OHAL Ve KHK Mağdurları 4

[Umutlu 2.587]

Karagöz, 2 dakika önce yazdı:

Hocam bekleyelim görelim. Temkinli yaklaşmak doğal. Daha önce de bazı arkadaşların belirttiği gibi umut dağıtan açıklamaları oldu. Bu seferkiler birazcık farklıymış gibi geliyor bana sadece.

 

İnşaallah öyle olur temennimiz de duamız da olumlu olması sn @Karagözartık dualarımda bize zulmedenlerin hatalarını görmesini diliyorum 

[yasin_doganay 297]

Karagöz, 6 dakika önce yazdı:

Hocam bekleyelim görelim. Temkinli yaklaşmak doğal. Daha önce de bazı arkadaşların belirttiği gibi umut dağıtan açıklamaları oldu. Bu seferkiler birazcık farklıymış gibi geliyor bana sadece.

 

Bence farklı bir söylem değil. Konuşmasında sadece yumuşatılmış şekilde sadece bize biat edin diyor. Yani vicdanınızı feto, meto, ceto v.s. gibi örgütlere kiralamayı düşünmeyin, düşünenlerin sonu ne olur bilirsinizin biraz yumuşatılmış söylemi bence.

[Karagöz 7.653]

yasin_doganay, 11 dakika önce yazdı:

Bence farklı bir söylem değil. Konuşmasında sadece yumuşatılmış şekilde sadece bize biat edin diyor. Yani vicdanınızı feto, meto, ceto v.s. gibi örgütlere kiralamayı düşünmeyin, düşünenlerin sonu ne olur bilirsinizin biraz yumuşatılmış söylemi bence.

Temkinli olmak en doğrusu. Bu olasılık az değil.

Ancak bu ülkede adaletsizlik dönemleri hep oldu. 80lerde ülkücü ve solcular, 90larda Kürtler, 90 sonu 2000 başında başörtülüler, daha sonra Atatürkçüler mağdur edildi.

Şimdiki yapılanlar bütün bunlardan bile çok daha saçma ve ilkel. Hiçbir mantık ve sistematik dahi içermiyor. Bir kısım suçluyla harmanlanmış, her görüşten devlet çalışanını içeren, normal şartlarda kimisinin kimisiyle hiçbir ortak noktasının dahi olmadığı harman bir kitle.

Bahsettiğim mağduriyetlerin birçoğunun sonucunda kısmen de olsa, geç de olsa devlet bazı hakları teslim etti. Bu dönem de farklı olmayacak.

Son zamanlardaki alametler bir değişime işaret midir? Belki öyledir, belki de değildir. Bu sürecin sonunu görecek miyiz? Ömrü yetenler (Allah herkese uzun ömür versin) evet. Peki bu dönem geçecek mi? Kesinlikle evet.

[kehake 158]

Umutlu, 43 dakika önce yazdı:

İnşaallah olumlu değişimler olur ama söyledikleriyle yaptıkları tamamen farklı olan bir insandan ne sürprizler gelir bilemiyorum

ya arkadaşlar . adam her gittiği yerde hukuktan demokrsiden taviz vermedik vermeyeceğiz diyor. anlatabiliyormuyum. bu kişin umrunda değil vatandaş ülke... tek derdi saltanatının devamı. bunun için her kılığa girebilir.

[tartar10 585]

Hadi bakalım soruları hazırlayalım.

 

 

[Karagöz 7.653]

kehake, 13 dakika önce yazdı:

ya arkadaşlar . adam her gittiği yerde hukuktan demokrsiden taviz vermedik vermeyeceğiz diyor. anlatabiliyormuyum. bu kişin umrunda değil vatandaş ülke... tek derdi saltanatının devamı. bunun için her kılığa girebilir.

Hocam, onu anlıyoruz da. Peki ya bahsettiklerinizin devam etmesi, hukuka ve demokrasiye bağlıysa? Merak etmeyin, birşey yaparsa yenmiş olan kaç yılımızı unutup "Reisim çözdü bu işi " diyecek pek kişi yok aramızda.

Güncelleme • 20 Mayıs, 2020 • Karagöz

[Eylül 796]

Karagöz, 6 saat önce yazdı:

Bu açıklamanın gerçek bir değişime mi, yeni bir tasviyeye mi, yoksa öylesine bir seçim söylemine mi işaret edeceği yakında belli olur. Ama bir nokta kesin: Bu açıklamanın son yıllardaki sözlerinden farklı bir aurası olduğu.

