Liderlik Tablosu

İster misiniz 3 hafta sonra hep beraber iade olalım? Cevap evetse oyunuzu vereceğiniz yer belli dostlar. Hayırsa ayak serçe parmağınızı sehpaya çarparsınız inşallah.

Hepimizin hayatında çok büyük kırılmalar meydana geldi, hepimiz maddi ve manevi olarak çok yıprandık, çok üzülük ve bu ağır süreç yüzbinlerce insan ve aileleri için maalesef devam ediyor. Ağır ve sancılı geçen bu süreçte Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden birinde başladığım doktorayı bugün itibariyle başarıyla tamamlamış ve mezun olmuş bulunuyorum. Doktora eğitimi sayesinde yaşadığım bu krizi nisbeten biraz daha hafif atlattım ve tam olarak karşılık gelmese de ''krizi fırsata çevirdim'' diyebilirim. Umarım hepimiz, ailelerimizle birlikte en kısa zamanda bu krizi atlatır ve eskisinden daha güçlü ve sağlam bir şekilde güzel günlere sağlıklı adımlar atarız.

26. İdare bugün OHAL Komisyonu'nun red kararını iptal etti. 6 yıldan fazla olmuştu. Darısı tüm masumlara.

Merhaba KHK'lı arkadaşlar 21. İdare mahkemesi Ohal Komisyonu'nun RED kararını İPTAL etti.

Değerli ailem ... Hepinizi abim,ablam,kardeşim gibi görüyorum o yüzden bu haberi sizinle paylaşmak istedim. Eşimin mahkeme sonucu olumlu oldu. Erzurum bim deydi yaklaşık 22 ayda sonuç alabildik . Ümitsiz olduğumuz anda bu sayfa ile tanıştık herkes yardımcı oldu. Bilgi verdi, destek oldu. Herkese çok teşekkür ederim. Bu süreçte çok ağır şeyler yaşadık yinede tanıdığımız insanlar sayesinde pes etmedik iyi ki varsınız. Hepiniz seçilmiş mükemmel insanlarsinız Twitter dan destek olmaya devam edicem. Dualarımdasınız.

Dostlar, oylarımızı mutlaka kullanalım. Uzak bir şehre gitmek gerekecekse bunun için verilen hizmetler var. Seçime kadar çevremizde durumumuzu, akpye verilen oyun gerçek anlamını ve yol açtığı açacağı felaketleri mutlaka anlatalım. 5 gün sonra buralar şenlenecek kısmetse. Az kaldı, sabır...

Merhaba arkadaşlar. 27. Idare mahkemesi ohal komisyonu kararını iptal etti. Karar oy birliği ile verilmiş. Ne yazacağımı da bilmiyorum. Boşluğa düştüm.

Merhabalar herkese. Bugün UYAP üzerinden ihracımın iptal kararını görmüş bulunmaktayım. Hayırlısı olsun inşallah bizim için. Ülke olarak zor günler geçirdik,geçiriyoruz da ama biraz mutlu olmaya hakkımız var sanırım. Dosyamda hiçbir şey yoktu zaten ohal'den dönmeyi bekliyordum ama olmamıştı. Nasip buradaymış. Şimdi bana önümdeki süreç hakkında bilgi verebilecek arkadaşlar var mı? Eğer varsa çok memnun olurum. Şimdiden teşekkürler. https://imgyukle.com/i/rnw1C8

26. idareden, 2001 yılı öncesi SGK kaydı, çocukların dershaneye gitmesi ve kurum kanaati nedeniyle ret aldığımı dün öğrendim. Karar tarihi 31.3.2023

Daha önce 27. İdare mahkemesi ile iade olmuştum. Kurum istinafa taşımıştı dosyayı yaklaşık 10 ay sonra Ankara 13. İdare mahkemesinde istinaf talebinin reddine şeklinde karar çıktı. Bilgilendirmek amacıyla yazmak istedim

Merhaba, uzun süredir foruma girmiyordum. 26. İdare mahkemesine açtığịm işe iade davasını kazandım. Bir üye karşı oy kullanmıṣ, eşimi bahane göstermiş. Kurum (MSB) muhtemelen istinafa gider. İstinaf, karşı oyu dikkate alır mı?

Herkese iyi günler dostlar uzun zamandır yazmıyodum sağlık sorunlarımdan sonra her şeyden uzaklaşmıştım ama bu gün nihayet 5 yıl sonra o lanet mahkeme bitti ve şükür kazandım inşallah bekleyen herkese bu haber tez vakitte gelir . Bu geçen sürede bu günün hayalini çok kurdum sevinçten takla atacağımı ve ya ağlayacağımı düşünüyodum ama bn bu gün sadece üzülüyorum bize yaşatılan bu mağrudiyete geçen yıllarıma boğazımda düğüm midemde bi ağrı bundan sonraki süreç hakkında ne yapmam gerektiğini araştırıyorum bilenler bilgilendirirse sevinirim

Herkese selamlar.Çok büyük bir sessizlik var forumda. En azından bir hareket olsun diye bir şeyler yazmak istedim. KHK lı iadeleri konusu yine en önemli sorun oldu maalesef. Sanki başka hiç bir gündem yok. Danıştay kararı ile göreve iade konusundaki çıkan gürültü, görülmekte olan idare yada istinaftaki davalara nasıl yansır acaba. İnşallah durumdan vazife çıkarmaya kalkmazlar. Ha bugün ha yarın diye diye komisyon bekle, idare Mah. bekle, İstinaf bekle, pare pare Çin işkencesi süreci yaşadım ömrüm aktı gitti. Koskoca Devletin 10 kurumu hiç bir irtibat iltisak yoktur bağlantısı yoktur diye yazı göndermiş ilk derece mahkemeye, Sırf kurum kanaatiyle ret, halen istinaftan döner diye bir Umut çıkacak kararı bekliyorum. Çıldırmamak elde değil. Ret gelirse Daha bunun Danıştay’ı, AYM si var. 8 senedir boşu boşuna beklemek, bu süreçte inandığım tüm insani, ahlaki ve dini değerlerim alt üst oldu. Bu hukuksuzluğu ısrarla ve inatla sürdüren bir zihniyetle aynı milletten aynı dinden aynı kültürden olmaktan utanç duyuyorum. Başınızı ağrıttım kusura bakmayın, dertleştik diyelim :)) Ruh ve beden sağlığınızı korumanız dileğiyle, herkese sabır diliyorum.

