İçeriği gör
KHK Haber

15 Temmuz darbe davalarında failler ve mağdurlar - Hürriyet

Önerilen Yorum

Editör
5d935342d3806c08fc0f8f1f.jpg

Fetullahçı kriminal örgütün 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümleri, bu hadiseyi hatırlamanın yanı sıra, kalkışmayla ilgili olarak açılmış olan davaların seyrini gözden geçirip bir envanter çıkartmak açısından da bir fırsat yaratıyor.

Bu değerlendirmeyi yaparken o gece kalkışmaya fiilen katılmış olan darbecilerin adalet önünde hesap vermeleri sürecinde kat edilen mesafeyi de görmüş oluyoruz. Ancak bu envanteri çıkartırken, açılan davalarda beraat eden askerlerin sayısının hiç de az olmadığını tespit etmek, soruşturma süreçlerinin yol açtığı mağduriyetlerin boyutları hakkında göz açıcı oluyor.

AKINCI DAVASI HÂLÂ BİTMEDİ

 Meselenin mağduriyet kısmına geçmeden önce yargılamaların genel bir fotoğrafını çekelim. Son verilere baktığımda ilk dikkatimi çeken gelişme, davaların sonuçlandırılmasında geride bıraktığımız bir yıl içinde kaydedilen gelişmenin biraz sınırlı kalmış olması. 15 Temmuz sonrasında Türkiye’nin muhtelif illerinde toplam 289 darbe davası açılmıştı. Geçen yıl bugünlerde bu davalardan 265’i sonuçlanmış bulunuyordu. Bu yıl ise biten dava sayısı 275’e ulaşmıştır. Yani bir yıl içinde yalnızca 10 dava bitirilebilmiştir. COVID-19 salgını nedeniyle duruşmaların görülmesinde yaşanan duraklamayı bunun gerisindeki faktörlerden yalnızca biri olarak not etmeliyiz.

Bu durumda birinci derece mahkemelerdeki yargılamalarda parantezin kapatılabilmesi için 14 davanın daha sonuçlanması gerekiyor. Bunlardan biri, bu gruptaki en kritik dosyalardan biri olan 475 sanıklı Akıncı Üssü davası. 15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişiminin ana karargâhı işlevini üstlenen bu üste yürütülen faaliyete ilişkin açılmış olan davada, halen savcılığın esas hakkındaki mütalaası üzerinde sanıkların yaptıkları savunmalar alınıyor.

Bunun gibi sürmekte olan bir diğer kritik dava 142 sanıklı Kara Kuvvetleri Komutanlığı dosyasıdır. Ayrıca, 512 sanıklı Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı davası da bu kategorideki önemli bir başka kovuşturmadır. Keza, Ege Ordu Komutanlığı davasında haklarında hüküm açıklanan 137 sanık dışında kalan 145 sanığın yargılanmasına oldukça ağır bir tempoda devam ediliyor.

Devam eden bu 14 davada yargılanan sanıkların toplamı 1.369’dur. Bu sanıklardan yalnızca 605’i tutukludur; 18’i hakkında ise yakalama kararı var... Kalan sanıklardan 544’ü adli kontrollü, 202’si ise adli kontrol önlemi de olmaksızın tutuksuz bir şekilde yargılanıyor.

Muhtemelen bu yılın sonunda kalan davaların da çoğunun, belki de tümünün sonuçlanmış olduğuna tanıklık edeceğiz. Böylelikle, darbe davalarında 2021’den itibaren top herhalde artık yalnızca istinaf mahkemeleri ve Yargıtay’ın sahasında olacaktır.

DAVALARIN GÖRÜNMEYEN MAĞDURLARI: ERLER...

Birinci derece mahkemelerde sonuçlanmış 275 davaya baktığımızda, 1.315 sanığa ağırlaştırılmış müebbet, 1.217 sanığa müebbet, 1.598 sanığa süreli hapis cezası, 2 bin 692 sanığa beraat, 544 sanık hakkında ise ‘ceza verilmesine yer olmadığına’ karar verildiğini görüyoruz. Bu çerçevede toplam 7 bin 376 sanık hakkında birinci derece mahkemelerde hüküm çıkmış bulunmaktadır.

Burada yapmamız gereken bir saptama, beraat edenlerin toplam sanıklar içindeki oranının yüzde 36.4 gibi hiç de azımsanmayacak bir ağırlık tutmasıdır. Hakkında ceza verilmesine yer olmadığına hükmedilenleri, (yüzde 7.3) de bu gruba kattığımızda yüzde 44 gibi bir orana yaklaşıyoruz. 

