vergici672

Çevremde pek akademisyen yok, bilemiyorum. Ama olmaması için pek bir sebep yok. Anca hakemler, bir şekilde KHK'lı yazarı tanıyorsa olabilir.

Henüz denemedim, ben de deneme aşamasındayım, belirtmediğiniz sürece böyle bir bilgiye sahip olacaklarını sanmam.

----KONU DIŞI--- Hukuk mezunuyum, sektörün içerisinde sayılırım, yorumlayayım 1- Hukuk kontenjanları 16.000 civarında, ve bunun bir kısmı dolmuyor çünkü EA'dan 125.000'inci sonrası hukuk tercih edemiyor. 2-32bin ve sonrasında bir kaç tane devlet üniversitesi var. Örneğin Erzincan. Bir yakınım Erzincan mezunu, zor ama iyi yetiştiren bir okul tavsiye ederim. Gönül isterdi ki, maddi imkanlarınız yerinde olsun da Bilkent ya da Koç'ta paralı okutabilin, ama böyle olduğunu sanmıyorum. 3-Hukuk'ta istek, okuma, takip, kendini geliştirme önemlidir. Ancak yine de iyi okul fark eder. Zira iyi okulda hocalar yönlendirip, ufuk verirken, kötü okullarda hoca egosu ile uğraşılır. 4-Hukuk sevene zevkli bir alandır. Özellikle sayısal kökenli olanlar için çok iyi bir alandır, zira çok ciddi bir analitik mantığı vardır, analitik zeka gerektirir. Ben hukuku çok severek okudum, iyi de öğrendiğimi düşünüyorum. 5-İş alanı geniştir. Akademik olunabilir, avukat olunabilir, her sektörde çalışılabilir. TR'de vekillerin çoğu avukattır, ABD'de ve bir çok ülkede yöneticilerin çoğu hukukçudur, zira yasal düzenlemeler yönetim için önemlidir. Bu alanda girişken kişilerin öne çıktığı açık, ancak hukuku seven ve iyi okumuş kişiler de ciddi teorisyen olabiliyor, illa öne çıkmasa da arka planda iyi iş imkanlarına sahip olabiliyor. 6-Benim ikinci üniversitemdi, hukukun bir alanda çalıştıktan sonra okunması daha verimli oluyor. Çünkü bir alanda çalışan kişi, okuduğunu anlama ve yorumlama konularında daha iyi olabiliyor. Hukuk da bunu ciddi ister. 7- Çocuğunuzun aldığı sıralamaya bakılınca da açıkçası daha iyi bir tercih gözükmüyor. Eğer sıralamaları ilk 15.000'de olsaydı, bölüm kısıtlaması yapmadan Boğaziçi-Galatasaray-ODTÜ tercih etmesini önerirdim ama 32.000 civarında en iyi tercih yine hukuk

Sağolun hocam. Benim müjdeli haber çok uzun sürer. Komisyon reddi verince, attı bizi mahkemelerin kucağına. Orada da hakimler duvardan farksız...

Hocam kızınız demek ki evde bunalmış bir şeylerden. Henüz küçük, yatılı olması zor. Yine de çok ısrar ediyorsa, ileride hep içinde kalır. Belki 1 yıl denebilir, seneye olmazsa nakil ile döndürürsünüz. Oğlunuz inşallah bu sene tutturur.

5 yıl oldu. 3 yıl sonra 8 yıl olacak. Daha mı bulamadınız? Moğollara bile sempati duyulur bunların yanında.

Allah yardımcınız olsun hocam. Hepimiz bir şekilde böyleyiz. Çözüm olmadığı, ya da elimizden gelmediği yerde, idare etme zamanı başlar. En azından sonraki nesil için... Sağlıkçı dostlardan yorum isteme nedenim ise şu, her ne kadar bana dolandırıcı bir tip olarak gelse de, yaralı insanların o an içinde bulundukları travma nedeniyle fazla ajite olmuş olabileceklerini düşünmem. Yani büyük ihtimalle sahtekar bir tip ama o da o anlarda gerçekten böyle hissetmiş olabilir. Bu nedenle suçlamadan önce tecrübeli arkadaşlardan yorum bekledim.

https://twitter.com/raporturkiye/status/1413579151064317959 Şu videoyu izledim, ruh halim değişti. Sağlıkçı arkadaşlardan rica ediyorum, bu görüntüleri izleyin. Gerçekten gazi sayılabilecek bir halde mi? Bu kadar ajite olmasının sebebi nedir? Yanındaki adamın "sadece çiziğin var" demesi, rahatlatma amaçlı mı? Eğer gerçekten bir şeyi yoksa, diyecek söz bulamıyorum. Biz normal bir insan gibi davrandığımız, kimseye kul olmadığımız için, bunlar gibi yamanma eylemleri içinde olmadığımız için, 5 yıldır bu memlekette adi bir suçludan daha aşağıda görülüyoruz. Öz vatanımızda paryayız. Bu adamlar ise yükseliyor da yükseliyor.