 

Benim için hepsi seçim söylemi. Bir taraftan fetömetrenin mucidini görevden, aslında belki de çok farklı hesapları sebebiyle, alıp bunu bazı yayın organlarında hesaplarda yumuşama olarak lanse edişleri, seçim var bakın yumuşuyoruz, bakın onu görevden aldık, istifa ettirdik vs ile mağdur ya da mağdur ailelerinde bir beklenti oluşturmaları olarak da görülebilir.  Bizden bir beklentileri var yok ama ortam ekonomik olarak da yeterince gergin. Herkesime mesaj verecekler. Aslında fetö ile yumuşama felan yok. Bence farklı hesaplar dönüyor. Bizden oy çıkar mı demeyin bal gibi de çıkar. Daha önceki seçimlerde çıkamadı mı, fotosunu çekip paylaşmadılar mı?

temmuza doğru çıkar kokusu. Her şeyleri hile hurda. Tam sıkışıyorlar diyorsun, işin içinden sıyrılmanın yüzeye çıkmanın bir yolunu buluyor. Medya para iktidar ellerinde. Gittikleri yere kadar  gidecekler. Bu halk ne zaman mı fark edecek, çok ama çok geç olduğunda. Söndürülmedik talan edilmedik bir şey kalmadığında. Her bir vatandaşa birebir zararları dokunduğunda herkes maddi mavinevi her konuda zarara uğradığında. 

[Eylül 796]

Geçmiş seçim öncesi dönemlere bakın. Her seçim öncesi bir yumuşama yanıldık affedin diyecekler söylemi yayılır. En solcu dediğim insan bile gelip bir düzenleme olacakmış, yeni komisyon kurulacakmış, işlemler hızlanacakmışmışmışlar. Ben bile kaç defa umutlandım. 

Halk arasında uyanan, gidişattan rahatsız olan, sorgulamaya başlayan bir kesim var mı var ana gerisi öylesine olabildiğince bağlı gözleri kör ki. Önün de evladını doğrasan ( ihraç ettiler hapse attılar ölüme terkettiler..... umurlarında olmadıya neyse) vardır bi bildikleri diyen bir zihniyet var. Babam bile kalkmış “ihraç olduğun için onlar hakkında böyle düşünüyorsun. Sus düşünmek ne haddine, hayatını yaşa, hatta ve hatta sen kimleri takip ediyorsun kimlerden akıl alıyorsun yani fetöcüler mi sana bu aklı veriyor “ diyen adam. Yazarken bile ellerim titriyor. Aşım çıkmış zaten teröriste, liste liste ismim yayınlanmış, daha ne diyecekler. 

Bu millet sorumluluk almayı istemeyen bir millet genel olarak. Kahramanlıklarla gaz verip şişirilmişler. ne eski akıl ne eski ahlak var. Ben riske girmeyeyim, benim yerine düşünsün yapsın karar alsın ben de alkış tutayım diyen bir çoğunluk. Her şeyin en iyisi en güzeli en en en alası bizizle yağlanmış şişirilmişler. Şirke girdiklerinin bile farkında değiller. Hoca reis başkan imam Sofi hocaefendi aklına ne gelirse dini idari kim ne varsa peygamberi bırak Allah ile bir tutan bir güruh. Kolay kolay ne ders alır ne de harekete geçer risk alır. 

138 bin küsür ihraç ve kaçış çarparsanız artık eşleri aileleri akrabaları. Bi o kadar da memur olmayıp onun bunun iftirasıyla işi gücü elinden alınan hatta mal varlığına el konulan esnafı vs. Bütün az bir ışık görsünler, bir yumuşama lafı dolansın ortada gör bak kaçı oy vermeyecek. 

Elbet şu an dönem oyunlar bu kadar basit değil. Ama insanımız zihniyetimiz bu kadar basit ve inanmaya hevesli. 

Kusura bakmayın. Sabah sabah uzun oldu. 

