İçeriği gör
Konuk

Gündem Dışı Sohbet

Önerilen Yorum

Konuk

benim hikayem neydi, unuttum
elimde yaralar, biraz da cüret

bırak artık dünyayı zarları hileli
yorgunsun yüzünden belli

bırak artık dünyayı zarları hileli
ağlamışsın gözlerinden belli..

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Sen yoktun
Bir sabah nefessiz kalmıştım
Yağmur yağdı
Kış geçti..


Sen yoktun 
Almışlardı seni benden yine bir sabah
Sabahları sevmiyorum
Korkuyorum sabahlardan 
Uyanamamaktan değilde 
Uyanıp da seni bulamamaktan..


Sen yoktun 
Kırıldım bir sabah 
Sol yanımdan 
Ağrısı sızısı bu yüzden içimin 
Ellerimin kimsesizliği 
Adımlarımın çaresizliği 
Hep bu yüzden.
Unuttuğum bir köşede bir ben var 
Yüzünde gülücükler 
Sırtına sonbaharlar yüklenmiş ama 
Avuçlarında mevsim bahar 
Unuttuğum bir köşede bir sen var 
Unutamadığım gül yüzün 
Aklımdan çıkmayan gülüşün..


Özledim desem az kalır 
Çok seviyorum desem, 'çok'u eksik.. 


Alacaklıyım... 
Zamandan, 
Sensiz kaldığım o her andan,
Yanımda uyanmadığın sabahlardan,
Seni tutsak tutan şehirden,
Hiç olmayan yarından, 
Gelmeyen tüm gemilerden.
Aşkı anlatan şiirlerden 
Aşıklardan,
Mecnun' dan Leyla'dan..


Sen yoktun 
Ben, ağlamayı öğrendim bir sabah. 
Alacaklıyım o göz yaşlarımdan,
Alacaklıyım,
Senin olmadığın her andan..

iy..

  • Beğeni 2

677, EGM, Kriter yok, RET 05.11.2021

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk

                                                                               Yedi Kız Çocuk

Köyde yaşayan çiftin yedi tane kız çocuğu vardı. Çok istemelerine rağmen erkek çocukları olmamıştı. Sekizinci çocuğa hamile kalan kadın bu sefer ki erkek olsun diye dua ediyordu. Bu dua sonucunda neler oldu neler…

Kocası bu konuda çok baskı yapıyordu kadına. Yedi kız babası olması köyde alay konusu olan adam köy ahalisinin dilinden kurtulmak için erkek çocuğa sahip olmak istiyordu.

Bu nedenle eşine söylemedik laf bırakmıyordu. Sanki çocuğu erkek ya da kız olarak yaratmak kadının elindeymiş gibi davranmaya başlamıştı. Çocuğun doğmasına çok az bir zaman kalmıştı. Adam kahveye gitmek için evden çıkarken karısına “Eğer buda kız olursa gözüme görünme. Pılını pırtını topla git bu evden.

Ama erkek olursa hemen haber yolla” diye seslendi. Zavallı kadın kocasının bu baskısından bıkmış ve dua etmekten başka çaresi yoktu. Hamileliği süresince “Ne olur Allah'ım bu sefer ki erkek olsun” diye dua ediyordu

Adam evden ayrıldıktan kısa bir süre sonra kadının doğum sancısı başlamıştı. Köyün ebesini çağırdılar. Haber alır almaz hemen gelen ebe doğuma başladı ve mutlu haberi verdi “Gözünüz aydın erkek” dedi. Mutluluktan ne yapacağını bilemeyen kadın çocuklarının biriyle hemen kocasına haber yolladı.

Köy kahvesinde oturan adam erkek bebeği olduğu haberini alınca mutluluktan havalara uçarak kahveciye “Herkese benden çay, heyt be oğlum oldu” diye seslendi. Sonra da büyük bir mutluluk içinde koşarak eve geldi. Bu arada kadın da henüz bebeği görememişti. Adam geldikten sonra hemen bebeği sordu “Nerde oğlum oğlumu getirin bana” diye mutluluk içerisinde bağırıyordu.

