KHK Mağdurları Gündem ve Gelişmeler

[Karagöz 7.670]

aylin yağmur, 4 saat önce yazdı:

Merhabalar,

AİHM'in bugün açıkladığı karardan haberdar olan arkadaşlar, kararı nasıl değerlendiriyorsunuz acaba? 

Özetle, tek başına ByLock "terör örgütü üyeliği"ne yetersiz demiş. Aynısı "ankesör" için de kesin gelecek. Çok geç kalmış ama olumlu bir karar.

İhraçlarla doğrudan ilgili bir karar değil. AİHM bu konuyu hala erteliyor.

Olumlu kararları mevcut muktedirlerin şimdilik uygulamayacağı da belli. Ama böyle yaptıkları sürece dış dünyada daha da yalnız kalacaklar.

[aylin yağmur 231]

@Karagöz Sağ olun. AİHM'de bir yere kadar işte. Sonsuza kadar bu haksızlığa maruz kalacağız anlaşılan

[The Oracle 201]

Karagöz, 9 saat önce yazdı:

Özetle, tek başına ByLock "terör örgütü üyeliği"ne yetersiz demiş. Aynısı "ankesör" için de kesin gelecek. Çok geç kalmış ama olumlu bir karar.

İhraçlarla doğrudan ilgili bir karar değil. AİHM bu konuyu hala erteliyor.

Olumlu kararları mevcut muktedirlerin şimdilik uygulamayacağı da belli. Ama böyle yaptıkları sürece dış dünyada daha da yalnız kalacaklar.

İltisak ve irtibat kelimeleri üzerine inşa edilen bu uydurma düzen devam ettiği sürece çeşitli mağduriyetlere maruz kalacağımız maalesef kesin. Mücadeleye devam.

[Bla Bla Bla 711]

aylin yağmur, 17 saat önce yazdı:

Merhabalar,

AİHM'in bugün açıkladığı karardan haberdar olan arkadaşlar, kararı nasıl değerlendiriyorsunuz acaba? 

Dün açıklanan AİHM kararıyla ilgili olarak takip edebildiğim kadarıyla;

- Dava her ne kadar kadar Bylock, Bank Asya ve Sendika üyeliği nedeniyle AİHM'a gitse de, AİHM sadece bu üç hususta değil, çok daha genel anlamda ve bu konularda yapılmış tüm yargılamalarda ''mutlak doğru'' kabul edilen ankesör, çocuğu okula gönderme, digitürk abonelikleri, sohbetlere katılma vb. tüm kriterlerin hukuksuz olduğuna karar vermiş. Böylece ceza yargılaması geçirenler, hangi aşamada olursa olsunlar, yeniden yargılama talep etme hakkına kavuşmuş oldular. Eğer yeniden yargılananlar hakkında tekrar hukuksuz kararlar verilmesi halinde, dosyanın AİHM' gitmesi halinde çok daha büyük tazminatlar ödenme durumu ortaya çıkacaktır. Tabii burada önemli olan tazminat değildir, ülkenin AİHM kararlarını uygulayan bir ''hukuk devleti'' olup olmadığının dünyaya gösterilmesidir. Eğer Türkiye bir ''hukuk devletine'' uygun olarak AİHM kararlarını uygulamazsa, ekonomik kriz nedeniyle ihtiyaç duyduğu yüksek miktarlardaki yardım ve borçları Batılı ülkelerden alamayacağı gibi, hiçbir yabancı yatırımcı da ''hukukun olmadığı'' bu ülkeye yatırım yapmayı göze alamayacaktır. Bu durumda, zaten kötü durumda olan ülke ekonomisi daha da kötüleşecektir. Kötü ekonomi, aç topluluklara, aç topluluklar da siyasi iktidarın değişmesine sebep olabilecektir (Bizim ülkede pek öyle olmasa da...)

- Bu AİHM kararının, sadece ceza yargılaması geçirenlerin değil, aynı zamanda ceza yargılaması geçirmeden ''irtibat/iltisak'' nedeniyle kamu görevinden ihraç edilenler açısından önemli olduğunu hukukçular belirtiyorlar. Zira irtibat/iltisaka konu edilen hususların da aslında yasal olduğu bu AİHM kararı ile sabittir. Örneğin bankaya para yatırma, bir sendikaya üye olma veya sohbete katılma yasal bir faaliyetse, bu durum irtibat/iltisaka konu edilebilecek bir durum olamaz. Bu nedenle, AİHM kararının ceza yargılaması geçirmeden doğrudan İdare'nin tasarrufuyla ihraç edilenler için de pozitif katkıları olacaktır.