Arkadaşlar merhaba Ankara 21. İdare Mahkemesinin kararı ile kamu görevine iade olmuştum. Bugün beni atan beş kişilik kurulda bulunan bir Başkan Yardımcısı ile karşılaştık. KHK'da ismimin yer alması için hazırlanan Tutanakta imzası vardı. Hiç utanmadan yanıma geldi. "Döndüğüne sevindim" dedi. İçimden bir canavar çıkıp bir yumruk ile birlikte "O TUTANAĞA" nasıl imza attığını sormak istedi. Ancak diplomatik bir şekilde merhabalaştık. Teşekkür ettim. Salağa yatarak hiçbir şey olmamış gibi davandım. Her şeyin bir sırası var . Zamanı geldiğinde hesap sorulacak. Hafta içi kamu görevlisi silah ruhsatımı çıkarmak istedim. Öncelikle el konulan silahımı almam gerekiyor. Güzel bir dilekçe hazırladım. Anayasa mahkemesinin iptal ettiği maddeye atıfta bulundum. Polis memurları dilekçeyi aldı. Uzun bir süre üzerinde tartıştılar bilgisayar üzerinden kontrol ettiler. Sonunda birisi yanıma yaklaşarak " Silahlar Ana depoda: Eğer satıldıysa rayiç bedelini vereceğiz, satılmadıysa silahı verebiliriz" şeklinde bir açıklama yaptı. Rayiç bedel kelimesini duyunca tepem attı ve tepki gösterdim. "benim silahımı benden habersiz bir şekilde satmaya hakkınız yok, mülkiyet kanununu ihlal edersiniz" dedim. Tepkim üzerine silahı bulmak için yazışmalar yapılacak deyip dilekçemi işleme aldılar. Anladığım kadarı ile FETO davalarından dolayı el konulan silahlar Emniyet Genel Müdürlüğü'nde kılıf uydurularak yağmalanmış. Silahımı bulmaktan umudum yok. Ama bana da bir fırsat doğdu. Olumsuz bir cevap gelirse: Emniyet personeli hakkında SUÇ duyurusunda bulunacağım. İdari mahkemede dava açacağım. mülkiyet hakkımın ihlal edilmesinden dolayı tazminat isteyeceğim.

Merhabalar, Malumlarınız olduğu üzere Ankara 21. İdare Mahkemesi 18.07.2023 tarihinde OHAL Komisyonunun RED kararını iptal etmişti. 28.08.2023 tarihinde kuruma hukuki bir dilekçe yazarak göreve başlatılmadığım takdirde oluşabilecek durumlara açıklık getirmiştir. Hukuki temelde yazdığım dilekçe üzerine 31.08.2023 tarihinde iade olurum çıkmış ve bugün bana posta ile tebligat yapıldı. Aynı gün göreve başladım. SGK girişlerim yapıldı. SGK kayıtlarında hala KHK ifadeleri geçiyor. 2016 yılından itibaren hukuki temelde devam eden büyük bir mücadele var. Bu mücadele beni KHK listesine haksız bir TUTANAK ile alanların cezalandırılmasına kadar sürecek. KHK listesine alındığım için kızımı ve beni Polis Müzesine almadıkları günü hiç bir zaman unutmayacağım. Açığa alındıktan sonra bilgisayarıma el konulup, bir güvenlik görevlisi nezaretinde eşyalarımı topladığım günü unutmayacağım. Mücadelem sessiz, sinsi, güçten düşen bürokratları birbirine düşürecek bir şekilde devam edecek. İSTİNAF sürecini mutlaka takip edeceğim. Şansa bırakmayacağım. Beni bir "TUTANAK" ile "kurulun yaptığı araştırma sonucu" şeklinde başlayan bir cümle KHK listesine ekleten KURUL üyeleri, sizleri çok güzel günler beliyor. Haksızlığa uğrayan KHK MAĞDURU olan herkesin, bir gün hakkını alacağına inanıyorum. Kurumdan içeri girdiğimde içimdeki haksızlığa uğramanın getirdiği birikmiş öfkeyi haykırmak istedim. Ancak Öfkemi kimseye yansıtmadım ve yansıtmayacağımda . Hiçbir şey olmamış gibi davrandım. Kendimi ait olmadığım bir yere gelmiş gibi hissettim. İnsanlarda bir sıkıntı yoktu yardımcı olmaya çalışıyorlar. Haksızlığı herkes biliyor.

Bugün kurumdan arandım inşallah yarın iş başı yapacağım. @Aklima

Forumdaşlarım, Adına bayram dediğimiz günleri yaşıyoruz. Benzer manaya geleceklerini duymuşluğum var ancak bu gün daha önce duymadığım bir söz duydum. "Dara düşersen dost kapısı çal kapı açılmazsa GÖZÜN AÇILIR" Bu sözden hareketle öncelikle sağlık içinde, sizi yalnız bırakmayanlarla, kapı çalmak zorunda bırakmayanlarla, kapı çalmak durumunda kaldığınız zamanlar olduysa kapısını muhabbetle açanları unutmayacağınız bir bayram dilerim. Masum olduğuna inanan ve taraf seçmemiş herkes eninde sonunda dönecek. Tek sıkıntı zaman. Zamanın kıymetini bilmeyi unutmayınız. Sizlerinde malumu üzere yaşayarak tecrübe edildiği üzere geri getirilemeyecek ve durdurulamayacak tek gerçek, zaman.

