İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

KHK Haber

AYM kararı binlerce KHK’lının kaderini değiştirebilir

Önerilen Yorum

Editör
aym.jpg?resize=696%2C464&ssl=1

Anayasa Mahkemesi, “Dernek üyesi olmak, terör örgütü ile bağı ortaya koymaz” demişti. Uzmanlara göre karar, 15 Temmuz sonrası yargılanan ya da ihraç edilen binlerce yurttaş için emsal niteliğinde.

15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilmeden önce bir üniversitede araştırma görevlisiydi. Şu an 35 yaşında olan genç adam 2014 yılında, bir arkadaşının doktora danışmanı hocanın kurduğu derneğe üye oldu. Üye olmasının sebebini ise makale yayımlamak olarak gerekçelendiriyor.

Arada sırada makale yolladığı derneğin merkezine hiç gitmemiş F.M., hiçbir genel kurula ya da benzer yönetim toplantısına da katılmamış. Üstelik iki kez de istifa etmek için dilekçe vermiş ama dilekçeleri işleme konmamış. Ayrıca adı, kendi rızası dışında derneğin yedek üyeleri arasına yazılmış. F.M., KHK ile ihraç edilme gerekçesinin bu dernek üyeliği olduğunu çok sonra komisyon raporunda görerek öğrenmiş.

Adana’da yaşayan, 44 yaşındaki imam A.K. da darbe girişimi sonrası ihraç edilen on binlerce kişiden yalnızca biri. 2008’den 2016’ya dek bir camide imamlık yapan adam, bir grup meslektaşıyla birlikte Çukurova Din Görevlileri Derneği’ni kuruyor. Bir yıl sonra, 2015’in Aralık ayındaysa dernek feshediliyor. Dernek ofisindeki çekyat, masa ve sandalyelerse Emekli Din Görevlileri Derneği’ne bağışlanıyor. Bağış yapılan dernek, darbe girişiminin ardından KHK ile kapatılıyor. A.K. ise bu derneğe bağışta bulunduğu için ‘pasif dernek üyeliği’ nedeniyle ‘FETÖ’ ile bağlantısı olabileceği gerekçesiyle görevinden ihraç ediliyor ve dava açılıyor.

A.K., ilk duruşmada beraat etse de, görevine geri dönemiyor. OHAL Komisyonu’nun kendisi hakkında bir karar vermesini bekleyen imam, üç çocuk sahibi ve şimdilerde inşaat malzemeleri satan bir dükkanda getir götür işleri yaparak hayata tutunmaya çalışıyor. “Nasıl geçiniyorsunuz?” diye sorduğumuz imam, “Sabrediyoruz” yanıtı veriyor ve ekliyor: “Çocuklarım her gün işime ne zaman döneceğimi soruyor. Huzurumuz kalmadı.”

Bin 767 dernek, vakıf ve sendika kapatılmıştı

OHAL döneminde 130 binden fazla kişi işinden ihraç edilirken; bin 767 dernek, vakıf, sendika ve federasyon, terör örgütleriyle bağlantılı olduğu gerekçesiyle kapatıldı. Bu dernek, vakıf ve sendikalara üye olan binlerce insan hakkında soruşturma başlatıldı, davalar açıldı.

Anayasa Mahkemesi (AYM) geçen hafta kapatılan dernek ve vakıflara üye olanları ilgilendiren emsal bir karara imza attı.

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, başvuru sahibinin de aralarında bulunduğu bazı kişiler hakkında terör örgütleri listesinde yer alan Marksist Leninist Komünist Parti’ye (MLKP) üye oldukları gerekçesiyle bazı kişiler hakkında soruşturma başlatmıştı. 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi de görülen davanın ardından yargılananlara terör örgütü üyeliğinden mahkumiyet kararı vermişti. Mahkeme, sanıkların MLKP ile bağlantısını Sosyalist Gençlik Derneği‘ne (SDG) üye olmalarıyla gerekçelendirmişti.Video izle70:33

Gergerlioğlu: KHK ile ihraçlar gizlice devam ediyor

AYM kararındaysa şöyle denmişti: “AYM, başvurucunun örgütlenme özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşmıştır. AYM, açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 33’üncü maddesinde güvence altına alınan örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir.”

‘Dernek üyeliği suç teşkil etmez’

Peki, AYM’nin bu kararı ne anlama geliyor?

CHP eski milletvekili, Anayasa Komisyonu üyesi hukukçu Atilla Kart, AYM’nin kararını DW Türkçe için değerlendirdi.

Kart’a göre evrensel hukuk ile Anayasa’nın hak ve özgürlüklerle ilgili düzenlemelerde dernek ve vakıflar için yasal olmak, meşru olmak ve aleniyet kazanmak gibi kriterler bulunuyor. SGD ve benzerlerinin de yasal olduğunu söyleyen hukukçu, bunların meşru ve aleniyet kazanmış olduğunun altını çiziyor ve ekliyor: “Dolayısıyla yasal bir derneğe üye olmak suç teşkil edemez. Örgüt üyeliğinin maddi delilleri farklıdır.”

