OHAL Ve KHK Mağdurları 4

[hepsiyah 2.059]

Adli27, 37 dakika önce yazdı:

Peki ben size bir soru sorayım.Büşra hanımın durumda siz olsanız sizin canınız yanmazmı? Kritersiz şekilde ret alsanız. Sadece kurum kanatiyle ret alsanız ne hissederdiniz? Bazı şeyler bazı insanların zoruna gider empati yapın.  Büşra hanım sonuna kadar haklı. Asker polis Adalet personeli Üvey evlat.

Hocam bakin benim iletimde busra hanimi analdigim yaziyor zaten ama busra hanim sendikanin neye bagli oldugu bilinir demesi yanlis. Zatwn 3 kurum sert bunu herkes biliyor buna uzulenlerden birisiyim ama busra hanim icini dokerken baska tarafi kirmis bu yanlis bence

[ozelharekat61 3.510]

BusnrYilmaz, 29 dakika önce yazdı:

@PinKiller @PinKiller  saka gibisiniz  soylediklerinize kendiniz bile inanmiyorsunuz tartismak icin yazmadim gorusumu yazdim.sadece bu benim fikrim beni baglar  katilmak zorunda degilsiniz suan egitimsen kimindir egitim bir sen kime aittir  turk egitim sen ayni sekilde hepsinin durumu bellidir öte yandan eltisinin gorumcesi ihrac diye asker at iade olamasın artik yoruldum. 

Öncelikle bende sadece eş durumundan kendimde hiçbir kriter olmadan ihraç olan biri olarak sizinle aynı fikirde değilim.Ben olaya şöyle bakıyorum ortada yapılan büyük bir haksızlık ve hukuksuzluk var ve size katıldığım buradaki tek nokta asker poliste kendisinde kriter olmasa bile yok kardeşinden yok eşinden yok babasından birsürü kişi kritersiz ihraç oldu evet.Ama bu kadar haksızlık hukuksuzlukta bence bakılması gereken bu çukurdan çıkan her kişi için sevinmek elbet sıra bir gün bize de gelecektir.

Şimdi siz diyorsunuz ki sendika biliniyordu bence öğretmenler bilerek üye oldu.O zaman bende size diyorum ki bugünkü başımızdaki siyasiler de bunların ne mal olduğunu adı gibi biliyorlardı ama çıkar ilişkisi için bunlarla birlikte oldular onlar hiçbirsey yapmamış hicbirseyi sebep olmamış gibi günlerini gün ederken gezip eğlenirken burda binlerce insan yarın evime ekmek götürebilir miyim tasasında.Yani işi kurcalarsanız bu işte en son yargılanacak kesim bizlerdik.Çünkü zamanında muhafazakar kesim bugünkü siyasilere o kadar inanmıştı ki millete ne dediler çocuklarınızı bunların okullarına gönderin bunların dershanelerine gönderin bunlar iyi insanlar yok Türkçe olimpiyatları yok hoca efendiler yok bilmem ne insanların gözünü boyadılar milleti oralara yönlendirdiler sonra birgün cıkıp dediler ki bunlar vatan haini kendilerine hicbirsey olmadı noldu olan onların yönlendirmesiyle sırf Allah inancıyla bunlara yönelen insanlara oldu.O yüzden burda suçlu aranacaksa emin olun o bizim aramızda değil

Velhasıl kelam 4 yıldır bu konuları konuşmaktan da gerçekten sıkıldım olaya sendikası olan öğretmen nasıl iade olur da ben olamam olarak değil de acaba hepimiz bu çukurdan nasıl çıkabiliriz diye bakmaya calısırsanız daha güzel olur diye düşünüyorum ben burda bir kişinin iadesini görünce kendim iade olmuş gibi seviyorum evet imreniyorum da içimden bende keşke iade olsam da diyorum ama gerçekten de her iade olan kişi icin çok seviniyorum ve tamemen sıfır kriterli takipsizlik almıs sadece eş durumundan ihraç olan biri olarak bunları söylüyorum.Sizin bu düşünceleriniz biraz bencilce oluyor herkesi düşünerek konuşalım sağlıcakla kalın 

Güncelleme • 3 Temmuz, 2020 • ozelharekat61

[BusnrYilmaz 243]

@ozelharekat61 beyefendi ben muhafazakar biri de degilim aleviyim yillarca alevi oldugumu saklamak zorunda kaldim suan da bu orgutle alakam olmadigini ispatlamak zorunda birakiliyorum bu tur olusumlara azicik sempatim olsa bu kadar zoruma gitmeyecek 30 ay oldu KYOK alali hala sonuc yok ret verilecek onun icin bile sira bekliyorum ben 2 yildir ret sirasi bekliyorum dusunun   daha da surecek bu bekleyis belli magduriyetinde magduriyetini   yasiyorum anlayacaginiz tükendim gercekten. 

