İçeriği gör

Arşivlendi

Bu konu arşivlendi ve daha fazla yanıtlara kapatıldı

KHK Mağdurları Forum

OHAL Ve KHK Mağdurları 3

Önerilen Yorum

677 saker, 9 saat önce yazdı:

İADE OLDUM

EGM

677

Ama buruk bir sevinçle, gülemiyorum ya da aglayamiyorum. Sanki duygularımız alınmış,  yüzlerce masum var daha. Dört duvar arasında ve açık cezaevlerinde yaşayan, yürüyen ama nefes almayı unutan bedenleriz biz. 
Rabbim bizim gibi tüm masumların yardımcısı olsun. 
Allah büyüktür o herseyi görür. 
 

Hayırlı olsun kardeşim. Ben öğretmenim ve polis, askerler ve savcı hakimlerin ve tüm masumların bir an önce haklarını almasını diliyorum. Diyeceğim şu ki sen asıl şimdi işte polis oldun. Haksızlığa uğramanın ve hak aramanın ne demek olduğunu yaşayarak öğrendin. Biz sol görüşlü demokrat insanlar ve memurlar olarak vatanımızı her zaman çok sevdik ve kim haksızlığa uğruyorsa yanında olduk. Alevi, kürt, başörtülü, cemaatçi ya da değil ama halklarımızı çok sevdik. Ve ben bugüne kadar hep başkalarının özellikle işçilerin hak arayışlarına yanlarında olup destek verdiğim için ihraç oldum ve bedel ödüyorum. Mesleğe döndükten sonra hakkını arayan öğrenci, işçi, öğretmen ya da kim olursa daha anlayışlı davranacağınızı umut ediyorum. Hayırlı olsun dileklerimi sunuyorum. 


686 KHK- Cezada Beraat/İstinaf- Eğitim-Sen- İnceleme Devam Ediyor

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Günaydınlar,

nMelihkutlu kuşlu platformdan 2 karar paylaşmış. 21 ve 24 üncü idare mahkemelerine dair. Birisinde 693 birisinde 695 nolu KHK larla işlem yapılan kişiler başvuru yapmış. Her ikisinde de dikkatimi çeken bir husus var. "...kamu görevinden çıkarılmaya yöneliktedbirin uygulanması için mutlaka terör örgütüyle, terör faaliyetleriyle ve darbe teĢebbüsüylearasında mutlak bir bağ kurulmasının aranmadığı; Milli Güvenlik Kurulu'nca Devletin milli güvenliğine karĢı faaliyette bulunduğuna karar verilen “yapı”, “oluĢum” veya “gruplar”la bağ kurulmasının yeterli olduğu görüldüğünden..." şeklinde.

Aynı husus, son kararların bazılarında da geçiyor. Bu ifade anayasa mahkemesinin iki üyesi hakkında anayasa mahkemesinin verdiği kararda geçen bir ifade. Söz konusu karar konu işlem 667 nolu KHK ve o KHK da "değerlendirilen" ifadesiyle işlem yapılabileceği yönünde hoyratça verilmiş bir takdir hakkı mevzusu var.

Defalarca dile getirmeye çalıştığım iki mevzu var. Birincisi; 667 hariç diğer bütün KHK' lar da "değerlendirilen" değil "olan" yazıyor. Yani. "olan" diyebilmek için gerekli somut deliller olmalı bu hususu belirterek o somut delilleri idare mahkemesi başvurusunda isteyiniz. İkincisi; 667 veya OHAL sonrası için 375 sayılı KHK' ya eklenen maddeyle işlem yapılanlar için de "değerlendirilen" ifadesinin aynı AYM kararında açıklandığı ancak özellikle kurumların ve sonrasındada mahkemelerin işlerine gelen kısımları aldığından bahisle "keyfiyetten uzak"  yani "değerlendirdim" sonucuna ulaşmalarına neden olan gerekçeleri sıraladıkları bölüme dikkat edilmesi ve başvurularda bu hususun dile getirilmesi konusu.

Lütfen bu konudaki önceki paylaşımlara dikkat ediniz. İdare mahkemesinden bu şekilde red alanlar olursa bu hususu istinaf başvurusunda mutlaka dile getiriniz.


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
677 saker, 10 saat önce yazdı:

İADE OLDUM

EGM

677

Ama buruk bir sevinçle, gülemiyorum ya da aglayamiyorum. Sanki duygularımız alınmış,  yüzlerce masum var daha. Dört duvar arasında ve açık cezaevlerinde yaşayan, yürüyen ama nefes almayı unutan bedenleriz biz. 
Rabbim bizim gibi tüm masumların yardımcısı olsun. 
Allah büyüktür o herseyi görür. 
 

Devrem hayırlı olsun darısı başımıza kardeşim beklemeye devam?


