İçeriği gör
Güneşzag

OHAL Sonrası MSB Onayıyla TSK İhraç

Önerilen Yorum

mourner2, 02.07.2021 - 16:25 yazdı:

alnı ak ve suça bulaşmamış meslektaşlarıma selamlar. Mahkemede ilk celsede bearaat verdiler.Kurumumda bu hususlarla  görevli  buzdolabı görünümlü insanlar? amatör ve hasımane bir şekilde subjektif değerlendirmelerde bulunup çocukça bir neşe ile ihraç kararı verdiler.

....

Hayırlı olsun. Umarım istinaf süreci olmaz.


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Merhabalar

İlk derece mahkemesinden alınan beraat kararına itiraz edildi. İstinaf süreci ne kadar sürer, tecrübe eden veya duyumu olan var mıdır? (Ankara)


Ohal sonrası-Tabii değil-Ankesör-Ankara 20.Acm

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Alnı ak ve suça bulaşmamış arkadaşlarıma selamlar.idari mahkemede davamı açtım.

 

 İSTANBUL  NÖBETÇİ  İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA

                                      ''ADLİ YARDIM TALEPLİDİR''
                             ''YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİDİR''
                                         ''DURUŞMA TALEPLİDİR''

DAVACI               :mourner

ADRESİ                :xxxxxxx

DAVALI                : MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI/ANKARA

KONU                   : Milli Savunma Bakanlığı'nın 7145 Sayılı Kanun ve 375 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnameye eklenen Geçici 35. Maddenin B fıkrasına dayanarak tesis ettiği xxxx tarihli SIRA NO:xxxx sayılı yazısı ile şahsımın  kamu görevinden çıkarılmasına dair işlemin iptali ve bu işlem ile uğradığım maddi zararımın tazmini talebidir.

TEBLİĞ TARİHİ     :xxxxxxx

                                                     AÇIKLAMALAR:
        xxxxxxxx  tarihinde,son görev yaptığım xxxxxxx nizamiyesine davet edilerek,Milli Savunma Bakanlığı'nın xxxxxx tarihli, SIRA NO:xxxx sayılı ve xxxxı'nınxxxx tarihli,xxxx sayılı yazısı ile hakkımda ''KAMU GÖREVİNDEN ÇIKARILMASI'' kararı olduğu söylenerek,xxxxx tarihi itibariyle kamu görevinden ayırma işlemi yapılmıştır.Bahsekonu kamu görevinden çıkarılma  kararının hangi gerekçelerle verildiği tarafıma bildirilmemiş,sadece karar tebliğ edilmiştir.Tarafıma yapılan tebliğler ektedir.(EK-1) Hakkımdaki adli ve idari yargılama süreci şu şekilde gelişmiştir;

        xxxxxx  tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında gözaltına alındım.Gözaltının ikinci gününde ifadem alınarak şüpheli sıfatıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldım.Polise vermiş olduğum ifade ektedir.(EK-2)

        xxxxxx  tarihinde birliğim xxxxxxxx'na çağrılarak,hakkımda yapılan soruşturmalara istinaden,xxxxxxxı'nın xxxxxtarih ve xxxxxx sayılı yazısı ile 6 ay süre ile geçici olarak görevden uzaklaştırma kararıyla açığa alındım.

         xxxxxxx tarihinde hakkımda yapılan adli soruşturma ile ilgili bilgime başvuracakları söylenerek xxxxxxx çağrıldım.Gözaltı sürecinde polise verdiğim ifadeye benzer mahiyette,bahsekonu FETÖ/PDY ile alakalı,belirli bir formatta hazırlanmış ,maddeler halinde sorular sorularak,hakkımda idari tahkikat yapılacağı söylenmiştir.Bu hususlar yazıya dökülerek imza altına alınmış fakat tarafıma bu yazı verilmemiştir.Sözkonusu sorular kısmen yönlendirici sorular olup,olası yanlış değerlendirmelere sebebiyet verebilecek mahiyettedir. 

