İçeriği gör
KHK Mağdurları Forum

KHK Mağdurları Gündem ve Gelişmeler

Önerilen Yorum

Danıştay 5. Dairesinin E:2021/1561 ve K:2021/3455 sayılı kararında, davacı, içeriği belli olmayan telefon görüşmelerinin delil olamayacağına dair AİHM ve Yargıtay kararlarının olduğunu beyan etmiş. İlgili Yargıtay kararını buldum ama bu konuda herhangi bir AİHM kararı bulamadım. Böyle bir AİHM kararı var mı? Sn. @Aklima bu konuda sizin bilginiz var mı?  


Dear Commission, your decision broke my heart, I think we should break up...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

HAKLARINDA SORUŞTURMA OLANLARLA GÖRÜŞME İRTİBAT VE İLTİSAK  DEĞİLDİR. @Aklima

 

Danıştay 5. Daire, 17.03.2022 tarihli ve 2017/3827 E., 2022/1158 K. Sayılı kararında; “davacının aynı adliyede görev yaptığı meslektaşlarıyla görüşmesinin hayatın olağan akışı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği; zira davalı idare tarafından da davacının karşı beyanlarının aksini ortaya koyar nitelikte, bu görüşmelerin FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibat boyutunda gerçekleştiğine dair dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı görülmüştür.

Netice itibarıyla, davacı hakkında somut herhangi bir bilgiye sahip olmadığı anlaşılan S.U. isimli tanığın beyanı, başka delillerle de desteklenmediğinden davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilmemiştir.”
Danıştay 5. Daire, 08.03.2022 tarihli ve 2017/1121 E.,  2022/840 K. Sayılı kararında;              “HTS analiz çalışmaları neticesinde düzenlenen 13.03.2017 tarihli raporda; davacının kullandığı telefon ile; haklarında FETÖ kapsamında soruşturma yürütülen bir kısım kişilerle görüşmesinin bulunduğunun belirtildiği ancak bu kişilerin genellikle yargı mensubu olduğu ve örgütün üst düzey yöneticisi olduklarına dair de bir tespite yer verilmediği” değerlendirmelerine yer verilmiştir. Netice itibarıyla, davacı hakkındaki Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının ... tarih ve Sor. No:.., K:... sayılı kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararında yer alan 13/03/2017 tarihli HTS Analiz Raporundaki tespitler, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koymaya yeterli bir delil olarak değerlendirilmemiştir.”

Danıştay 5. Daire, 15.11.2021 tarihli ve 2018/3379 E.  ,  2021/3672 K. Sayılı kararında; “şüphelinin (davacının) kullandığı telefon ile haklarında FETÖ kapsamında soruşturma yürütülen bir kısım kişilerle görüşmesinin bulunduğunun belirtildiği ancak bu kişilerin genellikle o dönem görevde olan yargı mensubu olduğu ve örgütün üst düzey yöneticisi olduklarına dair de bir tespite yer verilmediği...” yönündeki tespit de dikkate alındığında, davacı hakkındaki HTS analiz çalışmaları neticesinde düzenlenen söz konusu raporda yer alan tespitler davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koymaya yeterli bir delil olarak değerlendirilmemiştir.”
Danıştay 5. Daire Başkanlığı         2017/695 E.  ,  2022/3474 K. 25.05.2022
"... HTS analiz çalışmaları neticesinde düzenlenen 18/03/2017 tarihli raporlarda; sanığın kullandığı telefon ile; haklarında FETÖ kapsamında soruşturma yürütülen bir kısım kişilerle ve kuruluşlarla (...Üniversitesi ile farklı zamanlarda 10 defa, ...Hastanesi ile 4 ve Kimse Yok Mu Derneği ile 88 defa görüşmesinin bulunduğu tespit edilmiştir.) ancak bu kişilerin genellikle o dönem görevde olan yargı mensubu olduğu ve bahse konu örgütün üst düzey yöneticisi olduklarına dair de bir tespite veya delile yer verilmediği..." tespitine yer verilmiştir.” 
- Danıştay 5. Daire, 22.12.2021 tarihli ve  2016/58109 E., 2021/4695 K. Sayılı kararında;  “davacının, FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve/veya iltisaklı olduğunu gösterir delil niteliğinde olduğu belirtilen cep telefonuna ait HTS kayıtlarının incelemesi sonucunda belirli bir periyot veya yoğunluk tespiti yapılmaksızın, yalnızca hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle ilgili soruşturma yürütülen kişilerle görüşmelerinin bulunması hususunun tespit edilmiş olmasının, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyacak yeterlikte tespitler olarak değerlendirilmemiştir.”
- Danıştay 5. Daire, 22.12.2021 tarihli ve   2017/2403 E., 2021/4692 K. Sayılı kararında; “Davacıya ait HTS kayıtlarının incelemesi sonucunda, belirli bir periyot veya yoğunluk tespiti yapılmaksızın, yalnızca FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hakkında soruşturma yürütülen kişilerle telefon görüşmelerinin bulunduğu iddiası, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koymaya yeterli bir delil olarak değerlendirilmemiştir.”
- Danıştay 5. Daire, 03.02.2022 tarihli ve 2016/42536 E.,  2022/163 K. Sayılı kararında;     “davacı hakkında düzenlenen 17/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacıya ait HTS kayıtları ile ilgili olarak belirli bir periyot veya yoğunluk tespiti yapılmaksızın, yalnızca FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kapsamında hakkında soruşturma yürütülen kişilerle telefon görüşmelerinin bulunduğu tespiti, başka delillerle de desteklenmediğinden davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilmemiştir”

