Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli Forumu

[Aklima 4.699]

AdaletBekleyen701, 28.02.2021 - 23:02 yazdı:

@Aklima Forma yazılan bütün yazılar üye olmadan okunuyor. Forum kapalı bir grup değil bilinçli olarak mı kapatılmıyor

Basitçe açıklanabilecek bir konu değil. Forumun ilk açılması sonrası farklı nedenlerle değişik zamanlarda farklı uygulamalar yapıldı. Son uygulamada üye olmayanların mesajları editör onayıyla paylaşılıyor. Üyelerin paylaşımları da yine editörlerce izlenmekte ve gerekirse müdahale ve yaptırım uygulanmakta. Gizleyecek bir şeyimiz olmaması, forumun işleyiş ve ulaşımının legal ve hukuksal olması, maddi kazanç derdi olmaması vede mağdur olanların bilgiye ulaşım ve umut kapısı olması açısından paylaşımlara erişimde kısıtlama uygulanmamakta. Net cevabı forum kurucusu ve sahibi sayın MSA dan alabilirsiniz.

[portakal çiçeği 296]

Sayın @Aklima

 

"Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı" diye yazdığı için buradan yazıyorum.

"Sizin 223/b den beraat istediğiniz bir dosyaya savcı hangi gerekçeyle ceza verilmeli diye istinaf başvurusu yapabilir ki. Teknik olarak imkansız. Savcının ceza almalı 223/e den beraatı kabul etmiyorum diyeceği bir dosyaya da zaten siz 223/b den beraat verin diye başvuru yapamazsınız buda teknik olarak imkansız. Çünkü birisinde şüphe var ancak somut olarak ispatlanamıyor. Diğerinde ise somut yada soyut hiç bir emareye rastlanamıyor."  diye yazmışsınız.

 

Eşimin ardışığında olan arkadaşı geçen hafta beraat etti. 223/2-e’den... Savcı 3713 sayılı TMK’nın 7/1 maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı TMK’nın 5. Maddesi, TCK’nın 53, 58/9 ve 63. Maddeleri gereğince cezalandırılmasına, karar verilmesi diye. O da oy birliğiyle almış beraati. Savcı dilekçe vermiş, karara itiraz edecekmiş. Aramanın er tarafından yapıldığı belli. Kişinin tüm dosyasını da biliyoruz. Her şeyi tertemiz. O da “b” maddesinden istinaf edecek. Teknik olarak imkânsız demişsiniz. Yani “b” maddesinden beraati isteyemez mi savcı ceza istediği için?

[Aklima 4.699]

portakal çiçeği, 6 saat önce yazdı:

Sayın @Aklima

 

"Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı" diye yazdığı için buradan yazıyorum.

"Sizin 223/b den beraat istediğiniz bir dosyaya savcı hangi gerekçeyle ceza verilmeli diye istinaf başvurusu yapabilir ki. Teknik olarak imkansız. Savcının ceza almalı 223/e den beraatı kabul etmiyorum diyeceği bir dosyaya da zaten siz 223/b den beraat verin diye başvuru yapamazsınız buda teknik olarak imkansız. Çünkü birisinde şüphe var ancak somut olarak ispatlanamıyor. Diğerinde ise somut yada soyut hiç bir emareye rastlanamıyor."  diye yazmışsınız.

 

Eşimin ardışığında olan arkadaşı geçen hafta beraat etti. 223/2-e’den... Savcı 3713 sayılı TMK’nın 7/1 maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı TMK’nın 5. Maddesi, TCK’nın 53, 58/9 ve 63. Maddeleri gereğince cezalandırılmasına, karar verilmesi diye. O da oy birliğiyle almış beraati. Savcı dilekçe vermiş, karara itiraz edecekmiş. Aramanın er tarafından yapıldığı belli. Kişinin tüm dosyasını da biliyoruz. Her şeyi tertemiz. O da “b” maddesinden istinaf edecek. Teknik olarak imkânsız demişsiniz. Yani “b” maddesinden beraati isteyemez mi savcı ceza istediği için?

Alıntıladığınız kısım, Tanık34 rumuzlu üyemizin durumuyla ve alıntı yaptığınız sayfanın üstündeki dilekçeyle alakalı. Yani Tanık34 rumuzlu üyemizin paylaştığı durumuna münhasır bir paylaşım.

Teknik bir mevzu olmakla beraber kısaca anlatmak gerekirse; savcının beraat istemesi sonucu verilen beraat kararları hariç savcı istinafa gider. Savcının beraat istemediği dosyalarda verilen beraat kararlarını istinafa götürmediği nadir görülen bir durumdur. Sizde beraat kararının gerekçesi yada mevcut delil durumu, mevzuat vb gereği yanlış şekilde beraat verildiğini düşünüyorsanız sizinde istinafa gitme hakkınız baki.

[Konuk]

https://odatv4.com/yargitaydan-hiyerarsi-karari-12032153.html

Güncelleme • 12 Mart, 2021 • Konuk

[MSA 7.768]

15 Temmuz’dan sonra görülen darbe davaları ilk derece mahkemelerinde sonuçlanıp, sanıkların neredeyse tamamına ceza verildikten sonra medyada genellikle “Darbecilere ceza yağdı” başlığı kullandı.

