İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

Libertatores

CEZA DAVASI

Önerilen Yorum

Selamlar ;

1-EP den yararlanan bir tanığın isim vermesi ile dava sürecim başladı ,evde 5 kişi kalıyorduk demiş ben tanımıyorum, benim ismimde yazıyordu ifadesinde neyse adli kontrol ile serbest kaldım. İlk duruşmaya çıktım tanık olan şahıs gelmedi ,ben ifadem de bu şahıs 5 kişinin ismini vermiş beni tanıyorsa diğerleri de tanıyordur dedim onlar da gelsin dedim çağırılma ile 3 üncü celse sonra geldiler , ismimi veren şahıs bir kaç defa gördüm sadece kalmadı dedi başkan sen nasıl ifade veriyorsun burada böyle demişsin şimdi ne dediğin belli değil diyerek tanığa bağırdı sonra tanık ise 2 ay kaldı yada kalmadı 2012-2013 seneleri idi pek hatırlamıyorum diyerek geçti diyerek tanıklara döndü diğerleri biz bu şahsı tanımıyoruz ilk defa burada gördük dediler.

2- 4 üncü celse de dosyaya 2018 yılında biri benim ismimi vermiş onun evrakı geldi ,o tanığa ise başkan tanıyor musun o da ilk başta tanımıyorum dedi sonra başkan bağırınca görmüş olabilirim dedi (deli olmamak mümkün değil) şahsın hattında bylock cıkmıs bunu ben kullanmadım diyerek benim ismimi söylemiş böyle bisey mümkün değildir dedim ben şahsı  tanımıyorum ki dedim kaldı bylock onun hattında çıkmış  HTS kayıtlarına bakılmamış mı ,hiç araştırılmadan beraat mi etmiş dedim bu nasıl ithamdır ben o tarihlerde  nerde olduğumu ispat ettim ama dikkate alan kim duruşma zaptına zaten istedikleri gibi yazıp geçiyorlar.

3- Hakkımda başka bir şey yoktur. Mahkeme bu şahısların beyanlarına göre bana 6 yıl 10 ay 15 gün ceza verdi (duruşma zaptında aynen böyle yazıyor), istinaf onayladı şimdi Yargıtay arşiv de bekliyor.

4- İki Tanık beyanı ile maddi hiçbir delil yok iken  ceza alanlar var mı? Bu süreçte neler yapılabilir ? Her gün emsal karar  bakıyorum aynı durum veya benzer emsal karar bulamadım, Bilgisi, belgesi olan arkadaşlarımın yardımını bekliyorum. 

Sayılarımla.


1-Tanık beyanı - Ceza verilmesi-Yargıtay

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Hocam, kendinize haksızlık etmeyin. Devlet söz vermiş 657ye uyduğun sürece sorun yok demiş. Birçok kişi de buna güvenip kendini o memuriyet için hazırlamıştı ve o işe kendini adamıştı. Özellikle belli bir yaştan sonra gerçekten zordu bu işler. Birçok kişiye de yedikleri damga çok ağır geldi, yeni bir hayat kurmak için o psikolojik gücü kendilerinde bulamadılar. Bunun üstüne uğraştığımız davaları parçalanan aileleri ekleyin. Hayatta kalabilmeniz bile başarı aslında.
    • 8 sene geçti ve hiç bir şey değişmedi. Parkomatta  çalışdım, inşaatlarda çalıştım, tarla işlerinde çalıştım, bir buçuk sene kadar dershanede çalıştım (depremden sonra kapandı) fabrikada 3-5 ay çalıştım ödeme sorunu olunca  ayrıldım yine inşaattayım. 8 yılda bir kazmaya sap olamadım, ortalamaya baksan 8 yıl asgari ücret altında kazandım. Hep günü kurtarma uğraşıyla  geçti 8 sene. Bu 8  sene bana ne kadar beceriksiz işe yaramaz olduğumu gösterdi. Bazen düşünüyorum nasıl bir günahım varmışta bu duruma düştüm ve kurtulamıyorum ... Ülkenin hukuk olsun adalet olsun ekonomi olsun vesaire memnun değilizya, ben bunun bin katı kendimden memnun değilim ...
    • Yeminle şaka gibiyiz ya. Herkese açık bir forumda birbirine dilekçe dava danışan, fikir alış verişi yapan, sabır tavsiye eden, gündem hakkında analizler yapan "terörist" mi olur arkadaş? İçinde olmasak tam bir komedi değil mi şu durum aslında? 8 sene be.
    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
  • Şimdi Popüler

×
×
  • Yeni Oluştur...