Hukukçu Kart, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından pek çok dernek, vakıf ve sendikanın kapatıldığına dikkat çekiyor ve şöyle konuşuyor: “Kanun koyucu, bazı dernek ve sendikaların yasadışı olduğunu tespit edebilir, kapatılabilir. Kapatılana dek o dernek, vakıf ya da sendikaya üye olmak, orada faaliyette bulunmak suç teşkil etmez. Önemli olan sonrasında faaliyet devam ediyor mu, ediyorsa herhangi bir ilişki var mı ona bakmak gerekir.”

DW Türkçe geçen yıl 322 KHK’lı ile yüz yüze görüşerek bir anket hazırlamıştı. Yanıtlara göre her dört KHK’lıdan birinin sendika, dernek ya da vakıf üyeliği nedeniyle ihraç edildiği gözler önüne serilmişti.

Avukat Aslı Kazan, AYM’nin bu kararının emsal teşkil edebileceğini savunuyor. Halihazırda devam eden davalarda ya da dernek, vakıf veya sendika üyeliği nedeniyle işlerinden ihraç edilenlerin, AYM kararıyla birlikte ilgili mercilere müracatta bulunabileceğini söylüyor.

Tunca Öğreten
© Deutsche Welle Türkçe

KHK Haber


Haber Editörü • Ohal Komisyonu Haberleri • Hardcoded by MSA

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Bize eşit şartlarda mücadele imkanı vermediler ki gerçekten ne kadar nitelikli olduğumuzu gösterelim. Hileli zarların olduğu bir oyunun içinde bulduk kendimizi. Şartların eşit olmadığı, zarların hileli olduğu bir oyunda hayatta kalmak bile çok büyük bir başarı. Tüm olumsuzluklara rağmen mücadeleden vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz, mücadele edeceğiz. Eninde sonunda kazanacağız, buna şüphe yok. Bize düşen görev, o gün gelene kadar ilk önce akıl sağlığımızı, sonra beden sağlığımızı korumak ve azimle ve inadına yaşamak.  Her birimiz farklı ailelerde, farklı kültürlerde, çok farklı şartlar altında yaşadık, büyüdük ve bu günlere geldik. Hepimizin başına aynı olay gelmiş olsa da, herkesin tepkisi, reaksiyonu, hissettiği şeyler, dayanma eşiği vs farklı. Ama işin özü bence haklı olduğumuzu bildiğimiz böyle bir durumda dirayetli olup yaşamaya devam etmek. Tüm olumsuzluklara rağmen yaşayacağız ve ileride tüm haklarımızı aldığımız günlere akıl ve beden sağlığımız tam olarak ulaşacağız. 
    • Hocam, kendinize haksızlık etmeyin. Devlet söz vermiş 657ye uyduğun sürece sorun yok demiş. Birçok kişi de buna güvenip kendini o memuriyet için hazırlamıştı ve o işe kendini adamıştı. Özellikle belli bir yaştan sonra gerçekten zordu bu işler. Birçok kişiye de yedikleri damga çok ağır geldi, yeni bir hayat kurmak için o psikolojik gücü kendilerinde bulamadılar. Bunun üstüne uğraştığımız davaları parçalanan aileleri ekleyin. Hayatta kalabilmeniz bile başarı aslında.
    • 8 sene geçti ve hiç bir şey değişmedi. Parkomatta  çalışdım, inşaatlarda çalıştım, tarla işlerinde çalıştım, bir buçuk sene kadar dershanede çalıştım (depremden sonra kapandı) fabrikada 3-5 ay çalıştım ödeme sorunu olunca  ayrıldım yine inşaattayım. 8 yılda bir kazmaya sap olamadım, ortalamaya baksan 8 yıl asgari ücret altında kazandım. Hep günü kurtarma uğraşıyla  geçti 8 sene. Bu 8  sene bana ne kadar beceriksiz işe yaramaz olduğumu gösterdi. Bazen düşünüyorum nasıl bir günahım varmışta bu duruma düştüm ve kurtulamıyorum ... Ülkenin hukuk olsun adalet olsun ekonomi olsun vesaire memnun değilizya, ben bunun bin katı kendimden memnun değilim ...
    • Yeminle şaka gibiyiz ya. Herkese açık bir forumda birbirine dilekçe dava danışan, fikir alış verişi yapan, sabır tavsiye eden, gündem hakkında analizler yapan "terörist" mi olur arkadaş? İçinde olmasak tam bir komedi değil mi şu durum aslında? 8 sene be.
    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
×
×
  • Yeni Oluştur...