İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

KHK Mağdurları Forum

OHAL ve KHK Mağdurları 2

Önerilen Yorum

Arkadaşlar kimse kendini salmasın. Evet bu haksızlık mağduriyet süreci biraz fazla uzadı. Saçma sapan durumlardan dolayı ret aldık. 

Eğer elinizde maddi imkan var ise bir iş kurmayı deneyin.Az sermaye ile yapılacak işler var. Kendinize bir ortak bularakta güçlerinizi birleştirebilirsiniz. Boş oturup sıkılırsak elde telefon her an bir diriliş muştusu gelecekmiş gibi beklersiniz. 

Geçen eşimin telefonu bozuldu. Pazar günü yaptırmak için birçok yer gezdim dolaştım. Bir iş yeri açıktı oraya girdim.Telefonu tamir için verdim fiyat sordum. Baktım eleman suriyeli. Ne iş yapıyordun suriyede dedim. Hukuk öğrencisiydim dedi. Önünde bir sürü telefon tamir yapıyordu bir yandan bana cevap veriyordu.yaşı 27 felan.

Birçok iş baktım az para verdiler evliyim çocuğum var geçinemedim dedi. İstanbula gittim oradan gönderdiler kaydım Hatay da olduğu için bende bir müddet para vererek telefon tamir etme kursuna yazıldım bir yandan tercümanlık yapıyordum İngilizce Türkçe Arapça bir yandan akşamları geç saatlere kadar tamir öğreniyordum dedi. İstanbuldan gönderilince burada dükkan açtığını söyledi. 

Elin suriyelisi kendi memleketinde bile değil hiç bilmediği bir işi para verip öğrenmiş dükkan açmış ve işlerim iyi elhamdülillah diyor. Velhasılı kelam. 

Üzerinizdeki ölü toprağını atın beyler. Kimseden merhamet beklemeyin. Hakkınızı arayın amma. Kendi yolumuzu kendimiz çizeceğiz. Rabbimize küsmek, kadere taş atmak olmaz.

Hayırlı geceler. 


672.Ret ?Herkes biliyor geminin su aldığı, herkes biliyor kaptan yalan söylüyor. Herkes biliyor zarların hileli olduğunu. 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
Nefer, 10 dakika önce yazdı:

Daha önce yazmışlığım hiç yok.İnsanların duygularını istismar edenlere hürmeten yazıyorum.Bazıları onurlu şerefli olduklarını söylüyorlar. Onlarınki altın kaplama bizimki teneke zannediyorlar. Allahım beni sen yarattın, nurundan bahşettin senin bahşettin nura bir halel getirmedim. Ama bazı insanlar bunu kirletmeye karalamaya çalışıyorlar buna müsaade etme yarabbim. Ben bana emanet ettiğin evlatlarıma sahip çıkmak için bunlara sessiz kalıyorum. Ya bana bir yol göster bu uğurda can verip öleyim yada bu haksızlığa adaletsizliğe çare ol Allahım. Sabrın ne kadar zor olduğunu iliklerime kadar yaşıyorum, şarkıların ciğerime kadar işlemesine şahit oluyorum. 44 yıllık ömrümde ilmek ilmek işlediğim onuru, şerefi, haysiyeti, helali, haramı, dürüstlüğü, Anamın babamın verdiği terbiyeyi ahlakı 20 dakikada ayaklar altına alıp kirleten.Çoluk çocuğumun rızkıyla geleceğiyle oynayan adaletin gelmişini geçmişini. Derdimin iş güç maddiyat olarak görenlerin taaaa gözlerinden öpüyorum. Üzüldüğüm bir konuda ülkem vatansever olup olmadığımızı bile ayıramıyor.Milli sanıp güvendiğim milliler bile fos çıkıyor. Bu lekeyi vurupta gereğini yapmayıp beni arafta bırakanlar. Asmazsanız adam değilsiniz. Kimisi önce sağlık diyor gülüyorum neyin sağlığı.

Sabır kardeşim...

Aman uçlarda dolaşmayalım!

Kendimize zarar verip zalimlerin ekmeğine yağ sürmeyelim...