SORUŞTURMANIN OLMASI İRTİBAT Lİ VE İLTİSAKLI OLAMAYACAĞI. @Aklima

 

1) Danıştay 5. Daire, 01.12.2021 tarihli ve 2016/57023 E.  ,  2021/4222 K. Sayılı kararında; “davalı idare tarafından, "Davacı hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği iddiası ile .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...esasına kayden kamu davası açılması" denilmek suretiyle, belirtilen hususun davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve/veya iltisaklı olduğunu gösterir delil niteliğinde olduğu ileri sürülmüş ise de, salt davacı hakkında silahlı terör örgütüne üyelik suçundan .... Ağır Ceza Mahkemesinin E:...sayısına kayden kamu davası açılmış olmasının davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilmesine masumiyet karinesi gereğince olanak bulunmamaktadır.
Netice itibarıyla, salt davacı hakkında silahlı terör örgütüne üyelik suçundan kamu davası açılmış olması davacının FETÖ terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koyan bir delil olarak değerlendirilmesine olanak bulunmadığı”
2) Danıştay 5.Daire, 24/05/2022 tarihli ve 2016/57235 E., 2022/3473 K. Sayılı kararında; “yalnızca haklarında FETÖ/PDY kapsamında soruşturma yürütülen bir kısım kişilerle telefon görüşmesinin bulunduğu iddiası, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat ve iltisakını ortaya koymaya yeterli bir delil olarak değerlendirilmemiştir.”


 


VardırBirHayr

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Sayın sereneness 

hayırlı olsun.

akademik iseniz YÖK TEN aramış olmaları da lazım. tercih için...

en kısa sürede göreve de başlamanız dileğiyle

 


679 Yök İD

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
sereneness, 24 dakika önce yazdı:

Arkadaşlar mrb;

Dün gece iade kararımı gördüm. Rabbim sizlere de en yazın zamanda nasip etsin.

Konut kredisi çekmiş, çok önceden kapatmıştım. Banka hesabımı da kapatmıştım. Sizlere de umut olur inş

Gözünüz aydın oldun darısı  bekleyenlere inşallah 


672 KHK sendika SGK  kabul

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Demirci, 2 saat önce yazdı:

Danıştay 5. Dairesinin E:2021/1561 ve K:2021/3455 sayılı kararında, davacı, içeriği belli olmayan telefon görüşmelerinin delil olamayacağına dair AİHM ve Yargıtay kararlarının olduğunu beyan etmiş. İlgili Yargıtay kararını buldum ama bu konuda herhangi bir AİHM kararı bulamadım. Böyle bir AİHM kararı var mı? Sn. @Aklima bu konuda sizin bilginiz var mı?  

Nazlı ılıcak kararı herhalde 


VardırBirHayr

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Vardırbirhayr, 46 dakika önce yazdı:

Nazlı ılıcak kararı herhalde 

Öyleyse, davacının verdiği bilgi doğru değil bence zira linkini aşağıda sunduğum kararda, mevzu, görüşmenin içeriğinin belirlenip belirlenememesinden ziyade, suç teşkil edip etmediği ve kişinin mesleği gereği hayatın normal seyrine uygun olup olmaması.

https://www.google.com/url?sa=t&source=web&rct=j&url=https://hudoc.echr.coe.int/fre%23%7B%22itemid%22:[%22001-80032%22]%7D&ved=2ahUKEwit0p2Ak9_5AhVsQ_EDHaJnBnMQFnoECBEQAQ&usg=AOvVaw3p3sejGl3NqthBusqr35ji