- Yukarıdaki açıklamalar olması gerekenler. Peki gerçekte bunlar olacak mı? Herkesin kafasındaki soru bu. Şahsi kanaaatim şu: son 7 yılda o kadar çok hukuksuzluğa maruz kaldık ki, adeta Stokholm Sendromu yaşıyoruz ve yaşadığımız hukuksuzlukların asla bitmeyeceğini düşünüyoruz. Bu psikolojide olmamız da gayet normal. Muktedirlere kalsa, AİHM kararlarını uygulamayacaklarını biliyoruz ama ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin her geçen gün daha da derinleşmesi onların da elini kolunu bağlıyor. Birşeyler yapmaya mecburlar. Neyi, ne kadar yapacaklarını zamanla yaşayarak göreceğiz ancak ben bir kişinin bile bu AİHM kararı nedeniyle yaşadığı sıkıntılardan kurtulmasını kâr sayıyorum. Umarım bu AİHM kararı, sadece davayı açan kişiyi değil, yüzbinlerce kişiyi eski güzel günlerine kavuşturmanın ilk adımı olur.

Haklarını kazananlar için hep şöyle diyordum:  ''şimdilik birer birer, ileride biner biner...'' Umarım bunca yıldır mağdur edilmiş yüzbinlerce insanın haklarını biner biner aldıkları günlere doğru hızlı bir şekilde yol alırız. 

Güncelleme • 27 Eylül, 2023 • Bla Bla Bla

[Karagöz 7.670]

Bla Bla Bla, 56 dakika önce yazdı:

Dün açıklanan AİHM kararıyla ilgili olarak takip edebildiğim kadarıyla;

- Dava her ne kadar kadar Bylock, Bank Asya ve Sendika üyeliği nedeniyle AİHM'a gitse de, AİHM sadece bu üç hususta değil, çok daha genel anlamda ve bu konularda yapılmış tüm yargılamalarda ''mutlak doğru'' kabul edilen ankesör, çocuğu okula gönderme, digitürk abonelikleri, sohbetlere katılma vb. tüm kriterlerin hukuksuz olduğuna karar vermiş. Böylece ceza yargılaması geçirenler, hangi aşamada olursa olsunlar, yeniden yargılama talep etme hakkına kavuşmuş oldular. Eğer yeniden yargılananlar hakkında tekrar hukuksuz kararlar verilmesi halinde, dosyanın AİHM' gitmesi halinde çok daha büyük tazminatlar ödenme durumu ortaya çıkacaktır. Tabii burada önemli olan tazminat değildir, ülkenin AİHM kararlarını uygulayan bir ''hukuk devleti'' olup olmadığının dünyaya gösterilmesidir. Eğer Türkiye bir ''hukuk devletine'' uygun olarak AİHM kararlarını uygulamazsa, ekonomik kriz nedeniyle ihtiyaç duyduğu yüksek miktarlardaki yardım ve borçları Batılı ülkelerden alamayacağı gibi, hiçbir yabancı yatırımcı da ''hukukun olmadığı'' bu ülkeye yatırım yapmayı göze alamayacaktır. Bu durumda, zaten kötü durumda olan ülke ekonomisi daha da kötüleşecektir. Kötü ekonomi, aç topluluklara, aç topluluklar da siyasi iktidarın değişmesine sebep olabilecektir (Bizim ülkede pek öyle olmasa da...)

- Bu AİHM kararının, sadece ceza yargılaması geçirenlerin değil, aynı zamanda ceza yargılaması geçirmeden ''irtibat/iltisak'' nedeniyle kamu görevinden ihraç edilenler açısından önemli olduğunu hukukçular belirtiyorlar. Zira irtibat/iltisaka konu edilen hususların da aslında yasal olduğu bu AİHM kararı ile sabittir. Örneğin bankaya para yatırma, bir sendikaya üye olma veya sohbete katılma yasal bir faaliyetse, bu durum irtibat/iltisaka konu edilebilecek bir durum olamaz. Bu nedenle, AİHM kararının ceza yargılaması geçirmeden doğrudan İdare'nin tasarrufuyla ihraç edilenler için de pozitif katkıları olacaktır.

