İçeriği gör
KHK Haber

Mehmet Altan’ın açtığı dava, KHK ihraçlarıyla ilgili 'sırları' deşifre etti: OHAL Komisyonu'nun ihraca gerekçe gösterdiği rapor aslında hiç hazırlanmamış! - T24

Önerilen Yorum

Editör

Prof. Dr. Mehmet Altan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra gözaltına alınarak tutuklandı. Anayasa Mahkemesi, Altan'ın tutukluğunun hukuka aykırı olduğuna karar verdi ancak yerel mahkeme bu kararı uygulamadı. Anayasa Mahkemesi'nin ikinci kararından sonra, ilk kararın üzerinden dört ay geçmesinin ardından Altan, istinaf mahkemesi tarafından tahliye edildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu süreçte Altan için "hak ihlali" kararı verdi. Ardından Yargıtay, Altan'ın, beraatine karar verilmesi gerektiğini hüküm altına aldı. OHAL Komisyonu ise tüm bunlara rağmen, İstanbul Üniversitesi'nden ihraç edilen Altan'ın, görevine dönmek için yaptığı başvuruyu reddetti. Komisyon, Altan hakkındaki idari soruşturma raporunu kararına gerekçe gösterdi. Komisyonun diğer bir gerekçesi ise daha sonra hakkında beraat kararı verilen Mehmet Altan'ın, henüz yargılamasının sürdüğü dönemde, bu yargılamanın sonucunu beklemeden, "hüküm giymiş" gibi karar vermesi ve bu kararı esas almasıydı.

Altan, bunun üzerine idare mahkemesine başvurdu. İdare Mahkemesi de İstanbul Üniversitesi'ne, OHAL Komisyonu'nun kararının gerekçesini oluşturan idari soruşturma raporunu sordu. Üniversiteden gelen yanıt şaşırtıcıydı. Üniversite, Altan hakkında idari soruşturma yürütülmediğini, ellerinde herhangi bir idari soruşturma raporu bulunmadığını bildirdi. Şimdi ortada sorular var:

  • Altan hakkındaki ihraç kararı nasıl verildi?
  • OHAL Komisyonu, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararına rağmen, hakkında herhangi bir rapor ve kurum görüşü de olmadan göreve dönme talebini neden reddetti?
  • Ortada bir rapor yokken komisyon, nasıl raporu kararına gerekçe gösterdi? Aynı komisyon, hakkında mahkumiyet kararı olmadan, mahkumiyeti bulunduğuna yönelik bilgiyi kararına nasıl esas aldı?
  • İhraç kararları, kim tarafından, nerede alındı?
  • Komisyon, kararında neden gerçeği yansıtmayan bu bilgiyi gerekçe gösterdi?
  • İdare mahkemeleri, bu tabloda, OHAL Komisyonu kararlarının iptali konusunda bağımsız karar verebilecek mi?

Komisyonun esas aldığı rapor aslında yokmuş!

Mehmet Altan, Anayasa Mahkemesi kararlarının yerel mahkemeler tarafından uygulanmamasının ilk örneklerinden. AİHM ve Anayasa Mahkemesi'nin, tutuklanmasının yerinde olmadığı ve hak ihlali oluşturduğu, hemen tahliyesinin gerektiği yönündeki kararlarına rağmen, yerel mahkeme Altan'ı tahliye etmedi. Anayasa Mahkemesi, ikinci kez hak ihlali kararı verdikten sonra istinaf mahkemesi Altan'ın tahliyesini kararlaştırdı.

Zaman geçti, Altan, Anayasa Mahkemesi ve AİHM'nin ardından Yargıtay tarafından da haklı bulundu. Yargıtay, beraatine hükmedilmesi gerektiğine karar verdi. Yerel mahkeme de bu karara uymak zorunda kaldı.

Altan, OHAL Komisyonu'na, 30 yıl görev yaptığı İstanbul Üniversitesi'nden ihraç edilmesi nedeniyle başvuru yapmıştı. Hakkındaki yargılama henüz sürüyordu ancak ortada AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararları da duruyordu. Komisyon, yargılamanın sonucunu beklemeden, hakkındaki yargılamanın sürdüğünü, İstanbul Üniversitesi'nin idari raporunun bulunduğunu belirterek, AİHM, Anayasa Mahkemesi kararlarını dikkate almadan Altan'ın göreve dönme talebini reddetti.

İdare mahkemesine gönderildi: Rapor yok

Yasaya göre, OHAL Komisyonu kararlarına karşı idare mahkemesine başvurulabiliyor. Söz konusu idare mahkemeleri, komisyon kararlarına karşı açılan davalar konusunda özel olarak oluşturuldu. Ankara 21. İdare Mahkemesi de bu mahkemelerden biri.

Mahkeme, İstanbul Üniversitesi'ne, Altan hakkındaki idari soruşturma raporunu sordu. Zira komisyon, kararına bu raporu gerekçe göstermişti.

İstanbul Üniversitesi ise mahkemeye gönderdiği yazıda, "Rektörlüğümüzce herhangi bir idari soruşturma yapılmamıştır" yanıtını verdi. Böylece, komisyonun olmayan bir idari soruşturma raporunu kararına esas aldığı ortaya çıktı.

İstanbul Üniversitesi KHK ile ihraç edilirken   Mehmet Altan hakkında hiçbir idari soruşturma söz konusu olmadığını 26.10.2020 tarih 184258 sayılı yazısı ile mahkemeye bildirdi.

Halbuki  OHAL Komisyonu, ihraç kararının iptalini reddederken iki gerekçe gösterdi. Mehmet Altan hakkında 'idari soruşturma raporu' ve 'mahkumiyet kararının' olması. İkisinin  de doğru olmadığı belgelendi. Resmi bir kurum göz göre göre nasıl yalan söyler ?

Hakkında idari soruşturma bile olmayan Mehmet Altan'ın KHK ile ihraç edilmesine kim, nasıl, neye dayanarak karar verdi, bu hukuksuzluğa kim imza attı belli değil.


Kaynak


Haber Editörü • Ohal Komisyonu Haberleri • Hardcoded by MSA

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
    • @Karagöz "Dehumanize" kavramı anlamlı...Ruhumda bıraktığı hasar, Nietzsche'nin tanrı'nın öldüğünü ifade ettiği deli adamın hikayesindeki deli karakterinin "sonsuz bir hiç gibi başıboş dolaşıyorum" sözünün vücut bulmuş haliyim😔Başardılar!!! 
×
×
  • Yeni Oluştur...