OHAL Ve KHK Mağdurları 4

[Eylül 796]

chosenOne, Bir saat önce yazdı:

Akademisyen arkadaslara bir sorum olacakti. Bilgisi olanlar cevap verirse cok sevirim. Tesekkurler.

KHK ile atilan bir Arastirma Gorevlisi en son calistigi kendi universitesine iadesi yapiliyor mu/yapılabilir mi yoksa direk farkli bir universiteye mi gonderiliyor? 

Eğer komisyonla iade olunursa üç üniversite tercihi isteniyor, İstanbul Ankara İzmir hariç bu tercihlerden birine  yerleştiriliyor. Eğer komisyon ret ve idari dava sonucu dönülürse eski üniversiteye dönüşüyor. 

[Eylül 796]

İhraç sistemi ve şekli başlı başına bir hukuksuzlukken maalesef en büyük adaletsizlik başta TSK olmak üzere EGM ve adalette yapılıyor. Bunu kimse de inkar edemez. Bu kişilerin dönüşünün  zor olması suçlu oldukları İçin ya da orayı temizleme çalışmasından öte hesap kitap kayırmayı kendi adamlarını o kurumlara koymaktan kaynaklanıyor. 

Hangi kurumda olursanız olun, amiriniz üstünüz sizi sevmiyor farklı görüşte olumsuz kanaat bildirmişse işiniz gerçekten zor. Hele bi de kriter denen zımbırtınız  varsa, ret bahaneniz de hazır demektir. Kriteri olup iade olan, olmayıp bekleyen ret alan hatta bu grupla hiçbir bağı olmamış bir dolu insan var.   artık  ellerinde bir fetö çuvalı var  işlerine gelmeyen Herşey bu çuvala atılacak vE de atılmakta  

Bu kriterlerle hatta daha fazlasıyla hala kamu da bir çok kurumda çalışan var mı, var. O niye hala duruyor demek yerine, inşallah bir şey olmaz demem daha güzel. 

Bazen niye atıldın sohbete mi dersaneye mi gittin, sendika banka mı vardı diye sorduklarında, bunlar ben de yok demeye biraz üzülüyorum. Şöyleki, olsa haketmiştim, ya da olan hakediyor, Benim yok haketmedim gibi bir anlama gidecek diye. 

Bu ülkede herkes kendine, kendi gibi olana, kendi gibi düşünene demokrat. Kolay kolay da düzelecek bir zihin yapısı değil. 

[Adli27 414]

MSA, 26 dakika önce yazdı:

Dostum. Eğer ceza davalarının  sonucunu beklemeye devam ederlerse bu sene bitmez malesef. Adli tatilde yapacaktır. Pandemideki çalışamama durumunu bir tatil olarak ele almamak lazım. Hayırlısı...

Takipsizlik beraat alanların dosyalarının bu sene bitmesi olası.. soruşturması, mahkemesi devam eden, Beraati istinafta felan bekleyenlerin ise dosyalarının gelecek yıla sarkması olası diyorsunuz. Doğrumu anladım?

Güncelleme • 3 Temmuz, 2020 • Adli27

[wildPuppy 1.591]

Guardiann, 16 saat önce yazdı:

Minimum 3 ay dedi İstanbul nüfus.

Bana da öyle dedi namussuzlar. Başka ile ikamet aldırıp mı denesem?))) 

BusnrYilmaz, 4 saat önce yazdı:

@ozelharekat61 beyefendi ben muhafazakar biri de degilim aleviyim yillarca alevi oldugumu saklamak zorunda kaldim suan da bu orgutle alakam olmadigini ispatlamak zorunda birakiliyorum bu tur olusumlara azicik sempatim olsa bu kadar zoruma gitmeyecek 30 ay oldu KYOK alali hala sonuc yok ret verilecek onun icin bile sira bekliyorum ben 2 yildir ret sirasi bekliyorum dusunun   daha da surecek bu bekleyis belli magduriyetinde magduriyetini   yasiyorum anlayacaginiz tükendim gercekten. 

