İçeriği gör
KHK Mağdurları Forum

KHK Mağdurları Gündem ve Gelişmeler

Önerilen Yorum

derman, Bir saat önce yazdı:

çok üzüldüm  geçmiş olsun ,  686 KHK,  banka + SGK  dan bekleyen biri olarak bu kararları görünce korkum ve kaygım her gün  biraz daha artıyor. Kurbanlık koyunlar gibi sıramızı bekliyoruz .  Allah sonumuzu hayır etsin 

Beraat kararınız var mı?  Talimatli hereket olmadığına dair beraat kararında geçiyorsa çok faydalı olur. 


667 EGM

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Muhtemel duyduğumuz bu kararlar 4-8 Ocak haftasına ait böyle giderse ay sonunda komisyon 700-900 arası dosya daha inceledik kalan dosya 13.500 lere indi kabul de 13 bin 400 lerde denebilir ret alanlara sabır dilerim geçmiş olsun. 

Anlaşılan o ki kişinin beraat ya da takipsizlik kararı alması önemsiz bu net kişinin irtibat ve iltisakı yönünden değerlendirme yapıyor komisyon ve bu sebeple çemberi de epey dar tutuyor mesela banka kriteri ve belli dönemlerde para artışı terörist başının talimatı dönemlerine denk geliyor ise ?? oluyor ya da bazı kurumlarda tanık beyanları yargılanması vs ret gerekçesi olabiliyor kişinin masumiyet karinesi göz ardı edilebiliyor sanırım komisyon kurulurken suçlu suçsuz ayrımı yapılacağı algısı oluştu ya da böyle lanse edildi ancak gelinen noktada komisyon kriterleri üzerinde bir değerlendirme yapıp ret/kabul veriyor sanırım bu sene son bulacak gibi hızlı başladılar gibi geliyor bakalım 

Güncelleme • • altuğ
Harf hatasi

672 Enerji Bak. 23 Mayıs kabul sistemde

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Esasında süreç bir doğrultuda, planlı ilerliyor,  bunun farkına varıp görmemiz gerekiyor.

1- Önce Bakanlıklar'da en güvenilir kişilere resmi olmayan görevler verilerek fişleme listeleri hazırlandı. Bunu nereden anlıyoruz, konuyla ilgili İnternette araştırırsanız o dönemde basında (örnek vermek gerekirse MEB'le ilgili) fişleme listeleri hakkında çokça haberler çıktığını görürsünüz (Dönem 2013-2015). Bunların nerede kullanılacağını, neden yapıldığını bilmiyoruz.

İşte örnek haberler:

https://www.habererk.com/guncel/meb39de-fisleme-skandali-h1021.html

https://www.google.com/amp/s/www.habererk.com/amp/insan-haklari-ve-adalet/meb39deki-fislemeler-yargiya-tasindi-h3144.html

Muhtemel o dönemde bu suç duyurusunda Bakanlık müfettişlerinin hepsi sonrasında ihraç olmuştur.

2- 15 Temmuz 2016 sonrasında ise tüm bakanlıklar da hazırda tutulan listeler işleme konularak ihraçlar bir gece de yapıldı. Özellikle 672 KHK'da ve MEB'te darbeden 45 gün gibi kısa bir sürede (aradan geçen 30 iş gününde) sadece MEB'te 28.163 kişi toplam da 50.643 kişi hakkında tahkikat yapıp liste oluşturmaları çok gerçekçi gelmiyor.

3-Süreci sıcağı sıcağına en iyi gören yazı Eylül 2016'da Saygı Öztürk'ten geliyor. Linki: https://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/saygi-ozturk/gorevden-alinmalarin-arkasinda-bunlar-var-1396778/

4- Yazıyı okuduğunuz da sürecin nasıl işlediği güzel tarif edilmiş. Bakanlıklar da bu işleri genel de Teftiş Kurulu Başkanlığı veya Hukuk İşleri yapıyor. MEB'te bunun sahibi Teftiş Kurulu Başkanlığı, çünkü siz personele dilekçe verseniz bile dilekçe oraya yönlendiriliyor. Bildiğiniz üzere personel işleriyle ilgili en yetkili birim personel iken burada durum farklı işliyor. Ancak bürokraside işlemi yapan birime (sorumlusuna) bu havale yapılır, bu şekilde hangi birimde bilgilerin tutulduğunu, haberlerde anlatıldığı gibi kimin listeleri hazırladığını anlayabiliyorsunuz.

5- O dönemde, bugün de bu listelerin kişisel husumetle hazırlandığını herkes biliyor. Ancak  kanserli bir doku alınması gibi süreci gördüğü için neşter vurulacaksa sağlam dokudan vurmayı haklı görüyor.

