İçeriği gör
Konuk

Gündem Dışı Sohbet

Önerilen Yorum

Konuk
RosedewittbukateR, 4 dakika önce yazdı:

Vücuttaki tüm ağrıları hissettiği halde, kendi ağrılarını hissetmeyen organdır beyin...

 

Bunu bilmiyordum mesela ?

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
scottly, 19 saat önce yazdı:

Teacher hocam şükür sonunda yolu bulmuşsunuz ?. Çok sevindim. Hoşgeldiniz ?.

Hoşbuldum:) Aranızda olmak çok güzel...Dua eder, dua beklerim...

Aklima, 10 saat önce yazdı:

Hocam hoş geldiniz, hasta olan vardı, nasıl oldu?

Tavuğum  bir gece uyudu ve uyanmadı:) İademi göremedi....

  • Beğeni 3

672khk-inceleniyor

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk
Teacher, 39 dakika önce yazdı:

Hoşbuldum:) Aranızda olmak çok güzel...Dua eder, dua beklerim...

Tavuğum  bir gece uyudu ve uyanmadı:) İademi göremedi....

Nerde tavuk görselim ya da yazısını okusam aklıma geliyorsunuz Teacher Hocam, hele bir gün tavuk suyu çorba içtik tavuklarıma da içerdim demiştiniz. Marketten aldığınız tavuğu haşlayıp suyunu tavuklara vermiştiniz onu unutamadım. Foruma hoş geldiniz...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
sherlockholmes, 30 dakika önce yazdı:

Nerde tavuk görselim ya da yazısını okusam aklıma geliyorsunuz Teacher Hocam, hele bir gün tavuk suyu çorba içtik tavuklarıma da içerdim demiştiniz. Marketten aldığınız tavuğu haşlayıp suyunu tavuklara vermiştiniz onu unutamadım. Foruma hoş geldiniz...

Şu aralar tavuğumun biri soba kovasının içine kuluçkaya yattı.Biraz komik gibi değil mi? Gündüz kapımızın önünde kova içinde...Gece ise sansar falan yemesin diye salona koyuyorum.? :):):) 

Onlar benim evladım gibi oldular, insan evladını sokakta bırakabilir mi? Aramızda farklı bir bağ oluştu... 

Travma büyük!!! Burdan Kines hocama selamlar ve saygılar yolluyorum... .

  • Beğeni 2
  • Üzülme 1

672khk-inceleniyor

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Herkese hayırlı geceler. Allah iadenizi nasip etsin ?

  • Beğeni 5

672 MEB. İnceleme devam ediyor. Eşim için takipteyim

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
RosedewittbukateR, 6 saat önce yazdı:

Küçükken hep ipana diş macunu kullanırdık, nenemin evinde signal olurdu...

Nenemde kaldığımızda dişlerimi fırçalamayı çok severdim, çünki orda yatacağımız anlamına geliyordu, en sevdiğim yerde...

O yüzden dişimi fırçalarken signal diş macununa denk geldiğim zaman, gözlerimi kapatırım ve kendimi sanki nenemin evinde, oradaymış gibi hissederdim, bi an gerçek gibi sanki...

Ben de naptım, tabi ki hep signal diş macunu almaya başladım, çok güzeldi başlarda, gözümü kapatıyordum, sanki geçmişe dönüyordum, sonra tadı ve kokusu kayboldu, aslında kaybolmadı; sadece nöronlarım bu tada ve kokuya alıştı...

Artık beynim bu tat ve kokuyu sıradan kabul etti, tekrarlanan davranışlar, nöronlarımın işleyişini etkiledi belki...

Keşke dedim, bu kadar sık kullanmasaydım, sıradan oldu, özeldi oysa...

Özlemek de böyle bişey, hayal etmek, eski günler, işimiz, geride bıraktıklarımız, özlerken güzel...

Bazen bi şarkı, belki bir kalem, bazen eski bir evrak, bazen bir resim, ya da eskiden çay içtiğiniz kupa...

Hepsi nasıl alıyor, götürüyor insanı...

