İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

KHK Haber

KHK’lıya ev satmak da yasak!

Önerilen Yorum

Editör
tapu.jpg?resize=696%2C384&ssl=1

Kanun Hükmünde Kararname ile görevinden ihraç edilen bir kişi evini satmak için tapuya gittiğinde, “Tapunuzda risk bulunuyor” yanıtıyla karşılaşınca evini satamadı.

İzmir’de KHK ile ihraç edilen F.K. eşinin üzerine kayıtlı daireyi satamıyor. Bayraklı tapu dairesine giden F.K.’ye, ‘Tapuda risk kararı var’ denildi.

GazeteDuvar’dan Hacı Bişkin’in haberine göre durum böyle olunca F.K.’nin evini satın almak isteyen alıcı da kararından vazgeçti. F.K. yaşadıklarına tepki göstererek, “Ülkede hukuk olmadığı için bunları yaşıyoruz” dedi.

İPOTEK KALDIRILDI SORUN BİTMEDİ

F.K. ve eşi H.K. 2013 yılında Bank Asya’dan kredi çekerek İzmir’de daire satın aldı. F.K. ve H.K. çifti henüz banka kredisini bitirmeden 15 Temmuz darbe girişiminin ardından haklarında soruşturma açıldı. H.K. çalıştığı işinden KHK ile ihraç edildi ve cezaevine gönderildi. F.K. ise eşinin tutuklanmasının ardından iki çocuğuna tek başına bakmak zorunda kaldı. Daha sonra 2013’te aldıkları daireyi satıp eşinin tutuklu olduğu kente yerleşmek istedi. İzmir’deki Ziraat Bankası Çarşı Şubesi, Bank Asya olduğu için ipoteği kaldırıp alıcıya kredi vermeyi kabul etmedi. F.K. kalan 73 bin liralık borcu diğer bankalardan çekerek bu borcu kapattı. Borç ödendikten sonra tapu üzerindeki ipotek kaldırıldı.

İpoteğin kaldırılmasının ardından F.K., eşinden satış vekaleti ve mahkemeden ‘malların üzerinde tedbir kararı yoktur’ kararını alıp tapu dairesine tekrar gitti. Tapu dairesi F.K.’ye ‘eşinin risk grubunda olduğunu’ söyleyerek satış işlemlerini gerçekleştiremeyeceklerini iletti. Bu gelişmeler yaşanırken evi satın almak isteyen alıcı da kararından vazgeçti.

F.K. iki çocuğunu alıp eşinin tutulduğu kentte kiralık bir dairede yaşamaya başladı. Şu an evini satamadığı için de çocuklarını okula göndermekte zorluk yaşıyor. F.K. yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Cezaevindeki eşime ve iki çocuğuma bakabilmek için evimi satmak istedim. İzmir Bayraklı tapu dairesinde eşim tutuklu olduğu için riskli kategorisinde olduğu söylendi. Bu yüzden satışı gerçekleştiremedik. Tam 3 aydır bu evimi satmaya çalışıyoruz. Yaşadığım stresten dolayı sağlık durumum da kötüye gitti. Bunu çocuklarıma anlatamıyorum. Ben de eşimin tutuklu olduğu ile yerleştim. Çocuklarım da bizimle birlikte maddi zorluklar yaşıyor. Ülkede hukuk olmadığı için bunları yaşıyoruz.”

Önceki İçerikBabil dizisine ‘FETÖ’ soruşturması açıldı mı?

KHK Haber


Haber Editörü • Ohal Komisyonu Haberleri • Hardcoded by MSA

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
×
×
  • Yeni Oluştur...