İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

KHK Haber

KHK’lılar için emsal karar: Göreve iade edilene maddi kayıpları verilecek

Önerilen Yorum

Editör
ohal.jpg?resize=696%2C435&ssl=1

OHAL Komisyonu Edebiyat Öğretmeni A.U. hakkında görevine iade kararı verdi. A.U. ihraç sürecinde alamadığı mali hakları için mahkemeye başvurdu. Yerel mahkeme, A.U.’yu ihraç edildiği süreçten beri görevdeymiş gibi kabul ederek faiziyle birlikte bu haklarının verilmesi yönünde karar verdi.

Manisa’nın Şehzadeler ilçesindeki bir lisede görev yaparken 672 Sayılı KHK ile kamu görevinden ihraç edilen A.U., OHAL Komisyonu’nun kararıyla görevine iade edildi. A.U., göreve iade edildikten sonra avukatı Nedim Değirmenci ile birlikte ihraç edildiği süreçten itibaren hak kayıplarını isteyerek mahkemeye başvurdu. Manisa 1’nci İdare Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan savunma istedi ancak bakanlık mahkemeye savunma vermedi. Yerel mahkeme, A.U.’nun yaklaşık 3 yıl yoksun kaldığı maddi haklarının verilmesine karar verdi. Davanın avukatı Nedim Değirmenci ise bu kararın emsal niteliği taşıdığını söyleyerek diğer illerden verilen birçok karardan farklı olduğunu ifade etti.

‘İHRAÇ EDİLMESEYDİ…’

Mahkeme, Anayasa’nın 125’nci maddesini işaret ederek, “İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmünü hatırlattı. Mahkeme, davalı idare olan Manisa İl Müdürlüğü’nün vermediği haklara ilişkin ihraç edilen ve sonradan göreve iade edilen öğretmen için, “Fiilen çalışma olanağına sahip olmadığı gibi belirtilen işlemler dava konusu işlemler olmasa idi fiilen çalışma şartını yerine getireceği tartışmasızdır” dedi.

Mahkeme A.U.’nun mali haklarının ödenmesi gerektiğine ilişkin kararını şöyle açıkladı: “Ek ders ücreti, nöbet ücreti ve öğretim yılına hazırlık ödeneğinin tamamının kesinti yapılmaksızın ödenmesi gerektiği açık.” Ayrıca mahkeme parasal hakların faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğini kararlaştırdı.

Resmi Gazete’de 18 Ocak 2018 tarihinde yayımlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin iade hükümlerinin yer aldığı 2’nci maddede şu ifadelere yer veriliyor: “Bu kişiler, kamu görevinden çıkarılmalarından dolayı herhangi bir tazminat talebinde bulunamaz.”

KARAR NEDEN ÖNEMLİ?

Eğitim Sen avukatı Nedim Değirmenci, Resmi Gazete’deki bu hükmün manevi tazminata ilişkin olduğunu söylüyor. Değirmenci bu kararın göreve iade edilenlerin mali haklarıyla ilgili emsal niteliği taşıdığını söyleyerek bu kararın daha önce birçok ildeki mahkemelerde verilen karardan farklı olduğunu belirtiyor. Değirmenci karar hakkında şunları söyledi: “Anayasa’nın 125’nci maddesi uyarınca idarenin kendi kusuruyla verdiği zararları tazmin yükümlülüğü var. Mahkeme, tazmin yükümlülüğü çerçevesinde toplu olarak bir değerlendirme yaptı. Örneğin bu konuda Çanakkale, İzmir veya çeşitli illerdeki mahkemelerinin kararları var. Diğer mahkemeler haftasonu kurs ücretleri, ek ders ücreti, performans ücreti gibi hakları iade etmedi. Diğer mahkemeler, ‘Öğretmen görev ve sorumluluklarını yerine getirmemiştir. Yerine getirmediğinden dolayı da bu hakların verilmesi gerekmez’ diyor. Oysa bu mahkeme kararında diyor ki, ‘Öğretmen görevinin başında olsaydı bunları yapacaktı.’ Bizim de demek istediğimiz bu. Karar bu bakımdan çok önemli.”

‘ÖZEL HÜKÜMLERDEN DOLAYI MANEVİ TAZMİNAT DAVASI AÇAMIYORUZ’

Değirmenci, Kanun Hükmünde Kararnamalerde özel hükümlerden dolayı manevi tazminat açamadıklarını söyledi. Değirmenci son olarak şöyle devam etti: “Mesela nedir tazminat? Tazminat isterken iki türlü para olur. Üzüntü ve sıkıntıdan dolayı manevi tazminat isteme bunlardan bir tanesi. Tazminata ilişkin KHK’da özel düzenlemeler olduğundan dolayı ona biz dava açmıyoruz. Sen bu adamı KHK ile görevden uzaklaştırdıysan, ondan sonra bu adama dönüp ‘ya pardon ben yanlış yapmışım’ dediysen bunun zararlarını karşılamak yükümlülüğündesin. Mahkeme öğretmeni sanki görevdeymiş gibi kabul etti. Bu karar bu açıdan aldığımız ilk örnek.”

Kaynak

KHK Haber


Haber Editörü • Ohal Komisyonu Haberleri • Hardcoded by MSA

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
×
×
  • Yeni Oluştur...