3 yıldır sabırla beklemeyip taşkınlık yapsaydık,

"Bak biz demiştik, bunlar böyle." diye el oğuştururlardı.

Üzüldüğümüz şeyleri en yakınlarımıza bile anlatamadık,

Büyük bir sınavdan geçiyoruz, sadece biz değil tabandan tavana toplumun bütünü...

Çözülecek bu meseleler, 

Alacaklarımız baki,

Kimin ne dediğinin ya da demediğinin önemi yok.

Allah'ın hükmü neyse o olacak.

Kimi kanser oldu, kimi şehit, kimi Meriç'te boğuldu.

Bu hesabı ortada bırakmayacak bir Allah'a inanıyorum.

Bırak zalimler, hangi tanrıya inanırsa inansın...

 

 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Bitmeyensürec, 2 saat önce yazdı:

Arkadaşlar kimse kendini salmasın. Evet bu haksızlık mağduriyet süreci biraz fazla uzadı. Saçma sapan durumlardan dolayı ret aldık. 

Eğer elinizde maddi imkan var ise bir iş kurmayı deneyin.Az sermaye ile yapılacak işler var. Kendinize bir ortak bularakta güçlerinizi birleştirebilirsiniz. Boş oturup sıkılırsak elde telefon her an bir diriliş muştusu gelecekmiş gibi beklersiniz. 

Geçen eşimin telefonu bozuldu. Pazar günü yaptırmak için birçok yer gezdim dolaştım. Bir iş yeri açıktı oraya girdim.Telefonu tamir için verdim fiyat sordum. Baktım eleman suriyeli. Ne iş yapıyordun suriyede dedim. Hukuk öğrencisiydim dedi. Önünde bir sürü telefon tamir yapıyordu bir yandan bana cevap veriyordu.yaşı 27 felan.

Birçok iş baktım az para verdiler evliyim çocuğum var geçinemedim dedi. İstanbula gittim oradan gönderdiler kaydım Hatay da olduğu için bende bir müddet para vererek telefon tamir etme kursuna yazıldım bir yandan tercümanlık yapıyordum İngilizce Türkçe Arapça bir yandan akşamları geç saatlere kadar tamir öğreniyordum dedi. İstanbuldan gönderilince burada dükkan açtığını söyledi. 

Elin suriyelisi kendi memleketinde bile değil hiç bilmediği bir işi para verip öğrenmiş dükkan açmış ve işlerim iyi elhamdülillah diyor. Velhasılı kelam. 

Üzerinizdeki ölü toprağını atın beyler. Kimseden merhamet beklemeyin. Hakkınızı arayın amma. Kendi yolumuzu kendimiz çizeceğiz. Rabbimize küsmek, kadere taş atmak olmaz.

Hayırlı geceler. 

Sonuna kadar haklısınız ama elin Suriyelisine en tepeden başınızın üzerinizde yeriniz var derken,bizlere en yakınlarımız selam bile vermiyor,başımız agrimasın diye.


679khk.beklemede

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Gn.Editör

SON DAKİKA

AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu partisinden istifa etti.

 

AK Parti milletvekili ve MKYK üyesi Mustafa Yeneroğlu, ŞEHİT KHK'lı POLİS Zekeriya Altınok’un dram dolu hikayesi üzerine yaptığı bir paylaşımda şöyle dedi:

“Bir hukukçu olarak adım kadar eminim ki, on binlerce insan haksız yere cezaevinde ve/veya ihraç edilmiş. Artık hukuksuzlar kanıksandı, vicdanları köreltti, toplumu kemiriyor.” DEMİŞTİ...

https://www.cnnturk.com/turkiye/mustafa-yeneroglu-ak-partiden-istifa-etti

https://www.khkhaber.com/khk-ile-haksiz-yere-mesleklerinden-ihrac-edilen-kac-zekeriya-altunoklar-var/

 


?? Hukuk ve Adalet ??'' SADECE ''

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

 CHP nin açtığı davada eşlere pasaport iptali hükmü içeren AYM karari Resmi gazete de  yayınladı yürürlüğe girdi. Artık eşler pasaport alabilecekler.


