İçeriği gör
KHK Mağdurları Forum

OHAL Ve KHK Mağdurları 4

Önerilen Yorum

Nazenin, 35 dakika önce yazdı:

bilmiyorum sanki kurduğumuz cümlelerle gelecegimiz kaderimizi arasında bağlantılar var.

Hocam o biraz daha o konuyla olan hassasiyetimiz ile ilgili oluyor. Olacak zaten oluyor; ancak, bu hassasiyet olunca, geçmişteki olay ile bağlantı kuruyoruz. 

  • Onaylama 1

KHK Forum Editörü - 672 Maliye - VDK

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
vergici672, 12 dakika önce yazdı:

Hocam o biraz daha o konuyla olan hassasiyetimiz ile ilgili oluyor. Olacak zaten oluyor; ancak, bu hassasiyet olunca, geçmişteki olay ile bağlantı kuruyoruz. 

bilmiyorum ki hocam belki dediğiniz gibidir tesadüfler arasında hassasiyet olunca baglanti kuruyoruz 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
Aklima, 13 saat önce yazdı:

Günaydın,

Özellikle son bir haftadır sosyal medyada adı fazlasıyla geçen Doç.Dr. Mustafa Ulaşlı hakkındaki KYOK kararının kaldırılmasına şaşırmayınız.

KYOK kalkarmı? Evet kalkar. Baistçe; KYOK sonrası aynı konuda yeni gelişmeler olursa yada itiraz edilirse bu itiraz üzerine ilgili savcılığa mahkemece bildirilim yapılarak yeniden incelenme istenebilir. Savcılık kararını değiştirmeyebilir. Bu durumda gerek görürse mahkeme KYOK kararının kaldırılmasına karar verebilir. Yani yasal olarak bu durum mümkün.

Eğri oturup doğru konuşalım. Söz konusu KYOK' la ilgili paylaşımlara bakarsanız dosyada sıkıntı var gibi zaten. Kontrolsüz bir şekilde pohpolanarak güç sahiplerinin önüne altın tepsiyle sunulması kısmına hiç girmiyorum. Bu arada sözüm ona gazetecilerin yazdıklarına ve paylaşımlarına çok takılmayınız. Uç iki örnek vereyim. 80 darbesini yapanlar anayasal zırhla korunuyordu sonra ne oldu, bir zamanlar şiir okuduğu için hapse atılan birisi için zamanın muktedirleri artık "muhtar bile olamaz" diyorlardı, sonra ne oldu. Çok yakın bir zaman Ergenekon-Balyoz davaları, zamanın muktedirleri tarafından neler yazıldı neler sonra ne oldu. Yani demem o ki; zamanın güçlülerinin yazdıklarına bakmayınız. O güçlülerin geçmişten buyana rüzgar yön değiştirdiğinde; üsluplarında, kelimelerinde nasıl değişiklikler var ona bakınız. O zaman adam mı yoksa adem oğlumu anlaşılır.

İlginçlik nerede? Paylaşımlara bakılırsa okuduğu okullar, çalıştığı yerlerden bahsediliyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok, bakanlar kurulunun içinde benzer "gerekçe/gerekçelere" sahip olan var. Kimse bu konuya girmiyor. Hemde hiç kimse girmiyor.

İlginç bir başka husus. Kişinin bir sürü kişisel bilgisi ve özel durumu fütursuzca bir rektör ve sözüm ona gazeteci tarafından paylaşılıyor. Buna da kendisi dahil kimse bir şey söylemiyor, bir adım atmıyor.

Son olarak, KYOK alan herkesin bu kararı yeni bir gelişme olursa kaldırılır. Yani KYOK aldım diye kimse sevinmesin. Bu bağlamda kendisi hakkında şüphesi olan herkes için, soruşturmada KYOK almaktansa süreci uzun olmasına rağmen kovuşturmada beraat alması daha iyidir.