Bu konuda farklı ses çıkaran kafaların ağırlığı gittikçe azalıyor. Gördüğüm kadarıyla demokrat tavır öne çıkıyor.

Ben zamanında kendi isteğimle gittim. Okulum güzeldi, arkadaşlıklarım güzeldi. Ama aklımın, kalbimin bir yarısı evde kaldı. Sonuçta küçücük çocuktum. O nedenle kendi çocuklarıma onları göndermek istemediğimi söyledim. İstek olmadan zaten olmaz. Katılıyorum hocam.

Hocam öncelikle tebrik ediyorum tekrardan. Müthiş bir başarı. İEL kesinlikle çok iyi bir tercih olurdu. Hayatını değiştirecek bir etki yapabilirdi. Siz yine de ikna etmek için biraz daha çaba gösterin, sonrasında da fazla zorlamayın. İsteksiz giderse, ters de tepebilir.

Çok haklısınız hocam. Ama burada hangi okula gideceği çok önemli. AFL, İAFL, İFL, BTFL ya da o ayarda bir yer oluyorsa, her halükarda kalacağı yerden daha iyi sonuç gelir. Ufku açılır. Çürüme her yere sıçradı tabii ama yine de bunlar belki de en az çürüyenler. Benim dönemimin fen liseleri olsa, gözü kapalı, gönderin derdim. Şimdi bir şey diyemiyorum.

Hocam zaten kararsızlık, eğer o liseler olsaydı olurdu ? O kadar da iyi almayınca, o risk ortadan kalktı ? Ama @Meltem 61 hocamız eğer bir ilçede ya da taşra ilinde yaşıyorsa, o durumda olayların seyri değişebilir. Zira ilçelerde ve taşra illerinde imam hatip hariç bir imkan bırakmadılar. İyi bir Fen Lisesi belki önünü açar çocuğun. Yoksa yatılıya komple karşıyım.

Konu Dışı, hayat içi : Hocam çok zor bir durum. Ben de zamanında lisede yatılı okumaya gitmiştim. Kendim isteyerek gitmeme rağmen çok zorlanmıştım. Erken büyütür yatılı hayatı insanı. O nedenle kendi çocuklarımı hiç göndermek istemedim. Ama eğer okul iyi ise ikna etmeye çalışın, kendi geleceği için faydasını anlatın. Unutmayın ki bu puanlar önümüzdeki 3 yıl boyunca nakil puanı olarak da kullanılacak. Gider de dönmek isterse de, gitmeyip ileride gitmek isterse de nakil şansı olacaktır. O nedenle çok da streslenmeyin şimdiden. Bu arada oğlunuzu tebrik ediyorum, şimdiden hayırlı olsun demek istiyorum. Hocam bekleme durumu, ret kararından iyidir. Umudunuzu yitirmeyin. Sizin hala%25-30 kabul şansınız varken benim yok. Doktorayı tamamlamaya bakın. Dersler bitmediyse bitirin, yeterlik varsa geçin, tezdeyseniz yazın. Ama bitirin. İleride bir çok kapı açılır.

Gergerlioğlu çıktı şükür. Yattığı yanına kaldı...

Yoğun bir dönem geçirdim dostlar. Zalimlere rağmen, hayatın bizim için öngördüğü şeyler, yaşanmaya devam ediyor. 15 gün sonra, malum gecenin 5'nci yılı bitecek. O zaman 3'üncü sınıfı bitiren çocuklarım bu sene LGS'ye girdiler. İhraç dostlarımın çocuklarından da girenler oldu. Sonuçlar, Allaha şükür, güzel geldi. Çocuklarımız sağ olsunlar, bu kara günlerde, yüzümüzün akı olmaya devam ediyor. Diğer yandan bu zalimlerin gidişlerinin ayak sesini duyuyor gibiyim. Yıkmalarında yardımcı olanlar ile yıkmalarına göz yumanlar da yıkıntılar altında kalacaklar inşallah.

