod adlı gizli tanıktan ele geçirilen SD karta sanığın "A5"... olarak vasıflandırılmış olması, sanığın üzerine atılı suç konusunda bir şüphe uyandırmakta ise de, şüpheden sanık yararlanır ilkesi ve sanık hakkında belge ve delillerin mahiyeti birlikte değerlendirildiğinde..."

 

"...soyut iddia dışında her türlü şüphe ve tereddütten uzak cezalandırmaya yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden...BERAATİNE..."

 

 

T.C KAYSERİ 4. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

E:2018/104 K:2018/394

"Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/68532 srş. sayılı dosya kapsamında ele geçirilen dijital materyallerin incelenmesi sonucu..."B-4" kodu ile derecelendirildiği...anlaşılmaktadır. Söz konusu örgütün işleyişi düşünüldüğünde, mensupları için göze batan en önemli kriterin örgüt hiyerarşisine girdikten sonra teslimiyet göstererek, sorgulama yapmadan verilen talimatları yerine getirmek olan örgütün kendi kriterlerine göre yapmış olduğu derecelendirmede dahi bazı konuları sorgulayan ve zaafları bulunan sanığın örgüt üyesi olarak nitelendirilmesi düşünülemez. ...Sanığın... her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir delil bulunmayıp, tahmin ve varsayıma dayalı olarak kanaate ulaşıldığı, varsayımlara dayanılarak sonuca ulaşılmasının ceza yargılamasının amacına kesinlikle aykırı olduğu, kuşkunun bulunduğu yerde mahkumiyet kararından bahsedilemeyeceği, ceza yargılamasının temel amacının hiçbir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olduğu, maddi gerçeğin her türlü şüpheden arındırılmış, somut, kesin, kati ve inandırıcı delillerle ispat edileceği..."

 

"...somut olayda ise sanığın söz konusu suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi nedeniyle...BERAATİNE..."

 

 

T.C ELAZIĞ 3. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

E:2018/21 K:2018/221

"...emniyet mahrem yapılanması soruşturması kapsamında ele geçirilen SD kartın incelenmesinde sanığın A5 olarak kodlandığı...silahlı terör örgütüne üye olma suçunun oluşabilmesi için çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren şekilde sanığın eylemlerinin bulunmasının gerektiği, ancak sanığın emniyet genel müdürlüğü ve TBMM'deki görevlerinin başlı başına örgüt mensubiyeti bulunduğuna delalet teşkil etmeyeceği ve örgüt tarafından korunup kollandığına dair herhangi bir delilin de bulunmadığı, ayrıca mahrem yapılanma ile ilgili SD kartın tek başına mahkumiyete yeter delil niteliğinde olmadığı..."

 

"...başka delillerle desteklenmesi halinde mahkumiyete yeteceği, sanık hakkında örgüt ile ilgili başkacada bir iddianın ve delillin de bulunmadığı anlaşıldığından...BERAATİNE..."

 

 

T.C ŞANLIURFA 6. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

E:2018/412 K:2018/701

 

"...sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmaya konu olan Mikro SD kartta EA olarak kodlamanın bulunduğu...elde edilen delillerin sanığın FETÖ/PDY terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde yer aldığını gösterecek yeterlilikte olmadığı, sanık açısından Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma suçunun unsuru olan süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk unsurlarının gerçekleşmediği..."

 

"...sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair savunmasının aksine her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil elde edilemediği ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi de göz önüne alınarak, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanığın... BERAATİNE..."

 

T.C TUNCELİ 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

E:2018/241 K:2019/15

 

"...örgütün emniyet mensuplarına ilişkin düzenlediği raporda sanığı EA olarak kaydedildiği, bu kaydında başkaca deliller ile desteklenmediği için mahkememizce tek başına hükme esas alınamadığı..."

 

"...sanığın örgüt üyesi olduğunu gösterir her türlü şüpheden uzak cezalandırmaya yeterli delil elde edilemediği anlaşıldığından...BERAATİNE..."

 

T.C. GİRESUN 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

E:2018/397 K:2019/104

"...Her ne kadar sanık hakkındaki kodlamada sanığın SAYV harfleriyle kodlandığı... değerlendirilerek sanığın bu yapıya mensup olduğu istihbari bilgi olarak kabul edilmiş ise de; sanığın soruşturma ve kovuşturma aşamasında örgüt ile herhangi bir irtibatının bulunmadığını...hem sanık hakkındaki kodlamanın hem de sanık hakkındaki istihbari bilgi niteliğindeki tespitler teyide muhtaç bilgiler olup, sd karttaki kodlamayı destekleyici tanık delili veyahut başkaca somut bir delil bulunmamaktadır. Micro Sd kartta sanığın zaafları olmayan, her şeyiyle kendisini örgüte teslim etmiş kişi olarak kodlanmasına rağmen sanığın örgütsel herhangi bir eylemi dosyaya yansımamıştır. Bu durum dahi kodlamanın doğruluğu hususundaki tereddütü gidermemektedir...gizli şahit GARSON tarafından sunulan harici bellek içerisindeki bilgilerin ne şekilde ve kim tarafından oluşturulduğunun kanaat verici şekilde tespit edilemediği, sunulan harici bellek içerisinde sanık ile ilgili kişisel bilgiler dışında yer alan bilgilerin somut delillerle desteklenmediği..."

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2006/3-35 E.N, 2006/97 K.N sayılı kararında da değinildiği üzere, Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan "in dubio pro reo" kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmiş olmasıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez.

 

Ceza yargılamasında mahkûmiyet kararı verilebilmesi için davaya konu suçun bizzat sanık tarafından işlenmiş olduğunun kesin delillerle ispat edilmiş olması gerekir. Suçluluk konusundaki şüphe sanık lehine değerlendirilmelidir. Suçluluğu kesin delillerle ispat edilmedikçe bu konudaki şüpheye dayanılarak sanığın mahkûmiyetine karar verilemez.

 

...sanık hakkındaki kodlamanın başka delille desteklenmediğinden bu haliyle mahkumiyet için yeterli olamayacağından, sanığın süreklilik , yoğunluk ve çeşitlilik gösteren eylemlerinin tespit edilemediğinden sanığın silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olmadığından...BERAATİNE..."

 

 

T.C. DİYARBAKIR 11. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

E:2019/346 K:2019/296

 

"...fişleme listesinin yer aldığı, sanığın bu listede "EA" olarak kodlandığı...dosya kapsamında bulunan tek delilin dijital materyallerin içinde bulunan mikro sd kart içeriğinde sanığı "EA" olarak kodlanmasının olduğu, bu hususun münhasıran örgütle organik bağ kurmaya elverişli olamayacağı ve örgütün hiyerarşik yapısına dahil olma anlamı taşımayacağı kanaatine varılmakla sanığın terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna ilişkin somut bir veri tespit edilememiş olması..."

 

"...üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığı anlaşılmakta, sanığın... BERAATİNE..."

20190705 İdare EGM - Garson ve Kanaat - Deniz.docx


• 679 KHK EGM • İade 20.11.2019 • Tebliğ 29.11.2019 • Atama 05.08.2020 • Göreve Başlama 14.09.2020 • Emeklilik LOADING...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
×
×
  • Yeni Oluştur...