İçeriği gör
MSA

dilekçe Ankara i̇lgili i̇dari Mahkemesi Cevaba Cevap Dilekçesi - 1 - Boş şablon

Önerilen Yorum

Merhaba, İdare mahkemesi sürecinde cevaba cevap aşamasındayım. Kendi ifadelerimle, cümlelerimle hazırlamış olduğum aşağıdaki metni Cevaba cevap olarak göndersem nasıl olur? Yoksa bu metni biraz kısaltarak Forumda  sayın MSA tarafından bu sayfada verilen cevap dilekçenin başına ekleyerek mi göndersem?

Alıntı

(İLK SAVUNMAYA(CEVABA) CEVABIM)

 

Kişisel değerlendirme ve açıklamalarımı içeren GİRİŞ bölümüdür;

Araştırmalarım ve incelemelerim sonucu, Davalı  Kurumun benim gibi Kuruma dava açan kişilere  iki yıldan beri  genellikle kelime kelimesine aynı şablon dilekçeler gönderdiğini tespit etmiş bulunmaktayım. Dava konusu ettiğim OHAL İnceleme Komisyonun “ret” kararı ve gerekçeleri ile Dava dilekçemde kendime göre yeterli ve gerekli açıklamaları yapıp talebimi ifade etmiş olmama rağmen Kurumun Savunma dilekçesini bir kez daha  inceleyip  bazı yorumlarda, tespitlerde ve itirazlarda bulunma gereği duyarak aşağıda ki ifadelerimi ve beyanlarımı, GİRİŞ açıklaması olarak sunuyorum:

Tarafıma 10 Temmuz 2020 tarihinde tebliğ edilen Davalı İdare tarafından gönderilen 16 sayfalık savunma (cevap) dilekçesinin ilk altı sayfasında anlatılan, tanımlanan, tarif edilen FETÖ/PYD adlı bir Terör Örgütünün varlığı hakkında  veya yapılanma hakkında, ta ki 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi oluncaya kadar bilgim olmamıştır. Ve adıma  672 Nolu  KHK’da yer verilip  toplamda 34. Yılımı çalıştığım kamu görevinden çıkarılıncaya kadar ve 33,5 yıllık öğretmenlik mesleğim sona erdirilinceye kadar, açıkçası canım kadar değerli bildiğim yüce devletim için  bu kadar tehlikeli ve ülkem için büyük bir tehdit oluşturan  bir örgütün ve  yapılanmanın varlığından haberdar değildim. Devletim için büyük tehdit olan böyle bir örgütün varlığı hakkında çalışmış olduğum kurumlardaki amirlerim, yöneticilerim tarafından da bilgilendirilmedim.

Savunma dilekçesinin 7,8,9 ve 10.  Sayfalarında, hatta son sayfaya kadar, 15 Temmuz 2016 Darbe teşebbüsü ve Darbe teşebbüsünden sonra yapılan işlemler ve hukuka uygunlukları anlatılmış ve ilan edilen Olağanüstü Hal yönetiminin dayandığı mevcut yasa ve mevzuattan ve çıkarılan yeni yasalardan ve tüm bu yasalara göre yapılan işlemlerden ve alınan önlemlerden  bahsedilmiş ve yapılan bütün işlemlerin hukuka uygun olduğu  iddiası ileri sürülerek bu husus ispat edilmeye çalışılmıştır. Sayın Mahkeme heyetinin daha fazla vaktini almamk için daha fazla detaya girmek istemiyorum.

Darbe teşebbüsüne ilişkin olarak ifade etmek isterim ki; devletime karşı yapılacak bir darbeyi onaylamam veya tarafsız kalmam söz konusu olamaz. Elbette devletimin yanında olmak, devletimi desteklemek, böyle bir darbeyi yapacak olanlara veya yapmayı düşünenlere karşı çıkmak boynumun borcudur. Hele hele devletime karşı yapılan bir darbe girişiminin içinde bulunmakla itham edilmeyi  kabul etmem mümkün değildir ve yine devletime karşı yapılan veya yapılacak olan bir darbeyi desteklemem söz konusu edilemez. Böyle bir ithamı, isnadı kendim için  zül, bühtan, iftira olarak telakki ederim. Aynı şekilde, terör örgütü üyesi olarak itham edilmek veya terör örgütü mensubu olarak nitelenmek te canımı acıtan ve beni çok üzen en şeni ithamlardan biri olduğunu ve devletime yürekten ve bütün mevcudiyetiyle bağlı olan birisi olarak 62 yıllık ömrümde kendimi bildim bileli devletime karşı en ufak bir sadakatsizlik sayılabilecek bir yanlış yapmadığımı ve yapmıyacağımı, bilerek ve isteyerek herhangi bir yanlış içinde bulunmadığımı ve de bulunmayacağımı belirtmek isterim.