Ama işte mesela o günlerden kalan, o günleri hatırlatan bi şarkıyı, hiç beklemediğiniz bir anda duyunca güzel...

İndirip sürekli dinleyince, eskisi gibi alıp götürmüyor, kokular da öyle, alışıyor insanın burnu...

Mesela herkes evde aynı şampuanı kullanırsa, kimse kimseye temiz kokmaz demişti bir sinirbilimci, sizinkinden farklı bir şampuanı kullanmalı ki, farklı gelsin...

İnsan neyi özlüyorsa, onu hatırlatan şeyleri de sadece arada bi tatmalı...

Bir de;

Anladım ki özlediğiniz ne varsa, kavuştuğunuz zaman da herşeyin büyüsü kayboluyor...

O yüzden özlemek, kavuşmaktan daha mutluluk veriyor, özleyen insanlar daha çok umut besliyor...

"Hayallerdir insanı hayata bağlayan, gerçekleştikçe yerini doldurmak lazım, yoksa yaşamak çok sıkıcı..."

Yaaa evi süpürüyordum, kendini bunu yazarken buldum... ?
 

Bende ikindi ezanları okunduğunda çocukluğumu hatırlıyorum, anneannemin evinde. Evleri cami ile bitişikti, sıcak yaz günlerinde sıska çocukluğumu, şuanda bile burnumun direği sızladı, annem çok güzeldi, ona hayrandım, uzun boylu, elleri çok kibar, kuğu gibiydi, şimdi ağrıları var, 63 yaşında, yine elimden tutup bir yerlere koştura koştura götürmesini istiyorum, çocuk olmak istiyorum. Ay ağlamaktan yazamadım, neyse saçma sapan oldu ama buda böyle olsun, ?

  • Beğeni 4

677, adli yok, üni idari, inceleniyor.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk

https://www.fullhdfilmizle7.com/ruzgari-dizginleyen-cocuk-the-boy-who-harnessed-the-wind-2019-turkce-dublaj-izle/

Rüzgarı dinleyen çocuk. Bizim durumumuzda bu çocuğunun durumundan farkı yok gibi. Sesimizi duyan var mı?

Duymak istiyorlar mı? 

Adamlar üç maymunu oynuyorlar. 

Bizi duyduklarında iş işten geçmiş oluyor. Kimimiz intihar ediyor, kimimiz kafayı yiyor, kimimizde sevdiklerini kaybediyor, kimizde hastalanıp ölüyor. Sonra da İADESİ geliyor. 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Konuk

Umut etmeye devam.

Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı. Gemiden tek bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar bu adamı küçük ıssız bir adaya kadar sürükledi. Adam ilk günler kendisini kurtarması için Allah’a yakardı ve yardım bulurum umuduyla ufka baktı. Ama ne gelen oldu ne giden.
Daha sonra rüzgardan yağmurdan ve vahşi hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından bir kulübe yaptı. Sahilde bulduğu gemiden arta kalan konserve pusula vs. gibi eşyaları bu kulübeye koydu. Günler hep aynı şekilde geçiyordu. Balık avlıyor pişirip yiyor ve ufku gözlüyordu. Allaha dua ediyordu.
Bir gün tatlı su getirmek için yürüyüşe çıkmıştı, geri döndüğünde kulübesinin alevler içinde yandığını gördü. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Şimdi bu ıssız adada başını sokabileceği bir kulübesi bile kalmamıştı. Allah'ım bunu bana nasıl yapabildin diye feryat etti. O geceyi üzüntü ve keder içinde geçirdi. O kadar dua ettiği halde Allaha bu olayı başına getirmesinden dolayı sitemler etti.
Ertesi sabah erken saatlerde adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Onu kurtarmaya geliyorlardı. “Benim burada olduğumu nasıl anladınız?” diye sordu bitkin adam kendisini kurtaranlara. Cevap onu hem şaşırttı hem de utandırdı: Dumanla verdiğiniz işareti gördük.