Ebe kundağa sardığı bebeği getirdi ve kundağı açtığında adam ve kadın şok oldu. Çünkü bebeğin bir kolu ve bir bacağı yoktu. Diğer kolunun ise yarısı yoktu.

Adamın hemen kafasına şu soru geldi. ”Sen hayırlı ve sağlıklı evlat istemedin, cinsiyeti vermek eşimin elinde değildi, Allah beni imtihan etti ve al sana erkek çocuk dedi” diyerek imtihanı anladı.

Biz kim oluyoruz da Allah’ın yarattıklarını beğenmiyoruz. Bir tırnağını yaratmaya dahi gücümüz yetmezken onun verdiği bu güzelliklere burun kıvırıyoruz. Sağlıklı olsun da ister kız isterse erkek olsun. Çocuğun cinsiyetini kadın değil erkek belirler. Bu konuda kadının elinde olan bir şeyde yoktur. Cinsiyet ile ilgili illa suçlanacak biri varsa o da erkektir.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk

İlaç gibi geldi. Zaten zor günlerden geçiyorum. 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk

Değerli arkadaşlar, önceki formda da yazdığım bir konuda görüş almak istiyorum. 

Güneydoğuda bir ildeyiz. Küçük kızım LGS de 0,25 lik yüzdelikte (492 küsür puan). İstanbuldan bir kaç okul tercih arasında tereddüt ediyoruz.

Kadıköy Atatürk Fen  (0,27)

Çapa Fen (0,38)

Cağaloğlu Anadolu Lisesi 1+4 yıl (Almanca) 0,45 

Üsküdar Hüseyin Avni Anadolu Lis 1+4 yıl (ing) 0,84 (pansiyonu yok)

Kadıköy Anadolu Lisesi 1+4 yıl(ing) (0,93)

Bu okulların durumu hakkında bilgisi olan arkadaş var mı?

Fen liselerini tercih edip iyi bir üniversitemi yoksa iyi bir yabancı dil ile yurt dışında okuma imkanı mı arasında kaldık.

 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk

Ellerim ve dizlerimin üstünde sürünmek zorunda kalsam bile bu yolu da aşacağım.

Martin Eden, Jack London

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Günaydın

Allah iyilik ve hayırlar versin

Güzel haberler alın inşallah

  • Beğeni 1

Eşim için takipdeyim.692 KHK ile EGM den ihraç edildi. Ağır cezada yargılandı ve beraat etti. Savcı istinafa göndermiş. Sabırla bekliyoruz. İnşallah olumlu haberler alırız...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk

İmtihan içinde imtihan vardır. Derlen toparlan da ufak bir imtihana satma kendini. Şikayetçi, kötü huyludur. İyi huylu şikayet etmez, tahammül eder. Gözyaşının bile görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.Üç sözden fazla değil, tüm ömrüm şu üç söz; hamdım, piştim, yandım.

(Mevlana)

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
inspector, 9 saat önce yazdı:

Değerli arkadaşlar, önceki formda da yazdığım bir konuda görüş almak istiyorum. 

Güneydoğuda bir ildeyiz. Küçük kızım LGS de 0,25 lik yüzdelikte (492 küsür puan). İstanbuldan bir kaç okul tercih arasında tereddüt ediyoruz.

Kadıköy Atatürk Fen  (0,27)

Çapa Fen (0,38)

Cağaloğlu Anadolu Lisesi 1+4 yıl (Almanca) 0,45 

Üsküdar Hüseyin Avni Anadolu Lis 1+4 yıl (ing) 0,84 (pansiyonu yok)

Kadıköy Anadolu Lisesi 1+4 yıl(ing) (0,93)

Bu okulların durumu hakkında bilgisi olan arkadaş var mı?