Yurtdışında yaşıyor , Mağdur , Sicil temiz , Adli Soruşturma yok, idari işlem ile pasaport iptali 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Gn.Editör

FETÖ/PDY Silahlı Örgüt (TCK 314) Suçundan Verilmiş 5 Yıl ve Altındaki Cezalara Temyiz Yasa Yolu Açıldı.

Bilindiği üzere yürürlükteki 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre; ilk derece mahkemelerince verilmiş olan 5 yıl ve altındaki ceza mahkûmiyeti kararlarına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddedilmesi, yani ilk derece mahkemesi kararının onanması durumunda mahkûmiyet hükmü kesinleşmekte olup, bu kararlara karşı temyiz kanun yolu kapalıdır.

17.10.2019 tarihli 7188 sayılı Kanun kapsamında 5271 sayılı CMK’nın 286. Maddesine eklenen 3. fıkra ile bu kurala bazı istisnalar getirildiğini Av. Rahmi Ofluoğlu 17.10.2019 tarihli yazısında açıklamıştı.

Temyiz yolu açılan suçlar arasında yapmış olduğumuz incelemede, düzenlemeden en çok etkilenecek olan, dava ve dosya yoğunluğu itibariyle Silahlı Örgüt(TCK 314. Madde) kapsamında verilip istinafta kesinleşen veya halen yargılaması devam eden dosyalar olduğunu gözlemliyoruz. Özellikle silahlı örgüt suçuna özgü olmak üzere 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında açılan FETÖ/PDY davalarının başı çektiği bilinmektedir.

FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçundan verilebilecek en düşük ceza lehe hükümler uygulandığında 6 yıl 3 ay hapis cezasıdır. Bu ceza mevcut düzenleme ile de temyiz sınırı üzerinde olduğundan zaten temyiz kanun yolu açıktır.

Ancak TCK 314. maddeden verilen mahkûmiyet kararlarının kanunda ve uygulamada iki istisnası bulunmaktadır ve bu kararlara karşı temyiz yolu kapalıdır:

TCK 221. madde ile düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan ve cezasından 1/3 ile 3/4 arasında indirim yapılarak netice cezası 5 yıl ve altına düşen sanıklar,

TCK 220/7. madde uyarınca örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiği kanaatine varılarak, örgüt üyeliğinden dolayı verilecek cezası, yapılan yardımın niteliğine göre üçte birine kadar indirilerek netice hapis cezası 5 yıl ve altına düşen sanıklar yönünden verilen cezalar mevcut düzenlemeye göre kesinleşmektedir.

Halihazırda bu iki uygulamaya tabi binlerce davanın devam ettiği, ayrıca daha önce verilmiş binlerce mahkumiyet kararının istinaf mahkemelerince kesinleştirildiği bilinmekle özellikle TCK 314. maddenin istisnasız temyiz yasa yoluna tabi tutulması dolayısıyla binlerce sanığın lehine bir kanun düzenlemesi yoluna gidildiği açıktır.

FETÖ/PDY davalarında yaptığımız incelemede özellikle yapıya ait Bank Asya’ya para yatırmış olmak veya en yalın haliyle banka hesabı bulundurmak nedeniyle binlerce sanığın örgüte yardım etmek suçundan(TCK 220/7) cezalandırıldığı, netice cezaların 5 yıl ve altında olması nedeniyle hükümlerin kesinleştiği, birçok hükümlünün cezalarının infazına başlandığı, ayrıca halen aynı suçlama ile sayısı binleri bulan dava dosyalarının yargılamalarına devam edildiği görülmektedir.

Keza etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ceza alan veya yargılanması devam eden sanıklar için de aynı durum geçerlidir.

Sonuç olarak özellikle cezaları kesinleşen binlerce kişi yönünden infaz aşamasına geçilmiş olup, ceza infaz kurumlarında verilen hükümleri infaz etmektedirler.

Peki Temyiz Yasa Yolu Belirtilen Hükümlü veya Sanıklara Ne Fayda Sağlayacak?