Merhaba. 2022 temmuz ayında ohal komisyonundan red almıştım. 01/2023 ankara 13. İdareden yürütmeyi durdurma kararımıza red gelmişti. dün ankara 21. İdare mahkemesinde duruşmam oldu.2013 yılında bir tane sms atmışım kimse yok mu derneğine, birde kurumdan imam olduğum ve para topladığıma dair bir istihbari bilgi gelmiş. Avukatım hazırladığı dosyada digitürkğnden bylocka kadar binbir çeşit kurumdan yapılan soruşturmalarda herhangi bir kayda rastlanmadığını istihbari bilgilerin anayasaya göre delil olarak kabul edilemeyeceğini anlattı. Bana söz hakkı verdiklerinde sms olayını anlattım(tabi hatırlamıyorum ama dosyadaki tarihe bakınca ramazan ayına denk geldiğini gördüm ve muhtemelen ramazan kolisi olduğunu ramazan ayının yardım ve iyilik ayı olduğundan vs bahsettim, bir çok kurum ve kişiye yardım ettiğimi bunun bir insanı teror örgütü üyesi olarak kabul etmek için saçma ve anlamsız bir neden olduğundan bahsettim). Açıkcası çok bir beklentim yoktu cünkü anlatırken 3 hakim yüzüme bile bakmadı, bir şeyler not aldılar sadece, toplamda 5 dak sürmedi. Tabi söyleyeceğimiz bir şey kalmadığı için kısa sürdü, açıkcası konuşmamızı kesmediler .Bugün avukatım aradı davam kabul olmuş diye. Muhtemelen itiraz ederler ancak bu geri dönmenize engel değil dedi. Şimdi kurumdan haber bekliyoruz.

Herkese selamlar, 27. idareden geçen hafta itibarı ile iade kararımı gördüm.Kurum MSB. Bana daha tebligat gelmedi.KKK veya MSB de aramadı. Kurum hemen istinaf başvurusu yapmış. Kısaca böyle. Darısı artık tüm güzel haber bekleyenlerin başına.

Sayın Bla Bla Bla öncelikle size teşekkür ediyorum. Ben de aynı durumdayım. Benim hikaye şu şekilde yaşandı; 29 Ekim 2016 tarih ve 675 no lu KHK lılardanım. Ceza davası kesinleşmiş beraat, 22. idare ret, 13. BİM 29 Eylül 2023'de 2007 -2016 rutin bankacılık hareketleri, mahiyeti belirsiz Cihan medya ödemesi ve tutarsız tanık ifadeleri gerekçeleriyle oy çokluğu ile kabul. 23 Ekim 2023 kuruma tebliğ. 15 Kasım 2023 kurum hukuk bürosunun Danıştaya istinaf için itirazı. Yine Kasım 2023 hukuk bürosunun rektörlüğe atama için verdiği görüş. 22 Kasım' da dekanlıktan göreve başlamam için arandım. 27 Kasım 2023 de emeklilik sonrası yeniden göreve başladım. 4 Aralık' ta afiliye hastane de göreve başladım. Mutemet geriye dönük maaş bordrolarını 15- 20 Aralık a kadar hazırlayabileceğini ifade etti. 7 buçuk yıllık toplama % 35 vergi dilimi uygulanacağını söyleyince forumdan bulduğum gelir idaresinin yazısını verdim. Rektörlükteki üst amirine ileteceğini söyledi. Rektörlükte lojman görevlilerine 2016 Kasım ayında lojmandan 15 gün içinde ayrılmış olmam nedeniyle kalan 2 yıllık hakkımı kullanmak istediğimi sözel olarak ilettim. Boş lojman olmadığını, Ocak ayında normal başvurumu yapmamı söylediler. Döner sermaye için henüz bir girişimde bulunmadım. Bizim fakültede aktif çalışanlara da ek ders ücreti verilmediği için o konuda da bir isteğim olmayacak gibi görünüyor. Forumdaki tüm arkadaşlarımın süreçlerinin de olumlu sonuçlanmasını yüce Allah'tan diliyorum. Forumda yol gösterici başta Sayın aklıma, Sayın Bla Bla Bla olmak üzere herkese sevgi, saygı ve selamlarımla.

Arkadaşlar herkese merhaba. 2022 EKİM ayında idare Mah davası açmıştım. Bu gün itibariyle reddini gördüm.ara kararla Emniyete MASAK a heryere yazı yazmışlardı birsürü yere, cevaplarda geldi mahkemeye, hiçbirşey yoktu. Çok umutluydum kabul olacak diye ama olmadı, istinaf dilekçesi yazacağımı hiç düşünmemiştim.Şimdi istinaf dilekçesi haZırlamam gerekecek. Çok dağıldım açıkçası . Nasıl bir dilekçe hazırlamak gerek, güncel olarak dilekçe örneği paylaşımında yardımcı olmanız mümkün mü acaba? Kendim hazırlayıp göndereceğim avukatım yok. Benim durumun şu şekilde; hakkkımda sadece kurum kanaati var,( kurum içi davranışları, sosyal çevresi diye tanımlamışlar sadece bu yani, idari soruşturma bile yok). Komisyon İdarenin beyanını, mahkeme de komisyonun beyanını referans alıp ret gerekçesi yapmışlar. kurumun yazdığı bu ifadeler belge vs. Hiçbir şeye dayanmıyor. Son dönem işe alınan herkesi KHK ile ihraç etti. Hakkımda ceza davası sanık tanık ifade vs. gibi bir durum da yok. 7 yıldır boş yere bekliyoruz Allah kahretsin bu düzeni ve buna sebep olanları paydaş olanları. Bıktım artık yazık bu ömürlere. Hayal kırıklığı içerisindeyim dağıldım biraz kusuruma bakmayın lütfen.Dilekçe konusunda yardımınız olursa çok sevinirim. Teşekkür ederim..

Dostlar, AİHM isterse isminizi vererek "şu kişi iade edilmelidir" desin, mevcut iktidar uygulamadıktan sonra anlamı yok. Zorla Türkiye'ye müdahale edecek halleri yok, etmesinler de zaten. Tek başına anayasaya aykırı olmanın bile hükmü yok. Maalesef yasalar kendi kendilerine hiçbir şey yapamazlar. Uygulayıcılar yasayı uygulamıyorsa elimizden bir şey gelmiyor. AİHMnin haklı olduğumuzu kabul etmesi yine de güzel bir şey, ama masum olduğumuzu biz zaten biliyoruz. Birilerinin "evet sen masumsun" demesi bu uygulanmadıktan sonra gönlümüzü okşayıp geçmekten başka bir işe yaramayacak maalesef. Ben şuna inanıyorum: KHKlıların en azından bir bölümü anayasaya "sadakatsizlik"leri nedeniyle değil, anayasaya sadık kalacakları kesin olduğu için KHKlı. Çünkü bulunduğumuz pozisyonlar gereği birilerinin tekerine çomak sokabilirdik. Hal böyle olunca "anayasaya sadakatimiz"i ispatlamaya çalışmamız da abesleşiyor haliyle. Çünkü karşımızda dürüst ve bizden beklentilerini net ortaya koyan bir grup yok.