Fen liselerini tercih edip iyi bir üniversitemi yoksa iyi bir yabancı dil ile yurt dışında okuma imkanı mı arasında kaldık.

 

İyi bir yabancı dil ile yurt dışında okuma imkanı varsa öncelik bu olmalı. Benim düşüncem. Çünkü bir dil bir insan iki dil iki insan demektir. Dışarının imkanları ülkemize göre daha fazla. Ama dışarıda okuma imkanı yoksa ülkemizde okumalı. Tercih sizin. Ben olsam imkanım olsa dışarıyı tercih ederim. Daha sonra istersen çok fırsat önüne çıkacağı için uygun ortam bulursan gelirsin.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Bize eşit şartlarda mücadele imkanı vermediler ki gerçekten ne kadar nitelikli olduğumuzu gösterelim. Hileli zarların olduğu bir oyunun içinde bulduk kendimizi. Şartların eşit olmadığı, zarların hileli olduğu bir oyunda hayatta kalmak bile çok büyük bir başarı. Tüm olumsuzluklara rağmen mücadeleden vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz, mücadele edeceğiz. Eninde sonunda kazanacağız, buna şüphe yok. Bize düşen görev, o gün gelene kadar ilk önce akıl sağlığımızı, sonra beden sağlığımızı korumak ve azimle ve inadına yaşamak.  Her birimiz farklı ailelerde, farklı kültürlerde, çok farklı şartlar altında yaşadık, büyüdük ve bu günlere geldik. Hepimizin başına aynı olay gelmiş olsa da, herkesin tepkisi, reaksiyonu, hissettiği şeyler, dayanma eşiği vs farklı. Ama işin özü bence haklı olduğumuzu bildiğimiz böyle bir durumda dirayetli olup yaşamaya devam etmek. Tüm olumsuzluklara rağmen yaşayacağız ve ileride tüm haklarımızı aldığımız günlere akıl ve beden sağlığımız tam olarak ulaşacağız. 
    • Hocam, kendinize haksızlık etmeyin. Devlet söz vermiş 657ye uyduğun sürece sorun yok demiş. Birçok kişi de buna güvenip kendini o memuriyet için hazırlamıştı ve o işe kendini adamıştı. Özellikle belli bir yaştan sonra gerçekten zordu bu işler. Birçok kişiye de yedikleri damga çok ağır geldi, yeni bir hayat kurmak için o psikolojik gücü kendilerinde bulamadılar. Bunun üstüne uğraştığımız davaları parçalanan aileleri ekleyin. Hayatta kalabilmeniz bile başarı aslında.
    • 8 sene geçti ve hiç bir şey değişmedi. Parkomatta  çalışdım, inşaatlarda çalıştım, tarla işlerinde çalıştım, bir buçuk sene kadar dershanede çalıştım (depremden sonra kapandı) fabrikada 3-5 ay çalıştım ödeme sorunu olunca  ayrıldım yine inşaattayım. 8 yılda bir kazmaya sap olamadım, ortalamaya baksan 8 yıl asgari ücret altında kazandım. Hep günü kurtarma uğraşıyla  geçti 8 sene. Bu 8  sene bana ne kadar beceriksiz işe yaramaz olduğumu gösterdi. Bazen düşünüyorum nasıl bir günahım varmışta bu duruma düştüm ve kurtulamıyorum ... Ülkenin hukuk olsun adalet olsun ekonomi olsun vesaire memnun değilizya, ben bunun bin katı kendimden memnun değilim ...
    • Yeminle şaka gibiyiz ya. Herkese açık bir forumda birbirine dilekçe dava danışan, fikir alış verişi yapan, sabır tavsiye eden, gündem hakkında analizler yapan "terörist" mi olur arkadaş? İçinde olmasak tam bir komedi değil mi şu durum aslında? 8 sene be.
    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
×
×
  • Yeni Oluştur...