[phit 48]

MSA, Bir saat önce yazdı:

 

Evet, ben de sonlara yaklaştıkça iade oranlarının artacağını %50 lerin üzerine çıkacağını düşünüyorum. 

[ozelharekat61 3.510]

BusnrYilmaz, 6 dakika önce yazdı:

@ozelharekat61 beyefendi ben muhafazakar biri de degilim aleviyim yillarca alevi oldugumu saklamak zorunda kaldim suan da bu orgutle alakam olmadigini ispatlamak zorunda birakiliyorum bu tur olusumlara azicik sempatim olsa bu kadar zoruma gitmeyecek 30 ay oldu KYOK alali hala sonuc yok ret verilecek onun icin bile sira bekliyorum ben 2 yildir ret sirasi bekliyorum dusunun   daha da surecek bu bekleyis belli magduriyetinde magduriyetini   yasiyorum anlayacaginiz tükendim gercekten. 

Sizi anlıyorum bende KYOK alalı 26 ay oldu hala bekliyorum ve her ne kadar çok ümitli olsam da sırf eş durumundan ret verebilecekleri durumu da aklıma geldikçe üzülüyorum ama ne yazıkki en üzücü durum su ki elimizden hicbirsey gelmiyor yapabileceğimiz tek şey beklemek ayrıca düşüncem şu ki beni bilerek sona bırakıyorlar ben gibi eşten akrabadan dolayı atılmış kritersizler bekletiliyor polis askerlerde ve bu bekleyiş inanın beni de çok yordu artık mücadele gücümü yitirmek üzereyim...

[BusnrYilmaz 243]

@ozelharekat61 o zaman beni en iyi siz anlayabilirsiniz sabir kalmadi .. cok uzgunum markette bile ise giremedim  

[Eylül 796]

BusnrYilmaz, Bir saat önce yazdı:

Sendikasi olan ogretmen kabul kritersizler askerler ret  bu kadar haksizlik olmaz artik sendika her ne kadar yasal bir  kuruluş olsa da bana gore banka daha masumdur banka herkese kamuya acik bir kurum herkes bilincli bilincisz kullanabilir ama sendikalar bellidir gorusleri bellidir suan bile her partinin bir sendikasi var  asil amacim sendika iadelerine laf etmek degil yapilan adaletsizlikleri göz onune sermek bu kadar olmaz artik dedirtiyorlar bize de yazik 

Size şu kadarını ifade edeyim banka vE sendika arasında hiçbir yok. Kim me amaçla bilsin ya da bilmesin. 

Ben eğitim bir sen üyesiydim. Bilmiyorsanız hükümete yakın olduğu söylenen bir sendika. Emin olun kimin kime yakın hiçbir fikrim yoktu. Çünkü sendikalarla ilgili araştıran biri değildim ki araştırmalıydım. Niye üye oldum: bir hocamız üniversite temsilcisi o kadar çok ısrar etti ki artık tamam dedim ve oldum. Açığa alı şıpım dönemde cemaatin bir sendikası olduğunu vE bunun bir kriter olduğunu öğrendim. O hoca gelip ısrarla beni bu sendikaya da üye yapabilirdi. Ve şu an böyle bir kriterim olurdu. Sizin gibi düşünen hatta bi halt yemeseydin ihraç olmazdım diyen akrabalarım İçin de delil olurdu. Bilmeden ya da bilip birilerinin müdürünün zoruyla üye olan olan o kadar çok kişi var ki  bilerek de üye olabilir di o da ayrı  hatta haberi olmadan üye yapılan ....

Dahası zamanında bir yatırım İçin banka arayışındayken annem ısrarla katılım olsun en azından caiz deniyor günaha girmeyelim dedi. Araştırdı babam ve bankanın cemaat bankası olduğunu bilmeyen pek azdır. Bank asyaya da gitti sırf katılım diye ama aklına yatmadı vE aldığımız banka yine hükümete yakınlığıyla bilinen bir bankaymış bunu da bu son dönemde öğrendim. Aklımıza yatsa oranlar alabilirdim de ve al sana bir kriter daha. 