FETÖ/PDY davalarına özgü olmasa da, bu davaların yoğunluğu dolayısıyla özellikle bu davalarda ortaya çıkan sorun; bazı ilk derece mahkemeleri ve istinaf mahkemelerince Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun uygulamaya yön vermesi gereken referans bozma kararları dikkate alınmadan içtihata aykırı mahkumiyet kararları verilmiş olması, mahkumiyet kararlarının Yargıtay denetiminden geçmemesi dolayısıyla kesinleşmesi sonucu oluşan haksızlıktır.

Henüz ortada bir yasa tasarısı dahi yokken yayınladığımız https://www.adaletbiz.com/ceza-hukuku/bolge-adliye-mahkemeleri-ceza-daireleri-kararlarinda-ceza-adaleti-h242670.html yazımızda bu soruna vurgu yaparak uygulamadan bir örnek de vermiştik.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi istikrarlı kararlarında “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı Asya Katılım Bankası AŞ de gerçekleştirilen rutin hesap hareketlerinin örgütsel faaliyet ya da örgüte yardım etmek kapsamında değerlendirilemeyeceği”’ne hükmetmiştir. Buna rağmen ilk derece mahkemelerinin ve istinaf mahkemelerinin bir kısmı içtihatı benimseyerek beraat kararları vermekte ise de birçok mahkeme adeta içtihatı görmezden gelerek ceza mahkumiyeti hükmü tesis etmektedir.

Buna göre yerleşik kararlarında –her ne kadar eleştiri konusu yapılan bazı yönleri bulunsa da- evrensel hukuk ilkelerini gözeten Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin artık bu dosyaları inceleyecek olması birçok sanık hakkında verilmiş mahkumiyet hükümlerinin ortadan kalkacağını ve süreçte bozma kararları ile birlikte beraate dönüşeceğini göstermektedir.

Hükmü Kesinleşen Sanıklar Temyiz Yasa Yoluna Nasıl Başvuracak?

Temyiz yasa yoluna ilişkin CMK 286. Maddeye eklenen fıkra ile temyiz yolu açılan ancak kesinleşmiş cezalara ilişkin; 17.10.2019 tarihli 7188 sayılı Kanun’un 31. Maddesine ile CMK’ya eklenen Geçici 5. Maddenin 1/f bendine göre; “286 ncı maddenin üçüncü fıkrasında yapılan düzenleme, bu maddenin yayımlandığı tarihten itibaren on beş gün içinde talep etmek koşuluyla aynı suçlarla ilgili olarak bölge adliye mahkemelerince verilmiş kesin nitelikteki kararlar hakkında da uygulanır. Bu bendin uygulandığı hâlde, cezası infaz edilmekte olan hükümlülerin, 100 üncü madde uyarınca tutukluluğunun devam edip etmeyeceği hususu, hükmü veren ilk derece mahkemesince değerlendirilir.”

Buna göre basit bir anlatımla; 17.10.2019 tarihli 7188 sayılı Kanun’un resmi gazetede yayımlandığı tarihte istinafın kesinleşmiş hükmü kendiliğinden kesin olmayan bir hükme dönüşmüş olacak. Dolayısıyla temyiz edilebilir nitelik kazanan karara karşı Kanun’un yayım tarihini izleyen 15 gün içerisinde gerekçeli temyiz başvuru dilekçesi verilmek suretiyle karar temyiz edilmiş olacaktır. Bu süre hak düşürücü olduğundan hükümlülerin ve varsa avukatlarının bu süre içerisinde temyiz dilekçesi vermemesi temyiz yolunun kesin olarak kapanmasına neden olacak, süre geçtikten sonra dilekçenin sunulması durumunda ise temyiz başvurusu reddedilecektir.

Düzenlemeye göre anılan madde kapsamındaki hükümlü veya avukatlarına yeni bir tebligat yapılmayacağına göre kanunun yayımlandığı tarihi dikkatle takip etmeleri gerekmektedir. Öte yandan, son dönemdeki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere; kararın gerekçesi daha önce tebliğ edilmiş olduğuna göre verilecek temyiz dilekçelerinin ayrıntılı temyiz nedenlerini açıklayan ve hukuka aykırılıkları belirten gerekçeleri içermesi zorunlu olup, hak düşürücü süre göz önünde bulundurulduğunda temyiz başvuru dilekçesinin bir uzmanlık işi olduğu unutulmamalı ve mutlaka avukat yardımından yararlanılmalıdır.

