İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

KHK Mağdurları Forum

OHAL Ve KHK Mağdurları 3

Önerilen Yorum

5 bin bekçi polisliğe geçirilmiş diyorlar


su sıkan itfayenin hortumunu... Sadece adalet bekleyişinde.Komisyon RET,  ilk celsede beraat! İdari Mahkemede adalet haykırışında.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
wildPuppy, 9 dakika önce yazdı:

5 bin bekçi polisliğe geçirilmiş diyorlar

Müdür yapsınlar


KHK Forum Editörü - 672 Maliye - VDK

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

MÖ 551 - MÖ 479 tarihleri arasında yaşamış, uzak doğu medeniyetlerinin önemli isimlerinden olan ve Çin’in Sokrates’i olarak kabul edilen Konfüçyüs’ün düşünceleri ve konuşmalarının derlendiği “Lun Yu” adlı kitapçıkta

devlet ve adalet konulu anlamlı sözler:

“Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner.”

“Bir ülkede adaletin varlığı kişinin kendini özgürce ifade etmesinden anlaşılır. Bir ülkede adaletsizliğin varlığı ise kişilerin başına buyruk davranışından anlaşılır. İyi insanlar sorunları önlemek için çaba sarf ederler.”

“Devlet düzen içinde yönetildiğinde ancak dünyada barış tesis edilebilir.”

“Eğitimli insanlar öncelikle adalete değer verir. Eğitimli insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olunca asi olurlar. Küçük insanlar adalet olmadan cesaret sahibi olunca haydut olurlar.”

“İdare etmek dürüstlük demektir. Sen doğru yönetirsen yanlış olmaya kimse cesaret edemez.”

“Zalim bir hükümetten, bir kaplandan daha fazla korkulmalıdır.”

Konfüçyüs ayrıca “iyi devlet adamında beş niteliği yüceltirseniz dört kötülükten kurtulursunuz” demiş.

Yüceltilmesi gereken beş niteliği şöyle sayar:

Müsrif olmadan, eli açık olmak.

Gocunmadan, çalışkan olmak.

Haris olmadan, istek duymak.

Mağrur olmadan, rahat davranmak.

Ürkütücü olmadan, saygın olmak.

Devlet adamında bu nitelikler yüceldikçe karşılaşılmayacak dört kötülüğü de şu şekilde sayar:

Nasihatsiz infaz, ki bu gaddarlıktır.

Öğretmeden başarıları ölçmek, ki bu kabalıktır.

Yönetimde gevşek olup sınırları koymak, ki bu kötü niyettir.

Başkalarının hakkını verirken cimri davranmak, ki bu bürokrat olmaktır.

Olur da bir gün iadeler yapılıp kurumlarınıza dönerseniz, bu sözleri ve düsturları devlet adamları ve yöneticilerin değil, onları seçen bizlerin dikkatine sunmak istiyorum.

 

Hayırlı Pazarlar 


Yurtdışında yaşıyor , Mağdur , Sicil temiz , Adli Soruşturma yok, idari işlem ile pasaport iptali 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Valla bu gidişata bakılınca bunların hepsi bir planın parçası gibi geliyor. Taaa ergenekon zamanından bugüne bakınca, polisin ağır silahlarla donanması, sayısının arttırılması, eğitimli ve muhalif kesimin tasfiyesi, ardından liseyi bile açıktan bitirmiş kişilerin polislik, askerlik, memurluk, müdürlük görevlerine atanması.... Kaçınılmaz bir devrim için mi? 7 haziran seçimini hatırlayın... Oy sayımı bitmeden sokaklarda taşkınlıklar, sonuç açıklanması falan... 


su sıkan itfayenin hortumunu... Sadece adalet bekleyişinde.Komisyon RET,  ilk celsede beraat! İdari Mahkemede adalet haykırışında.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk RosedewittbukateR
Raskolnikov, 18 saat önce yazdı:

Sn. Rose, Rızkımı nasıl kazandığıma bakıp acıyor, asıl ben bunlara acıyorum, kazançları ve israflarıyla, benim derdim bu değil ki, BEN TERÖRİST HAİN DEĞİLİM ARKADAŞ... diye yazmış.

Yanlış mı yazmış, değil. 