Sinirinizi öfkenizi anlıyorum. Diğer arkadaşların hassaslığını da anlıyorum. Daha önce birkaç defa yazmıştım. İhraçlarda asıl hedef TSK EGM ve Adalet bk.lığı idi. Diğerleri bunları maskelemek ve yandaşlara kadro dağıtmak için. Çünkü toplumca bilinen bir gerçekti MEB ve diğer kurumlar personelleri arasındaki cemaatçi oranı. Aksine direkt EGM TSKdan binlerce insanı atsalar bunu anlatamazlardı. Ama böyle karma yapınca toplum oh iyi oldu cemaatçilere dedi. Zamanında cemaatin ışık evlerinde kullandığı taktiği bu sefer MEB okullarında kullanıyorlar. Kolunun arasından zaman gazetesini düşürmeyen ingilizceci öğretmen sessiz takipçiydim iade oldum deyip forumdan basıp giderken ben de sövüyorum, çünkü ben tüm hayatım boyunca cemaatlere karşıyken ihraç oldum, ret gerekçemden biri de ihraç olmuş olmam. Ancak, sonuçta bu insanlarla aynı torbaya konulup kader ortağı yapıldık, bu nedenle en azından biri kurtuldu diyorum. Yine her sendikacı fetöcü diyemiyorum çünkü amir baskısı, saf duygular vs birçok parametre var. Bu nedenle kriter yarıştırmaktan ziyade önümüze bakmamız lazım. 

Biz tak personellerinin ihraç eden zamanında ergenekonda mağdur olduğunu sandığımız kesim. Ve baştaki, şu ergenekonda önünündekileri ipe gönderip yükselen eleman gitmeden bize dönüş yok. Sadatçılarla doluyor TSK. 

Güncelleme • 3 Temmuz, 2020 • wildPuppy

[Konuk]

vergici672, 2 saat önce yazdı:

Literatürde insanların düşünme sistemleri hep rasyonel olarak ele alınmıştır. Ancak 1970'ler sonrası yapılan çalışmalarda rasyoneliteden ciddi kaymalar olduğu görülmüştür ve insanların düşünme sistemleri üzerine ciddi teorik ve pratik çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaları yapan bilim insanları nobel ödülü sahibi olmuştur. Bu kısa açıklamayı yapma sebebim çeşitli kurumlara göre çeşitli kriterler uygulanmasındaki farklılıkların insanların düşünceleri üzerindeki etkilerini analiz etmektir.

1-Eğer komple rasyonel düşünseydik; bu durumda, başkasının ihraç edilmiş olup olmaması, iade olup olmaması bizi hiç bağlamazdı. Zira tamamen kendi durumumuz ile ilgili olurduk. Böyle bir durumda öğretmen iade olmuş, subay iade olamamış gibi bir kaygımız olmazdı.

2-Ancak insan doğası gereği tam olarak rasyonel olamamaktadır. Hakkaniyeti de aramaktadır. Örneğin herkesin trafikte sırasına uyduğu bir sıkışıklık durumunda insanlar isyan etmez iken aradan bazılarının adaletsizlik yaparak araya kaynaması insanları isyana sevk eder. Hatta ilk durumda daha fazla bekleyecek olsa bile ikinci durumu tercih etmez. Bu da insanın düşünce yapısındaki adaletten gelir. 

3-Şimdi bazı kurumlara karşı adaletsizlik yapıldığı açık. TSK, emniyet, adalet ve belli bir kaç kurum daha. Burada bu kurumlardan gelen kişilerin isyan etmesi de doğal, zira bir adaletsizlik var. Ancak düşünce sistematiğinde bir takım eksiklikler isyanın yanlış yöne gitmesine neden oluyor . Şöyle iki soru ile anlamaya çalışalım: diyelim ki MEB de TSK gibi yapsaydı. Hatta komisyon çok daha kötü davransa, herkesi reddetseydi, durumumuz bundan daha mı iyi olacaktı? Rasyonel bir insan buna şöyle cevap verir: benim için fark eden bir şey olmaz: beni ilgilendiren benim kararımdır sadece. Hakkaniyetli düşünce tarzında ise  bu durum istenilmezdi, zira bir çok kişi bu arada haksızlığa uğrayacaktı. İkinci sorumuz ise şu: bu kurumlarda olan kişilere haksızlığı yapan, diğer kurumlarda yaşayan mağdurlar mı, yoksa doğrudan adaletsizliği yapan kurum amir/bakan vb ile komisyon görevlileri mi? Açık bir şekilde burada cevap ikincisi. Şöyle bir örnek ile anlayabiliriz, çocukların olduğu bir yerde bir kaç çocuk cam kırıyor, cam kıran çocuklar disipline gidiyor, ama oraya gelen anne babalar kendi çocuklarını alıyorlar kenara. Kimi çocuğunu dövüyor, kimi ise dövmüyor (camı kıranlar disiplinde burada değil). Burada dayak yiyen çocuklara adaletsizlik yapıldığı kesin. Ama yapan dayak yemeyen çocuk mu yoksa dayak atan anne babalar mı? Peki diyelim ki, dayak atmayan anne babaların çocuklarından bir kısmı cam kıran çocukların arkadaşı ya da aynı sınıfta ya da aynı mahallede. Bu çocukların bu nedenle dayak yemesi gerekir mi?