        xxxxxx tarihinde birliğim İstanbul Boğaz Komutanlığı'na çağrılarak tarafıma yazılı savunma verilmiştir.Savunmam ektedir.(EK-3) Savunmada hakkımda iddaa  edilen hususlar ;
         a.Hakkımda elde edilen somut veriler ve Kuvvet tarafından yapılan analizler neticesinde FETÖ/PDY’nin TSK’da etkin olduğu dönemde, hakkımda tespit edilen hususların bir bütün olarak ele alınmasıyla,milli güvenliğe karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,oluşum yada gruplara üyeliğim ,mensubiyetim,iltisakım yada bunlarla irtibatım olduğu iddaa edilmiştir.
          Somut veri ve analizlerin ne olduğu benimle paylaşılmamıştır. Ayrıca şunu belirtmek isterim ki bu ifadeler şablon ifadelerdir.Tam olarak hangi fiilime dayanarak hangi suçu işlediğime dair iddaada bulunulması gerekir.Üyelikmi,mensubiyetmi,iltisakmı,irtibatmı?
          b.FETÖ/PDY mahrem yapılanması içerisinde faaliyet gösteren şahıslarla irtibatlı olduğumun tespit edildiği söylenmiştir.
          Bu iddaada yanlıştır.Adli yargılama sürecimde mahkemede verdiğim ifademde  detayları ile anlattığım üzere,benim 22 senelik meslek hayatımın son derece kısıtlı bir zamanında,bir asker arkadaşımın ricası üzerine, toplamda 4 saati geçmeyen bir iletişimim olmuştur.Bu iletişimim bahsekonu  FETÖ/PDY'nin  toplum nazarında cemaat/hizmet hareketi gibi isimlerle anıldığı ve  geniş meşruiyet alanı bulduğu bir zaman diliminde olmuştur.Ve bu durumda dahi benim ciddi eleştirilerimi iletmemle son bulmuştur.Anayasamızın 24. Ve 25. maddelerinde çerçevesi çizilen din ve vicdan hürriyeti,düşünce ve kanaat hürriyeti kapsamı dışında kalabilecek hiç bir söylemim yada hareketim olmamıştır.Dolayısıyla bahsekonu FETÖ/PDY'nın  örgüt olduğunu bilerek bunlarla irtibat kurduğum yada iltisakımın olduğu iddaası son derece zorlama bir iddaa olup gerçeği yansıtmamaktadır.
           c.FETÖ/PDY'na müzahir şahıslar tarafından kullanılan iletişim araçları ile mahrem  hizmetler yapılanması içerisinda faaliyet gösteren şahıslarla irtibatımın bulunduğu söylenmiştir.
           Hakkımda bu konuda değerlendirilebilecek tek husus 2015 yılı temmuz ayında tarafıma yapılan, kim tarafından ne amaçla yapıldığını bilmediğim,cevap dahi vermediğim,sıfır saniyelik bir arama olup; adli yargılamamda yargıtay içtihadları yönünden  benim bahsekonu FETÖ/PDY'na mensubiyetim,iltisakım yada irtibatımın olduğuna dair delil olarak kabul edilmemiştir
           d.Yapılan tahkikatta FETÖ/PDY iltisaklı evlere gittiğimi ve FETÖ/PDY iltisaklı şahıslarla görüştüğümü beyan ettiğim iddaa edilmiştir.
           Bu iddaada yanlıştır.  Benim gittiğim evler ortaokul 3.sınıfta sınavlara hazırlık yaptığım dönemde,henüz 14 yaşında iken tanıştığım,bir üniversite öğrencisinden ders almak için gittiğim evlerdir. Benim bunlarla iletişimim, müfredat derslerine çalışmak, zaman zaman dini ve ahlaki konularda sohbet etmek ve hal hatır sormaktan ibarettir. O zamanlar cemaat olarak adlandırılan bu insanlarla iletişimim  kişisel yapıma,dünya görüşüme,hayat tarzıma uymadağı için  henüz mesleğime başlamadan son bulmuştur.
           e.FETÖ/PDY'nin TSK’da etkin olduğu dönemde , bunlarla iltisaklı sicil amirlerimce sicilen desteklenmiş olduğum,yine bunlarla iltisaklı kişilerle ev arkadaşlığı yapmış olduğum söylenerek bu durumunda benim iltisaklı olabileceğime dair kanaat oluşturduğu söylenmiştir.
          Herhangi bir sicil amirimin FETÖ/PDY iltisakı varsa,bu durumu benim bilmem mümkün değildir.Ayrıca bu iddaanın da doğru olma ihtimali sözkonusu değildir.Çünkü meslek hayatım boyunca iş yükünün son derece yoğun olduğu Harp Filo Komutanlığı bağlısı gemilerde başarıyla ifa ettiğim  çalışmalarıma,yine kara birliklerinde dört farklı branşı yedekleyecek şekilde gayretli çalışmalarıma ragmen,sicilim hiç bir zaman iyi olmadı.Sicilen bir sene devre kaybıyım ve son sıralardayım. 
        Toplamda birbuçuk seneyi geçmeyen dört farklı asker şahısla bekarevi arkadaşlığım olmuş olup bunlardan FETÖ/PDY iltisaklı olan varsa bilmiyorum.
        Ayrıca suçun şahsiliği ilkesi gereğince herhangi bir sicil amirimin yada hayatımın geçmiş bir döneminde bekarevi arkadaşlığı yaptığım birisinin FETÖ/PDY iltisakı varsa bu hususta kanaat kullanılıp tarafıma suçlama yüklenmesi hukuki ve ahlaki değildir.