[Umutlu 2.587]

" İş ve eş gereği ABD Houston Teksas’ta yaşıyorum.
Geçen hafta başımdan geçen ilginç ve gerçekten çok etkilendiğim olay, evime yakın bir postanede gerçekleşti. Yeni yıl hediyesi olarak internet aracılığıyla satın aldığım kol saati paketten camı çatlamış çıkınca, vakit kaybetmeden derhal iade formunu doldurup soluğu postanede aldım.
Postaneye girdiğimde 20-25 kişi kuyrukta hizmet bekliyordu. Burada Noel de yaklaştığı için marketten bir ekmek bile alınsa mecburen onlarca insan arkasında sıraya dizilip normalden çok daha uzun süre beklemek zorunda kalınıyor.
Hizmet eden sayısı sadece 2 kişi olunca, hele bir de hizmet edenler işinden, canından bezmiş bir suratla ve isteksizliğin yansıdığı süratle iş görünce bekleme süresi sabırları zorlayacak düzeye tırmanıyor. Girdiğim kuyrukta arkama döndüğümde bir 30-35 kişinin daha geldiğini gördüm. “Neyse, en azından ortalardayım” diye sevinme payı çıkardım.
Tam 40 dakika sonra sıra bana geldi. Paketi görevliye uzattım, “Adresler üzerinde yazılı” dedim. “Paketi neden bantla kapatmadınız?” diye sordu. Girişteki “Paket içeriğini görmek isteyebiliriz. Lütfen paketlerinizi açık bulundurunuz” uyarısını gösterdim. Sesini yükselterek sinirle “Kapıda ne yazdığını iyi biliyorum. Derhal paketinizi bantlayın” dedi. Sıradaki herkes artık bizi dinliyordu.
Yanı başındaki bantı göstererek, “Rica etsem verebilir misiniz?” dedim. Yanıt yine aynı yüksek sesle geldi: “Hayır, o bant bana ait, müşteri kendi bantını kullanacak!” “Yanımda bant yok, sizin bant için para ödesem…” dediğim an görevli hanım sesini daha da yükseltti.
3 adım ötede, bir ayakkabı kutusu büyüklüğündeki, sadece paketleme servisleri için yapılmış 20 dolarlık bantı işaret ederek satın almamı istedi. “15 santimetrelik kutu için bana o bantı aldırmanız size mantıklı geliyor mu?” diye sordum. “Bantı al ve derhal sıranın sonuna geç!” diye bağırırken sinirden kıpkırmızı kesilmişti. Aynı hışımla kuyruktaki bir sonraki kişiyi (“Sıradaki” anlamına gelen) “Next!” diye çağırdı.
İşte o an dondum kaldım… Çünkü sırada hiç kimse ilerlemedi. Sıranın başındaki beyefendi, “Şu kutuyu derhal bantlayın ve hanımefendinin işini bitirin önce” dedi. Görevli öfkeyle bağırıyordu: “Anyone else… Next!” 30 kişi yerinden kıpırdamıyordu.
İkinci görevliye de gitmiyorlardı. Hizmet durmuştu. Sıradan bir yaşlı bayan, “76 yaşındayım ve dizlerim ağrıyor, ama o bayanın paketini bantlayıp görevinizi yerine getirmediğiniz sürece buradan bir adım atmıyorum” dedi.
Görevli elimden paketi sinirle çekip kutuyu benim söylediğim postane bantıyla yapıştırdıktan sonra ödememi alana kadar karmakarışık duygularla kalakalmıştım. Neredeyse ağlamak üzereydim. Sıraya dönüp “Thank you all” (Hepinize teşekkürler) diyebildim sadece… Gülümseyerek el salladılar.
Dışarı çıkıp arabama oturunca kontağı çalıştırmadan bir süre park yerinde düşündüm. Herkesin işi gücü var. Nasıl oldu da tek bir kişi “Acelem var” diyerek sıranın önüne atlamadı? Nasıl oldu da onca kişi bir kişiye yapılan haksızlık için tepki gösterdi?
O sırada benden hemen sonraki yaşlı beyefendi işini tamamlamış, dışarı çıkmıştı. Arabama yaklaştı, pencereyi açtım. Gülümseyerek kafamdan geçen soruları yanıtladı:

Size yapılan bu yanlış için üzgünüm. Doğada hayvanlar, ağaçlar ve hatta mikroplar birbirleriyle bağ içerisinde hareket ederken biz insanlar birbirimizden çok koptuk.

YANLIŞ, anında tespit edilerek sineye çekilmeden, derhal toplu olarak tepki gösterilmez ise ‘NORMALLEŞTİRİLİR’. O hizmet eden bayan bir dahaki sefere yanlış yaparken iki kez düşünecek. Biz görevimizi yaptık...

NEVA ÇİTCİOGLU BANES.."

《 HALK BU BİLİNÇTE OLMADIĞI SÜRECE HİÇBİRŞEY DEĞİŞMEZ BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN HESABI 》

Güncelleme • 21 Mayıs, 2020 • Umutlu

[Edep 2.393]

Günaydın . Bol iadeli bir hafta olsunki bayramımız bayram olsun.