Sayın @Aklima KYOK kararlarına zarar gören lerin itiraz süresi 1 ay diye biliyorum. Gözden kaçırdığım bir KHK maddesimi var bu süre için? Kurum istediği zaman itiraz edebilirmi? KYOK kararı alıp bekleyen(ben) kurumun iftira attığını hatalı ihraç olduğunu hakime söylesem görevime döndürürmü? Komisyonun sonucunu beklemi der? Komisyon a siz niye bekletiyorsunuz(hakim) dermi? Kuruma neden KHK listesine bu allahın kulunu eklediniz(hakim) dermi? 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

@Yengeç  bende öyle düşünüyorum. Mesaj attım özelden size


677 egm-2 ay sgk kaydi inc devam

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Engin, Bir saat önce yazdı:

Merhaba kader arkadaşlarım, 

Yazacak çok bi şeyim olmasa da eski forumdan beri her sayfayı okumaya gayret ediyorum. 

Son  günlerde yapılan yorumları okudukça hep aklıma geldiğinden şu hikayeyi sizinle paylaşmak istedim :

Her İşte Bir Hayır Vardır !
Bir zamanlar Afrika'daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itbaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:
"Bunda da bir hayır var!"

Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın baş parmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söyledi:

"Bunda da bir hayır var!"

Kral acı ve öfkeyle bağırdı: "Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu?" Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı.

Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar. Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını farkettiler. Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü şeyler geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler.

Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu. Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı.

"Haklıymışsın!" dedi. "Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi." "hayır" diye karşılık verdi arkadaşı.

"Bunda da bir hayır var."

"Ne diyorsun Allah aşkına?" diye hayretle bağırdı kral.

"Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir."

"Düşünsene, ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi? Ve gördüğün gibi benim parmaklarım da tam. "

 

Hamdolsun yamyamlar yemedi

Hamdolsun parmaklar tam

her hal ve koşulda beterin beteri var.

Asra yemin olsun insan hüsrandadır.

Birbirine Hakkı ve Sabrı tavsiye edenler hariç.

  • Beğeni 5

679 KYOK 14.10.2020 RED Hsbnllhuvnğmlvkl

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Nazenin, Bir saat önce yazdı:

 bir şey dikkatimi çekti korona daha türkiyeye gelmeden bir arkadas çok korkuyordu ve sürekli dile getiriyordu kaynanasında çıktı yeni. ben de ihrac olmadan önce bir arkadastan borç aldım ve birinden para istemek ne kadar iğrenç bir şey diye bir cümle kurdum akabinde ihraç oldum ve eşim den para istemek zorundayım.  bazen bilincsizce kurduğumuz cümleler kaderimizi mi çağristiriyor acaba. bilmiyorum sanki kurduğumuz cümlelerle gelecegimiz kaderimizi arasında bağlantılar var. Bunun daha öncesinde bir kaç örneğini daha yasamistim 

 

Hocam çekim yasası bahsettiğiniz şey.  Böyle bir şey gerçekten var, bununla ilgili çalışmalar yaparak istediği şeyi kendisine çekmeye çalışıyor birçok insan. Bununla ilgili kitaplar vs. çok. Ben de şu an bununla ilgili bir kitap okuyorum. Tavsiye ederim.

  • Beğeni 1

672 KHK-MEB, sendika 26 ay, kurum gorusu 3 Ekim de alindi- olumlu görüş bildirildi- komisyon inceleme durumunda

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
Karagöz, 7 saat önce yazdı:

Zamanında Hint hükümdarı can sıkıntısı sebebiyle bir adamdan kendisine bir oyun yapmasını ister. Adam da 64 karelik bir  tahta üzerinde oynanan bir oyun olacağını, ücret olarak da ilk kareye 1 tane pirinç geri kalan bütün kareler için de bir öncekine konanın 2 katı kadar pirinç talep eder hükümdardan. Hükümdar kafasında tartar ve "bir pirinç ne ki iki katı ne olsun" diye düşünür. "Tamam" der.