679 KHK-KYOK-İnceleme devam ediyor-Sd Kart:DİL 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Teacher, 1 saat önce yazdı:

Aminnnn...Biz de eşli ihraciz...Zor gunler, zor zamanlar.. 

Incelememiz devam ediyor... 

Sonu hayir olsun...

Amin inşaallah hocam


672 KHK, istifa edilmiş sendika(esiyle birlikte)

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Emile Zola gibi yazarlar çıksa da Dreyfus Davasından dolayı Cumhurbaşkanına yazmış olduğu mektup gibi ortak bir makale yazsalar deseler ki; "Memuriyete engel ceza almayan, suça bulaşmayan, anayasal olarak suç işlemeyen herkesin görevinin başına dönmesi için taşın altına elimizi koyuyoruz deseler'' bu güzel vesikada yerini alsalar ve adlarını altın harflerle Türk Tarihine yazsalar güzel olmazmıydı. Gerçek manada bunu yapabilecek kaç sanatçı var ve buna ne kadar cesaretleri var bu da ayrı bir merak konusu. Memuriyete engel ceza almayan ve uluslararası hukuk normlarına göre suç işlemeyen herkesin bir an önce görevine dönmesi dileğiyle...

 

https://yadi.sk/i/8ugp9WZz3YcTiT Suçluyorum Kitabı-Emile Zola( Fransı Cumhurbaşkanına yazmış olduğu mektup)

Kısaca Dreyfus Davasından bahsetmek gerekirse, Alfred Dreyfus Fransız devleti için çalışan Yahudi kökenli bir yüzbaşıdır. 1894 yılında Dreyfus’un el yazısına benzer şekilde yazılmış, Fransız ordusuna ait gizli notların olduğu ve bunları Alman hükümeti’ne ilettiği, onlar için casusluk yaptığı iddiasıyla ömür boyu hapse mahkum edilir. Yahudiler’e karşı olan düşmanlığıyla bilinen ırkçı gazete ‘La Libre Parole’ subay hakkında suçlayıcı yazılar yazar. Sahte tanıklar ve sahte belgelerle, yüzbaşının apoletleri, düğmeleri ve üniforması halk içerisinde aşağılanmak üzere sökülür. O günden sonra Fransa’da ciddi bir Yahudi düşmanlığı başlayacaktır.  Aynı zamanda basın ise halkı galeyana getiren yazılar yazmaktan geri kalmamıştır.

Yüzbaşı Dreyfus, Alman ajanlığıyla suçlanırken, aksinin ortaya çıkması gibi bir durum Fransız Genel Kurmaylığı için de tehdit oluşturmaktadır. Çünkü Dreyfus’u suçlayan Genel Kurmaylığın haksızlığı ortaya çıkarsa halkın gözünde itibarlarını kaybedeceklerdir. Ayrıca bu davanın normalden fazla ilgi toplamasında Fransa’da 1738’deki ihtilale rağmen gelişen bağnaz-ırkçı-dinci hareketler söz konusudur. İhtilalden sonra Fransa’da o dönemde sözde Cumhuriyet yani ‘kılık değiştirmiş bir monarşi’ vardır. Ordu kiliseye bağlıdır ve eğitim henüz tam anlamıyla laik değildir. Olayı destekleyenlerin çoğunluğu koyu Katolik ‘Cizvitçiler’ ya da ‘cumhuriyet düşmanlarıdır’.

İşin gerçeği ise o tarihlerde Fransa’da, Dreyfus’un aslında en büyük suçu Yahudi olmasıdır. İşte bu durumu anlayan nadir kişilerden Emile Zola’nın ‘Le Figaro’ gazetesinde yazdığı ‘Suçluyorum’ makalesi ses uyandırmıştır. Bu bağnazlığın ve ırkçılığın Fransa’yı yüzyıl geriye atacağını düşünen Zola, hiç tanımadığı bir subay için büyük bir mücadeleye girişmiştir. Bir Yahudi’yi savunduğu için Fransız olan Zola bile halk tarafından linç yemiştir. Öyle ki, yiyecek yemek bulamayacak kadar yalnızlaştırılmıştır.

Peki gerçekte Dreyfus Davası nasıl bir sonuç bulmuştur? Benzer şekilde Zola ülkede gelişen ve Ortaçağ’dan kalan antisemitizm yüzünden dışlanmasına rağmen, yazdığı ‘Suçluyorum’ adlı tarihi metinle zaten onunla aynı düşüncede olan ama korkudan tepki gösteremeyen kesimin tam anlamıyla sesi olur. Sahte delillerin askeri istihbarattaki bir albay tarafından hazırlandığı ortaya çıkarılır ve Dreyfus affedilir. Dreyfus affedilse bile, ülkede ciddi bir ikilik vardır. Olay Dreyfus’dan çıkmıştır. Artık ülkede kavramlar arası çatışma söz konusudur. Bu olayın peşini bırakmaması Zola’nın ölümüyle sonuçlansa da, yazdığı bu politik isyan onun mücadelesini devralanlara feyz olur ve çıkan toplumsal gerginlik sonucu Dreyfus’a yüzbaşılık rütbesi yani itibarı da geri verilir. Olay sonunda “Yaşasın Dreyfus!” diye bağıranlara Dreyfus şöyle cevap verir:

”Hayır, yaşasın hakikat!”