Polatlı 58’inci Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığı davasında da böyle oldu.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 328 sanıklı bu dava Nisan 2018’de sonuçlandı. Sanıklardan 27’si ağırlaştırılmış müebbet, 20’si müebbet hapis cezasına çarptırılırken, 217 sanığa “Darbeye yardım”dan 12 yıl 6 ay ila 20 yıl arasında değişen hapis cezası verildi. 

Mahkeme, olay tarihinde vatani görevini yapan 62 er, 1 albay ve 1 sivil memurun ise beraatını kararlaştırdı.

“Darbeye yardım”dan cezalandırılan sanıkların çok büyük bölümü uzman çavuş, uzman onbaşı ve uzman er rütbesindeydi.

İstinaf bu kararları aynen onadı. Nihayetinde dosya Yargıtay’a geldi.

16. Ceza Dairesi, temyiz incelemesini 4 gün önce sonuçlandırdı ve kararın yazımından evvel tahliyelerin gerçekleştirilmesini sağladı.

Peki Yargıtay ne karar verdi?

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış olan 27 sanıktan 11’nin, müebbet hapis cezasına çarptırılan 20 sanıktan 1’inin cezasını onadı.

Kalan sanıkların eylemlerinin ise “darbe” değil, “darbeye yardım” kapsamına girdiğine hükmetti. 

Kararın en dikkat çekici kısmı; “Darbeye yardımdan” cezalandırılan ve çoğunluğu uzman çavuş, uzman onbaşı ve uzman er gibi alt rütbelerde olan sanıklar hakkında verilen hüküm oldu.

Yargıtay tam 160 sanık hakkındaki hapis cezalarını bozup, tahliyelerine karar verdi.

"ASTLARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU"

Önemli olan bu kararın gerekçesiydi. “Bağlayıcı emrin yerine getirilmesi kapsamında astların hukuki sorumluluğu” başlığı altında önce özetle şu hususlar vurgulandı:

“Hukuka aykırı olan ve emri verenin hukuki sorumluluğunu kaldırmayan bir emrin yerine getirilmesinin hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilmesi mümkün değil ise de, Devlet tarafından yerine getirilen kamu hizmetinin yürütülmesinde amirin emrini yerine getirmek durumunda kalan ast yönünden bu durumun bir sorumsuzluk nedeni olarak kabul edilmesinde zaruret bulunmaktadır. Kural olarak hukuka aykırı emre muhatap olan kamu görevlisinin bu emri denetlemesi, sorgulaması, hukuka aykırı olduğu kanaatinde ise amirin yazılı emri ve ısrarı olmadan yerine getirmemesi gerekir. Ancak Anayasanın 137/3. Maddesinde, ‘Askeri hizmetlerin görülmesi ve acele hallerde kamu düzeni ve kamu güvenliğinin korunması için kanunda gösterilen istisnaların saklı’ olduğu belirtilerek, yapılan işin mahiyeti, kamu düzeni ve kamu güvenliği nedeniyle bazı istisnalara yer verildiği de görülmektedir. Muadil düzenleme TCK'nın 24/4. maddesinde de yer almaktadır. Keza bir hukuk devletinde prensip olarak konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur. Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür.  Gerçekten askerlik hizmeti, diğer hizmetlerden farklı olarak, fertlerden daha tam, daha kesin ve daha çabuk bir itaat bekler, hatta böyle bir itaate askerleri zorlar. İşte askerlik hizmetinin bu özelliğini nazara alan Anayasamız, ‘kanunsuz emir’ kenar başlığını taşıyan 137. maddede, kanunsuz emrin yerine getirilemeyeceğini ve böyle bir emri alan memurun ne suretle hareket etmesi gerekeceğini belirttikten sonra ‘Askeri hizmetlerin görülmesi… için kanunla gösterilen istisnalar saklıdır’ dediği gibi, Askeri Ceza Kanunu da amir tarafından verilen emrin yerine getirilmesine ilişkin olmak üzere, şöyle bir hüküm sevk etmiştir: ‘Hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse, bu suçun işlenmesinden emir veren mesuldür.’ Bu düzenlemelere göre, emri veren amir ise kesin itaat kuralı her bakımdan geçerlidir; ast emre mutlak surette itaat edecektir. Her asker, amiri tarafından verilen emrin kanuni olduğunu farz ve kabul etmek zorundadır ve bu konuda ast lehine bir karinenin varlığı kabul edilebilir.”  