Bunlar farklı yönde meydana gelseydi ister bilerek isteyerek ister bilmeyerek iki kriterle bekleyecektim. 

Bazen hiç kriterim yok derken karşıdakini suçlayıcı ifadeler kullanıyoruz. 

Ben dersane okul evde kalma vb olmayan biriyim ama şartlar farklı ilerleseydi evimden uzakta okusaydım belki biri gel güvenilir diyip kalacaktım da. Banka yok sendika yok program yok. 

Yok diye başkaları hak etti ben hak etmedim anlamına gelmiyor. 

Niyet okuyamayız. Genel hak vE hukuk çevresinde olaylara bakmalıyız. 

Bir kişi tüm bu olayların olacağını bilerek isteyerek yardım etmedi yanların bulunmadığı sürece silah eline alıp vatanına ihanet etmediği, işinde haksızlık kayırma yapmadığı sürece, kim ne amaçla yapsın kimseyi terörize hak etti deme hakkına sahip değiliz. 

Zaten bu nedenle birlik olamıyor hakkımız olanı alamıyoruz. Genel hak hukuk adalet çerçevesinden bakmadığımız sürece de böyle devam edecek. 

[vergici672 8.759]

Literatürde insanların düşünme sistemleri hep rasyonel olarak ele alınmıştır. Ancak 1970'ler sonrası yapılan çalışmalarda rasyoneliteden ciddi kaymalar olduğu görülmüştür ve insanların düşünme sistemleri üzerine ciddi teorik ve pratik çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaları yapan bilim insanları nobel ödülü sahibi olmuştur. Bu kısa açıklamayı yapma sebebim çeşitli kurumlara göre çeşitli kriterler uygulanmasındaki farklılıkların insanların düşünceleri üzerindeki etkilerini analiz etmektir.

1-Eğer komple rasyonel düşünseydik; bu durumda, başkasının ihraç edilmiş olup olmaması, iade olup olmaması bizi hiç bağlamazdı. Zira tamamen kendi durumumuz ile ilgili olurduk. Böyle bir durumda öğretmen iade olmuş, subay iade olamamış gibi bir kaygımız olmazdı.

2-Ancak insan doğası gereği tam olarak rasyonel olamamaktadır. Hakkaniyeti de aramaktadır. Örneğin herkesin trafikte sırasına uyduğu bir sıkışıklık durumunda insanlar isyan etmez iken aradan bazılarının adaletsizlik yaparak araya kaynaması insanları isyana sevk eder. Hatta ilk durumda daha fazla bekleyecek olsa bile ikinci durumu tercih etmez. Bu da insanın düşünce yapısındaki adaletten gelir. 

3-Şimdi bazı kurumlara karşı adaletsizlik yapıldığı açık. TSK, emniyet, adalet ve belli bir kaç kurum daha. Burada bu kurumlardan gelen kişilerin isyan etmesi de doğal, zira bir adaletsizlik var. Ancak düşünce sistematiğinde bir takım eksiklikler isyanın yanlış yöne gitmesine neden oluyor . Şöyle iki soru ile anlamaya çalışalım: diyelim ki MEB de TSK gibi yapsaydı. Hatta komisyon çok daha kötü davransa, herkesi reddetseydi, durumumuz bundan daha mı iyi olacaktı? Rasyonel bir insan buna şöyle cevap verir: benim için fark eden bir şey olmaz: beni ilgilendiren benim kararımdır sadece. Hakkaniyetli düşünce tarzında ise  bu durum istenilmezdi, zira bir çok kişi bu arada haksızlığa uğrayacaktı. İkinci sorumuz ise şu: bu kurumlarda olan kişilere haksızlığı yapan, diğer kurumlarda yaşayan mağdurlar mı, yoksa doğrudan adaletsizliği yapan kurum amir/bakan vb ile komisyon görevlileri mi? Açık bir şekilde burada cevap ikincisi. Şöyle bir örnek ile anlayabiliriz, çocukların olduğu bir yerde bir kaç çocuk cam kırıyor, cam kıran çocuklar disipline gidiyor, ama oraya gelen anne babalar kendi çocuklarını alıyorlar kenara. Kimi çocuğunu dövüyor, kimi ise dövmüyor (camı kıranlar disiplinde burada değil). Burada dayak yiyen çocuklara adaletsizlik yapıldığı kesin. Ama yapan dayak yemeyen çocuk mu yoksa dayak atan anne babalar mı? Peki diyelim ki, dayak atmayan anne babaların çocuklarından bir kısmı cam kıran çocukların arkadaşı ya da aynı sınıfta ya da aynı mahallede. Bu çocukların bu nedenle dayak yemesi gerekir mi?

