İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

KHK Haber

Yeneroğlu: “KHK çok ciddi facialar doğurdu”

Önerilen Yorum

Editör
yeneroglu.jpg?resize=696%2C435&ssl=1

AKP’den istifa eden Mustafa Yeneroğlu, Karar gazetesinden Ahmet Taşgetiren, Yıldıray Oğur ve Elif Çakır’ın sorularını cevapladı. Yeneroğlu, “Cumhurbaşkanlığı sistemine Meclis’te destek verdiniz değil mi?” sorusuna “Bugünden bakınca maalesef. O zaman 15 Temmuz psikolojsi çok güçlüydü tabii.” açıklamasında bulunarak “Şu anki haliyle başkanlık sisteminin sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum” dedi.

KHK ÇOK CİDDİ FACİALAR DOĞURDU”

Yeneroğlu, Bülent Arınç’ın AKP içerisinde tartışma oluşturan “KHK faciadır” açıklamasına ilişkin olarak ise, “Yani ben KHK’nın kendisinin facia olduğunu söylemem ama KHK’nın çok ciddi facialar doğurduğunu çok net olarak ifade edebilirim” görüşünde bulunarak başından geçen bir olayı şöyle anlattı:

“Benim için çok acı bir olaydı: 6 yaşındaki kızım ‘Baba bana hiç zaman ayırmıyorsun’ deyince kızımla Ankara’da bir lunaparka gittik. Orada işte papağanlarla falan fotoğraf çektiriyorduk. Fotoğrafları seçiyorsunuz. Baktım biri ‘Mustafa bey buradan seçebilirsiniz’ dedi. Şaşırdım tabii. ‘Siz beni tanımazsınız ama ben sizi tanıyorum” dedi. Yüzü kızardı, gözü yaşardı. ‘Tanışalım’ dedim ‘siz kimsiniz’ dedim. ‘Ben cumhuriyet savcısıyım’ dedi. Bir şey diyemedim. ‘Benim burada olmam benim ayıbım değil, sizin ayıbınız’ dedi. Eşim de ordaydı, herkes ağlamaya başladı. Ben kendimi zor tutuyorum. Dedi ki ‘11 ay tutuklu kaldım ve çocuğumu çocuk esirgeme kurumuna veriyorlardı. Babamın ve kız kardeşimin cenazesine gidemedim’ dedi. Araştırdım birinci mahkemede beraat ediyor. İkinci mahkemede de beraat ediyor. İki yıldır Yargıtay’da dosyası bekliyor. Eşi de hakim. Samsun’dan Ankara’ya gelmiş. 2 bin 500 liraya sigortasız şekilde hayatta tutunmaya çalışıyor. FETÖ’nün uzağından da geçmemiş. Tek sebebi zamanında HSYK seçimlerinde demişler ki ‘şuna oy vereceksin’ o da ‘hayırlısı olsun değerlendiririz’ demiş. Bunu isteyen şu anda da bir ilin başsavcılığını yapan savcı. Başkaları da bu şekilde kaç insanın hayatını mahvetmiştir.”

“Türkiye’deki temel problem yasal değil. Yasalarda ciddi bir sorun yok” diyen Yeneroğlu, “Uygulamada sorun var. Mevcut iklim içinde kimse yasanın gereğini yerine getirmiyor zaten. Onun için istediğiniz kadar yasa yapın. Türkiye AİHM’in içtihatlarına tabi bir ülke. Bu içtihatların uygulanması lazım. AYM kararı gibi uygulaması lazım. Takan var mı yok. Herkes hedef olur muyum diye düşünüyor” ifadesini kullandı.

“BAŞKANLIK SİSTEMİNE MAALESEF DESTEK VERDİM”

Yeneroğlu, “Cumhurbaşkanlığı sistemine Meclis’te destek verdiniz değil mi?” sorusuna “Bugünden bakınca maalesef. O zaman 15 Temmuz psikolojsi çok güçlüydü tabii. Prensip olarak başkanlık sisteminin tartışılabileceğini sonuçta kıta Avrupa’da sosyalizasyonunu edinmiş biri olarak Türkiye’nin çok kültürlü çoğulcu yapısını parlamenter sistemin daha uygun olduğunu düşünüyorum. Şu anki haliyle başkanlık sisteminin sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum” karşılığını verdi.

KHK Haber


Haber Editörü • Ohal Komisyonu Haberleri • Hardcoded by MSA

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Bize eşit şartlarda mücadele imkanı vermediler ki gerçekten ne kadar nitelikli olduğumuzu gösterelim. Hileli zarların olduğu bir oyunun içinde bulduk kendimizi. Şartların eşit olmadığı, zarların hileli olduğu bir oyunda hayatta kalmak bile çok büyük bir başarı. Tüm olumsuzluklara rağmen mücadeleden vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz, mücadele edeceğiz. Eninde sonunda kazanacağız, buna şüphe yok. Bize düşen görev, o gün gelene kadar ilk önce akıl sağlığımızı, sonra beden sağlığımızı korumak ve azimle ve inadına yaşamak.  Her birimiz farklı ailelerde, farklı kültürlerde, çok farklı şartlar altında yaşadık, büyüdük ve bu günlere geldik. Hepimizin başına aynı olay gelmiş olsa da, herkesin tepkisi, reaksiyonu, hissettiği şeyler, dayanma eşiği vs farklı. Ama işin özü bence haklı olduğumuzu bildiğimiz böyle bir durumda dirayetli olup yaşamaya devam etmek. Tüm olumsuzluklara rağmen yaşayacağız ve ileride tüm haklarımızı aldığımız günlere akıl ve beden sağlığımız tam olarak ulaşacağız. 
    • Hocam, kendinize haksızlık etmeyin. Devlet söz vermiş 657ye uyduğun sürece sorun yok demiş. Birçok kişi de buna güvenip kendini o memuriyet için hazırlamıştı ve o işe kendini adamıştı. Özellikle belli bir yaştan sonra gerçekten zordu bu işler. Birçok kişiye de yedikleri damga çok ağır geldi, yeni bir hayat kurmak için o psikolojik gücü kendilerinde bulamadılar. Bunun üstüne uğraştığımız davaları parçalanan aileleri ekleyin. Hayatta kalabilmeniz bile başarı aslında.
    • 8 sene geçti ve hiç bir şey değişmedi. Parkomatta  çalışdım, inşaatlarda çalıştım, tarla işlerinde çalıştım, bir buçuk sene kadar dershanede çalıştım (depremden sonra kapandı) fabrikada 3-5 ay çalıştım ödeme sorunu olunca  ayrıldım yine inşaattayım. 8 yılda bir kazmaya sap olamadım, ortalamaya baksan 8 yıl asgari ücret altında kazandım. Hep günü kurtarma uğraşıyla  geçti 8 sene. Bu 8  sene bana ne kadar beceriksiz işe yaramaz olduğumu gösterdi. Bazen düşünüyorum nasıl bir günahım varmışta bu duruma düştüm ve kurtulamıyorum ... Ülkenin hukuk olsun adalet olsun ekonomi olsun vesaire memnun değilizya, ben bunun bin katı kendimden memnun değilim ...
    • Yeminle şaka gibiyiz ya. Herkese açık bir forumda birbirine dilekçe dava danışan, fikir alış verişi yapan, sabır tavsiye eden, gündem hakkında analizler yapan "terörist" mi olur arkadaş? İçinde olmasak tam bir komedi değil mi şu durum aslında? 8 sene be.
    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
×
×
  • Yeni Oluştur...