Ve bu bağlamda, hasbelkader  (özellikle manevi  açıdan  ve kültürel olarak şahsım ve diğer insanlar için pozitif katkıları olacağını,  zannettiğim ve düşündüğüm ve 15 Temmuz darbe girişimiyle  yanılmış olduğumu anladığım)  bir yerlerde bulunduysam veya tabiri caizse bazı kurumların kapısının önünden geçtiysem, bu durum şahsımın bir yerlerle  irtibatlı ve iltisaklı olarak nitelendirilip  terör örgütü üyesi diye damgalanmak şahsıma yapılacak  en büyük iftiradır, en büyük bühtandır.

“İrtibat, iltisak, aidiyet” diye ortaya konan, hukuken ne anlama geldiği tam olarak tanımlanmamış olan, açıklanmamış olan, hakkımdaki iddiaları söz konusu 3 kelimeye bağlayarak benim gibi birisini, halk tabiriyle “hayatı boyunca bir başkasının tavuğuna kış dememiş ve suya sabuna dokunmamış”  olan şahsımı ömür boyu maddi ve manevi kazanımlarından yoksun bırakmanın, terör örgütü mensubu (veya terörist) olarak yaftalayarak (çünkü savunma dilekçesinde,  yapılan işlemlerin yanlış olmadığını, hukuka aykırı olmadığını  ve göreve iade talebinin sözde haksız olduğunu savunmak için yersiz ve tutarsız genellemeler ve olmayacak çıkarımlar yapılarak ve sakat bir mantık yürütülerek kamu görevinden uzaklaştırılanların tamamı terör örgütü mensubu olarak dolayısıyla terörist olarak tarif edilmiştir) hayallerini ve beklentilerini yıkmanın ne kadar insani olduğunun, ne kadar hukuki olduğunun,  ne kadar kanun ve yasalara ve insan haklarına uygun olduğunun değerlendirmesini  vicdanlarınıza havale ediyorum.

Tarafıma ulaştırılan ve hakkımda yapılan işlemlerin hukuka aykırılığının bulunmadığı iddia edilen savunma dilekçesinde, artık yüzde yüz terör örgütü mensubu olduğuma kani oldukları için olacak veya öyle bir zehaba kapıldıkları için olsa gerek son sayfada şahsımla ilgili olduğunu düşündüğüm sadece üç kısa paragraflık bölümde  kamu görevinden çıkarılmamın devletin bir görevi, bir yükümlülüğü olduğundan bahsedilmekte ve garip ve tuhaf  bir şekilde ihracımın  devletimin Milli Güvenliği ilintili veya ilişkili olduğu anlamına gelebilecek  ifadelere yer verilmektedir. Üçüncü paragrafta OHAL Komisyon kararının DEĞERLENDİRME  bölümündeki  hangi kıstaslara, ölçütlere göre yapıldığını bilmediğim analizlere atıf yapılarak yine haksız hukuksuz bir şekilde kamu görevine dönme talebimin reddi talep edilmektedir. Esasen bunun tam zıddı  geçerlidir ki,  oda göreve dönme talebimin reddinin  haksızlık ve hukuksuzluk olduğudur; çünkü görevden çıkarılmama gerekçe yapılan, şimdilerde ise  Fetöyle irtibatlı ve iltisaklı olarak tarif edilen kurumlar, o zamanlar yasal olarak faaliyet yürütmekte olan (ve toplum katmanlarında oldukça itibar sahibi, geçerliliği olan) kurumlardı,  söz konusu eylemler  o zamanki hayatın akışına uygun gayet normal görülen hatta itibar gören eylemlerden idi.  Yine göreve dönme talebimin reddedilmesi büyük bir haksızlıktır ve hukuksuzluktur; çünkü haksız ve hukuksuz bir şekilde  terör örgütüyle iltisaklı bazı kurumlarla irtabatımın  olduğu ileri sürülmesi  görevden uzaklaştırılmamın gerekçesi olarak kabul edilmiştir.

Hakkın, hukukun yerini bulması için göreve dönme talebimin kabul edilmesi gerekir; çünkü 672 nolu KHK ile kamu görevinden uzaklaştırıldığım tarihe kadar görev hayatım boyunca hakkımda herhangi bir disiplin soruşturması dahi geçirmiş değilim ve terör örgütü üyesi olduğuma dair herhangi bir soruşturma veya kovuşturma yapılmamıştır. Ancak, bir komşumun  iftira mahiyetinde yaptığı bir ihbara benim adımında karıştırılmasına bağlı olarak Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca ifademe başvurulmuş ve  akabinde Dava dilekçemde ek olarak sunduğum, hakkımda  Kamu Adına Kovuşturmaya Yapılmasına Yer olmadığına dair takipsizlik (KYOK) kararı verilmesi suretiyle suçsuzluğum tespit edilmiştir. 