4-İşin yasal kriter dediğimiz boyutuna gelirsek, burada insanların kendi inançları ya da felsefi düşünceleri gereği bir gruba yakın olmaları suç değildir. Suç ne zaman başlar derseniz? Suç yapılan işin "sonuçlarını öngörme" ve bu sonuçları "isteme" ile oluşur. Bu durumda bir cemaatin/tarikatın/grubun mensubu olmak ne suçtur, ne de bir disiplin cezası gerektirir. Ancak bu mensuplar, gidilen noktayı görebilecek durumdaysa, buna rağmen içeride kalmaya devam ediyorsa, artık suç ve ceza aşaması başlar (disiplin de buna dahil). İşte bu aşamadan sonra kriterli/kritersiz olma önem arz etmez. Zira artık kritersiz suçlular ve kritersiz masumlar gibi suç ile kriter arasındaki ilişkiyi koparan örneklemler doğacaktır. 

5-Sonuç ve özet olarak: siz suçlu değilsiniz, kritere sahip öğretmenler de suçlu değil, onların iade edilmesi haklı bir uygulama, sizin iade edilmemeniz ise haksız bir uygulama, bunların sorumlusu ise ne sizsiniz ne de o öğretmenler. Bunların yegane sorumlusu mağdurları bu duruma sokan yöneticiler ile yöneticilere bu mağduriyeti yaşatma fırsatı veren hainlerdir.

Not: Ben de kritersizim, benim cevabım gelmedi ama muhtemelen olumsuz olacak. Olumsuz olmasının sebebi ise beni ihraç listesine yazan kişilerin şu an komisyonda çalışmaları. Bırakın farklı bakanlığı, aynı bakanlık aynı birimde çalışan kişiler arasında bile MEB/TSK ayrımı kadar sert bir ayrım yapan bu kişiler yüzünden ihraç edildim ve muhtemelen mahkemeler yoluyla hakkımı alacağım. Bu kişilere şu ana kadar sadece iyiliğim dokundu, kimi ekmeğimi yedi, kimi arabama bindi, kimi başka türlü fayda gördü. Ama kıskançlık, haset, kin, ne derseniz deyin, insana mahsus huyları nedeniyle ihraç ettiler. Ben sorumluları biliyorum, bence sizler de öğrenin. 

[Soner 49]

Kalan dosyaların ekseriyeti 672 ve 677 olduğu kanaatindeyim 

[Karagöz 7.690]

vergici672, 8 dakika önce yazdı:

Literatürde insanların düşünme sistemleri hep rasyonel olarak ele alınmıştır. Ancak 1970'ler sonrası yapılan çalışmalarda rasyoneliteden ciddi kaymalar olduğu görülmüştür ve insanların düşünme sistemleri üzerine ciddi teorik ve pratik çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaları yapan bilim insanları nobel ödülü sahibi olmuştur. Bu kısa açıklamayı yapma sebebim çeşitli kurumlara göre çeşitli kriterler uygulanmasındaki farklılıkların insanların düşünceleri üzerindeki etkilerini analiz etmektir.

1-Eğer komple rasyonel düşünseydik; bu durumda, başkasının ihraç edilmiş olup olmaması, iade olup olmaması bizi hiç bağlamazdı. Zira tamamen kendi durumumuz ile ilgili olurduk. Böyle bir durumda öğretmen iade olmuş, subay iade olamamış gibi bir kaygımız olmazdı.

2-Ancak insan doğası gereği tam olarak rasyonel olamamaktadır. Hakkaniyeti de aramaktadır. Örneğin herkesin trafikte sırasına uyduğu bir sıkışıklık durumunda insanlar isyan etmez iken aradan bazılarının adaletsizlik yaparak araya kaynaması insanları isyana sevk eder. Hatta ilk durumda daha fazla bekleyecek olsa bile ikinci durumu tercih etmez. Bu da insanın düşünce yapısındaki adaletten gelir. 