6-Her iki haberi okuduğunuzda MEB'te ortak kişinin Teftiş Kurulu Başkanı Atıf Ala (İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın kardeşi olduğu) ortaya çıkıyor. İşlemlerin odak noktasında bu kişi var. Ancak hakkında yapılan suç duyurusundan da bir işlem çıkmamış gözüküyor ki hâlâ bu kişi görevinde ve işleri yönetiyor.

7-Ohal Komisyonun kararını bu birim çalışanları oluşturuyor. Kabuller de redler de tamamen bu birimin takdirine kalıyor.

Siyaseten MHP'nin etkisi son dönemde arttığı için çevresinde MHP li olarak bilinen kişilerin (çevresinde çok odak noktası olmadıysa, çok belirgin kriteri yoksa) daha kolay kabul aldığını düşünmekteyim. KESK'li kişilerin ise kabul veya red almasını yine bu birim ve başkanı takdir ettiği haberlerden görünmekte.

Sn. Gergerlioğlu bu birimle görüştü mü bilmiyorum, hiç haberlerde okumadım.

8-Süreci baştan beri MEB'te bu birim işlettiği için üstlerine karşı işlemlerin en az hata payıyla yapıldığını Başkanın taahhüt ettiğini düşünmekteyim, iade sayısı fazla olursa üstlerine bunun cevabını vermekte zorlanacağı için kendi prestijine de bu iadelerin zarar vermesini istemez. Bu nedenle iade de belli bir kota olacağını düşünmekteyim. Kalan dosyaların tamamının bu gerekçe ile iade edilmeyeceği aşikar.

9- Beklemenin özünü ise istenilen düzeyde raporun (gerekçe bulunan dosyanın) müfettişlerce oluşturulamayışı yatmakta. Onlar da biliyor salt kurum kanaatiyle bunun bir yerden döneceğini, o nedenle bu jokeri çok göstermeden araya katarak kullanmak istiyorlar. İleri de bizler şunu görebiliriz, bildiğiniz gibi Ohal Komisyonu başvuru sahibi kişiyle ilgili müfettişleri raportör olarak kullanıyor. Haliyle atama yapılan müfettiş yönetimle eş güdümlü çalışıyorsa bunu kararlarında görebiliriz, özellikle red almışsanız hep aynı kişiler red vermiş olabilir. Bu nedenle idare mahkemesinde dava açanlar, Ohal Komisyon raportörünün hakkında hazırladığı raporu dava dosyasında intikal ettirmesi için mahkemeden talepte bulunabilir. Hatta bu raporları hazırlayan raportörlerin farklı tutumları burada paylaşılırsa mahkeme süreci devam eden kişiler için iade edilmelerini destekleyici unsur olabilir.

 


  • MEB, 672 KHK, hiçbir kriter eşleşmesi yok haliyle hakkında ne adli ne de idari işlemde yok.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
desensiz, Bir saat önce yazdı:

Esasında süreç bir doğrultuda, planlı ilerliyor,  bunun farkına varıp görmemiz gerekiyor.

1- Önce Bakanlıklar'da en güvenilir kişilere resmi olmayan görevler verilerek fişleme listeleri hazırlandı. Bunu nereden anlıyoruz, konuyla ilgili İnternette araştırırsanız o dönemde basında (örnek vermek gerekirse MEB'le ilgili) fişleme listeleri hakkında çokça haberler çıktığını görürsünüz (Dönem 2013-2015). Bunların nerede kullanılacağını, neden yapıldığını bilmiyoruz.

İşte örnek haberler:

https://www.habererk.com/guncel/meb39de-fisleme-skandali-h1021.html

https://www.google.com/amp/s/www.habererk.com/amp/insan-haklari-ve-adalet/meb39deki-fislemeler-yargiya-tasindi-h3144.html

Muhtemel o dönemde bu suç duyurusunda Bakanlık müfettişlerinin hepsi sonrasında ihraç olmuştur.

2- 15 Temmuz 2016 sonrasında ise tüm bakanlıklar da hazırda tutulan listeler işleme konularak ihraçlar bir gece de yapıldı. Özellikle 672 KHK'da ve MEB'te darbeden 45 gün gibi kısa bir sürede (aradan geçen 30 iş gününde) sadece MEB'te 28.163 kişi toplam da 50.643 kişi hakkında tahkikat yapıp liste oluşturmaları çok gerçekçi gelmiyor.

3-Süreci sıcağı sıcağına en iyi gören yazı Eylül 2016'da Saygı Öztürk'ten geliyor. Linki: https://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/saygi-ozturk/gorevden-alinmalarin-arkasinda-bunlar-var-1396778/

4- Yazıyı okuduğunuz da sürecin nasıl işlediği güzel tarif edilmiş. Bakanlıklar da bu işleri genel de Teftiş Kurulu Başkanlığı veya Hukuk İşleri yapıyor. MEB'te bunun sahibi Teftiş Kurulu Başkanlığı, çünkü siz personele dilekçe verseniz bile dilekçe oraya yönlendiriliyor. Bildiğiniz üzere personel işleriyle ilgili en yetkili birim personel iken burada durum farklı işliyor. Ancak bürokraside işlemi yapan birime (sorumlusuna) bu havale yapılır, bu şekilde hangi birimde bilgilerin tutulduğunu, haberlerde anlatıldığı gibi kimin listeleri hazırladığını anlayabiliyorsunuz.