Adam da o zamanlar çaturanga dedikleri, evrim geçirmiş hali günümüzün satrancı olan, oyunu geliştirir ve hükümdara sunar. Yalnız ödeme sırasında ufak bir problem olur. 64. kareye gelindiğinde dünyanın bütün pirinçlerinin bile yetmeyeceği anlaşılır!

Bunu eksponansiyel (üstel) artışın gücünü fark edelim diye anlattım. Maalesef corona vakaları da birçok ülkede eksponansiyel bir artış hızı göstermektedir. Ülkemizde de bu şekilde artması olasılığı (inşallah olmaz ama) az değildir.

Binlerce yıl önceki Hint hükümdarının bu artışın ne kadar hızlı olabileceğini anlayamamasını o zamanki matematik seviyesini göz önüne alarak anlarım. Ama günümüz devletlerinin bunu anlayamaması oldukça acıklı olur. Şu anki ufak artışlara bakıp kendilerini rahat hissetmelerini ve milletlerini de "geçecek bugünler" diye şerbetlemelerini korkunç bir hata olarak görürüm.

Başta sağlık çalışanları olmak üzere, örgüt ile ilgili suçlardan adli olarak aklanmış herkese bu süreçte devletin ihtiyacı vardır. Gelin Sayın Bülent Arınç'ın sözlerine kulak verin. Siyasi oyunlara kurban edilemeyecek kadar tehlikeli bir hastalıkla karşı karşıyayız. Söylendiği gibi sadece yaşlılar için değil oldukça gençleri de etkileyen bir hastalık bu.

Milli birlik ve beraberlik için de, bu korkunç hastalıkla etkin mücadele için de gereklidir bu. Lütfen akl-ı selim galip gelsin artık bu ülkede. Çok geç olmadan...

Sayın @Karagöz ben size bu yazdıklarınız için teşekkür etmicem (tavşan gelir diye) sizi ????alkışlıyorum herşeyde vardır bir hayır. Görünmez belalardan korusun yarabbim. 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Rapunzel, 21 dakika önce yazdı:

Hocam çekim yasası bahsettiğiniz şey.  Böyle bir şey gerçekten var, bununla ilgili çalışmalar yaparak istediği şeyi kendisine çekmeye çalışıyor birçok insan. Bununla ilgili kitaplar vs. çok. Ben de şu an bununla ilgili bir kitap okuyorum. Tavsiye ederim.

Hocam kitabın adını da yazın da tavsiyenize uyan olmak ister belki ?

  • Beğeni 1

-692    -Adli durum yok  - inceleme Devam ediyor. - Maliye Bakanlığı

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Rapunzel, 26 dakika önce yazdı:

Hocam çekim yasası bahsettiğiniz şey.  Böyle bir şey gerçekten var, bununla ilgili çalışmalar yaparak istediği şeyi kendisine çekmeye çalışıyor birçok insan. Bununla ilgili kitaplar vs. çok. Ben de şu an bununla ilgili bir kitap okuyorum. Tavsiye ederim.

Kesinlikle katılıyorum hocam, böyle bir şey var...

  • Beğeni 1

672-MEB- Sendika- Kabul...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Niksiz, 20 dakika önce yazdı:

Hocam kitabın adını da yazın da tavsiyenize uyan olmak ister belki ?

Kitabın adını yazmayi unutmuşum ? kitabin adı "Çekim Yasası", yazar Nil Gün. 

  • Beğeni 1
  • Teşekkür 1

672 KHK-MEB, sendika 26 ay, kurum gorusu 3 Ekim de alindi- olumlu görüş bildirildi- komisyon inceleme durumunda

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.



  • İletiler

    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
    • @Karagöz "Dehumanize" kavramı anlamlı...Ruhumda bıraktığı hasar, Nietzsche'nin tanrı'nın öldüğünü ifade ettiği deli adamın hikayesindeki deli karakterinin "sonsuz bir hiç gibi başıboş dolaşıyorum" sözünün vücut bulmuş haliyim😔Başardılar!!! 
  • Şimdi Popüler

×
×
  • Yeni Oluştur...