İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

KHK Haber

Af Yasası’nda son durum ne? Yargı paketi hakkında son gelişmeler

Önerilen Yorum

Editör
tbmm.jpg?resize=696%2C435&ssl=1

MHP kamuoyunda ‘af yasası’ olarak bilinen kanun teklifini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adalet Bakanı’na “altı suça asla indirim yapılmayacak” talimatının ardından geri çekmişti. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Devlet Bahçeli’nin af yasası ceza indirimi ile ilgili görüşmesi bekleniyor. 

AF YASASI CEZA İNDİRİMİ SON GELİŞMELER

Adalet Bakanlığı kaynakları Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde İnfaz Kanunu ile ilgili bir değişiklik yer almadığına dikkat çekiyor.

AKP ile MHP’nin görüşmeye başladığı infaz kanunu değişikliği ve şartlı ceza indirimi teklifi de “2. Yargı paketi” olarak değil, tek başına ayrı bir çalışma olarak değerlendiriliyor.

Ceza infaz süresinin bazı suçlarda üçte ikiden yarı yarıya düşürülmesi, kalan cezanın 1/5’inin denetimli serbestlik kapsamına alınması gibi değişiklik önerileri yer alan çalışmanın MHP’nin bazı suçlarda 5 yıl şartlı ceza indirimi öngören teklifinin ne kadarını içereceği ise bilinmiyor. Görüşmelerde MHP teklifinin arkasında durduğunu açıklamış, son söz AK Parti’ye bırakılmıştı. Ancak bu konuda diğer partilerle de mutabakat aranması bekleniyor. Edinilen bilgiye göre cinsel istismar suçlarına af yönünde bir düzenleme de infaz kanunu değişikliği içinde yer alabilir.

AF YASASI NE ZAMAN ÇIKACAK?

39 maddelik ilk yargı paketi geçtiğimiz gün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Şimdi gözler ikinci yargı paketine çevrildi. 30 maddeden oluşan ikinci yargı paketi TBMM Başkanlığı’na sunulacak. İkinci yargı paketinin 2019 Kasım ayı içerisinde Meclis’e geleceği kulislerde konuşuluyor.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, ikinci pakete ilişkin takvimin belli olup olmadığının sorulması üzerine, tarihin Meclisin gündemi ve yoğunluğuna bağlı olarak netleşeceğini kaydetti. MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, af teklifinin ikinci infaz paketiyle birlikte ekim ayının sonunda aralık ayının başında Meclis’e geleceğini söylemişti.

MHP AF PAKETİNİ GERİ ÇEKTİ!

MHP kamuoyunda ‘af yasası’ olarak bilinen kanun teklifini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adalet Bakanı’na “altı suça asla indirim yapılmayacak” talimatının ardından geri çekti. Bahçeli bu gelişmeyi “Cumhur İttifakı çatısı altında tezat ve tersliklerin yaşanmaması, konunun istismar edilmemesi maksadıyla 24 Eylül 2018 tarihli kanun teklifimizi bugünden itibaren beklemeye aldığımızı önemle ifade etmek isterim.” diye açıkladı. Bahçeli’nin “AK Parti ikinci yargı paketini TBMM’den geçirecek siyasal çoğunluğa sahiptir.” cümlesi ise kafalarda, “MHP paketten desteğini çekti mi?” sorusuna neden oldu.

Bahçeli açıklamasında, partisinin 24 Eylül 2018 tarihinde TBMM’ye sunduğu “Bazı Suçlarla İlgili Ceza Sürelerinden Şartlı İndirim İle Tutuklu ve Hükümlülerin Salıverilmesine Dair Kanun Teklifi”ne yönelik değerlendirmelerde bulundu.

İşte Bahçeli’nin o açıklaması:

*Bahse konu kanun teklifi Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız ve İstanbul Milletvekilimiz Sayın Feti Yıldız tarafından hazırlanmış ve kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Bu kapsamda hükümlü olanların tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam ceza süresinden beş yıl indirilmesi hedeflenmiş, kanuni düzenlemenin hangi suç kategorilerini baz ve esas aldığı detaylı şekilde belirlenmiştir.

“GAYET AÇIK. NET VE ŞEFFAFTIR”

*Üstelik hükümlülerin birden fazla cezası olması halinde beş yıllık indirimin her bir ceza için ayrı ayrı uygulanmayacağı, meri infaz hükümlerine göre çekilmesi gereken toplam cezadan bir defaya mahsus olmak üzere yapılacağı amaçlanmıştır. Mezkur kanun teklifimizin ayrı ayrı madde gerekçeleri ve temelini teşkil eden hukuki gerçekleri gayet açık, net ve şeffaftır.

*Toplam yedi maddelik kanun teklifimizin bir yılı aşan süredir pek çok tartışmaya konu olduğu da herkesin malumudur. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü halde bulunan insanlarımızın ve ailelerinin büyük desteğini alan ve beklentileri tırmandıran kanun teklifimizle ilgili bugüne kadar sonuç alınamadığı da meydandadır.