Cezası İnfaz Edilen Hükümlülerin İnfazının Durdurulması veya Tahliye İşlemleri Nasıl Yapılacak ve Nereden Talep Edilecektir?

Hükmü süresinde temyiz eden hükümlünün artık sanık sıfatına haiz olacağı, dolayısıyla hükümlü sıfatının ortadan kalkacağı ve infazın kendiliğinden duracağı açıktır. Görüşümüz, bu durumdaki hükümlünün doğrudan tahliye edilmesi gerektiği yönünde ise de; anılan geçici maddede kanımızca hatalı bir düzenlemeye gidilmiştir. Maddenin “…tutukluluğunun devam edip etmeyeceği hususu, hükmü veren ilk derece mahkemesince değerlendirilir.” şeklinde düzenlemesi hatalıdır. Zira artık sanık sıfatını kazanan ve infazı durdurulan kişi tutuklu da olamaz. Hükmü infaz etmek üzere cezaevine konulan kişi hakkında ortada bir tutuklama kararı da olmayacağına göre, doğrudan tahliye edilmesi gerektiği açıktır. Bu bakımdan “tutukluluğunun devam edip etmeyeceği hususu” ibaresi sorunludur.

İlk derece mahkemesi olmayan bir tutuklama kararına dayanarak tutukluluğun devamına karar veremeyeceğine göre; ilk derece mahkemesine sanığın tutuklanması veya tahliyesi konusunda bir karar verme yükümlülüğü getirilmektedir. Sonuç olarak düzenleme gereği ilk derece mahkemesince resen bir inceleme yapılması gerektiği açık olmakla, sanık ve müdafilerinin ilk derece mahkemelerine ayrı bir dilekçe ile başvurmaları yararlı olacaktır.

Bölge Adliye Mahkemelerinin 20 Temmuz 2016 tarihinde faaliyete geçmesi sonrasında uygulamaya giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun istinaf ve temyiz yoluna ilişkin hükümleri ve süreçte yapılan değişiklikler ile bu yazımızın konusu olan 7188 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişiklik ve eklemeler ile Ceza Yargılaması Usulü daha da karmaşık bir hal almış olup, özellikle temyiz yasa yolunda temyiz nedenlerinin ve hukuka aykırılıkların hak düşürücü sürede bildirilmiş olması zorunluluğu karşısında sanıkların herhangi bir hak kaybına uğramamaları için hukuki yardım almaları gerektiği açıktır.

Av. Çağlar Dilber

https://www.adaletbiz.com/fetopdy-silahli-orgut-tck-314-sucundan-verilmis-5-yil-ve-altindaki-cezalara-temyiz-yasa-yolu-acildi-makale,1089.html

 


?? Hukuk ve Adalet ??'' SADECE ''

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Gn.Editör

İLTİSAK” ve “İRTİBAT” TERİMİNE İLİŞKİN DÜZENLEMENİN UYGULANABİLİRLİĞİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER...

12.07.2017’de 30122 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonunun (“OHAL Komisyonu”) Çalışmasına İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı tebliğin 14. maddesi, OHAL Komisyonu’nun hangi esasları temel alarak inceleme yapacağını belirlemektedir. Bu hükmin ilgili kısmı şöyledir: “Komisyon, incelemelerini terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı yönünden yapar.”

            İstinaf mahkemesi bir kararında iltisak ve irtibat terimlerini şu şekilde tanımlamıştır:

“ ... iltisak; yani yapışıkmış gibi birlikte hareket etme, gönüllü şekilde tabi olma, aynı yöne bakma, olayları aynı bakış açısıyla değerlendirme, eylemlerini bir grubun, örgütün ya da yapının işaretleri, talimatları, yönlendirmelerine göre gerçekleştirme ve bunu yaparken dünyevi ya da uhrevi faydalar umma hali ile irtibat; yani bir çıkar ilişkisi nedeniyle gönüllü veya gönülsüz kendi davranışlarını bireysel iletişim yoluyla ya da yazılı ve görsel basın, sosyal medya paylaşımları üzerinden gelen mesajları dikkate alarak belirleme hali de kamu görevinden çıkarmanın hukuki gerekçeleri arasında sayılmıştır” (Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi, 27.06.2019, E. 2019/622, K. 2019/596).