Dear Commission, your decision broke my heart, I think we should break up...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Demirci, 12 dakika önce yazdı:

Öyleyse, davacının verdiği bilgi doğru değil bence zira linkini aşağıda sunduğum kararda, mevzu, görüşmenin içeriğinin belirlenip belirlenememesinden ziyade, suç teşkil edip etmediği ve kişinin mesleği gereği hayatın normal seyrine uygun olup olmaması.

https://www.google.com/url?sa=t&source=web&rct=j&url=https://hudoc.echr.coe.int/fre%23%7B%22itemid%22:[%22001-80032%22]%7D&ved=2ahUKEwit0p2Ak9_5AhVsQ_EDHaJnBnMQFnoECBEQAQ&usg=AOvVaw3p3sejGl3NqthBusqr35ji

h) Haklarında Soruşturma Olan Kişilerle İletişim Kaydımın (HTS kaydı) Bulunması Suçlamasına İlişkin Açıklamalarım

AİHM Ilıcak (no.2) v. Türkiye kararında ; başvurucunun daha sonra ceza kovuşturmasına konu olan basında çalışan kişilerle yaptığı telefon görüşmelerinin, içeriğine ilişkin herhangi bir suçlayıcı delil bulunmadığı takdirde, bir gazetecinin meslek hayatının normal seyrine uygun hareketler olduğuna ve başvurucuya isnat edilen suçları işlediğinden şüphelenmek için makul gerekçeler olarak kabul edilemeyeceğine karar vermiştir. (p.152)

Bu karar doğrultusunda, içeriğinde suç unsuru bulunduğuna ilişkin bir suçlama bulunmayan, hayatın olağan akışına uygun olarak görüştüğüm ve haklarında daha sonra soruşturma açılan kişilerle iletişim kaydımın bulunması suçlamasının kamu görevinden çıkarılmama dayanak yapılması hukuka aykırı olup, bu nedenle dava konusu işlemin iptali gerekir.

Bu nedenle, dava konusu işlem hukuka aykırı olduğu gibi, bu işleme karşı açtığım davanın reddi yönünde tesis edilen İdare Mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapmış olduğum istinaf başvurusunun reddi yönünde tesis edilen Bölge İdare Mahkemesi kararı da hukuka aykırıdır.

Yukarıda paylaştığım açıklama Av. Nevra kadıgil  hanımefendinin dava dilekçesinden alıntıdır. 


VardırBirHayr

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Vardırbirhayr, 7 dakika önce yazdı:

h) Haklarında Soruşturma Olan Kişilerle İletişim Kaydımın (HTS kaydı) Bulunması Suçlamasına İlişkin Açıklamalarım

AİHM Ilıcak (no.2) v. Türkiye kararında ; başvurucunun daha sonra ceza kovuşturmasına konu olan basında çalışan kişilerle yaptığı telefon görüşmelerinin, içeriğine ilişkin herhangi bir suçlayıcı delil bulunmadığı takdirde, bir gazetecinin meslek hayatının normal seyrine uygun hareketler olduğuna ve başvurucuya isnat edilen suçları işlediğinden şüphelenmek için makul gerekçeler olarak kabul edilemeyeceğine karar vermiştir. (p.152)

Bu karar doğrultusunda, içeriğinde suç unsuru bulunduğuna ilişkin bir suçlama bulunmayan, hayatın olağan akışına uygun olarak görüştüğüm ve haklarında daha sonra soruşturma açılan kişilerle iletişim kaydımın bulunması suçlamasının kamu görevinden çıkarılmama dayanak yapılması hukuka aykırı olup, bu nedenle dava konusu işlemin iptali gerekir.

Bu nedenle, dava konusu işlem hukuka aykırı olduğu gibi, bu işleme karşı açtığım davanın reddi yönünde tesis edilen İdare Mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapmış olduğum istinaf başvurusunun reddi yönünde tesis edilen Bölge İdare Mahkemesi kararı da hukuka aykırıdır.

Yukarıda paylaştığım açıklama Av. Nevra kadıgil  hanımefendinin dava dilekçesinden alıntıdır. 

Burada mevzu dogrudan telefon görüşmesinin "içeriğinin belli olup olmaması" olarak ifade edilmemisse de, "içeriğinin suç teşkil edip etmedigi" şeklinde belirtilmiş (zaten bu hususu dilekçemde belirttim).

