İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

KHK Haber

Evladım Bize En Acilinden Mağduriyet Tart! - Yeniçağ

Önerilen Yorum

Editör

2010 ilkbaharı… Kara Harp Akademisi 2. sınıftan bir öğrenci subay (Tuncay Temizişler) için Genelkurmay'dan gelen bilgi ve talep: Bu öğrencinin eşi Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı'nda sözleşmeli olarak birkaç yıl çalışmış ve ayrılmış. Kadının Gülen grubunun bir faaliyetine katıldığı tespit edilmiş.

İlk bilgi bu haliyle geldi, ardından aynı faaliyete karı-koca katıldıkları şeklinde değiştirildi.

(…)

Bizler hukuka sonuna kadar bağlı olduğumuz için her şeyin hukuk içerisinde olmasını benimseriz. Konuyu bana iletenlere, "Ders durumu nedeniyle atamayız ancak örgüt üyesi diye bildirirseniz hemen atarız ve mezun etmeyiz" dedim.

 

Bir ara sessiz kalındıktan sonra verilen cevap: "Atılmayacak mezun edilecek." Gerekçeyi sordum. Cevap: "Siyasi iktidarla zaten kriz halindeyiz. Yeni bir kriz yaratmayalım…"

Öyle de oldu. Sanırım sonuncu olarak mezun oldu.

(…)

15 Temmuz'dan sonra ilgilileri bu kişi hakkında uyarmak için aradım. Yurtdışında daimi görevdeyken KHK'yla ihraç edildiği söylendi.  Oraya nasıl gitmiştir? Tabii ki personel başkanlıklarındaki abilerinin dosyalarını temizlemesi sayesinde…

***

FETÖ kumpası/Balyoz mağduru emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz'un, 2017'de yayınlanan Vesayet Savaşları kitabında yer alan bu "FETÖ'cülüğü sabit askerleri TSK'dan atamama" örneği, benzeri yüzlerce değil binlerce örnekten sadece biri.

 

Peki bu örnek, "TSK'nın FETÖ'yle yeterince mücadele etmediğini" mi gösterir sadece?

Siyasi iktidarın, TSK'nın FETÖ'yle mücadelesini engellediğini de göstermez mi mesela aynı zamanda?

Öyle ya, baksanıza, bizatihi dönemin "Genelkurmay(!)"ının ağzından, neymiş TSK'nın, "FETÖ'cü" o günkü ifadesiyle "Gülen Grubu'ndan" olduğunu "tespit" ettiği mensuplarının Türk ordusunda kalmalarına göz yumma gerekçesi?

Siyasi iktidarla kriz tehdidi!

Kaldı ki, TSK'nın "Atıyorum arkadaş" dediği en düşük rütbeli subayı bile atabilmesi için, önce Milli Savunma Bakanı'nın, sonra -o dönemki işleyişe göre- Başbakanın ve en nihayetinde de Cumhurbaşkanı'nın onayına muhtaç olduğunu ve 2002'den 2016'ya kadar yapılan YAŞ'larda, bu minvaldaki  "ihraç teklif"lerinden, bu silsileyle onaylananların sayısının bir elin parmaklarını bile geçmediğini düşününce, artık pişkinliği de, aklımızla alay etmeyi de aşan bambaşka bir hoyratlık, bambaşka bir pervasızlık boyutuna taşındı bu "suçu" yansıtma, başkasına yıkma işi.

***

Yazının başında kitabından manidar bir anekdot paylaştığım Ahmet Yavuz'la konuştuk dün biraz:

Nereden çıktı bu darbe heyulası?

Bizim etimizden, sütümüzden, derimizden, yünümüzden, neyimiz varsa faydalandılar, kanımızı emdiler, mezara koydular. Neyimiz kaldı? Şimdi mezardan çıkarıp ölülerimizi emecekler herhalde! "Bunlar darbeci, darbe planı yaptılar" dediler, "Balyoz"da mağdur oldular. Sonra, "Balyoz yokmuş, FETÖ kumpas yapmış" dediler, 15 Temmuz oldu; FETÖ'den mağdur oldular.  Anlaşılan o ki yine mağdur olmaya hazırlanıyorlar. Yalnız, bütün bunların sebebi RAND raporuysa, o zaman rapor açık, Amerikalılar kime yatırım yapmayı öngörüyorsa onu  görevden alsınlar, kurtulsunlar! Yapmıyorlar. Hatta James Jeffrey'nin tavrından sonra hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yokmuş gibi davranıyorlar.

Yeni bir tasfiye sürecinin işaret fişeği olarak yorumlayanlar da var; "Darbeyi Atatürkçü-laik kesim yapacak" diye adres gösterilmesini buna bağlıyorlar…

Öncelikle, Atatürkçüler bugüne kadar hiç darbeyle ilgili olmadı, ben, hapse atılıncaya kadar kimseyle "darbe" konuşmadım. Evet, böyle bir tasfiye süreci de söz konusu olabilir. Kalan birkaç kişiyi de böyle gönderebilirler. İdlib'te yapmak istedikleri kabul görmedi.Büyük sıkıntı var orada. Orduda da "Bu yapılan fazla oldu" diyenler olabilir. Onların samimi söylemlerine başka anlamlar yükleniyor da olabilir. Bir de bakınca, eskiden FETÖ'cü olan kim varsa, hâlâ onlar etraflarında. Nasıl güvenebilirsiniz? Bunlar iktidarı korkutmaya da çalışıyor olabilirler. -Davet etsinler diye söylemiyorum ama- Bir tane kumpas mağdurunun davet edildiğini gördünüz mü siz saraya; onları ağırlıyorlar! FETÖ'yle yeterince mücadele edilmediğini söyleyen Hüseyin Gülerce! Bulanık suda balık avlıyorlar. Ama asıl olan şu: İflas ettiler. Sizi ayakta tutan şey başarıdır. Başarı üretemezseniz ayakta kalamazsanız. Ortada, bir başarı var mı? Yok. Artık kabak tadı verdi ama "mağduruz"dan başka söyleyebilecekleri bir şey yok

Kaynak


Haber Editörü • Ohal Komisyonu Haberleri • Hardcoded by MSA

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
    • @Karagöz "Dehumanize" kavramı anlamlı...Ruhumda bıraktığı hasar, Nietzsche'nin tanrı'nın öldüğünü ifade ettiği deli adamın hikayesindeki deli karakterinin "sonsuz bir hiç gibi başıboş dolaşıyorum" sözünün vücut bulmuş haliyim😔Başardılar!!! 
×
×
  • Yeni Oluştur...