FETÖ Terör Örgütüyle İrtibat ve iltisaklı olduğu ileri sürülen kurumlardan, mesela, özellikle bir arkadaşın tavsiyesi ve israrıyla ve o günlerde Sendika temsilcilerinin,  çalıştığım okulda yaptığı tanıtımdan etkilenerek katılmış olduğum   bir Sendikanın, ve diğer taraftan  kaç adet olduğunu dahi bilmediğim ve  hatırlamadığım SMS ile ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için 5- 10 lira bağış yaptığım bir yardım derneğinin, yine aynı şekilde sadece 2014-2015 yıllarıyla ilgili olmayıp daha önceki zamanlardan gelen bir gazete okuyuculuğum veya aboneliğim dolayısıyla ilgim olmuş olan bir medya kuruluşunun gizli saklı amaçları var idiyse bunu benim bilmem o günlerde elbet sözkonusu olamazdı. Bu sakıncalı veya tehlikeli durumları devletim bildiği halde beni uyarmadıysa, veya gerekli önlemleri alıp beni sözkonusu tuzaklara düşmemi engellemediyse burada mağdur olan taraf elbetteki sade bir vatandaş olarak şahsımın olduğu kabul edilmesi gerekir.

Bu yüzden, kimi devlet kademelerinde bulunmuş olan  o dönemdeki bazı üst düzey yöneticilerin bile  olup bitenlerle ilgili olarak bir şey bilmediği, görmediği ve anlamadığı bir yapı hakkında, şahsımın  terör örgütü mensubu olarak  neden suçlandığımı ve neden kamu görevinden uzaklaştırıldığımın mantığını, sebeplerini hala anlayabilmiş, çözebilmiş değilim. Ve dolayısıyla  haksız ve hukuka aykırı bir şekilde görevden uzaklaştırılarak  yüzde yüz mağdur edildiğime ve bu mağduriyetimin Sayın Mahkemeniz tarafından düzeltileceğine  yürekten inanıyor ve OHAL İşlemleri  İnceleme Komisyonunun “ret” kararının iptali yönünde  hüküm verilerek mağduriyetimin bir an önce  tam olarak önlenmesini ve giderilmesini  Sayın mahkemenizden saygıyla talep ediyorum.

 

 

Değerli arkadaşlar, değerlendirme ve tavsiyelerinizi lutfederseniz memnun olurum. Teşekkür ederim.


672 - İdare Mahkemesi (1.cevaba cevap hazırlık-Tebliğ: 10 Temmuz). Sendika, Dernek, Cihan Medya, SMS

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
hu25, 16.07.2020 - 12:26 yazdı:

Merhaba, İdare mahkemesi sürecinde cevaba cevap aşamasındayım. Kendi ifadelerimle, cümlelerimle hazırlamış olduğum aşağıdaki metni Cevaba cevap olarak göndersem nasıl olur? Yoksa bu metni biraz kısaltarak Forumda  sayın MSA tarafından bu sayfada verilen cevap dilekçenin başına ekleyerek mi göndersem?

Değerli arkadaşlar, değerlendirme ve tavsiyelerinizi lutfederseniz memnun olurum. Teşekkür ederim.

Sayın hu25,

E-posta üzerinden gönderdiğiniz dilekçeye bakıyorum. Bazı değişiklikler yapılması gerekebilir.


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Teşekkürler Dilekçeme baktığınız için. Düzelecek yerleri işaretleme fırsatınız olur mu acaba? Olursa memnun olurum. İşlerinizde kolaylıklar dilerim


672Khk 6Mart Ret kararı geldi Dilekçe hazırlayacağım. Kriterler, sendika, SMS yardım, Cihan medya, derneğe para yatırma.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

İyi günler. Örnek dilekçelerden faydalanarak ve kendimce de katkılar koymaya çalışarak hazırladığım  Cevaba cevap dilekçemi yarın (Pazartesi) göndereceğim.  Forumda bir yerlere bıraktığım Dilekçe çalışmamla ilgili değerlendirme tavsiye beklemiştim ama şu ana kadar olmadı... Sağlık olsun diyorum.


672 - İdare Mahkemesi (1.cevaba cevap hazırlık-Tebliğ: 10 Temmuz). Sendika, Dernek, Cihan Medya, SMS

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

ALLAH RAZI OLSUN DİLEKÇELER İÇİN


672 KHK  ret  ankara 19. idari

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
×
×
  • Yeni Oluştur...