İçeriği gör
KHK Haber

Mehmet Altan'ın "var olmayan soruşturma raporuyla" ihracı, CİMER'e taşındı - T24

Önerilen Yorum

Editör

T24 Ankara

OHAL Komisyonu'nun, akademisyen, yazar Prof. Dr. Mehmet Altan'ın göreve iade başvurusunu idari soruşturma raporunu gerekçe göstererek reddetmesi, buna karşılık bu kararın iptali için açılan davada, İstanbul Üniversitesi'nin idare mahkemesine, "İdari soruşturma yürütülmemiştir, rapor yok" bilgisini vermesi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) taşındı.

Altan'ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu, CİMER'e yaptığı başvuruda, şunları kaydetti:

"Müvekkilim Prof Dr Mehmet Altan hakkında, KHK ile ihraç kararının iptali için OHAL Komisyonuna başvuru yaptık. Komisyon ret kararı verdi. Gerekçe idari soruşturma raporu ve mahkumiyet kararı olduğu idi. İdari soruşturma raporu olmadığını İstanbul Üniversitesi 26.10.2020 tarih 184258 sayılı yazı ile bildirdi. OHAL komisyonu olmayan bir rapor var gibi karar yazdı.

"Anayasa yok sayıldı"

Mahkumiyet kararı kesinleşmemiş ilk derece mahkemesi kararı idi. Anayasa gereği kesin hüküm olmadıkça kimse suçlu ilan edilemez. Müvekkilim beraat etti. Beraat kararı kesinleşti. OHAL Komisyonu inceleme yaparken Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 2016 (23672 başvuru nolu kararı ile üç ayrı anayasal hakkının ihlal edildiğine, FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda hareket ettiği ve bu yapılanmayla irtibatının bulunduğu yönünde somut olgu bulunmadığına karar vermişti. OHAL Komisyonuna bu kararı bildirdik ancak OHAL Komisyonu Anayasa'nın 153. maddesini yok saydı.

"AİHM kararı da yok sayıldı"

AİHM, 20 Mart 2018 tarihinde, Anayasa Mahkemesi Genel Kurul Kararını aynen benimsedi. OHAL komisyonu Anayasa 90. maddesini de yok saydı. OHAL komisyonu kuruluş amacında bildirilen hak kaybı yaratmama işlevi ile özünden çelişen tasarrufta bulunmuştur. Anayasal düzenle çelişen tavrı müvekkilimin yaşamında ağır bir mağduriyet oluşturuyor. Hukuksuzlukları ve haksızlıkları gidermek amacı ile kurulduğu söylenen 7 kişilik bu idari kurulun bu kadar ağar hukuksal yanılgılar içinde bulunması hem hukuken hen siyaseten özenli bir incelemeye ihtiyaç duyuyor. Bu başvurumun temel iki nedeni var. Birincisi müvekkilin anayasal suç işlenerek kasden mağdur edilmesi, ikincisi komisyonun amacının tam zıttı noktada keyfi kararlar vererek varlığını manasızlaştırmasıdır. Başvurunun gereğinin yapılmasını dilerim."

TIKLAYIN - Mehmet Altan'ın açtığı dava, KHK ihraçlarıyla ilgili 'sırları' deşifre etti: OHAL Komisyonu'nun ihraca gerekçe gösterdiği rapor aslında hiç hazırlanmamış!

Kaynak


Haber Editörü • Ohal Komisyonu Haberleri • Hardcoded by MSA

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
    • @Karagöz "Dehumanize" kavramı anlamlı...Ruhumda bıraktığı hasar, Nietzsche'nin tanrı'nın öldüğünü ifade ettiği deli adamın hikayesindeki deli karakterinin "sonsuz bir hiç gibi başıboş dolaşıyorum" sözünün vücut bulmuş haliyim😔Başardılar!!! 
×
×
  • Yeni Oluştur...