Dostlar siyasi değişimden umutluyduk (ki normal bir ülkede olması gereken de buydu) ama olmadı. Ülke öyle bir hale gelmiş ki siyasetin duayeni rahmetli Demirel bile haksız çıkıyor. Çoğumuz için idari hukuk süreçlerimiz sürüyor. Ki şanslı bir azınlık arasına giremezsek daha çok sürecek maalesef. Herhangi bir 2023 affı falan da beklemiyorum. Umutlarını buna bağlayanlar varsa sebeplerini yazarlarsa sevinirim. Bu travma ve yorgunluk halinden kurtulmamız lazım. Biliyorum çoğumuz kendimize bir hayat kurduk, günlük koşuşturma içinde aklımıza bile gelmiyor. Ama anlaşılan o ki kimsenin bizim için bir şeyleri düzelteceği de yok. Napsak anlamıyorum. Budist gibi umutlanmamayı öğrenip huzura mı ersek Sayın Moda Dünyası'nı hem kararlılığı için hem de güzel paylaşımı için kutluyorum.

Merhabalar. 27.idareden iade olmuştum. Kurum yd durdurulması için itiraz etmişti.14.daire yd incelenmeksizin dosyaya genel olarak nihai karar vermiş lehime. Darısı tüm bekleyenlere

Dün açıklanan AİHM kararıyla ilgili olarak takip edebildiğim kadarıyla; - Dava her ne kadar kadar Bylock, Bank Asya ve Sendika üyeliği nedeniyle AİHM'a gitse de, AİHM sadece bu üç hususta değil, çok daha genel anlamda ve bu konularda yapılmış tüm yargılamalarda ''mutlak doğru'' kabul edilen ankesör, çocuğu okula gönderme, digitürk abonelikleri, sohbetlere katılma vb. tüm kriterlerin hukuksuz olduğuna karar vermiş. Böylece ceza yargılaması geçirenler, hangi aşamada olursa olsunlar, yeniden yargılama talep etme hakkına kavuşmuş oldular. Eğer yeniden yargılananlar hakkında tekrar hukuksuz kararlar verilmesi halinde, dosyanın AİHM' gitmesi halinde çok daha büyük tazminatlar ödenme durumu ortaya çıkacaktır. Tabii burada önemli olan tazminat değildir, ülkenin AİHM kararlarını uygulayan bir ''hukuk devleti'' olup olmadığının dünyaya gösterilmesidir. Eğer Türkiye bir ''hukuk devletine'' uygun olarak AİHM kararlarını uygulamazsa, ekonomik kriz nedeniyle ihtiyaç duyduğu yüksek miktarlardaki yardım ve borçları Batılı ülkelerden alamayacağı gibi, hiçbir yabancı yatırımcı da ''hukukun olmadığı'' bu ülkeye yatırım yapmayı göze alamayacaktır. Bu durumda, zaten kötü durumda olan ülke ekonomisi daha da kötüleşecektir. Kötü ekonomi, aç topluluklara, aç topluluklar da siyasi iktidarın değişmesine sebep olabilecektir (Bizim ülkede pek öyle olmasa da...) - Bu AİHM kararının, sadece ceza yargılaması geçirenlerin değil, aynı zamanda ceza yargılaması geçirmeden ''irtibat/iltisak'' nedeniyle kamu görevinden ihraç edilenler açısından önemli olduğunu hukukçular belirtiyorlar. Zira irtibat/iltisaka konu edilen hususların da aslında yasal olduğu bu AİHM kararı ile sabittir. Örneğin bankaya para yatırma, bir sendikaya üye olma veya sohbete katılma yasal bir faaliyetse, bu durum irtibat/iltisaka konu edilebilecek bir durum olamaz. Bu nedenle, AİHM kararının ceza yargılaması geçirmeden doğrudan İdare'nin tasarrufuyla ihraç edilenler için de pozitif katkıları olacaktır. - Yukarıdaki açıklamalar olması gerekenler. Peki gerçekte bunlar olacak mı? Herkesin kafasındaki soru bu. Şahsi kanaaatim şu: son 7 yılda o kadar çok hukuksuzluğa maruz kaldık ki, adeta Stokholm Sendromu yaşıyoruz ve yaşadığımız hukuksuzlukların asla bitmeyeceğini düşünüyoruz. Bu psikolojide olmamız da gayet normal. Muktedirlere kalsa, AİHM kararlarını uygulamayacaklarını biliyoruz ama ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin her geçen gün daha da derinleşmesi onların da elini kolunu bağlıyor. Birşeyler yapmaya mecburlar. Neyi, ne kadar yapacaklarını zamanla yaşayarak göreceğiz ancak ben bir kişinin bile bu AİHM kararı nedeniyle yaşadığı sıkıntılardan kurtulmasını kâr sayıyorum. Umarım bu AİHM kararı, sadece davayı açan kişiyi değil, yüzbinlerce kişiyi eski güzel günlerine kavuşturmanın ilk adımı olur. Haklarını kazananlar için hep şöyle diyordum: ''şimdilik birer birer, ileride biner biner...'' Umarım bunca yıldır mağdur edilmiş yüzbinlerce insanın haklarını biner biner aldıkları günlere doğru hızlı bir şekilde yol alırız.

iyi akşamlar 8 temmuz bugün... 701 sayılı KHK'nın yayımlandığı gün... son KHK zulmünün 5. yılının geride kaldığı gün... kimsenin umurunda olmayan gün... ateşin, düştüğü yeri yaktığı gün... yakınlarımızın 'hayırlısı olsun' dedikleri ve sustukları gün... hukuksuzca terörist ilan edilenlerin acılarının kenardan izlendiği gün... hayatın bize tamamen geleceksiz göründüğü gün... geçen gün forumu okurken minik kızım yanımdaydı ve bana "anne ben büyüyünce KHK forum yüklemeyecem" dedi. boğazım düğümlendi. bu da geçecek dedim kendime ama biliyorum ki hayatımızdan çalınan yılların telafisi de asla olmayacak. hepimiz için, en kısa zamanda, bunlar yaşandı, hepsi geçti, gitti diyebilmeyi o kadar çok istiyorum ki...