Beraat alanlar içinde erler 1.184 kişiyle yüzde 43.9 gibi bir oran oluşturuyor. Bu grupta 20 general, 408 subay, 370 astsubay, 574 uzman çavuş, 32 polis memuru, 90 askeri öğrenci ve 14 sivil kişi var. Bunlar içinde yarıdan da fazla olmak üzere devlet memuru statüsünde olanların KHK’lar vasıtasıyla kamudan ihraç edildiklerini ve hapis yatmak dahil ciddi mağduriyetler yaşadıklarını da hatırlamalıyız.

Beraat edenler içinde nicelik olarak da en büyük mağduriyeti yaşayan kümelerden birinin 15 Temmuz gecesi hiçbir şeyden haberi olmayıp komutanlarının verdikleri emirlere uydukları için kendilerini darbe faaliyetinin ortasında bulan erlerin oluşturduğunu belirtmeliyiz.

Buna karşılık darbe davalarında yargılanan sanık erler içinde beraat etmeyen ve suçu sabit görülerek mahkûm edilenler da vardır. Sanık erlerden 12’si ağırlaştırılmış müebbet, 91’i müebbet, 43’ü ise süreli hapis cezasına çarptırılmıştır.

Çok büyük bir bölümü kalkışmanın ardından hapse atılan ve kademe kademe serbest bırakılan sanık erler, 15 Temmuz’dan sonra yaşadıkları mağduriyet bağlamında durumları kamuoyunda en az fark edilen kesim olmuştur.

MAHKÛMİYETLERDE DURUM

Davalardan çıkan mahkûmiyetlere bakarsak, general rütbesindeki sanıklardan 72’si ağırlaştırılmış müebbet, 20’si müebbet, 18’i süreli hapis cezası almıştır. Subay sanıklarda bu üç kategorideki mahkûmiyetlerin sayısı aynı sıra içinde 900, 429 ve 689’dur. Astsubaylarda ise bu sıralama 190, 149 ve 268, uzman çavuşlarda 51, 164, 368, askeri öğrencilerde ise 61, 352 ve 30 şeklinde beliriyor.

Tabii, buraya kadar verdiğimiz sayılar birinci derece mahkemelerde açıklanan hükümleri yansıtıyor. Bu davaların bir de bölge adliye mahkemelerindeki istinaf ve en son Yargıtay’daki temyiz aşamaları var. Şimdiden sonuçlanan bazı dosyalarda birinci derece mahkemelerde mahkûm olduğu halde istinaf ve Yargıtay aşamalarında haklarında verilen mahkûmiyet kararları bozulan sanıklar da var.

DAHA DENGELİ BİR FOTOĞRAF YERLEŞİYOR

Sonuçta, beraat eden asker sanıklarla ilgili olarak verdiğimiz oranın özellikle Yargıtay aşamasından sonra daha da yükseleceğini pekala gerçekçi bir tahmin olarak ileri sürebiliriz.

Ancak beraatların sayıca artması keyfiyeti, hatırı sayılır bir bölümü 15 Temmuz gecesi suçüstü yakalanan ve mahkûm olan darbe faillerinin sayısının ciddi bir orana karşılık geldiği gerçeğini göz ardı etmemelidir. Birinci derece mahkemelerde ağırlaştırılmış müebbet, müebbet ve süreli hapis cezasına çarptırılan sanıkların oranı yüzde 56’dır.

Yine de yargılama sürecinin zaman içinde ilerlemesiyle darbe davalarında kim suçlu-kim masum ayrımını yapabilmemiz açısından ilk döneme kıyasla daha dengeli bir fotoğrafın yerleşmekte olduğunu söyleyebiliriz.

Ne yazık ki, bütün bu süreç ağır bir şekilde işlemektedir. Ve insani düzeyde maruz kalınan mağduriyetler, çekilen acılar, yaşanan sıkıntıları telafi etmek mümkün olmamaktadır.

Kaynak


Haber Editörü • Ohal Komisyonu Haberleri • Hardcoded by MSA

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
    • @Karagöz "Dehumanize" kavramı anlamlı...Ruhumda bıraktığı hasar, Nietzsche'nin tanrı'nın öldüğünü ifade ettiği deli adamın hikayesindeki deli karakterinin "sonsuz bir hiç gibi başıboş dolaşıyorum" sözünün vücut bulmuş haliyim😔Başardılar!!! 
×
×
  • Yeni Oluştur...