Ardından şöyle denildi:

“Olağan dönemlerde de aranan, failin bilgi düzeyi, gördüğü eğitim, yaşı, rütbe ve görevi, içinde bulunduğu sosyal ve kültürel çevre koşulları gibi kriterlerin, siyasi tarihi itibarıyla darbe geleneğinin demokrasi kültüründen daha baskın olduğu ülkede suç tarihi itibariyle yaşanan kalkışmanın olağanüstü şartları nazara alınarak değerlendirilmesi, mevcut irade ve bilgisini, eylemin haksızlığını algılama, davranışlarını bu algılama doğrultusunda yönlendirme ve böylece haksızlığı tercih etmeme bakımından kendisinden beklenebilen tercih ve tutum noktasında kullanıp kullanmadığı değerlendirilerek belirlenmelidir. Bu değerlendirmeler yapılırken, askeri hiyerarşinin en altında yer alan erler ile rütbeli personelin ‘ast’ kavramına bağlanan hukuki sonuçlar bakımından aynı değerlendirmelere tabi tutulamayacağı da gözetilmelidir.”

KARARLARDA BÜYÜK FARK

Özetle Yargıtay, “Emri veren general ile emri yerine getiren alt rütbelere ceza verilemez” dedi.

Peki medyamızın tavrı ne oldu?

Çoğu söz konusu kararı görmezden gelirken, görenler de bu kadar bozma, tahliye ve gerekçeler yerine 11 sanığın veya 51 sanığın cezasının onanmasını ön plana çıkardı.

Şunu da hatırlatalım.

2018’de tüm sanıklara ceza yağdıran Mahkemenin Başkanı Yargıtay üyesi yapıldı.

3 yıl sonra ise onun verdiği kararlarının büyük bölümü Yargıtay tarafından bozuldu.

Mahkemelerin kararları arasındaki büyük farkı göstermesi açısından çok çarpıcı bir örnek değil mi?

[Konuk]

Eleybe, 23.01.2021 - 20:29 yazdı:

•  

Herkese iyi günler, başıma olmadık şeyler geliyor geçen ay SGK KYOK kararımı gönderip açıklama bölümünde KHK ile ihraç edildi çıkarıldı yazısının kaldırılmasını çalışma hayatımı etkilediğini yazdım. Onlarda kurumuma dilekçe yazmamı söylediler. Kara kuvvetlerini aradım adli şube KYOK kararımı göründüğünü söyledi ama uzman erbaş şubede KYOK kararımı görünmediği cevabını alınca kan beynime çıktı. Bana acil KYOK kararıyla beraber dilekçe göndermemi söylediler, ilk defa böyle birşey le karşılaştıklarını söylediler. Geçen cuma uzman erbaş şube, devlet personel başkanlığına KYOK kararımı göndermiş bunun anlamı ne. KYOK kararını 2017 yılında almıştım el insaf 4 yıldır KYOK kararı işlemde değilmiymiş acaba. Komisyonada göndermiştim. Hala bekliyorum. 

[Aklima 4.699]

Nefer, 23 saat önce yazdı:

•  

Herkese iyi günler, başıma olmadık şeyler geliyor geçen ay SGK KYOK kararımı gönderip açıklama bölümünde KHK ile ihraç edildi çıkarıldı yazısının kaldırılmasını çalışma hayatımı etkilediğini yazdım. Onlarda kurumuma dilekçe yazmamı söylediler. Kara kuvvetlerini aradım adli şube KYOK kararımı göründüğünü söyledi ama uzman erbaş şubede KYOK kararımı görünmediği cevabını alınca kan beynime çıktı. Bana acil KYOK kararıyla beraber dilekçe göndermemi söylediler, ilk defa böyle birşey le karşılaştıklarını söylediler. Geçen cuma uzman erbaş şube, devlet personel başkanlığına KYOK kararımı göndermiş bunun anlamı ne. KYOK kararını 2017 yılında almıştım el insaf 4 yıldır KYOK kararı işlemde değilmiymiş acaba. Komisyonada göndermiştim. Hala bekliyorum. 

Paylaşımınız da ilginç gelen hususlar var. En çok merak ettiğim devlet personel başkanlığına KYOK kararınızın gönderilme gerekçesi. Durumunuzun devlet personel başkanlığıyla uzaktan yakından alakası yok. Bahsettiğiniz metni ilgili programa ekleyen SGK bu metnin görünmesinin nedeniyse KKK nın veri girişinde bu metni seçmesi. SGK nın bu konuyla alakalı olan basın duyurusunda durum net.

[Konuk]

SGK kkk lığına başvurmamı  söyledi. Kkk de adli şubede görünen KYOK kararı özlük haklarıma bakan uzman erbaş şubesinde sistemde gözükmediğini, böyle birşey le ilk defa karşılaştıklarını söyledi. Beni aradılar devlet personel başkanlığına bilgi verdiklerini KYOK evrağını gönderdiklerini söyledi ve bana bununla ilave tedbirlerin de kalkacağını söyledi. Devlet personel başkanlığına bu işin ne ilgisi var anlamadım. 

[Konuk]

TSK dan hiçmi karar çıkmaz kardeşim bu nedir ya. 

[AdaletBekleyen701 56]

https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/son-dakika-guvenlik-sorusturmasi-teklifi-kabul-edildi-6360057/

Bu kabul edilen yasa ile 1. derece ve 2. derece yakınlarından dolayı ihraç olanlar iade süreci başlar mı ?