      xxxxxxxx  tarihinde İstanbul 22.Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan ilk duruşmamda hakkımda beraat kararı verilmiştir.Gerekçeli beraat kararım ektedir.(EK-4)

     xxxxx tarihinde mahkeme tarafından verilen beraat kararını,mahkemede yaptığım savunmayı ve son olarak savunmama eklemek istediğim hususları belirttiğim dilekçemi Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na gerekli mercilere iletilmek üzere PTT ile iadeli tahahhütlü olarak gönderdim.Dilekçe ektedir.( EK-5)
     xxxxxx  tarihinde  görev yaptığım İstanbul Boğaz Komutanlığı nizamiyesine davet edilerek  hakkımda ihraç işlemleri uygulanmıştır.
      Hakkımda tesis edilen ihraç işlemi 375 sayılı kanun hükmündeki kararname ile  idareye verilen yetkinin yanlış ve keyfi kullanımından kaynaklanmıştır.Sözkonusu kararnamede idareye yetkilendirme yapılmış fakat idarenin yapacağı işlemde yargılamayı ve değerlendirmeyi ne şekilde yapacağının kapsamı belirtilmemiştir.Bu sebeple yapılan idari işlemin anayasamız ve idari yargılama usulü kanunu maddelerince değerlendirilmesi gerekmektedir.        
    Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü 
    MADDE 11- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.
    
     Devletin temel amaç ve görevleri
     MADDE 5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
    Anayasamızın bu maddesince yapılan bu haksız ihraç kararı ile maddi ve manevi haklarımı geliştirme hakkım elimden alınmıştır.
     
     Kanun önünde eşitlik
     MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. 
   Anayasamızın bu maddesi gereğince devlet organlarının bir bütün olarak düşünülmesi ve yapacakları idari işlemlerde eşitlik ilkesine dikkat etmesi zorunluluğu bulunmaktadır.375 sayılı KHK ile idareye verilen yetki ile amaçlanan her ne kadar  hain darbe girişiminin sıcağıyla kamuda görev alıp, devletine aidiyet ve sadakat görevini ihlal eden,bahsekonu FETÖ/PDY'nın güdümüne girip iradesini örgütten gelecek talimatlara açıp hain darbe girişimi dahil çeşitli suçlara bulaşan yada suç şüphesi olan kişileri tespit edip devletimizin  güvenliğini ve bağımsızlığını sağlamak olsada,geldiğimiz noktada idarelerin verdiği bir çok kararın aceleci ve  yeterince kafa yorulmadan verdiği kararlar olduğu ortadadır.Hakkımda verilen ihraç kararı ile idare yanlış ve keyfi değerlendirmelerde bulunarak anayasamızın kanun önünde eşitlik ilkesini çiğnemiştir.

    Temel hak ve hürriyetlerin niteliği 
    MADDE 12- Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.
   Anayasamızın bu maddesi açısından bakıldığında tarafıma uygulanan bu haksız ihraç kararı neticesinde kendi emeğim ile kazandığım ve 22 sene yüksek aidiyet bilinci ve sadakatle hizmet etttiğim askerlik mesliğim hiç bir delil sunulmadan elimden alınmıştır.

    Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması
    MADDE 13- (Değişik: 3/10/2001-4709/2 md.)Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
    Anayasamızın bu maddesi açısından bakılacak olursa  hakkımda yapılan idari işlem anayasanın sözüne ve ruhuna cumhuriyetimizin niteliklerine  ve de ölçülülük ilkesine açıkça aykırıdır.

     Suç ve cezalara ilişkin esaslar
     MADDE 38- Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.Ceza sorumluluğu şahsîdir.
    Benim 22 senelik meslek hayatımın son derece kısıtlı bir zamanında,bir asker arkadaşımın ricası üzerine, toplamda 4 saati geçmeyen bir iletişimim olmuştur.Bu iletişimim bahsekonu  FETÖ/PDY'nin  toplum nazarında cemaat/hizmet hareketi gibi isimlerle anıldığı ve  geniş meşruiyet alanı bulduğu bir zaman diliminde olmuştur. Tarih ve zamanını net olarak hatırlamamakla beraber,hain darbe girişiminden seneler önce 2012 yada 2013 yılında olmuştur. Meslek hayatımın o döneminde,detaylarını adli yargılamadaki mahkeme ifademde anlattığım üzere,yoğun bir ruhsal çöküntü ve psikolojik sıkıntılar yaşamaktaydım.Benim için manevi ve ruhsal bir arayış konusu olabilecek bu iletişimim,muhatap olduğum kişinin sığ ve sınırlı bir bakış açısına sahip olması,ciddi eleştirilerimi yapmam ve karşılıklı olarak birbirimizden rahatsız olmamız nedeniyle son bulmuştur.Bu sebeple hakkımda yapılan ihraç işlemi net bir şekilde anayasamızın 38.Madde hükümlerine aykırıdır.

     Ailenin korunması ve çocuk hakları
     MADDE 41- (Değişik: 3/10/2001-4709/17 md.) Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.Devlet, ailenin  huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.
     Hakkımda uygulanan haksız ihraç kararı sonucu alnıma leke çalınmıştır.22 sene yüksek aidiyet bilinci,sadakat ve özveri ile çalıştığım mesleğim elimden alınmıştır.Askerlik mesleğim sürecince bileğimin hakkıyla kazandığım branşımla ilgili işlerle çalışma hakkım ve de sivil gemilerde çalışabilme hakkım elimdem alınmıştır.Bu durum aile huzurumu ve refahımı sarsmıştır.Eşime,aile efradıma ve silah arkadaşlarıma karşı beni mahçup duruma düşürmüştür.Bu yönüyle tarafıma yapılan ihraç işlemi anayasamızın 41.Maddesine aykırıdır.

     Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturulmasında güvence
     MADDE 129- Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez. (Değişik: 12/9/2010-5982/13 md.) Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.
    Meslek hayatım boyunca hiç bir silah arkadaşımın hakkına girmedim.Sadakatim,aidiyetim, mensubiyetim her zaman devletime,türk silahlı kuvvetlerine ve de kurumum deniz kuvvetlerine olmuştur.Hakkımda devletin resmi yargı organlarınca son derece detaylı incelemeler ve nihayetinde adli yargılama yapılmıştır.Bu incelemeler sonucunda tarafıma bahse konu FETÖ/PDY'na herhangi bir irtibatımın olduğuna dair hiçbir somut delil sunulmamıştır.Ayrıca şu hususu özellikle belirtmek isterim ki hakkımda tek bir tanık ifadesi olmamasına ,bahsekonu FETÖ/PDY ile hiç bir alakam olmamasına rağmen devletime olan sadakatimden ve yapılan soruşturmaların hassasiyetinden dolayı henüz 14 yaşında sınavlara hazırlık yaptığım dönemde tanıştığım ve kişisel yapıma,dünya görüşüme uymamasından dolayı henüz mesleğime başlamadan görüşmeyi kestiğim kişilerden bahsettim.Yapılan soruşturmaların her aşamasında dürüst ve açık sözlü bir şekilde devletimin yanında oldum.Bu sebeple hakkımda yapılan ihraç işlemi net bir şekilde anayasamızın 129.Maddesine aykırıdır.