3-Şimdi bazı kurumlara karşı adaletsizlik yapıldığı açık. TSK, emniyet, adalet ve belli bir kaç kurum daha. Burada bu kurumlardan gelen kişilerin isyan etmesi de doğal, zira bir adaletsizlik var. Ancak düşünce sistematiğinde bir takım eksiklikler isyanın yanlış yöne gitmesine neden oluyor . Şöyle iki soru ile anlamaya çalışalım: diyelim ki MEB de TSK gibi yapsaydı. Hatta komisyon çok daha kötü davransa, herkesi reddetseydi, durumumuz bundan daha mı iyi olacaktı? Rasyonel bir insan buna şöyle cevap verir: benim için fark eden bir şey olmaz: beni ilgilendiren benim kararımdır sadece. Hakkaniyetli düşünce tarzında ise  bu durum istenilmezdi, zira bir çok kişi bu arada haksızlığa uğrayacaktı. İkinci sorumuz ise şu: bu kurumlarda olan kişilere haksızlığı yapan, diğer kurumlarda yaşayan mağdurlar mı, yoksa doğrudan adaletsizliği yapan kurum amir/bakan vb ile komisyon görevlileri mi? Açık bir şekilde burada cevap ikincisi. Şöyle bir örnek ile anlayabiliriz, çocukların olduğu bir yerde bir kaç çocuk cam kırıyor, cam kıran çocuklar disipline gidiyor, ama oraya gelen anne babalar kendi çocuklarını alıyorlar kenara. Kimi çocuğunu dövüyor, kimi ise dövmüyor (camı kıranlar disiplinde burada değil). Burada dayak yiyen çocuklara adaletsizlik yapıldığı kesin. Ama yapan dayak yemeyen çocuk mu yoksa dayak atan anne babalar mı? Peki diyelim ki, dayak atmayan anne babaların çocuklarından bir kısmı cam kıran çocukların arkadaşı ya da aynı sınıfta ya da aynı mahallede. Bu çocukların bu nedenle dayak yemesi gerekir mi?

4-İşin yasal kriter dediğimiz boyutuna gelirsek, burada insanların kendi inançları ya da felsefi düşünceleri gereği bir gruba yakın olmaları suç değildir. Suç ne zaman başlar derseniz? Suç yapılan işin "sonuçlarını öngörme" ve bu sonuçları "isteme" ile oluşur. Bu durumda bir cemaatin/tarikatın/grubun mensubu olmak ne suçtur, ne de bir disiplin cezası gerektirir. Ancak bu mensuplar, gidilen noktayı görebilecek durumdaysa, buna rağmen içeride kalmaya devam ediyorsa, artık suç ve ceza aşaması başlar (disiplin de buna dahil). İşte bu aşamadan sonra kriterli/kritersiz olma önem arz etmez. Zira artık kritersiz suçlular ve kritersiz masumlar gibi suç ile kriter arasındaki ilişkiyi koparan örneklemler doğacaktır. 

5-Sonuç ve özet olarak: siz suçlu değilsiniz, kritere sahip öğretmenler de suçlu değil, onların iade edilmesi haklı bir uygulama, sizin iade edilmemeniz ise haksız bir uygulama, bunların sorumlusu ise ne sizsiniz ne de o öğretmenler. Bunların yegane sorumlusu mağdurları bu duruma sokan yöneticiler ile yöneticilere bu mağduriyeti yaşatma fırsatı veren hainlerdir.

Not: Ben de kritersizim, benim cevabım gelmedi ama muhtemelen olumsuz olacak. Olumsuz olmasının sebebi ise beni ihraç listesine yazan kişilerin şu an komisyonda çalışmaları. Bırakın farklı bakanlığı, aynı bakanlık aynı birimde çalışan kişiler arasında bile MEB/TSK ayrımı kadar sert bir ayrım yapan bu kişiler yüzünden ihraç edildim ve muhtemelen mahkemeler yoluyla hakkımı alacağım. Bu kişilere şu ana kadar sadece iyiliğim dokundu, kimi ekmeğimi yedi, kimi arabama bindi, kimi başka türlü fayda gördü. Ama kıskançlık, haset, kin, ne derseniz deyin, insana mahsus huyları nedeniyle ihraç ettiler. Ben sorumluları biliyorum, bence sizler de öğrenin. 

Bilimsel olarak da doğru, içerik olarak da doğru, bakış açısı olarak da doğru, çok başarılı bir yazı.