4-İşin yasal kriter dediğimiz boyutuna gelirsek, burada insanların kendi inançları ya da felsefi düşünceleri gereği bir gruba yakın olmaları suç değildir. Suç ne zaman başlar derseniz? Suç yapılan işin "sonuçlarını öngörme" ve bu sonuçları "isteme" ile oluşur. Bu durumda bir cemaatin/tarikatın/grubun mensubu olmak ne suçtur, ne de bir disiplin cezası gerektirir. Ancak bu mensuplar, gidilen noktayı görebilecek durumdaysa, buna rağmen içeride kalmaya devam ediyorsa, artık suç ve ceza aşaması başlar (disiplin de buna dahil). İşte bu aşamadan sonra kriterli/kritersiz olma önem arz etmez. Zira artık kritersiz suçlular ve kritersiz masumlar gibi suç ile kriter arasındaki ilişkiyi koparan örneklemler doğacaktır. 

5-Sonuç ve özet olarak: siz suçlu değilsiniz, kritere sahip öğretmenler de suçlu değil, onların iade edilmesi haklı bir uygulama, sizin iade edilmemeniz ise haksız bir uygulama, bunların sorumlusu ise ne sizsiniz ne de o öğretmenler. Bunların yegane sorumlusu mağdurları bu duruma sokan yöneticiler ile yöneticilere bu mağduriyeti yaşatma fırsatı veren hainlerdir.

Not: Ben de kritersizim, benim cevabım gelmedi ama muhtemelen olumsuz olacak. Olumsuz olmasının sebebi ise beni ihraç listesine yazan kişilerin şu an komisyonda çalışmaları. Bırakın farklı bakanlığı, aynı bakanlık aynı birimde çalışan kişiler arasında bile MEB/TSK ayrımı kadar sert bir ayrım yapan bu kişiler yüzünden ihraç edildim ve muhtemelen mahkemeler yoluyla hakkımı alacağım. Bu kişilere şu ana kadar sadece iyiliğim dokundu, kimi ekmeğimi yedi, kimi arabama bindi, kimi başka türlü fayda gördü. Ama kıskançlık, haset, kin, ne derseniz deyin, insana mahsus huyları nedeniyle ihraç ettiler. Ben sorumluları biliyorum, bence sizler de öğrenin. 

Bireylerin rasyonel olduğu varsayimindan hareketle çok güzel bir başlangıç yapmışsınız ama bireyin hakkaniyeti araması son derece rasyonel bir davranıştır. Diğer taraftan, bireyin hakkaniyeti aramak adına dahi olsa bu forum gibi mağdurların dayanışmasını güçlendiren bir platformda ayrıştırıcı dil kullanması rasyonel değildir diye düşünüyorum.

Daniel Ariely'nin Predictably Irrational adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. 

[Karagöz 7.665]

Leviathan, 36 dakika önce yazdı:

Bireylerin rasyonel olduğu varsayimindan hareketle çok güzel bir başlangıç yapmışsınız ama bireyin hakkaniyeti araması son derece rasyonel bir davranıştır. Diğer taraftan, bireyin hakkaniyeti aramak adına dahi olsa bu forum gibi mağdurların dayanışmasını güçlendiren bir platformda ayrıştırıcı dil kullanması rasyonel değildir diye düşünüyorum.

Daniel Ariely'nin Predictably Irrational adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. 

Hocam, kitabı okuyacağım tavsiyeniz için teşekkür ederim.

Alanım psikoloji veya sosyoloji değil. Ancak kriptoloji, siber güvenlik ve kripto paralarla ilgileniyorum. Saldırganların rasyonalitesini hesaba katan veya aleyhine bile olsa saldırı yapabildikleri sistemleri, hem kendim üretiyorum hem de hergün okuyorum. Bu yüzden kitabı okumadan önce de bilgilerimden yola çıkarak bir yorum yapacağım. Sonrasında düşüncelerim değişebilir.