5- O dönemde, bugün de bu listelerin kişisel husumetle hazırlandığını herkes biliyor. Ancak  kanserli bir doku alınması gibi süreci gördüğü için neşter vurulacaksa sağlam dokudan vurmayı haklı görüyor.

6-Her iki haberi okuduğunuzda MEB'te ortak kişinin Teftiş Kurulu Başkanı Atıf Ala (İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın kardeşi olduğu) ortaya çıkıyor. İşlemlerin odak noktasında bu kişi var. Ancak hakkında yapılan suç duyurusundan da bir işlem çıkmamış gözüküyor ki hâlâ bu kişi görevinde ve işleri yönetiyor.

7-Ohal Komisyonun kararını bu birim çalışanları oluşturuyor. Kabuller de redler de tamamen bu birimin takdirine kalıyor.

Siyaseten MHP'nin etkisi son dönemde arttığı için çevresinde MHP li olarak bilinen kişilerin (çevresinde çok odak noktası olmadıysa, çok belirgin kriteri yoksa) daha kolay kabul aldığını düşünmekteyim. KESK'li kişilerin ise kabul veya red almasını yine bu birim ve başkanı takdir ettiği haberlerden görünmekte.

Sn. Gergerlioğlu bu birimle görüştü mü bilmiyorum, hiç haberlerde okumadım.

8-Süreci baştan beri MEB'te bu birim işlettiği için üstlerine karşı işlemlerin en az hata payıyla yapıldığını Başkanın taahhüt ettiğini düşünmekteyim, iade sayısı fazla olursa üstlerine bunun cevabını vermekte zorlanacağı için kendi prestijine de bu iadelerin zarar vermesini istemez. Bu nedenle iade de belli bir kota olacağını düşünmekteyim. Kalan dosyaların tamamının bu gerekçe ile iade edilmeyeceği aşikar.

9- Beklemenin özünü ise istenilen düzeyde raporun (gerekçe bulunan dosyanın) müfettişlerce oluşturulamayışı yatmakta. Onlar da biliyor salt kurum kanaatiyle bunun bir yerden döneceğini, o nedenle bu jokeri çok göstermeden araya katarak kullanmak istiyorlar. İleri de bizler şunu görebiliriz, bildiğiniz gibi Ohal Komisyonu başvuru sahibi kişiyle ilgili müfettişleri raportör olarak kullanıyor. Haliyle atama yapılan müfettiş yönetimle eş güdümlü çalışıyorsa bunu kararlarında görebiliriz, özellikle red almışsanız hep aynı kişiler red vermiş olabilir. Bu nedenle idare mahkemesinde dava açanlar, Ohal Komisyon raportörünün hakkında hazırladığı raporu dava dosyasında intikal ettirmesi için mahkemeden talepte bulunabilir. Hatta bu raporları hazırlayan raportörlerin farklı tutumları burada paylaşılırsa mahkeme süreci devam eden kişiler için iade edilmelerini destekleyici unsur olabilir.

 

burada tek çözüm yeri mahkemelerde yapılacak hukuka uygun yargılamalar....

komisyon bir noktaya kadar geçiş görevi üstlendi...

asıl konuyu çözecek yer yargı...

dosya içerikleri ve suç isnatları detaylı incelenmeli..

özellikle fetöcü olmadığı halde ihraç olan hapse düşen insanlara olmadığını ispatla mantığı bitmeli...

ayrıca kriter olarak sunulan sendika, banka, okul, dershane vb. konular tartışmalı...

kararlı ve güçlü bir yargı ancak bu keşmekeşi çözebilir...

aksi halde süreç bir beş yıl daha uzar gider....

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Yengeç, 8 saat önce yazdı:

Beraat kararınız var mı?  Talimatli hereket olmadığına dair beraat kararında geçiyorsa çok faydalı olur. 

Berat kararı var. Talimatlı hareket değil, banka TMSF ye geçtikten sonra açılmış bir hesap


686 KHK - inceleme devam - 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Arkadaslar bankadan dolayi beraat karari vardi istinaftaydi. Karar  bu ay kesinlesti. Gecen yil subatta okul mudurumu arayi sormuslar. Kendisi  beni arayarak ne gerekiyorsa soyledim dedi.Bu durumda olupta  komisyondan iade olan var mi bildiginiz?


701 - banka - beraat - komisyonda

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
×
×
  • Yeni Oluştur...