 

“Adalet ancak ve ancak gerçekteydi; mutluluk da ancak ve ancak adaletteydi.”  Emile Zola  


701 KHK, Adelet Bakanlığı, Eski Zabıt Katibi, İhraç sonrası takipsizlik

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Akakiyev, Bir saat önce yazdı:

Emile Zola gibi yazarlar çıksa da Dreyfus Davasından dolayı Cumhurbaşkanına yazmış olduğu mektup gibi ortak bir makale yazsalar deseler ki; "Memuriyete engel ceza almayan, suça bulaşmayan, anayasal olarak suç işlemeyen herkesin görevinin başına dönmesi için taşın altına elimizi koyuyoruz deseler'' bu güzel vesikada yerini alsalar ve adlarını altın harflerle Türk Tarihine yazsalar güzel olmazmıydı. Gerçek manada bunu yapabilecek kaç sanatçı var ve buna ne kadar cesaretleri var bu da ayrı bir merak konusu. Memuriyete engel ceza almayan ve uluslararası hukuk normlarına göre suç işlemeyen herkesin bir an önce görevine dönmesi dileğiyle...

 

https://yadi.sk/i/8ugp9WZz3YcTiT Suçluyorum Kitabı-Emile Zola( Fransı Cumhurbaşkanına yazmış olduğu mektup)

Kısaca Dreyfus Davasından bahsetmek gerekirse, Alfred Dreyfus Fransız devleti için çalışan Yahudi kökenli bir yüzbaşıdır. 1894 yılında Dreyfus’un el yazısına benzer şekilde yazılmış, Fransız ordusuna ait gizli notların olduğu ve bunları Alman hükümeti’ne ilettiği, onlar için casusluk yaptığı iddiasıyla ömür boyu hapse mahkum edilir. Yahudiler’e karşı olan düşmanlığıyla bilinen ırkçı gazete ‘La Libre Parole’ subay hakkında suçlayıcı yazılar yazar. Sahte tanıklar ve sahte belgelerle, yüzbaşının apoletleri, düğmeleri ve üniforması halk içerisinde aşağılanmak üzere sökülür. O günden sonra Fransa’da ciddi bir Yahudi düşmanlığı başlayacaktır.  Aynı zamanda basın ise halkı galeyana getiren yazılar yazmaktan geri kalmamıştır.

Yüzbaşı Dreyfus, Alman ajanlığıyla suçlanırken, aksinin ortaya çıkması gibi bir durum Fransız Genel Kurmaylığı için de tehdit oluşturmaktadır. Çünkü Dreyfus’u suçlayan Genel Kurmaylığın haksızlığı ortaya çıkarsa halkın gözünde itibarlarını kaybedeceklerdir. Ayrıca bu davanın normalden fazla ilgi toplamasında Fransa’da 1738’deki ihtilale rağmen gelişen bağnaz-ırkçı-dinci hareketler söz konusudur. İhtilalden sonra Fransa’da o dönemde sözde Cumhuriyet yani ‘kılık değiştirmiş bir monarşi’ vardır. Ordu kiliseye bağlıdır ve eğitim henüz tam anlamıyla laik değildir. Olayı destekleyenlerin çoğunluğu koyu Katolik ‘Cizvitçiler’ ya da ‘cumhuriyet düşmanlarıdır’.

İşin gerçeği ise o tarihlerde Fransa’da, Dreyfus’un aslında en büyük suçu Yahudi olmasıdır. İşte bu durumu anlayan nadir kişilerden Emile Zola’nın ‘Le Figaro’ gazetesinde yazdığı ‘Suçluyorum’ makalesi ses uyandırmıştır. Bu bağnazlığın ve ırkçılığın Fransa’yı yüzyıl geriye atacağını düşünen Zola, hiç tanımadığı bir subay için büyük bir mücadeleye girişmiştir. Bir Yahudi’yi savunduğu için Fransız olan Zola bile halk tarafından linç yemiştir. Öyle ki, yiyecek yemek bulamayacak kadar yalnızlaştırılmıştır.