Amma Bülent Arınçın röportajından çıkan sonuç bu mudur.. Koca dağı görmeyip çakıltaşından bahsetmek ne derece doğru. Beğeni yağmuruna tutan 35 arkadaş ve Bülent Arınça veryansın eden diğer arkadaşlar gelin bir mektup yazın Bülent beye. Bizi bir daha ağzına alma, her konuştuğunda KHK lıların sinirlerini hoplatıyorsun diye. Adamda çekilsin kenara, torunlarıyla maaşının tadını çıkarsın. Tehlikeli toplara girmesin.

Yazıktır günahtır ayıptır ya. 

Hadi başparmaklar ters dönsün bekliyorum. Haksızlık karşısında susmamak bana yeter. 

 

Bakın Sn @Raskolfikov;

Çok çok önceden duyurulmuş, soruları halka sorulmuş ve öyle planlanmış, birbiri ile daha önce yıllarca beraber çalışmış iki kişiyi tekrar bir araya getiren, ne konuşulacağı, ne söyleneceği önceden belli, öyle ayaküstü uzatılmış bir mikrofon konuşması olmayan bir röportajın bu kadar yavan olmasını kabul edemiyorum...

Tek derdimiz bukadar mı, sadece herkesin rızık peşinde koştururken yaptığı işler mi, nerde yıkılan aileler, nerede intiharlar, nerde haksız yere aylarca hapis yatıp beraat alanlar, nerde o psikolojisi bozuk yavrular, nerde sadece kurum kanaati ile ret alanlar, nerde husumete kurban gidenler, nerde iftiraya uğrayanlar, hastalar, tedavisi engel olunanlar, muhalif olduğu için ihraç olanlar, asılsız bir telefon ihbarı ile hasımı tarafından ihraç olanlar, asılsız ihbarla günlerce gözaltında kalanlar, ev hapsi varken yine de annesinden ayrı kalan küçük çocuklar...

Sen tut bi röportaj ver ve sadece seni kahreden acıdığın şey khklının ekmeğini nasıl taştan çıkardığı olsun...

Bu kadarı size yetiyorsa, sizin için mutlu olurum...

Bana yetmiyor, adalet istiyorum A-DA-LET...

SEN TUTUP İDARE MAHKEMESİNE BU ÖRGÜT 1960DAN BERİ VAR YAZACAKSIN, AMA MİLAT 17 25 ARALIK DİYECEKSİN...

A DA LET...

1960 OLSUN BENCE HODRİ MEYDAN...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Arkadaşlar buyrun. Ben de gelmeye çalışıyorum. Forumdan gelen arkadaşlar da varmış. Bari paylaşayım bilmeyen varsa bilsin dedim. İstanbulda olanları bekleriz. 


su sıkan itfayenin hortumunu... Sadece adalet bekleyişinde.Komisyon RET,  ilk celsede beraat! İdari Mahkemede adalet haykırışında.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
wildPuppy, 20 dakika önce yazdı:

Valla bu gidişata bakılınca bunların hepsi bir planın parçası gibi geliyor. Taaa ergenekon zamanından bugüne bakınca, polisin ağır silahlarla donanması, sayısının arttırılması, eğitimli ve muhalif kesimin tasfiyesi, ardından liseyi bile açıktan bitirmiş kişilerin polislik, askerlik, memurluk, müdürlük görevlerine atanması.... Kaçınılmaz bir devrim için mi? 7 haziran seçimini hatırlayın... Oy sayımı bitmeden sokaklarda taşkınlıklar, sonuç açıklanması falan... 

Bunların yapacağına devrim denmez, dense dense karşı devrim denir. Devrim, tarihsel süreçte devleti zor yoluyla yıkıp yerine daha ileri bir rejimle devlet aygıtı ı yönetmektir Bunlar ise 21, yy da 19, yy ın eski rejimi ve feodal sisteme dayalı krallığı getirmeyi tasavvur ediyorlar ki bu gericiliktir. Ama Türk ve Kürt Halkı bu zokayı yemez, Atatürk Cumhuriyeti yeniden tesis edilecektir. 


686 KHK- Cezada Beraat/İstinaf- Eğitim-Sen- İnceleme Devam Ediyor

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
RosedewittbukateR, 30 dakika önce yazdı:

Bakın Sn @Raskolfikov;

Çok çok önceden duyurulmuş, soruları halka sorulmuş ve öyle planlanmış, birbiri ile daha önce yıllarca beraber çalışmış iki kişiyi tekrar bir araya getiren, ne konuşulacağı, ne söyleneceği önceden belli, öyle ayaküstü uzatılmış bir mikrofon konuşması olmayan bir röportajın bu kadar yavan olmasını kabul edemiyorum...