Hayatlarımızın istikameti için bu kadar önem arz eden seçim sonuçlarının, eğitimsiz (ve eğitilmez) amcalar ve teyzelerce "bas ampule" "başka adam mı var" "hödöpö destekliyor" gibi sığ oy tercihi sebepleriyle belirlenmesi ağır bir dramdır dostlar. Bu halkı yıllar içinde yeterince tanıdığımız ve esasında yiyeceğimiz dayağı zaten yemiş olduğumuz için belki daha hafif ek travmayla atlatanlarımız olabilir. Yine de milletim adına çok üzüldüm. Ama enseyi karartmak yok. Sandığa gidip adalet aramaktaki kararlığımızı göstereceğiz. Tanrı yardımcımız olsun.

Arkadaşlar idari mahkemem göreve iade olarak sonuçlandı. darısı bütün mağdur arkadaşların başına inşallah.. Bu zamana kadar herhangi bir soruşturma kovuşturma vs.. hiç bir şey yaşamadım Komisyondan umutluydum fakat kurum kanaati ile red vermişlerdi. birilerinin keyfi kanaat uygulaması yüzünden 5 yılımıza mal oldu..

Hayırlı olsun Hocam, Kurumun dosyanızı yürütme durdurma talepli istinafa götürmesi standart bir uygulama. Sizin dosyanıza özel bir durum değil. Bu nedenle, kurumun dosyanızı yürütme durdurma talepli istinafa taşımasına takılmayın. Şayet ilk derece mahkemesi usül konusunda, yani Danıştayın belirlediği kriterlere göre (EGM, İl Emnniyet Müdürlükleri, Bank Asya, Dijitürk, Dernek/Vakıf üyeliği sorguları) irtibat/iltisak araştırması yaptıysa, istinaf usülden kararı bozamaz. Geriye esas kalıyor. Esas yönünden de zaten ilk derece mahkemesinden sadece sendika üyeliğinden göreve iade kararı çıkmış. İstinaf mahkemesinden bunun aksi yönünde karar çıkmasını beklemiyorum. AİHM/Yalçınkaya kararı sonrasında yargıda işlerin biraz daha normalleşmeye başladığına dair emareler var. Henüz örneklerini az da görsek, eskisi gibi pervasızca hukuksuz kararlar verilmemeye başlandı. Bu nedenle, durumunuzu ve 15. İstinaf'ın önceki dosyalardaki tavrını, Yalçınkaya kararı sonrası dönemlere kıyaslamanız doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Tekrardan hayırlı olsun hocam. Bir kişi daha kurtuldu, şimdilik birer birer, ileride biner biner...

Sonsuz diye bir şey yok. Vakti gelince bitecek. Eşkıya dünyaya, hele de bu devirde, hükümdar olmaz. Ama o vakte biraz daha var. İşte bu yüzden seçim, halkın duruşu önemliydi. Ama yanlışı seçtiler. Onlar da sonuçlarını yaşayacak.

Yalnız bu KHK işinin eğitim seviyelerimize katkıda bulunmadığını söyleyemem. Onlar bize iftira attıkça biz cümle aleme kimlerle aşık attıklarını tekrar tekrar gösterdik. Ama karşımızda tam bir duvar var işte, biz ordinaryus olsak yine anlamıyor. Neyleyelim. Siyasi gündemden umudum yok. Bir "af"tır "normalleşme"dir söylentisi var, ondan da umudum yok. Fırsatı olan dostlar en güzeli yurtdışı. Becerilerinizi kullanmak yerine yıllarınızı heba eden bir ülkede yaşamamayı seçerek "vatansevmez" olmazsınız.

Merhaba Hocam, ''Kanunsuz suç ve ceza olmaz'' ilkesi gereği, ''hiç kimse kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz'' hususu AİHM/Yalçınkaya kararı ile bir kez daha ortaya konarak yapılan ''silahlı terör örgütüne üyelik'' yargılamalarının haksız ve hukuksuz olduğu açıkça belirtildi. AİHM/Yalçınkaya kararına göre, 15 Temmuz gecesi eline silah alıp darbeye karışmayan yüzbinlerce insana, silahlı terör örgütü üyeliğinden ceza verilemeyeceği kuşku götürmez bir şekilde ortaya çıkmış oldu. Bu nedenle siz de yargılandığınız ağır ceza mahkemesinden geç olsa da beraat ettiniz. Hukukta yeri olmayan ''irtibat/iltisak'' kavramı ise 15 Temmuz'dan sonra ortaya çıktı ve yasalara eklendi. 15 Temmuz'dan günümüze, örgüt üyeliğinden ceza verilemeyen insanlar, irtibatlı/iltisaklı denilerek kamu görevinden çıkarıldı. AİHM/Yalçınkaya kararına göre; kanunda açıkça suç olmayan eylemlerden dolayı insanların silahlı terör örgütü üyeliği nedeniyle cezalandırılması mümkün değilse, kanunda suç olmayan eylemlerden dolayı insanların silahlı terör örgütü ile irtibatlı/iltisaklı olduğunu söylemek ve bu nedenle insanları kamu görevinden çıkarmak mümkün olamaz. İrtibat/iltisak nedeniyle kamu görevinden çıkarılan insanların dosyaları henüz AİHM'de görülmedi. İrtibat/iltisak nedeniyle AİHM'e giden dosyalar işleme alındığında, Yalçınkaya kararına benzer bir karar ortaya çıkacağını düşünüyorum. Halihazırda davanızdaki hususlar çoğunlukla irtibat/iltisak kabul edilse de, ileriki zamanlarda bu durumun tamamen değişeceğini düşünüyorum. Umarım en kısa sürede hakkınızda olumlu karar çıkar ve mesleğinize geri dönersiniz, sizin gibi bekleyenler onbinlerce KHK'lı gibi...

