İçeriği gör
KHK Mağdurları Forum

KHK Mağdurları Gündem ve Gelişmeler

Önerilen Yorum

Editör

Komisyondan karar bekleyenlerin kurumu nedir? 

YÖK %20,6

DİB %11,1

BAKANLIKLAR %30,2

DİĞER %38,2

199 oy·Kesin sonuçlar


KHK Forum Editörü | 686 khk

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Aklima, 8 saat önce yazdı:

Günaydınlar,

Durumda değişen bir şey yok.

Bu arada elimde olmayan nedenlerle forumda fazla kalamıyorum.

Dikkatimi Karagöz hocam çekti. Sabırlısınız vesselam.

Ben de katılıyorum bu görüşe. İyice yalnız bıraktık sizi hocam.


KHK Forum Editörü - 672 Maliye - VDK

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Dostlar, daha önce başımıza gelenlerin bir gün gelip genocide kapsamına alınıp alınamayacağını tartışmıştık. KHK mağdurları olarak bir tek etnik gruptan müteşekkil olmadığımız için, genocide'ın BM'deki tanımına oturmadığımız düşüncesi ağır basmıştı:

The United Nations Genocide Convention, which was established in 1948, defines genocide as "acts committed with intent to destroy, in whole or in part, a national, ethnic, racial or religious group, as such" including the killing of its members, causing serious bodily or mental harm to members of the group, deliberately imposing living conditions that seek to "bring about its physical destruction in whole or in part", preventing births, or forcibly transferring children out of the group to another group. Victims have to be deliberately, not randomly, targeted because of their real or perceived membership of one of the four groups outlined in the above definition.

Google çevirisi: 1948'de kurulan Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi, soykırımı "ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu tamamen veya kısmen yok etme niyetiyle işlenen fiiller" olarak tanımlar. grubun üyelerine ciddi bedensel veya zihinsel zarar vermek, kasten "fiziksel olarak tamamen veya kısmen yok etmeye" yönelik yaşam koşulları dayatmak, doğumları önlemek veya çocukları zorla gruptan başka bir gruba nakletmek. Mağdurlar, yukarıdaki tanımda özetlenen dört gruptan birine gerçek veya algılanan üyelikleri nedeniyle rastgele değil, kasıtlı olarak hedef alınmalıdır.

Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Genocide

Ancak konuyla ilgili olarak, yeni Cambodian Genocide'dan haberim oldu. Özetle, 1975-1979 arasında Kamboçya'da gücü ele geçiren Pol Pot ve partisi Khmer Rouge, kendilerine muhalif gördükleri ve hatta muhalif olabileceğinden şüphelendikleri herkesi kıyıma uğratmışlar. Konuyu özetlemesi açısından:

The Khmer Rouge regime frequently arrested and often executed anyone who it suspected of having connections with the former Cambodian government or foreign governments, as well as professionals, intellectuals, the Buddhist monkhood, and ethnic minorities. Even those people who were stereotypically thought of as having intellectual qualities, such as wearing glasses or speaking multiple languages, were executed out of fear that they would rebel against the Khmer Rouge.

Google çevirisi: Kızıl Kmer rejimi, eski Kamboçya hükümeti veya yabancı hükümetlerin yanı sıra profesyoneller, entelektüeller, Budist rahipler ve etnik azınlıklarla bağlantıları olduğundan şüphelendiği kişileri sık sık tutukladı ve idam etti. Gözlük takmak veya birden fazla dil konuşmak gibi klişe olarak entelektüel niteliklere sahip olduğu düşünülen insanlar bile, Kızıl Kmerlere karşı isyan edecekleri korkusuyla idam edildi.

Bu olaylar serisi, Khmer Rouge'un devrilmesinden sonra yerine gelen Kamboçya hükumeti tarafından Cambodian Genocide olarak tanındı ve hatta 2013 yılında bunu inkar etmeyi yasaklayan bir kanun bile yapıldı.

Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Cambodian_genocide

Yaşadıklarımıza bu açıdan bakarsak bir gün gelince Turkish Citizen Genocide olarak tanınması imkansız görünmüyor. Kendi açımdan istediğim tek nokta eleştirsem bile vatanım olan Türkiye'nin değil, bu işin asıl faillerinin suçlanması olur. Aslında Türkiye de burada mağdur.

Bu arada Sayın @Aklima komutanıma ve Sayın @vergici672 emmiye destekleri için teşekkür ediyorum. Gerçekten sizsiz çok eksik forum.

 

  • Beğeni 7
  • Onaylama 1

TÜBİTAK'tan ihraç. KHK bursuyla PHD. Kesinleşmiş beraat

 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

679 tarım Bakanlığına bağlı il müdürlüğü engelli işçi adli beraat a bendinden  2 gizli tanık marifeti ama bir birlerini yalanlayan gizli tanık

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk

 

Karagöz, Bir saat önce yazdı:

Dostlar, daha önce başımıza gelenlerin bir gün gelip genocide kapsamına alınıp alınamayacağını tartışmıştık. KHK mağdurları olarak bir tek etnik gruptan müteşekkil olmadığımız için, genocide'ın BM'deki tanımına oturmadığımız düşüncesi ağır basmıştı:

The United Nations Genocide Convention, which was established in 1948, defines genocide as "acts committed with intent to destroy, in whole or in part, a national, ethnic, racial or religious group, as such" including the killing of its members, causing serious bodily or mental harm to members of the group, deliberately imposing living conditions that seek to "bring about its physical destruction in whole or in part", preventing births, or forcibly transferring children out of the group to another group. Victims have to be deliberately, not randomly, targeted because of their real or perceived membership of one of the four groups outlined in the above definition.

Google çevirisi: 1948'de kurulan Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi, soykırımı "ulusal, etnik, ırksal veya dini bir grubu tamamen veya kısmen yok etme niyetiyle işlenen fiiller" olarak tanımlar. grubun üyelerine ciddi bedensel veya zihinsel zarar vermek, kasten "fiziksel olarak tamamen veya kısmen yok etmeye" yönelik yaşam koşulları dayatmak, doğumları önlemek veya çocukları zorla gruptan başka bir gruba nakletmek. Mağdurlar, yukarıdaki tanımda özetlenen dört gruptan birine gerçek veya algılanan üyelikleri nedeniyle rastgele değil, kasıtlı olarak hedef alınmalıdır.

Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Genocide

Ancak konuyla ilgili olarak, yeni Cambodian Genocide'dan haberim oldu. Özetle, 1975-1979 arasında Kamboçya'da gücü ele geçiren Pol Pot ve partisi Khmer Rouge, kendilerine muhalif gördükleri ve hatta muhalif olabileceğinden şüphelendikleri herkesi kıyıma uğratmışlar. Konuyu özetlemesi açısından:

The Khmer Rouge regime frequently arrested and often executed anyone who it suspected of having connections with the former Cambodian government or foreign governments, as well as professionals, intellectuals, the Buddhist monkhood, and ethnic minorities. Even those people who were stereotypically thought of as having intellectual qualities, such as wearing glasses or speaking multiple languages, were executed out of fear that they would rebel against the Khmer Rouge.

Google çevirisi: Kızıl Kmer rejimi, eski Kamboçya hükümeti veya yabancı hükümetlerin yanı sıra profesyoneller, entelektüeller, Budist rahipler ve etnik azınlıklarla bağlantıları olduğundan şüphelendiği kişileri sık sık tutukladı ve idam etti. Gözlük takmak veya birden fazla dil konuşmak gibi klişe olarak entelektüel niteliklere sahip olduğu düşünülen insanlar bile, Kızıl Kmerlere karşı isyan edecekleri korkusuyla idam edildi.

Bu olaylar serisi, Khmer Rouge'un devrilmesinden sonra yerine gelen Kamboçya hükumeti tarafından Cambodian Genocide olarak tanındı ve hatta 2013 yılında bunu inkar etmeyi yasaklayan bir kanun bile yapıldı.

Kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/Cambodian_genocide

Yaşadıklarımıza bu açıdan bakarsak bir gün gelince Turkish Citizen Genocide olarak tanınması imkansız görünmüyor. Kendi açımdan istediğim tek nokta eleştirsem bile vatanım olan Türkiye'nin değil, bu işin asıl faillerinin suçlanması olur. Aslında Türkiye de burada mağdur.

Bu arada Sayın @Aklima komutanıma ve Sayın @vergici672 emmiye destekleri için teşekkür ediyorum. Gerçekten sizsiz çok eksik forum.

 

Kambocyada Kizil Kmerlerin en az 700.000 (2 milyon diyenler de var) Kambocyaliyi öldürdüğü tahmin ediliyor, dolayısıyla, khklilarin mevcut durumunu bu kapsamda değerlendirmek, soykırım mevzusunu sulandırmak olur. Bunu Türkiye'de sonraki bir hükümet kabul etse bile (ki kabul etmez), başta BM olmak üzere uluslararası camia kabul etmeyecektir zira emsalen soykırım iddiasıyla başvuracak dünya üzerindeki çeşitli insan hakları mağdurlarının talepleriyle kimse baş edemez.

Güncelleme • • Konuk

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Ayaz54, 52 dakika önce yazdı:

Vallahi konuşması bile insanı rahatlatıyor sürekli dile getirir umarım sn Kılıçdaroğlu sağolsun cidden eskiden kendisini hic sevmezdim yalan yok ama su an fazlasıyla saygı duyuyorum kendine

  • Beğeni 7
  • Onaylama 2

679 KHK-KYOK-İnceleme devam ediyor-Sd Kart:DİL 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
ozelharekat61, 1 dakika önce yazdı:

Vallahi konuşması bile insanı rahatlatıyor sürekli dile getirir umarım sn Kılıçdaroğlu sağolsun cidden eskiden kendisini hic sevmezdim yalan yok ama su an fazlasıyla saygı duyuyorum kendine

Bu gibi şeyleri diğer ittifak üyeleri de dillendirse seçimi beklemeden bu iş çözülecek aynı emekli Bayram ikramiyeleri gibi sadece chp yetmiyor 

  • Beğeni 6
  • Onaylama 1

679 tarım Bakanlığına bağlı il müdürlüğü engelli işçi adli beraat a bendinden  2 gizli tanık marifeti ama bir birlerini yalanlayan gizli tanık

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Komisyondaki yavaşlama ( hiç karar çıkmıyor nerdeyse) muhalefetin KHK mağdurlarını daha çok dillendirmesine bir tepki mi acaba?  Ne dersiniz düşünceleriniz neler?

  • Kahkaha 1
  • Katılmama 1

672 KHK - İncelemeye Devam- Sendika

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
672_meb, 9 dakika önce yazdı:

Komisyondaki yavaşlama ( hiç karar çıkmıyor nerdeyse) muhalefetin KHK mağdurlarını daha çok dillendirmesine bir tepki mi acaba?  Ne dersiniz düşünceleriniz neler?

Koyunlar ömrünü kurttan korkarak geçirir. Halbuki sonunda koyunu yiyen çobandır.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
tozkoparan, 2 saat önce yazdı:

 

Kambocyada Kizil Kmerlerin en az 700.000 (2 milyon diyenler de var) Kambocyaliyi öldürdüğü tahmin ediliyor, dolayısıyla, khklilarin mevcut durumunu bu kapsamda değerlendirmek, soykırım mevzusunu sulandırmak olur. Bunu Türkiye'de sonraki bir hükümet kabul etse bile (ki kabul etmez), başta BM olmak üzere uluslararası camia kabul etmeyecektir zira emsalen soykırım iddiasıyla başvuracak dünya üzerindeki çeşitli insan hakları mağdurlarının talepleriyle kimse baş edemez.

Katılıyorum sayı yönü var işin, ancak tanımda "yok etme niyetiyle işlenen fiiller" dediği için başarılı olması illa gerekmediği anlamı çıkıyor. Bu şekilde düşünürsek, mevcut işlemlerin ailelerle beraber milyona yakın insanı hedef aldığı, bunların bir bölümünde gerçek anlamda kıyıma yol açtığı, geri kalanında sivil ölüme sonuç verdiği gerçek. Ölü değilsin ama yaşamıyorsun da.