 “İltisak” ve “irtibat” terimine ilişkin düzenleme 15.07.2016’dan sonrasında getirilmiştir. Bu tarihten önce mevzuatta sözü edilen ifadeleri içeren bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla vatandaşlar açısından öngörülebilir olmayan bir düzenlemeye dayanılarak işlem tesis edilmesi hukuka aykırıdır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,  İmret (2) / Türkiye (57316/10, 10.07.2018) kararında bir hükmün öngörülebilirliğine ilişkin şu tespitlerde bulunmuştur:

"43.Öngörülebilirlik, “kanunla öngörülmüş” ifadesinin getirdiği gerekliliklerden biridir. Dolayısıyla, kişilere davranışlarını düzenleme imkânı vermek üzere yeterli netlikle ifade edilmediği takdirde, bir norm “kanun” olarak kabul edilemez; zira kişiler, gerekirse uygun tavsiye ile, belli bir eylemin yol açabileceği sonuçları, söz konusu koşullar içerisinde makul olan derecede öngörebilmelidirler. Bu sonuçların mutlak bir kesinlikle öngörülebilir olması gerekli değildir; nitekim bunun başarılmasının mümkün olmadığı tecrübeyle sabittir. Yine de, kesinlik oldukça arzu edilen bir şey olmakla birlikte, beraberinde aşırı katılık getirebilir ve kanunun değişen koşullara ayak uydurabilmesi gerekmektedir. Buna göre, çoğu kanun kaçınılmaz olarak az çok muğlak olup; yorumlanması ve uygulanması tatbike bağlı hususlardır (bk. The Sunday Times/Birleşik Krallık (no. 1), 26 Nisan 1979, § 49, A Serisi no. 30; yukarıda anılan De Tommaso, § 107; yukarıda anılan Medžlis Islamske Zajednice Brčko ve Diğerleri, § 70 ve yukarıda anılan Satakunnan Markkinapörssi Oy ve Satamedia Oy, § 143).

44. Bu bağlamda Mahkeme, bir kuralın, kamu mercileri tarafından keyfi uygulamalarda bulunulmasına ve bir kısıtlamanın herhangi bir tarafın zararına olacak şekilde kapsamlı olarak uygulanmasına karşı bir koruma tedbiri sağladığında “öngörülebilir” nitelikte olduğunu vurgular (bk. Centro Europa 7 S.r.l. ve Di Stefano/İtalya [BD], no. 38433/09, § 143, AİHM 2012; Mesut Yurtsever ve Diğerleri/Türkiye, no. 14946/08 ve diğer 11 başvuru, § 103, 20 Ocak 2015; Işıkırık/Türkiye, no. 41226/09, § 58, 14 Kasım 2017; ayrıca, bu davaya uygulanabildiği ölçüde, Hasan ve Chaush/Bulgaristan [BD], no. 30985/96, § 84, AİHM 2000 XI ve yukarıda anılan De Tommaso, § 109). Temel hakları etkileyen durumlarda, sınırsız yetki biçimindeki bir hukuki takdir yetkisinin tahsis edilmesi, demokratik bir toplumun temel ilkelerinden biri olan ve Sözleşme ile koruma altına alınan hukukun üstünlüğüne aykırılık teşkil eder. Sonuç olarak, kanunlar, takdir yetkisinin kapsamı ile bunun uygulanış biçimini gereken netlikle belirtmelidir (bk. yukarıda anılan Hasan ve Chaush, § 84; Maestri/İtalya [BD], no. 39748/98, § 30, AİHM 2004 I; S. ve Marper/Birleşik Krallık [BD], no. 30562/04 ve 30566/04, § 95, AİHM 2008; Sanoma Uitgevers B.V./Hollanda [BD], no. 38224/03, § 82, 14 Eylül 2010 ve Güler ve Uğur/Türkiye, no. 31706/10 ve 33088/10, § 48, 2 Aralık 2014)".