Herkese hayırlı ramazanlar. Şu mübarek günlerde hayırlı haberler vermek isterdim ama maalesef. Belki de hakkımızda hayırlı olan budur gerçi bilemiyoruz. Neyse.. Ohal Komisyonundan ret alıp idare mahkemesine gitmiştim. 2023 Mart ayında mahkeme Ohal kararını "Sosyal çevre ve üst amir kanaati" suçlamaları hukuka aykırıdır diyerek iptal etti ve 2023 Temmuzda mahkeme kararı sonrası iade oldum. Daha sonra istinaf ara karar olarak YD verdi, bazı kurumlardan bilgi talep etti ve 2 ay çalıştıktan sonra YD kararı gereği yeniden ihraç oldum. Yaklaşık bi 6-7 ayın sonunda ana karar verildi ve İstinaf isteminin kabulüne kararı çıktı. Babamın devam eden davasını ve istinaf aşamasında ortaya çıkan 2014 ve 2015 yıllarında 2 adet ankesör/büfe çağrısı olduğunu bahane ederek istinaf isteminin kabulüne karar verildi. Süreç benim için kısa vadede bitti. Mahkeme kararı elime ulaştıktan sonra dilekçemizi yazıp Danıştaya gideceğiz. Danıştay süresi hakkında bilgi sahibi olan var mıdır? Ortalama kaç senede bi cevap alırız? Danıştay'dan iade olan var mı onu da bilmiyorum ama yine de sizelere sormak istedim. Teşekkürler.

Böyle pozitif yazılar okuyunca mutlu oluyorum. Hayırlı uğurlu olsun. Allah herkese bunu yaşatsın. İnsan ister istemez endişeleniyor elbet ama cidden çok yüksek olasılık takipsizlik. Allah yardımcınız olsun.

sevdiklerinizle bir arada, sevgi dolu, huzurlu nice bayramlar geçirmeniz dileğiyle mutlu bayramlar...

Bir bakan imzasıyla 20 yıllık emekleri ''hiç'' edilen ama göreve iade olduktan sonra her bir hakkını almak için ayrı ayrı davalar (şimdilik 3 dava, potansiyel olarak en az 2 dava daha) açmak zorunda kalan biri olarak, yurt dışı işlere bakmaya başladım ben de. Daha önce yurt dışında görev yaptım, yurt dışında yaşamanın ne demek olduğunu artıları ve eksileriyle gayet iyi tecrübe ettim. Bu yüzden çok yüksek maaşlara değil, orta bir maaşla yurt dışında işe başlamaya razıyım. Çünkü kalbim kırık bu ülkeye, sisteme, insanlara her şeye... Sizin gibi yurt dışından iş kabul başvurusu almış olsaydım, ki anladığım kadarıyla başlangıç için ortalamamın üstünde maaş alabileceğiniz iş pozisyona kabul almışsınız, hiç düşünmez giderdim. Ülke bir yere gitmiyor hocam, şartlar düzeldiğinde istediğiniz zaman geri dönersiniz. Hem dönene kadar orada elde edeceğiniz birikimlerle Türkiye'de çok daha iyi şartlarda yaşayabilirsiniz geri döndüğünüzde. Yurt dışında görev yaparken de kendimi hiç bir zaman yabancı gibi hissetmemiştim. Evrensel değerlere inanan, farklılıklara saygılı bir hayat tarzınız ve dünya görüşünüz varsa yurt dışında yaşamak zor gelmez, aksine çok keyifli olabilir. Kendi adıma yurt dışında çalıştığım zaman diliminde çok keyif almıştım. Size de tavsiye ederim hocam, çıkın yurt dışına, insana çok şey katan paha biçilemez bir deneyim. İnsan olmak, insanca yaşamak, günlük kaygı ve streslerden uzak olmak, çevrenizde yapılan haksızlıklara şahit olmak, liyakatsiz insanlarla aynı ortamlardan uzak kalmak iyi gelecektir. Göreve iade olunca anlıyorsunuz geçmişte ne kadar kaliteli insanlarla çalıştığınızı, onların ne kadar kıymetli olduğunu, oysa şimdi hak etmeyen insanların hangi makamlardaki koltuklara gelip oturduğunu... Bunları duyunca ve görünce, o zaman daha çok üzülüyor insan. Ülkenin geldiği duruma, liyakatsiz insanların karar vericiler olarak verdikleri kararların ne kadar ''doğru'' olduğuna, siyasi bağlantıları olanların üstü kapalı göndermelerine vs vs vs... Özetle; gidin hocam, gidin. Pişman olmayacağınızı neredeyse garanti ederim.

Forumdaşlarım iyi geceler, Görevim nedeniyle bulunduğum yer ve teknolojik imkanlar nedeniyle forumdan iradem dışında ayrı kalmak zorunda kaldım. İlk imkan bulduğum an itibariyle foruma girdim. Umarım herkes iyidir ve kimsenşn üzülmesine neden olmamışımdır

Hocam, ihraçlarda iktidarın ana argümanı "Kişi suçsuz olabilir, ancak biz sadakatine güvenmiyoruz. Sadakatine güvenmediğimiz kişiyi de devlette çalıştırmayız." Suçsuz olduğumuzu kabul ediyorlar, ama ihraçların ceza değil "tedbir" olduğunu savunuyorlar. Yüz binlerce kişinin hayatı kaymış, ama ceza değilmiş, öyle diyorlar. O sebeple doğrudan ihraçlara uygulanabilecek bir karar olduğunu düşünmüyorum maalesef. Bununla beraber AİHM yüksek olasılıkla KHK ihraçlarını da insan haklarına aykırı bulacak. Maalesef bu geçirdiğimiz iğrenç süreci "etkin iç hukuk yolu" kabul ederek bizleri başlarından savdılar zamanında. Davalarımızın önlerine düşmesine de çok kalmadı. Evet dünya haklılığımızı kabul edecek. Gerçi bir tane kişi > dünya ise, ne yapacağız bilinmez. Her halükarda mücadeleye devam