- Yukarıdaki açıklamalar olması gerekenler. Peki gerçekte bunlar olacak mı? Herkesin kafasındaki soru bu. Şahsi kanaaatim şu: son 7 yılda o kadar çok hukuksuzluğa maruz kaldık ki, adeta Stokholm Sendromu yaşıyoruz ve yaşadığımız hukuksuzlukların asla bitmeyeceğini düşünüyoruz. Bu psikolojide olmamız da gayet normal. Muktedirlere kalsa, AİHM kararlarını uygulamayacaklarını biliyoruz ama ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin her geçen gün daha da derinleşmesi onların da elini kolunu bağlıyor. Birşeyler yapmaya mecburlar. Neyi, ne kadar yapacaklarını zamanla yaşayarak göreceğiz ancak ben bir kişinin bile bu AİHM kararı nedeniyle yaşadığı sıkıntılardan kurtulmasını kâr sayıyorum. Umarım bu AİHM kararı, sadece davayı açan kişiyi değil, yüzbinlerce kişiyi eski güzel günlerine kavuşturmanın ilk adımı olur.

Haklarını kazananlar için hep şöyle diyordum:  ''şimdilik birer birer, ileride biner biner...'' Umarım bunca yıldır mağdur edilmiş yüzbinlerce insanın haklarını biner biner aldıkları günlere doğru hızlı bir şekilde yol alırız. 

Hocam, ihraçlarda iktidarın ana argümanı "Kişi suçsuz olabilir, ancak biz sadakatine güvenmiyoruz. Sadakatine güvenmediğimiz kişiyi de devlette çalıştırmayız." Suçsuz olduğumuzu kabul ediyorlar, ama ihraçların ceza değil "tedbir" olduğunu savunuyorlar. Yüz binlerce kişinin hayatı kaymış, ama ceza değilmiş, öyle diyorlar. O sebeple doğrudan ihraçlara uygulanabilecek bir karar olduğunu düşünmüyorum maalesef.

Bununla beraber AİHM yüksek olasılıkla KHK ihraçlarını da insan haklarına aykırı bulacak. Maalesef bu geçirdiğimiz iğrenç süreci "etkin iç hukuk yolu" kabul ederek bizleri başlarından savdılar zamanında. Davalarımızın önlerine düşmesine de çok kalmadı.

Evet dünya haklılığımızı kabul edecek. Gerçi bir tane kişi > dünya ise, ne yapacağız bilinmez. Her halükarda mücadeleye devam

[Karagöz 7.670]

aylin yağmur, 11 saat önce yazdı:

@Karagöz Sağ olun. AİHM'de bir yere kadar işte. Sonsuza kadar bu haksızlığa maruz kalacağız anlaşılan

Sonsuz diye bir şey yok. Vakti gelince bitecek. Eşkıya dünyaya, hele de bu devirde, hükümdar olmaz.

Ama o vakte biraz daha var. İşte bu yüzden seçim, halkın duruşu önemliydi. Ama yanlışı seçtiler. Onlar da sonuçlarını yaşayacak.

[Karagöz 7.670]

Dostlar kararın özeti burada. Altına ihraç KHKlarını da acilen görüşmeleri için tepkilerinizi belirten tweetler atabilirsiniz, elinize yapışmaz. Hazır konu sıcakken etkili de olabilir. Türkçe yazmanızda da sakınca yok.

 

[Demirci 167]

Bla Bla Bla, 2 saat önce yazdı:

Bu AİHM kararının, sadece ceza yargılaması geçirenlerin değil, aynı zamanda ceza yargılaması geçirmeden ''irtibat/iltisak'' nedeniyle kamu görevinden ihraç edilenler açısından önemli olduğunu hukukçular belirtiyorlar. Zira irtibat/iltisaka konu edilen hususların da aslında yasal olduğu bu AİHM kararı ile sabittir. Örneğin bankaya para yatırma, bir sendikaya üye olma veya sohbete katılma yasal bir faaliyetse, bu durum irtibat/iltisaka konu edilebilecek bir durum olamaz. Bu nedenle, AİHM kararının ceza yargılaması geçirmeden doğrudan İdare'nin tasarrufuyla ihraç edilenler için de pozitif katkıları olacaktır.