     Sonuç olarak İdarenin hakkımda ihraç işlemini tesis ettiği 375 Sayılı KHK yaşanan hain darbe girişiminden sonra oluşan Ohal şartları dikkate alınarak 2018 yılında yürürlüğe girmiştir.Benim ihraç işlemim hain darbe girişiminden dört sene sonra olmuştur. 18 Şubat 2021 tarihinde birliğim İstanbul Boğaz Komutanlığı'na çağrılarak tarafıma verilen yazılı savunmanın sonuç kısmında yapılan idari yargılama sürecinin adli yargilama sürecimle beraber gitmesi isteğinde bulundum.Maalesef bu isteğimde dikkata alınmadı.Benim devletime olan sadakatimden ve yapılan soruşturmaların hassasiyeti açısından paylaştığım,ta çocukluğuma kadar giderek hatırladığım, benim açımdan anayasamızın 24. Ve 25. maddelerinde çerçevesi çizilen din ve vicdan hürriyeti,düşünce ve kanaat hürriyeti kapsamı dışında kalabilecek hiç bir söylemimin yada hareketimin olmadığı durumları içeren bilgiler
Keyfi amatör ve hasımane bir tavırla aleyhimde kullanılmıştır.Tarafıma tek bir delil yada mantıklı bir değerlendirme sunulmamıştır.

NETİCE VE TALEP:

      1- xxxxxx   tarihinde Deniz kuvvetleri komutanlığında hakkımda yapılan  idari tahkikat tutanağının  ve tarafıma sunulmayan herhangi bir iddaa,delil, analiz yada değerlendirme var ise,silahların eşitliği ilkesi gereğince, kurumum Deniz Kuvvetleri Komutatanlığı ve Milli Savunma Bakamlığı'ndan yazı ile istenerek mahkemenize gönderilmesini ve dava dosyasına konulmasını,bu hususlar için duruşma yapılarak tarafıma savunma ve  söz hakkı verilmesini,

     2-   375 sayılı KHK gereğince,meslekte kazanmış olduğum branşımla ilgili konularda çalışabilme imkanım ve sivil gemilerde çalışabilme hakkım elimden alınmıştır.Kendi uzmanlığım doğrultusunda bir iş bulabilmem imkansızdır.Bu durum benim ve ailem için maddi ve manevi anlamda ciddi bir yıkım oluşturmaktadır. Aile birliğimin dağılmasına sebep olabilecek mahiyettedir.Bu sebeple  yapılacak yargılamada ivedilikle yürütmeyi durdurma kararının verilmesini, 

     3-   Hakkımda yapılan kamu görevinden çıkarılma işlemi 375 Sayılı KHK'nın idareye verdiği yetkinin yanlış ve keyfi kullanılmasından kaynaklanmıştır.Tarafıma herhangi bir delil, analiz,tespit sunulmamıştır.Bu sebeple sözkonusu kamu görevinden çıkarma işleminin  iptal edilmesini,mesleğime dönmem hususunda Milli Savunma Bakanlığı'na ve kurumum Deniz Kuvvvetleri Komutanlığı'na yazı yazılmasını,görevimden uzak kaldığım süreçte alamadığım maaş vs. maddi haklarımın yasal faizi ile tarafıma verilmesini,

    4-Yargılama giderlerinin  davalıya yüklenmesine karar verilmesini saygılarımla talep ediyorum. 07/06/2021

                                                                                         

                                                                                   
                                                                                                             mourner
                                                                                                                                                                                           

EKLER                :

1)   EK-1 KAMU GÖREVİNDEN AYIRMA TEBLİĞLER

2)   EK-2 POLİSE VERDİĞİM İFADE
 
3)   EK-3 BİRLİĞİME YAPTIĞIM SAVUNMA

4)   EK-4 GEREKÇELİ BERAAT KARARIM

5)   EK-5 DZKK'LIĞINA VERDİĞİM DİLEKÇE


375 KHK ile İhraç-adli yargı beraat

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar ne kadar sürede sonuçlanıyor.???? 

2020 de adıma soruşturma açılmış 7.5 ay sonra davet ile emniyete gittim ifade verdim ifade vereli 9 ay oldu hala bir şey yok. 


VardırBirHayr

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Vardırbirhayr, 10 saat önce yazdı:

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar ne kadar sürede sonuçlanıyor.???? 

2020 de adıma soruşturma açılmış 7.5 ay sonra davet ile emniyete gittim ifade verdim ifade vereli 9 ay oldu hala bir şey yok. 