Tek derdimiz bukadar mı, sadece herkesin rızık peşinde koştururken yaptığı işler mi, nerde yıkılan aileler, nerede intiharlar, nerde haksız yere aylarca hapis yatıp beraat alanlar, nerde o psikolojisi bozuk yavrular, nerde sadece kurum kanaati ile ret alanlar, nerde husumete kurban gidenler, nerde iftiraya uğrayanlar, hastalar, tedavisi engel olunanlar, muhalif olduğu için ihraç olanlar, asılsız bir telefon ihbarı ile hasımı tarafından ihraç olanlar, asılsız ihbarla günlerce gözaltında kalanlar, ev hapsi varken yine de annesinden ayrı kalan küçük çocuklar...

Sen tut bi röportaj ver ve sadece seni kahreden acıdığın şey khklının ekmeğini nasıl taştan çıkardığı olsun...

Bu kadarı size yetiyorsa, sizin için mutlu olurum...

Bana yetmiyor, adalet istiyorum A-DA-LET...

SEN TUTUP İDARE MAHKEMESİNE BU ÖRGÜT 1960DAN BERİ VAR YAZACAKSIN, AMA MİLAT 17 25 ARALIK DİYECEKSİN...

A DA LET...

1960 OLSUN BENCE HODRİ MEYDAN...

Bülent Arınç genel olarak mahkumiyetler hakkında yapılan hukuksuzluklarla ilgili de konuştu. Kes-kopyala muhabbeti... 

Birdenbire herşeyi Arınç'tan beklemek... Bilmiyorum. Gerek twitter da gerekse farklı platformlarda elinden geldiğince lehimizde gündem oluşturmaya çalışan bir aktörün günah keçisi ilan edilerek küstürülme ihtimali olması (en azından azımsanamayacak bir kısmımız tarafından) vicdanımı yaraladığı için yeniden üyelik açtım ve meramımı arz ettim. Amacım polemik değil; faydayı küstürmemek adına uyarı yapmaktı; maksat hasıl olmuştur inşallah. 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Aggrieved-khk695, 01.11.2019 - 19:38 yazdı:

3 Yılda toplum analizi;

TOPLUMUN UMURUNDA DEĞİLİZ

Çünkü; Son 3 yıl içinde toplumun iktidar kesimine desteğini HUKUKSUZLUK, YADA YOLSUZLUK gibi parametreler değil EKONOMİ belirliyor. Toplum cebine MENFAATİNE bakıyor.

BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN...

NEME LAZIM...

ÖNYARGI...

TOPLUMDA; BASİRET, VICDAN GİBİ OLGULAR TÜKENME NOKTASINA GELMİŞTİR.

MENFAAT,  CEHALET, DUYARSIZLIK ARTMIŞTIR.

 

 

 

Çanakkale Savaşında siperlerin gerisinde yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey “Morfin“di.
Doktorlar yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyorlardı.
Bu yüzden bir nöbet tutuluyordu.
Hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırın önüne bir masa kurulmuştu..
Sedye ile gelen her yaralı,
burada masaya koyuluyordu.
Doktorun elinde enjektör,
enjektörün içinde ağrı kesici..
Doktor ilk muayeneyi yapıyordu ve yaşama olasılığı olan, ameliyat edilmesi halinde yaşayacağına inandıkları askerlere ağrı kesiciyi yapıyordu.. 
Oysa gelen her yaralının ağrı kesiciye ihtiyacı vardı. Fakat herkese yetecek kadar ağrı kesici yoktu..
Doktor duygusal karar vermemek için yaralıların yüzüne bakmamakta,
İyileşme şansı yüksek olan yaralılara ağrı kesici yapmaktaydı..
Yine doktorun önüne bir asker getirildi..
Yaralının ağır yaralarına bakan doktor,
askerin iyileşemeyeceğini öngörür ve ona ağrı kesiciyi yapmaz..
O sırada askerden iniltili bir ses duyulur.. “Baba!”
Herkesin gözü doktora çevrilir, yaralar içinde kıvranan asker doktorun öz oğludur.. 
Doktor buna rağmen yine ağrı kesiciyi oğluna yapmaz ve bir kaç saat sonra da oğlu şehit olur..
Doktor, şehit olan oğlunun cansız bedenine sarılır ve şöyle der:
“Affet oğlum, o senin hakkın değildi” 
İşte bu topraklar hakkı olmadığı için
tek bir ağrıkesiciyi bile oğlundan esirgeyen o güzel insanlar tarafından vatan yapılmıştır. Ve bizim.. 
Çanakkale savaşını kazandığımız
o tarihi anlardan biri de hiç şüphesiz
Doktor Tarık Nusret’in hakkı olmadığı için öz oğluna ağrı kesici yapmadığı
o an’dır..  şimdi bir asır geçtikten sonra bu şuurun binde birine raslayamıyorsak  toplumun büyük bir çoğunda , kaybetmişiz bir yerlerde demek ki , vicdanlı , ahlaklı , namuslu , vatansever insanlar olmak yerine çıkarlarını herşeyin üstünde tutan  , çalmayı zimmete geçirmeyi kırk fetva ile aklayan , sorgulamadan yargısız infaz yapan , çok konuşan ama hakkı dillendirmekten uzak bir topluluk haline nasıl geldik ?  