İdare tarafından “iltisak” ve “irtibat” terimlerinin temel alınması suretiyle işlem tesis edilmesi bir hükmün öngörülebilir olması zorunluluğu ortadan kaldırdığından temel hakların ihlâli sonucunu doğuran işlemler tesis edilmektedir.

OHAL Komisyonunun vatandaş hakkında ceza mahkemeleri tarafından verilen ve kesinleşmiş bir karar bulunup bulunmadığını araştırması ve muğlak olan “iltisak” ve “irtibat” terimini ceza mahkemeleri tarafından verilen kesinleşmiş mahkeme kararını temel alarak yorumlaması daha isabetli olacaktır.

Avukat Doğukan ALGAN

https://www.adaletbiz.com/iltisak-ve-irtibat-terimine-iliskin-duzenlemenin-uygulanabilirligi-uzerine-dusunceler-makale,1079.html


?? Hukuk ve Adalet ??'' SADECE ''

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

5 yıl altı cezalar ile ilgili yargıtay yolu açılması ile ilgili. Eşimin zorunlu kamu görevi var ve imza atıyor, itiraz etmesi halinde anladığım kadarıyla hükümlü sıfatından sanık sıfatına geçeceği için zorunlu kamu görevi ve imza hükmü duracak mı yoksa karar onanana kadar devam mı edecek.? 


677, EGM, Kriter yok, RET 05.11.2021

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Hayirli sabahlar ise gidenlere hayirli isler isi olmayanlara rabbim hayirli is kapilari acsin 

Hukumet bunlarla beraberdi neden onlar iltisakli olmuyor hani nerde vicdani olan savcilar geregini yapmiyor 


701

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
GamerTeacher63, 8 saat önce yazdı:

Arkadaşlar özür dileyerek konu dışı bir şey danışmak istiyorum. Bugün telefonum kırılınca evdeki eski android telefonu kullanmak durumunda kaldım. Şimfi ohal komisyonuna girerken TC kısmına maalesef rakamları yazmıyor. Aynı sorunu yaşayan ve bu mevzunun üstesinden gelebilen var mı? 

cep telefonundan bende hiç giremedim. sadece laptoptan girebiliyorum


Msclk

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.



  • İletiler

    • 25 ayla ben de çok uzaklarda sayılmam dostlar. normal demek ki.
    • @F.Y. benimde yaklaşık bir yıldır olduğu gibi bekliyor. Görevdeyim heran bir terslik olacak duygusu beni psikiyatrilik etti. 
    • Merhaba, benim dosyam istinaf mahkemesinde nisan ayı itibariyle 27. aya giriyor. Bugün yarın cevap gelir diye bekliyorum. önceki yazışmalarda sanırım bir arkadaş 27.ayda cevap geldi diye yazmıştı. Umarım daha fazla uzamaz. Her gün buraya bakıp bir cevap gelen var mı diye bakıyorum. Hepimiz için adalet diliyorum. Saygılar..
    • Bende 14. idarede 2.5 yıldan fazla oldu. kriter sadece kurum kanaati.
    • @F.Y. idare mahkeme kararı göreve iadeyse, BİM hızlıca 2-3 ay içinde bu kararı tersine çevirebiliyorken, eğer önceki idare mahkemesi kararı olumsuzsa,  karar alması epeyce gecikebiliyor... OHAL Komisyonundan beri amaç belli, hukuki süreci olabildiğince uzatmak... daha önce istenmiş ve dosyada olan bilgileri tekrar tekrar yeniden istiyorlar... Düşüncem süreci bekleyenlerin, hiç dönmeyecekmiş gibi hayatlarını dizayn etmeleri, (çünkü beklemek, belirsizlik herşeyden daha çok yoruyor ve giden ömrümüzden gidiyor) ve eğer ola ki, bir gün iade olunursa, her zaman yeni bir başlangıç yapılabilir ve yeni duruma hızlıca uyum sağlanır... böylece bu bekleme süreci de boşa harcanmamış olur...
×
×
  • Yeni Oluştur...