Sayın Vardırbirhayr,

Pazartesi günü saat 10:09 da bana özelden attığınız mesajda KYOK aldığınızı yazmıştınız.

Mesajınızın bir kısmı "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından  FETÖ/PDY terör örgütü üyeliği suçu işlendiğine dair dava açmaya yeterli derecede delil bulunmadığı gerekçesiyle ‘’ Kovuşturmaya Yer Olmadığına’’ dair karar verilmiştir." şeklinde.

Hayırdır, bu ne soruşturması.


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Şu an açıktayım kurumdan savunmam istendi yani ihraç edecekler savunma örneği varmı veya yazan yardımcı olabilecek yol gösterecek


Ankesör 

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
Kadir60, 10 saat önce yazdı:

Şu an açıktayım kurumdan savunmam istendi yani ihraç edecekler savunma örneği varmı veya yazan yardımcı olabilecek yol gösterecek

Benzer paylaşımı https://forum.khkhaber.com/topic/1200-ankesörlü-telefon-ardışık-arama-mağdurları-forumu/page/12/#comments sayfasında da yapmışsınız. Orada sorduklarımı tekrarlayayım;

Sayın @Kadir60,

Yardımcı olmak istesek nasıl olalım. Hakkınızdaki gerekçe nedir?, soruşturma yada ceza davası var mı?, ceza aldınız mı? ikrar yani sizin kabul ettiğiniz durumlar var mı?, Etkin Pişmanlık hükümlerinden faydalandınız mı? Aleyhinizde bilgi, tanık, beyan ne var?

 


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

iyi günler ohal sonrası ıhraç oldum öğrenim borcu gonderdiler daha once KHK ile ihrac olanlar bunu odemedi ve nisan 2021 tarihindeki KHK ile TSK dan her ne sebeble ayrilanlara borçlandırma çıkacak diye belirtmişler.sorum su borçlandırma gelenler ne yapacaksınız ödemek zorundamıyız yoksa yem atmis olabilirler mi sonucda eşitlik ilkesine aykırı bu.


ankesor aciga alinma

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş
slders, 02.09.2022 - 13:28 yazdı:

iyi günler ohal sonrası ıhraç oldum öğrenim borcu gonderdiler daha once KHK ile ihrac olanlar bunu odemedi ve nisan 2021 tarihindeki KHK ile TSK dan her ne sebeble ayrilanlara borçlandırma çıkacak diye belirtmişler.sorum su borçlandırma gelenler ne yapacaksınız ödemek zorundamıyız yoksa yem atmis olabilirler mi sonucda eşitlik ilkesine aykırı bu.

Sayın @slders ,

https://forum.khkhaber.com/topic/971-türk-silahlı-kuvvetleri-personeli-forumu/page/40/?tab=comments#comment-26150

sayfasında konuyu açıklamaya çalışmıştım.


689 KHK, TSK, 2' nci derece akraba gerekçe edilerek mağdur. OHAL Komisyonundan iade. 08.12.2022 ve an itibariyle Asker olarak mesleğe dönüş davası red. Araştırma Merkezinde şimdilik devam. Pes etmek yok.

13.03.2023 itibariyle eski mesleğim olan askerlik mesleğine atanmamla ilgi davada  kesin hükmüyle lehime karar verilmiştir.

07.04.2023 itibariyle eski mesleğime görevlendirme yazısı tebliğ edildi.

14 Nisan 2023 itibariyle kamu görevinden çıkarıldığında son çalıştığım birlik ve görevde mesaiye başladım.

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Amir kanaati, üst amir kanaati ve kurum kanaati arasındaki farklar nedir?


KKKlığı 375 KHK (03/2019) - İdari Dava Red (02/2020) - Bölge İdare Red ( 1 hafta sürdü) - KYOK (11/2020) - İftira atan şahsa kamu davası açıldı (05/2021) - Danıştay (10/2020 esastan havale için beklemede)

İletiyi paylaş


İleti bağlantısı
Sosyal Ağlarda Paylaş

Cevap Yaz

Şimdi cevap yazıp sonra kayıt olabilirsiniz. Eğer hesabınız mevcutsa, giriş yaparak üye isminizle cevaplayabilirsiniz.
Not: Gönderiniz görünmeden önce editör tarafından kontrol edilip onaylanacaktır.

Konuk
Yanıtla...