Peki gerçekte Dreyfus Davası nasıl bir sonuç bulmuştur? Benzer şekilde Zola ülkede gelişen ve Ortaçağ’dan kalan antisemitizm yüzünden dışlanmasına rağmen, yazdığı ‘Suçluyorum’ adlı tarihi metinle zaten onunla aynı düşüncede olan ama korkudan tepki gösteremeyen kesimin tam anlamıyla sesi olur. Sahte delillerin askeri istihbarattaki bir albay tarafından hazırlandığı ortaya çıkarılır ve Dreyfus affedilir. Dreyfus affedilse bile, ülkede ciddi bir ikilik vardır. Olay Dreyfus’dan çıkmıştır. Artık ülkede kavramlar arası çatışma söz konusudur. Bu olayın peşini bırakmaması Zola’nın ölümüyle sonuçlansa da, yazdığı bu politik isyan onun mücadelesini devralanlara feyz olur ve çıkan toplumsal gerginlik sonucu Dreyfus’a yüzbaşılık rütbesi yani itibarı da geri verilir. Olay sonunda “Yaşasın Dreyfus!” diye bağıranlara Dreyfus şöyle cevap verir:

”Hayır, yaşasın hakikat!”

 

“Adalet ancak ve ancak gerçekteydi; mutluluk da ancak ve ancak adaletteydi.”  Emile Zola  

Mektuptan;

Dreyfus olayının, talihsiz bir insanın, bir “pis Yahudi”nin kurban edilişinin, bu kuruma tuttuğu korkunç ışık karşısında dehşete düşüyor insan. Ah! Birkaç rütbelinin, Devlet’in güvenliğini saygısızca bahane ederek, çizmeleriyle ulusun üstüne basarak gerçek ve adalet çığlığını gırtlağına tıkamaları, bütün bu çılgınlıklar ve saçmalıklar, çılgınca düşlemler, yoz polis uygulamaları, engizisyon ve zorba uygulamalar!


701 KHK, Adelet Bakanlığı, Eski Zabıt Katibi, İhraç sonrası takipsizlik

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
sendikazede, Bir saat önce yazdı:

 

 

Sayın hocam keşke paylaşmasaydınız yaziyi. Sabah sabah bir umut okuyayım dedim. Hah artık bunlarda vicdana gelmiş dedimki içeriği okudum sinirlerim zıpladı yine. Bunlar hala sendika yi bankayı vs vs... ihraç sebebi görüyor. 

Pardon yanlış alıntı yaptım. Fuat uğur un yazısını paylaşan arkadaşı alıntı yapacaktım. Fuat uğur yazısı berbat ötesi maleseff

Bankayla ilgili üstüne basa basa kisinin darbe girisiminden 16 ay önce hesabını kapattigini vs yazmis.Ben 2 sene önce kapattım. Üstelik bankadan yargılanıp hesabin talimatla uzak yakın ilgisi yoktur denilerek 2b 'den beraat aldım. Ama dün Melih bey'in paylaştığı kararda gordugumuz gibi adli makanlarca kesin ve net bir biçimde aklansaniz dahi ret alabiliyorsunuz.

Fuat bey'in yazısından ziyade idare mahkemesinin bu tutumu cok daha onemli.Dünden beri inanılmaz kötüyüm.Aklanmamiz için daha ne yapmamiz gerekiyor? Nasıl bir batakliksa bir türlü çıkamıyoruz.Allah tüm masumlarin yardimcisi olsun.


672-Ret

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Az önce halktv’de @yavuzoghan bizden bahsetti.Teşekkür ederim kendisine.Arınç’ın sızlanma değil icraat makamında olduğunu ve sözlerinde samimiyse harekete geçmesi gerektiğini söyledi kısaca.


672 MEB

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
hayatbayramolsa, 12 saat önce yazdı:

Soylunun ziyareti hakkında ne düşünüyorsunuz

Soylu bence Arınç’ın söylediklerinden sonra komisyona sahip çıkma amaçlı gitti. Twitter’dan yaptığı paylaşımdaki ifadeleri de bu ihtimali güçlendiriyor.  Erdoğan’ın konuşmasında bahsettiği çatlak sesler ve safsatalar da aynı konu ile ilgili bence.


672 dosya inceleniyor

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
aylin yağmur, 12 saat önce yazdı:

sonra

YAKINIMIN DURUMU 05.03.2018 TARİHİNDE YEREL MAHKEME 6.3 ONAYLAMIŞ. İSTİNAFDA O TARİHDEN DÜNE KADAR ÖN İNCELEME İÇİN SIRADA BEKLIYOR İBARESİ YAZIYORDU. DÜN İTİBARİ İLE ÖN İNCELEMEDE İBARESİ YAZDI.

BAM ANKARA. 


677 KHK BERAAT İNCELEME DEVAM EDİYOR

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.



×
×
  • Yeni Oluştur...