Msclk

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
vergici672, Bir saat önce yazdı:

Müdür yapsınlar

İhracların amacı da zaten bu d2ğil mi boşalan kadrolara kendi elemanlarını yerleştirmek

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.



  • İletiler

    • Bize eşit şartlarda mücadele imkanı vermediler ki gerçekten ne kadar nitelikli olduğumuzu gösterelim. Hileli zarların olduğu bir oyunun içinde bulduk kendimizi. Şartların eşit olmadığı, zarların hileli olduğu bir oyunda hayatta kalmak bile çok büyük bir başarı. Tüm olumsuzluklara rağmen mücadeleden vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz, mücadele edeceğiz. Eninde sonunda kazanacağız, buna şüphe yok. Bize düşen görev, o gün gelene kadar ilk önce akıl sağlığımızı, sonra beden sağlığımızı korumak ve azimle ve inadına yaşamak.  Her birimiz farklı ailelerde, farklı kültürlerde, çok farklı şartlar altında yaşadık, büyüdük ve bu günlere geldik. Hepimizin başına aynı olay gelmiş olsa da, herkesin tepkisi, reaksiyonu, hissettiği şeyler, dayanma eşiği vs farklı. Ama işin özü bence haklı olduğumuzu bildiğimiz böyle bir durumda dirayetli olup yaşamaya devam etmek. Tüm olumsuzluklara rağmen yaşayacağız ve ileride tüm haklarımızı aldığımız günlere akıl ve beden sağlığımız tam olarak ulaşacağız. 
    • Hocam, kendinize haksızlık etmeyin. Devlet söz vermiş 657ye uyduğun sürece sorun yok demiş. Birçok kişi de buna güvenip kendini o memuriyet için hazırlamıştı ve o işe kendini adamıştı. Özellikle belli bir yaştan sonra gerçekten zordu bu işler. Birçok kişiye de yedikleri damga çok ağır geldi, yeni bir hayat kurmak için o psikolojik gücü kendilerinde bulamadılar. Bunun üstüne uğraştığımız davaları parçalanan aileleri ekleyin. Hayatta kalabilmeniz bile başarı aslında.
    • 8 sene geçti ve hiç bir şey değişmedi. Parkomatta  çalışdım, inşaatlarda çalıştım, tarla işlerinde çalıştım, bir buçuk sene kadar dershanede çalıştım (depremden sonra kapandı) fabrikada 3-5 ay çalıştım ödeme sorunu olunca  ayrıldım yine inşaattayım. 8 yılda bir kazmaya sap olamadım, ortalamaya baksan 8 yıl asgari ücret altında kazandım. Hep günü kurtarma uğraşıyla  geçti 8 sene. Bu 8  sene bana ne kadar beceriksiz işe yaramaz olduğumu gösterdi. Bazen düşünüyorum nasıl bir günahım varmışta bu duruma düştüm ve kurtulamıyorum ... Ülkenin hukuk olsun adalet olsun ekonomi olsun vesaire memnun değilizya, ben bunun bin katı kendimden memnun değilim ...
    • Yeminle şaka gibiyiz ya. Herkese açık bir forumda birbirine dilekçe dava danışan, fikir alış verişi yapan, sabır tavsiye eden, gündem hakkında analizler yapan "terörist" mi olur arkadaş? İçinde olmasak tam bir komedi değil mi şu durum aslında? 8 sene be.
    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
×
×
  • Yeni Oluştur...