Sn. @Aklima nin deyişiyle KHK ile ihrac da mahiyeti itibariyle sonuçları çok ağır olan bir tür cezadır diyerek belki idare mahkemelerine (özellikle AİHS'nin 7. Maddesine yani kanunsuz ceza olmaz ilkesine atıfta bulunarak) bu AİHM kararı iletilebilir, ancak kararda doğrudan doğruya ihracların işine yarayabilecek tek söz goremedim, tartisma hep "üyelik" mevzusu üzerinde dönmüş. Hukukçular kararın ihraclar açısından önemli olduğunu söylüyorlar ama keşke detay da verseler, bu karar ihraclara halihazırda nasıl bir fayda sağlayacak gerçekten merak ediyorum. İdari makamlar için faaliyetin yasal olmasi bir şey ifade etmiyor, idare guvenmedigim/en ufak şüphe duyduğum biriyle çalışmam diyor, AİHM kararında ise bu yaklaşıma karşı tek bir kelime yok zira kararın konusu bu degil zaten. Sn. @Aklima siz ne dersiniz? 

[Bla Bla Bla 711]

Karagöz, 3 saat önce yazdı:

Hocam, ihraçlarda iktidarın ana argümanı "Kişi suçsuz olabilir, ancak biz sadakatine güvenmiyoruz. Sadakatine güvenmediğimiz kişiyi de devlette çalıştırmayız." Suçsuz olduğumuzu kabul ediyorlar, ama ihraçların ceza değil "tedbir" olduğunu savunuyorlar. Yüz binlerce kişinin hayatı kaymış, ama ceza değilmiş, öyle diyorlar. O sebeple doğrudan ihraçlara uygulanabilecek bir karar olduğunu düşünmüyorum maalesef.

Bununla beraber AİHM yüksek olasılıkla KHK ihraçlarını da insan haklarına aykırı bulacak. Maalesef bu geçirdiğimiz iğrenç süreci "etkin iç hukuk yolu" kabul ederek bizleri başlarından savdılar zamanında. Davalarımızın önlerine düşmesine de çok kalmadı.

Evet dünya haklılığımızı kabul edecek. Gerçi bir tane kişi > dünya ise, ne yapacağız bilinmez. Her halükarda mücadeleye devam

Sizin de dediğiniz gibi Hocam, bunlar onların iddiası. Nasıl ki AİHM kararına konu olan olaylar, AYM dahil tüm mahkemeler tarafından ''hukuka uygun'' görüldüğü halde, AİHM bunların ''hukuksuz olduğunu'' teyit ettiyse, devlete ''sadakat yükümlülüğü'' şeklindeki tamamen ''subjektif'' hükümet savunmasının da benzer şekilde hukuksuz olduğunu, AİHM ileride dosyalar önüne geldiğinde söyleyecektir. 

Son zamanlarda gördüğüm Danıştay'ın bazı emsal kararlarında, irtibat/iltisak noktasında idarelerin öne sürdüğü iddialarının ''somut, kesin, net, hukuken denetlenebilir ve teyit edilebilir'' olmasına vurgu yapılıyor.  Şimdiye kadar mahkemeler, bu kapsamdaki savunmaları hiç dikkate almadı ve kendi yarattıkları gerçek dünyadan ve evrensel hukuktan yoksun sanal dünyadaki oldukça geniş yorumlanmış irtibat/iltisak kriterlerine göre, bizleri mağdur ettiler. Ancak artık ortada, silahlı terör örgütü üyeliği veya irtibat/iltisak olarak kabul edilen kriterlerinin sanal dünyada yaratıldığını doğrudan ceza mahkemelerinin, dolaylı olarak da idare mahkemelerinin yüzüne çarpan bir AİHM kararı var. Bu AİHM kararının, hepsini olmasa da pek çok idare mahkemesinin vereceği kararı olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyorum. 

Yaşayıp neler olacağını göreceğiz hep birlikte. Umarım en kısa zamanda yaşanan tüm mağduriyetler son bulur... 

Güncelleme • 27 Eylül, 2023 • Bla Bla Bla

[aylin yağmur 231]

@Demirci Sorunuzun cevabını bende merakla bekliyorum. Bunun dışında bende aynı şekilde bu kararın ihraçları nasıl etkileyeceğine dair hukukçulardan net bir açıkmaya rastlayamadım. Böyle olunca tanıdık bir avukata sordum bu durumu oda kararı şu an istinafta bulunan dosyama eklememin yararıma olacağını söyledi ama hukuki açıdan tatmin edici bir açıklamada bulunmadı.Anlayamadığım kısım AİHM'in verdiği ihlal kararlarında yer alan banka vb gerekçelerden zaten yargılanmış ve  beraat (2b) etmiş, bu karara rağmen bende birçoğumuz gibi idare mahkemesi'den red almıştım. Yani durumda AİHM'in verdiği karar ne işimize yarayacak cidden merak ediyorum.