Burada, evet çoğu durumda uzun vadede adaletin çoğumuzun çıkarına olduğu muhakkaktır. Adaletin olmadığı bir yerde iade olsam bile, uzun vadede bu canavar beni tekrar vurabilir. Bunda hemfikiriz. Ancak her zaman, her koşulda durum böyle değil. Mesela şöyle bir anket dolaşıyordu twitter'da yakın zamanda:

Bir iş yerinde iki çalışansınız. İkiniz de aynı eğitim düzeyine sahipsiniz ve aynı değerde ve yoğunlukta işler yapıyorsunuz. Bir de ortak patronunuz var. Bir gün patronunuz sizi çağırıyor ve iki seçenek sunuyor.

a) Her ikinize de %40 zam yapacağım.

b) Sana %50, arkadaşına %100 zam yapacağım.

Burada rasyonel olan b'dir. Adil olan ise a. İlginç bir şekilde a'yı ve b'yi seçenler hemen hemen toplumda yarı yarıya. Bu da rasyonellikten bağımsız olarak da adalet hissinin insanların içinde bulunması ile ilgili. Tabii bu son cümle benim yorumum.

Güncelleme • 3 Temmuz, 2020 • Karagöz

[Nasip 114]

Adli27, 1 saat önce yazdı:

@MSA amirim bu komısyon bu sene bitirirmi dosyaları siz ne düşünüyorsunuz. Çünkü komısyon 2 ay daha çalısmaz adli tatil var.

Komisyon idari bir kurum adli tatil yapmıyor. Geçen sene de yapmadı. 

[Konuk]

Karagöz, 26 dakika önce yazdı:

Hocam, kitabı okuyacağım tavsiyeniz için teşekkür ederim.

Alanım psikoloji veya sosyoloji değil. Ancak kriptoloji, siber güvenlik ve kripto paralarla ilgileniyorum. Saldırganların rasyonalitesini hesaba katan veya aleyhine bile olsa saldırı yapabildikleri sistemleri, hem kendim üretiyorum hem de hergün okuyorum. Bu yüzden kitabı okumadan önce de bilgilerimden yola çıkarak bir yorum yapacağım. Sonrasında düşüncelerim değişebilir.

Burada, evet çoğu durumda uzun vadede adaletin çoğumuzun çıkarına olduğu muhakkaktır. Adaletin olmadığı bir yerde iade olsam bile, uzun vadede bu canavar beni tekrar vurabilir. Bunda hemfikiriz. Ancak her zaman, her koşulda durum böyle değil. Mesela şöyle bir anket dolaşıyordu twitter'da yakın zamanda:

Bir iş yerinde iki çalışansınız. İkiniz de aynı eğitim düzeyine sahipsiniz ve aynı değerde ve yoğunlukta işler yapıyorsunuz. Bir de ortak patronunuz var. Bir gün patronunuz sizi çağırıyor ve iki seçenek sunuyor.

a) Her ikinize de %40 zam yapacağım.

b) Sana %50, arkadaşına %100 zam yapacağım.

Burada rasyonel olan b'dir. Adil olan ise a. İlginç bir şekilde a'yı ve b'yi seçenler hemen hemen toplumda yarı yarıya. Bu da rasyonellikten bağımsız olarak da adalet hissinin insanların içinde bulunması ile ilgili. Tabii bu son cümle benim yorumum.

Bu bahsettiğiniz her zaman rasyonel olmayıp bazen irrasyonel olduğumuza kanıt olarak davranışsal ekonomide sıklıkla verilen bir örnektir. Sozkonusu çalışmada, ankete katılanlara neden irrasyonel bir tercih yaptığı sorulduğunda katilimcilar herşeyin para olmadığı, aynı ortamda aynı niteliklerdeki başka birinden daha düşük ücret almanın onur kırıcı olduğu vb. muhtelif cvplar vermisler.

Sozelci olmanıza gerek yok, Predictably Irrational okuması kolay ve zevkli bir kitap, şiddetle tavsiye ediyorum. Kitapta sizin bahsettiginiz ornege benzer, bazı durumlarda irrasyonel davrandigimizi gosteren çok sayıda örnek var, eminim çok istifade edeceksiniz.

[Adli27 414]

Nasip, Bir saat önce yazdı:

Komisyon idari bir kurum adli tatil yapmıyor. Geçen sene de yapmadı. 

Yapıyor, başkan ve üyelerin içinde hakim ünvanlı kişiler var.

[ADANALI 34]

Adli27, 28 dakika önce yazdı:

Yapıyor, başkan ve üyelerin içinde hakim ünvanlı kişiler var.

geçen sene bende duydum adli tatil yapmadıklarını ne kadar doğrudur bilemiyorum.   kabul kararları çok ise seneye uzamaz matbu kabul kararı. basit mantıkla düşünüyorum

Güncelleme • 3 Temmuz, 2020 • ADANALI
eksik yazım