Ama şunda da haklısınız, bu çok siyasileşmiş bir kavram. BM sokmak istese sokar, ancak Türkiye'yi zaten halihazırda suçladığı bir genocide var elinde. Özellikle bir gün mevcut rejimi hedef alırsa bundan faydalanabilir, ancak beklemiyorum. Gelecek hükumet de kendisinden öncekini tekrar gelememesi için bir şeyler ile suçlamak isteyecektir. Ama orada da elinde suçlayacağı zaten o kadar çok şey var ki...


TÜBİTAK'tan ihraç. KHK bursuyla PHD. Kesinleşmiş beraat

 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • Bize eşit şartlarda mücadele imkanı vermediler ki gerçekten ne kadar nitelikli olduğumuzu gösterelim. Hileli zarların olduğu bir oyunun içinde bulduk kendimizi. Şartların eşit olmadığı, zarların hileli olduğu bir oyunda hayatta kalmak bile çok büyük bir başarı. Tüm olumsuzluklara rağmen mücadeleden vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz, mücadele edeceğiz. Eninde sonunda kazanacağız, buna şüphe yok. Bize düşen görev, o gün gelene kadar ilk önce akıl sağlığımızı, sonra beden sağlığımızı korumak ve azimle ve inadına yaşamak.  Her birimiz farklı ailelerde, farklı kültürlerde, çok farklı şartlar altında yaşadık, büyüdük ve bu günlere geldik. Hepimizin başına aynı olay gelmiş olsa da, herkesin tepkisi, reaksiyonu, hissettiği şeyler, dayanma eşiği vs farklı. Ama işin özü bence haklı olduğumuzu bildiğimiz böyle bir durumda dirayetli olup yaşamaya devam etmek. Tüm olumsuzluklara rağmen yaşayacağız ve ileride tüm haklarımızı aldığımız günlere akıl ve beden sağlığımız tam olarak ulaşacağız. 
    • Hocam, kendinize haksızlık etmeyin. Devlet söz vermiş 657ye uyduğun sürece sorun yok demiş. Birçok kişi de buna güvenip kendini o memuriyet için hazırlamıştı ve o işe kendini adamıştı. Özellikle belli bir yaştan sonra gerçekten zordu bu işler. Birçok kişiye de yedikleri damga çok ağır geldi, yeni bir hayat kurmak için o psikolojik gücü kendilerinde bulamadılar. Bunun üstüne uğraştığımız davaları parçalanan aileleri ekleyin. Hayatta kalabilmeniz bile başarı aslında.
    • 8 sene geçti ve hiç bir şey değişmedi. Parkomatta  çalışdım, inşaatlarda çalıştım, tarla işlerinde çalıştım, bir buçuk sene kadar dershanede çalıştım (depremden sonra kapandı) fabrikada 3-5 ay çalıştım ödeme sorunu olunca  ayrıldım yine inşaattayım. 8 yılda bir kazmaya sap olamadım, ortalamaya baksan 8 yıl asgari ücret altında kazandım. Hep günü kurtarma uğraşıyla  geçti 8 sene. Bu 8  sene bana ne kadar beceriksiz işe yaramaz olduğumu gösterdi. Bazen düşünüyorum nasıl bir günahım varmışta bu duruma düştüm ve kurtulamıyorum ... Ülkenin hukuk olsun adalet olsun ekonomi olsun vesaire memnun değilizya, ben bunun bin katı kendimden memnun değilim ...
    • Yeminle şaka gibiyiz ya. Herkese açık bir forumda birbirine dilekçe dava danışan, fikir alış verişi yapan, sabır tavsiye eden, gündem hakkında analizler yapan "terörist" mi olur arkadaş? İçinde olmasak tam bir komedi değil mi şu durum aslında? 8 sene be.
    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
×
×
  • Yeni Oluştur...