“HER SİYASİ GÖRÜŞTEN DEĞERLENDİRMELER YAPILDI”

*Meselenin hassasiyetine binaen her kesim ve her siyasi görüşten değerlendirmeler yapılarak söz konusu kanun teklifimiz gündemdeki sıcaklığını bugüne kadar muhafaza etmiştir.

*Yargı Reform Strateji Belgesi çerçevesinde ikinci yargı paketi hazırlıkları sürerken tartışmaların ve yorumların seyrinde de canlılık gözümüzden kaçmamıştır. Bu durum son derece doğal ve normaldir.

ERDOĞAN’IN TALİMATI SONRASI…

*Ancak Sayın Cumhurbaşkanı’nın 2 Aralık 2019 tarihinde AK Parti Merkez Yönetim Kurulu’nda Adalet Bakanı’na altı suça asla indirim yapılmaması hususunda talimat verdiği de bugünkü gazetelerde yer bulmuştur. Bunlar arasında; terör, mükerrer suçlar, cinsel istismar, uyuşturucu, kasten adam öldürme ve organize suç başlıkları öne çıkmıştır.

ERDOĞAN’IN TALİMAT VERDİĞİ 6 ‘SUÇ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci yargı paketi ile ilgili kendisine yapılan sunumun ardından, paket içinde yer alması beklenen cezaevinde bulunan mahkumlara yönelik ceza indirimi konusunda Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e 6 suç türünde indirim yapılmaması talimatını vermişti. Erdoğan’ın, asla indirim yapılmamasını istediği suçları ise terör, mükerrer suçlar, cinsel istismar, uyuşturucu, kasten adam öldürme ve organize suçlar olarak sıralandı.

KHK Haber


Haber Editörü • Ohal Komisyonu Haberleri • Hardcoded by MSA

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Bize eşit şartlarda mücadele imkanı vermediler ki gerçekten ne kadar nitelikli olduğumuzu gösterelim. Hileli zarların olduğu bir oyunun içinde bulduk kendimizi. Şartların eşit olmadığı, zarların hileli olduğu bir oyunda hayatta kalmak bile çok büyük bir başarı. Tüm olumsuzluklara rağmen mücadeleden vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz, mücadele edeceğiz. Eninde sonunda kazanacağız, buna şüphe yok. Bize düşen görev, o gün gelene kadar ilk önce akıl sağlığımızı, sonra beden sağlığımızı korumak ve azimle ve inadına yaşamak.  Her birimiz farklı ailelerde, farklı kültürlerde, çok farklı şartlar altında yaşadık, büyüdük ve bu günlere geldik. Hepimizin başına aynı olay gelmiş olsa da, herkesin tepkisi, reaksiyonu, hissettiği şeyler, dayanma eşiği vs farklı. Ama işin özü bence haklı olduğumuzu bildiğimiz böyle bir durumda dirayetli olup yaşamaya devam etmek. Tüm olumsuzluklara rağmen yaşayacağız ve ileride tüm haklarımızı aldığımız günlere akıl ve beden sağlığımız tam olarak ulaşacağız. 
    • Hocam, kendinize haksızlık etmeyin. Devlet söz vermiş 657ye uyduğun sürece sorun yok demiş. Birçok kişi de buna güvenip kendini o memuriyet için hazırlamıştı ve o işe kendini adamıştı. Özellikle belli bir yaştan sonra gerçekten zordu bu işler. Birçok kişiye de yedikleri damga çok ağır geldi, yeni bir hayat kurmak için o psikolojik gücü kendilerinde bulamadılar. Bunun üstüne uğraştığımız davaları parçalanan aileleri ekleyin. Hayatta kalabilmeniz bile başarı aslında.
    • 8 sene geçti ve hiç bir şey değişmedi. Parkomatta  çalışdım, inşaatlarda çalıştım, tarla işlerinde çalıştım, bir buçuk sene kadar dershanede çalıştım (depremden sonra kapandı) fabrikada 3-5 ay çalıştım ödeme sorunu olunca  ayrıldım yine inşaattayım. 8 yılda bir kazmaya sap olamadım, ortalamaya baksan 8 yıl asgari ücret altında kazandım. Hep günü kurtarma uğraşıyla  geçti 8 sene. Bu 8  sene bana ne kadar beceriksiz işe yaramaz olduğumu gösterdi. Bazen düşünüyorum nasıl bir günahım varmışta bu duruma düştüm ve kurtulamıyorum ... Ülkenin hukuk olsun adalet olsun ekonomi olsun vesaire memnun değilizya, ben bunun bin katı kendimden memnun değilim ...
    • Yeminle şaka gibiyiz ya. Herkese açık bir forumda birbirine dilekçe dava danışan, fikir alış verişi yapan, sabır tavsiye eden, gündem hakkında analizler yapan "terörist" mi olur arkadaş? İçinde olmasak tam bir komedi değil mi şu durum aslında? 8 sene be.
    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
×
×
  • Yeni Oluştur...