@werwer17 @geçer elbet... Öncelikle zaman ayırıp cevap veren siz değerli arkadaşlara teşekkürler. Maalesef sindirilmişçesine ve bu ülkede yaşama hakkımız yokmuş gibi bir muamele ile karşılaştığımızdan dolayı bu tip sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Pazartesi mülakata gittim ve KHK' lı olduğumu söylediğimde karşımdaki insan başını öne eğip "hımm" yaptı ama pek oralı olmadı ve ayrıntıda sormadı. Bugün ise katılış yaptım. Katılışımı yapan personel "önceden 4c kaydınız varmış son çalıştığınız yer size sigorta kaydı yapmadı mı" diye sordu. Bende "sigorta yapmadığı için işyerinden kaçarcasına ayrıldım" dedim. Başka da birşey sormadı. Bugün e-devlet' ten kontrol ettiğimde 4a girişimi gördüm. Dediğiniz gibi kimi umursuyor, kimisi içinde hiç önemli değil. Sorulmadığı sürecede söylemeyede gerek duymuyorum.İleride de sorun olacağını düşünmüyorum. İhraç edileli 7 yıl + 3.5 ay oldu. 2023 seçimlerinden çok umutluydum ama maalesef beklediğim gibi olmadı. Birşeyler yapıp sigortalı bir işe girmek için bazı nedenler ve bekletilerden dolayı çok geç oldu ama bir yerden başlamak lazımdı. Hayırlısı böyleymiş demek. Allah hepimizin sonunu hayır eylesin ve çalınmış hayatlarımızı geri almayı nasip etsin inşallah.

Yok dostum, bir gün iktidar değişirse hep beraber iade olacağımıza eminim. Ama daha buna en az, her şey yolunda giderse, 4 sene kalması hepimizin canını acıtıyor. 2023 mayısında, her şey bu kadar ortadayken ampule abanan gözü bağlı bir toplumun parçası olmanın bedelini en çok bizler niye ödüyoruz? Hak etmediğimiz halde.

aleykümselam hayırlı ramazanlar kaderdaşım. Savcının iddianame düzenlemesi için herhangi bir şey bulması gerekmediğini maalesef acı bir şekilde tecrübe ettik birçoğumuz. Bu nedenle elbette bir insanın daha bu şekilde mağdur edilmesine üzüldüm ama şaşırdığımı söylersem yalan olur. Anlaşılan o ki aralarında hala bütün o beraatlerden dersini almayanlar var. Yazık... Muhtemel olacak olanı söyliyim. 40 küsur sayfa iddianame gelecek, ama bunun 39u seninle ilgili değil bu yapının yaptığını söyledikleri genel şeyleri anlatıyor olacak. Anlattıkları olayların bir kısmında sen ortaokula bile gidiyor olabilirsin, o derece alakasız olacak seninle. Son sayfada da muhtemelen o ismini zikreden, afedersiniz dostlar, denyonun ifadesi geçecek. Onu mahkemeye çağıracaklar, orada çark edecek, ki etmese bile oy birliği ile beraat edeceksin. Savcı üst mahkemeye götürebilir de götürmeye bilir de. Her halükarda bir gün bile içeri girmeyeceksin. Olan senden çaldıkları zamana, devleti, mahkemeyi boşa masrafa soktuklarına olacak. Yemin ederim böyle bir akıl tutulması tarihte görülmemiştir. Gönlünü ferah tut, güçlü ol, sabret. Selametle...

Arkadaşlar uzun suredir yazmıyordum.. bugün itibariyle bim’den red aldım ve Danıştay başvuracağım.. süreç 1-3 yıl arası yazılmış Danıştay kararı için.. bir cimer sikayetinde nerelere geldik.. şikayet edenlerden birisinin beyanına atıfta bulunarak red verdiler.. Danıştay sonucu ne olur..

Bir Bakanlık kariyer memuru iken, meşhur Başbakanlık sektörel birimine sürülmüş, ardından oradaki herkes gibi ihraç edilmiştim. Komisyon red vermişti. 21. idare mah kararı ile goreve iade edilmiştim. İstinaftan YD kararı lehime çıkmıştı (yaklaşık 40 gün sonra karar verildi). Asıl karar da nihayet çıktı (istinaf başlamasından 9 ay sonra) ve lehime oldu. İdare mahkemesi her türlü yazışma vs yapmıştı. Dikkatimi çeken şey, en azından UYAPta Bölge İdare hiç yazışma yapmamış, bir sabah karar birden çıkmış. Bu arada, eski birimimde göreve başladım, bilfiil çalışıyorum. Bu birimin işleri gereği, 8 yıl aradan sonra ilk kez yurtdışına, kısa bir göreve çıktım. özellikle pasaport kontrolden geçerken duygulandım. İhraç sonrası pasaport yasağı olmasaydı, bu ülkede kalmayacaktım. nasip diyelim. Allah, bu süreçte zorda kalan herkese yardım etsin.

İdare mahkemesi davaları hakkında uzman olan Avukat Nevra Kadıgil tarafından, AİHM kararı doğrultusunda İdare, Bölge İdare ve Danıştay'a sunulmak üzere 3 tane örnek dilekçe bugün kendi blog sayfasında paylaşılmıştır. Mahkemelere dilekçe vermeyi düşünenler, bu dilekçelerden faydalanabilir. (Kendisine bir teşekkür etmeyi de unutmayalım) https://x.com/NevraKadigil/status/1709457936638951426?s=20 https://nevrakadigil.blogspot.com/2023/10/AİHM-yalcinkaya-karari-uyarinca-idari.html?m=1

Dün açıklanan AİHM kararının idari davalara etkisi olur mu? Olursa, nasıl olur? Bu konu hakkında bu akşam KHK TV'de yapılan programda, Av.Dr.Levent Mazılıgüney ile Dr.Günal Kurşun tarafından yapılan açıklamalar var. Vakti olan aşağıdaki yayının tamamını izlesin. AİHM kararının sadece İdare Mahkemelerine bakan yönü hakkındaki Av.Dr.Levent Mazılıgüney'in açıklamaları aşağıdaki videonun 34-36 dakikaları arasında, Dr.Günal Kurşun'un açıklamaları ise 40-43'üncü dakikalarda var. Av.Dr.Levent Mazılıgüney'in açıklamasında bahsettiği, idarelerin ''irtibat/iltisak'' kavramını kullanarak bize uyguladığı kamu görevinden çıkarılma işleminin aslında bir ''ceza'' olduğu hakkındaki makalesine ise bu linkten ulaşabilirsiniz. https://www.hukukihaber.net/ohal-khkleri-ile-meslekten-cikarmalar-ve-masumiyet-karinesi İdare mahkemelerine dilekçe yazmayı düşünenler, bu makalede yer alan bilgilerden faydalanabilirler.