Sağ olun hocam. İnşallah. Acı gülümsedim görünce. Neler için seviniyoruz ? Hocam normalde pasaportunuzun gözükmesi gerekiyor. Başkalarında da hep öyle oldu. Muhtemelen sistemsel hatadır.Yine de yazmanız iyi olmuş.

Pasaport üzerindeki şerh kalktı sanırım. Yıllardır ilk defa protokol belgesinde "nüfus müdürlüklerine gidiniz" yazısı kalktı. Eski pasaportlarımı gördüm. 4 ayı biraz geçti. Şükür bakalım, bir gecede toptan alınan haklarımızı, yıllar içinde peyderpey alıyoruz.

AYM daha öncesinde de Noterlik kanunu ve bir kaç bireysel başvuru kararında kendi yönünü belli etmişti. Orada tabii işin özüne geçmeden değerlendirme yapmıştı. Burada işin özüne de geçti ve şunu demeye getirdi, Anayasa 129'u, haklar bölümündeki maddelerin önüne koydum. Özgürlükçü değil, güvenlikçiyim dedi. Diğer taraftan bizlerin kararlarında ve mahkemelerde karşımıza çıkanlar AYM'nin verdiği kararlara halen aykırı. Bireysel başvuru kararlarında, AYM açıkça, irtibat-iltisakı somut olarak ortaya koy diyor. Oysa hem OHAL komisyonu hem de özel idare mahkemeleri (Ankara 19-28. idare mahkemeleri) bu değerlendirmeyi somut olarak yapmıyor. Oradan yana ileride bir çıkış kapısı olabilir. Bunun haricindeki tek çıkış yolu ise iktidarın ve özellikle ortağının gitmesi. CHP'nin kanun teklifi bu anlamda çok önemli. Muhtemelen diğer muhalefet partileri de bu yönde destek vereceklerdir. Ancak ortağı yanında olduğu sürece, iktidar tarafından böyle bir şey beklemiyorum.

Gündeme gelmese de TBMM başkanlığına gider.

Baştakiler bunu kendi siyasi istekleri için bile isteye yaptılar. Aradakiler de gerek korkudan gerek kişisel çıkarlardan dolayı desteklediler. İleride bir gün memlekete hukuk gelirse, bu işleri destekleyen herkesin, işlediği fiil ile orantılı cezalandırılması en büyük dileğim. Bir kınama bile olsa o alına o leke sürülmeli ki, bir daha kimse böyle hukuksuzluk yapamasın.

Bu süreçteki en acı sorulardan birisi de bu. Allah yardımcınız olsun hocam.

Hocam söylediğiniz gerekçeler çok makul ve katılıyorum. Beni umutsuzluğa sevk eden nokta ise, İ.F.'nin atanmasının ardından çoğunluğun şahinlere geçmesi. Örneğin geçen hafta çıkan İletişim Başkanlığı kararına bakarsanız, burada neredeyse tamamı Abdullah Gül tarafından atanmış üyelerin 6-7'sinin karşı oy yazılarını görürsünüz. Şahin grup bir kişi ile önde. Yine umutsuzluğa sevk eden ikinci nokta, burada bu kararı verip, mahkemelerden retleri hızlandırabilirler, böylece kendilerince bu sorunu çözmüş olurlar. Bu durumda bir iktidar değişikliğinde kanun hariç çözüm yolu kalmaz. Son olarak iyice otoriterleşen ve elindeki bütün silahları baskı için kullanan bir yapı oluştu. Geçen yılın Kasım ayında ortaya çıkan demokrat havanın tam tersi durumu yaşıyoruz. Özetle, hukuki mantığım sizin görüşlerinizi desteklese de, siyasi mantığım tersini gösteriyor.

Hocam elimde örnek dilekçe olarak sadece benimki var. Bizim kurumda albatros/garson vb. fişleme listeleri olmadığı için ben kendi dilekçemi baştan aşağı kendim yazdım. Forumumuzda dilekçe örnekleri mevcut. Onları kendinize uyarlayabilirsiniz.

Ben sitedeki bütün arkadaşlardan özür dilerim. Sizleri hukuka yönlendirmeye çalıştım hep. Oysa bilseydim bu durumu, bunlara yönlendirirdim. Ufak bir zuhur karşılığı hemen iade olurdunuz.