×   Yapıştırdığınız içerik biçimlendirme içeriyor.   Restore formatting

  Only 75 emoji are allowed.

×   Yapıştırdığınız bağlantı uyarlandı.   Yalnızca link göster?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Editör içeriğini temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.




  • İletiler

    • Bir düşüncem de KHK mağdurlarıyla ilgili... Mağdurlar bu işin çözümünün peyder pey olacağını bir türlü anlayamadı... pazarlamada "foot at the door" diye bir tabir vardır, yani ayağınızı kapıya koyabilirseniz, satışı büyük ihtimalle halledersiniz... burada da o ayak, ufak da olsa, KHK'lı bir grubun toplu iade olmasıydı... mesela takipsizlik-beraat alanlar iade olabilseydi, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iade olma yolu açılacaktı, çünkü o kapı açılmış olacaktı bir kere... ama bunun yerine ne zaman takipsizlik alanların iadesi gündeme gelse, diğer tüm KHK'lılar "bizde, bizde, bizde..." demeye başladı ve o kapıya ayak bu yüzden hiç konulamadı, çünkü kapı hiç açılamadı... Bu talepler nedeniyle, iade işi toplum nazarında en ağır kişinin iade olacağı şeklinde ve çok ağır mali külfete neden olacak şeklinde yorumlandı veya imajı o şekilde verildi (Abdurrahman Dilipak'ın idareyi KHK'lılarla ilgili mali külfetle korkutma twitini hatırlayın)... halbuki hep beraber en azından takipsizlik-beraat alanlar gibi toplum vicdanını da kanatan bir kesimin iade olmasını savunsaydık, orta-uzun vadede birçok KHK'lının iadesi toplum nazarında daha kabul edilebilir hale gelecekti...
    • dostlar cidden olanağı olan yurtdışı da düşünsün. yıllardır söyledik. şahsen iade olunca da geri dönmeyi düşünmüyorum. 
    • KHK'lıların çoğunluğu bu ülkenin en dürüst, akıllı ve çalışkan kişileridir.. memur olarak doğmadık, hatta memurluk kendi adıma hiç girmemem gereken bir alandı, vasat kişilerle muhatap ola ola, beni de ortalama düşünen, risk alamayan biri yaptı... halbuki dışarıda da yapabileceğimiz birçok iş ve alan var... zaten piyasada düzgün iş yapan adam yok... eğer ilgilendiğimiz alanda gayret gösterirsek,  dürüst ve düzgün çalışırsak, eski işimize gerek kalmayacak ve ayakta durabilecek kadar kazanabileceğimize inanıyorum...
    • Daha önce de yazdım, beklentiye girmek en büyük hayalkırıklıklarının ve depresyonun temel sebebidir... KHK'lılara yapılan muamele bu ülkede kimseye yapılmamıştır, yanımızda birkaç kişi ve Allah dışında kimse yok, bizi bizden başka anlayan da o yok... toplum bizi sanki tamamen unutmuş gibi, bir anda sanki görünmez olduk (buna benzer bir bölüm Black Mirrorda vardı, suçlu kişi kimse tarafından görünmez hale geliyordu)... bu sürecin birgün biteceğini elbet biliyorum ama o zamana kadar akıl ve beden sağlığını korumak için hiç dönmeyecekmiş gibi düşünüp, kendimize yeni bir hayat kurmaktan başka yolumuz yok... birgün inşallah iade olduğumuzda da, zaten kolaylıkla yeni sürece adapte olunur... lütfen artık beklentiye girip, yaranıza daha fazla tuz basmayın, bırakın yara kabuk bağlasın... birşeylerle meşgul olmak (tercihen toprakla), zihni en iyi rehabilite yoludur...
    • Yazıp yazıp siliyorum sayın Aylin. Forumda 5. senemdeyim. 8 yıldır dünyanın en saçma en alakasız en akılsızca iftirasıyla uğraşıp duruyoruz hepimiz. Şurada senelerdir geçecek diye insanlara moral vermeye çalışıyorum. Beni şarlatan ilan etseniz haklısınız ne diyim. geçecek ama daha yılları var bu işin. Oyalanacak şeyler bulmaya çalışın. Yıllarınız gençliğiniz geri gelmeyecek dostlar.
×
×
  • Yeni Oluştur...