Ancak, aslında, asagidaki orijinal metinde bu hususlardan doğrudan bahsedilmemis, içerik kelime olarak bile gecmemis (yani belirttiğiniz metni yazan kişi yorumla mevzuyu biraz genişletmis gibi): 

As regards the suspicions based on other material (in particular, the applicant’s telephone calls to figures who were subsequently prosecuted, financial documents corresponding to the payment of
the applicant’s salaries, the fact that she was identified in an exchange between third parties on ByLock, an encrypted messaging tool, as a person of influence capable of transmitting to public opinion a message falling within the scope of the freedom of the press), the Court considered that
these facts could not be regarded as relevant to a finding that there were plausible grounds for suspecting the applicant of belonging to a terrorist organisation or of attempting to overthrow the constitutional order. On the face of it, these facts could not be distinguished from the legitimate
activities of an investigative journalist or a political opponent. They fell within the scope of the applicant’s freedom of expression and freedom of the press, as guaranteed by national law and the Convention. The material in question, taken together, did not show that the applicant was pursuing
an aim which might have breached the legitimate restrictions imposed on those freedoms. Her acts, as revealed by the material, could therefore be presumed to have been in conformity with national
law and with the Convention.


Dear Commission, your decision broke my heart, I think we should break up...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Arkadaşlar ben PDR mezunuyum , rehber öğretmen olarak kurs merkezlerinde çalışabiliyor muyuz? Orası da mı engel koyuyor. Özel okulları biliyorum ama bu kurslarda çalışma şansı var mı? Bir kişi çalışan duydum ama sigortasız mi çalışıyor acaba bilmiyorum...


686 KHK-Ret- bylock - samsun Bamda

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • Bize eşit şartlarda mücadele imkanı vermediler ki gerçekten ne kadar nitelikli olduğumuzu gösterelim. Hileli zarların olduğu bir oyunun içinde bulduk kendimizi. Şartların eşit olmadığı, zarların hileli olduğu bir oyunda hayatta kalmak bile çok büyük bir başarı. Tüm olumsuzluklara rağmen mücadeleden vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz, mücadele edeceğiz. Eninde sonunda kazanacağız, buna şüphe yok. Bize düşen görev, o gün gelene kadar ilk önce akıl sağlığımızı, sonra beden sağlığımızı korumak ve azimle ve inadına yaşamak.  Her birimiz farklı ailelerde, farklı kültürlerde, çok farklı şartlar altında yaşadık, büyüdük ve bu günlere geldik. Hepimizin başına aynı olay gelmiş olsa da, herkesin tepkisi, reaksiyonu, hissettiği şeyler, dayanma eşiği vs farklı. Ama işin özü bence haklı olduğumuzu bildiğimiz böyle bir durumda dirayetli olup yaşamaya devam etmek. Tüm olumsuzluklara rağmen yaşayacağız ve ileride tüm haklarımızı aldığımız günlere akıl ve beden sağlığımız tam olarak ulaşacağız. 
    • Hocam, kendinize haksızlık etmeyin. Devlet söz vermiş 657ye uyduğun sürece sorun yok demiş. Birçok kişi de buna güvenip kendini o memuriyet için hazırlamıştı ve o işe kendini adamıştı. Özellikle belli bir yaştan sonra gerçekten zordu bu işler. Birçok kişiye de yedikleri damga çok ağır geldi, yeni bir hayat kurmak için o psikolojik gücü kendilerinde bulamadılar. Bunun üstüne uğraştığımız davaları parçalanan aileleri ekleyin. Hayatta kalabilmeniz bile başarı aslında.
    • 8 sene geçti ve hiç bir şey değişmedi. Parkomatta  çalışdım, inşaatlarda çalıştım, tarla işlerinde çalıştım, bir buçuk sene kadar dershanede çalıştım (depremden sonra kapandı) fabrikada 3-5 ay çalıştım ödeme sorunu olunca  ayrıldım yine inşaattayım. 8 yılda bir kazmaya sap olamadım, ortalamaya baksan 8 yıl asgari ücret altında kazandım. Hep günü kurtarma uğraşıyla  geçti 8 sene. Bu 8  sene bana ne kadar beceriksiz işe yaramaz olduğumu gösterdi. Bazen düşünüyorum nasıl bir günahım varmışta bu duruma düştüm ve kurtulamıyorum ... Ülkenin hukuk olsun adalet olsun ekonomi olsun vesaire memnun değilizya, ben bunun bin katı kendimden memnun değilim ...
    • Yeminle şaka gibiyiz ya. Herkese açık bir forumda birbirine dilekçe dava danışan, fikir alış verişi yapan, sabır tavsiye eden, gündem hakkında analizler yapan "terörist" mi olur arkadaş? İçinde olmasak tam bir komedi değil mi şu durum aslında? 8 sene be.
    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
×
×
  • Yeni Oluştur...