Bizi gören duyan işiten olmadığına göre daha çekilecek çilemiz var. Umut etmeye devam.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Teacher, 12 saat önce yazdı:

Hoşbuldum:) Aranızda olmak çok güzel...Dua eder, dua beklerim...

Tavuğum  bir gece uyudu ve uyanmadı:) İademi göremedi....

İnşallah biz görürüz.

  • Beğeni 3

689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Hadi Güneş hocam sıra sizde 

Ve diğer dostlar gelin hadi

Teacher hocam geldi hoş geldi

Sizde gelin

 

  • Beğeni 2

Eşim için takipdeyim.692 KHK ile EGM den ihraç edildi. Ağır cezada yargılandı ve beraat etti. Savcı istinafa göndermiş. Sabırla bekliyoruz. İnşallah olumlu haberler alırız...

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş



  • İletiler

    • Bize eşit şartlarda mücadele imkanı vermediler ki gerçekten ne kadar nitelikli olduğumuzu gösterelim. Hileli zarların olduğu bir oyunun içinde bulduk kendimizi. Şartların eşit olmadığı, zarların hileli olduğu bir oyunda hayatta kalmak bile çok büyük bir başarı. Tüm olumsuzluklara rağmen mücadeleden vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz, mücadele edeceğiz. Eninde sonunda kazanacağız, buna şüphe yok. Bize düşen görev, o gün gelene kadar ilk önce akıl sağlığımızı, sonra beden sağlığımızı korumak ve azimle ve inadına yaşamak.  Her birimiz farklı ailelerde, farklı kültürlerde, çok farklı şartlar altında yaşadık, büyüdük ve bu günlere geldik. Hepimizin başına aynı olay gelmiş olsa da, herkesin tepkisi, reaksiyonu, hissettiği şeyler, dayanma eşiği vs farklı. Ama işin özü bence haklı olduğumuzu bildiğimiz böyle bir durumda dirayetli olup yaşamaya devam etmek. Tüm olumsuzluklara rağmen yaşayacağız ve ileride tüm haklarımızı aldığımız günlere akıl ve beden sağlığımız tam olarak ulaşacağız. 
    • Hocam, kendinize haksızlık etmeyin. Devlet söz vermiş 657ye uyduğun sürece sorun yok demiş. Birçok kişi de buna güvenip kendini o memuriyet için hazırlamıştı ve o işe kendini adamıştı. Özellikle belli bir yaştan sonra gerçekten zordu bu işler. Birçok kişiye de yedikleri damga çok ağır geldi, yeni bir hayat kurmak için o psikolojik gücü kendilerinde bulamadılar. Bunun üstüne uğraştığımız davaları parçalanan aileleri ekleyin. Hayatta kalabilmeniz bile başarı aslında.
    • 8 sene geçti ve hiç bir şey değişmedi. Parkomatta  çalışdım, inşaatlarda çalıştım, tarla işlerinde çalıştım, bir buçuk sene kadar dershanede çalıştım (depremden sonra kapandı) fabrikada 3-5 ay çalıştım ödeme sorunu olunca  ayrıldım yine inşaattayım. 8 yılda bir kazmaya sap olamadım, ortalamaya baksan 8 yıl asgari ücret altında kazandım. Hep günü kurtarma uğraşıyla  geçti 8 sene. Bu 8  sene bana ne kadar beceriksiz işe yaramaz olduğumu gösterdi. Bazen düşünüyorum nasıl bir günahım varmışta bu duruma düştüm ve kurtulamıyorum ... Ülkenin hukuk olsun adalet olsun ekonomi olsun vesaire memnun değilizya, ben bunun bin katı kendimden memnun değilim ...
    • Yeminle şaka gibiyiz ya. Herkese açık bir forumda birbirine dilekçe dava danışan, fikir alış verişi yapan, sabır tavsiye eden, gündem hakkında analizler yapan "terörist" mi olur arkadaş? İçinde olmasak tam bir komedi değil mi şu durum aslında? 8 sene be.
    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
×
×
  • Yeni Oluştur...