Sn @Karagöz Ben denedim olmadı. O yüzden şu an mücadeleyi bireysel olarak idare mahkemesinde sürdürüyorum. O kadar şans var ki bende 28. idare bile kapatıldı. ( Dosyalar 27 ye aktarılmış). Herkes geçim derdine düştü.Kurtulanlar kurtuldu. Geriye kalan bizler maratona devam. Bilemiyorum. Yeni bir kariyer yolu çizdim. Şimdilik iyi gidiyor.Planlanan hedeflerime az kaldı. İş yerinde mutluyum(Home office).Normal insanlarla çalışıyorum.Sivil hayat oldukça farklı gelmişti başlarda. Şimdi ben de alıştım.En iyi tarafı sinir stres pek fazla olmuyor. Kazancım çok değil ama yetiyor. Başkasına muhtaç değilim.(En iyi tarafı bu.) Yaptığım işte olumlu geri bildirimler alıyorum.Buraya kadar sıkıntı yok. Evlenmedim, evlenemedim kafa dengi birisini bulamadım. En büyük eksiğim bana göre bu. İstediğim şehirde yaşıyorum.( El mahkum memleket ama yer iyi ). Çalışmanın karşılğını alıyorum.Allah herkesin gönlüne göre versin. Benlik bu kadar.

Merhabalar herkese. 12.05 idare mah. ohal komisyonunun ret kararını iptal etmişti. 12.07 tarihinde de EGM’ye yeniden başlama yapmıştım. Kimliklerimiz verildi ve her gün düzenli olarak imza atıyorduk,kadromuz belli olana kadar. EGM karara YD talepli itirazda bulunmuştu ve 27.07 tarihinde de Nöbetçi İdare Mahkemesi YD kararı vermiş. Davacının savunması ve konuya tekrar karar verilene kadar YD karar verildi yazıyor. Emniyetten yine hakkımda bilgi belge istemis. Mali Suçları Araştırma Kurulundan da mali rapor istemiş. Zaten Emniyetten ve diğer tüm kurullardan hakkımda bilgi belge yok diye yazı geldi. En ufak bir şey bulunmadı. Neden böyle bi karar çıkar anlamıyorum. Bundan sonra ne olur sizce? Açığa mı alırlar yine ihraç mı ederler?

Merhaba Forum'da yazan, okuyan tüm kaderdaşlar, Biraz uzun yazabilirim, biraz da dikkatsizce yazabilirim. O yüzden şimdiden özür dilerim. Ben bir üniversiteden 672 sayılı KHK ile ihraç oldum. Komisyon yargılanmam devam ederken RED verdi. Yargılandığım davada savcı 2 kez beraat talep etti. Hakim beraatimi istinafa göndermeden verdi ve aynı gün kesinleşti. Komisyon, ceza davamı vs. beklemediği için beraat belgem, ilgili kanıt ve haklılığımı ortaya koyan tüm dökümanlar ile idare mahkemesine başvurdum. İdare mahkemesi epeyce oyaladıktan sonra, ortaya koyduğum hiç bir evrakı okumadan (gerekçede yazdıklarıma cevap yoktu) komisyon kararını kabul etti, yani RED etti. Bölge idare mahkemesine gittim, onlarda sağolsun 20 ay oyaladıktan sonra, yine aynı şekilde idare mahkemesine ve komisyona atıfta bulunarak RED verdiler. Ve tahmin edin, onlar da hiç bir şekilde gerekçelerimi okumadılar. Şimdi dosyam 8 aydır Danıştay'da. Kendilerinin 2021-2022 yıllarında verdikleri kararları gerekçe göstererek ve geçmişteki tüm dosyalar ile uygun bir itiraz onlara da sundum Ya kendileriyle çelişen bir karar verip, RED verecekler (1-1 aynı durumda olan kendilerinin verdiği 4 karar dosyası gönderdim). Ya da KABUL verip iade edecekler. Gelelim diğer kısma; İdare mahkemesinde başvurum devam ederken, özel tüzel bir kurumda işe başladım. Sonra bakanlığa doğrudan bağlı bir birimde üst düzey yönetici olarak çalışmaya başladım. Görevim gereği, bir çok bürokrat, b.yard. ve bakan ile çalışıyorum. Aslında üniversitede en üst akademik pozisyon (Kıd. Prof. Dr.) dan daha çok kazanıyorum. Ayrıldığım üniversite ile halen birlikte çalışıyor, hatta üniversitenin rektörüyle randevusuz olarak görüşebilmekteyim. Çok traji-komik olduğunu kabul ediyorum. Ama hayat işte... 2 ay kadar önce yurt dışında iyi bir üniversiteden teklif aldım. İmza attım, ve vize işlemleri için ilgili üniversite çalışıyor. Eşim, pek gitmek istemiyor yurt dışına. Ben ise belki geçmişten gelen kalp kırıklığı, ve ülkenin adalet sisteminden yorulduğum için gitmek yönünde düşüncelerim. Eşim dostum; "Savrulma, burada daha parlak bir geleceğin olabilir" deseler de, ben bir gün yine ihraç olur muyum stresini yaşamıyorum desem yalan söylemiş olurum. Bir de beni işe alan, ve güvenen yöneticilerimi yüz üstü bırakmış olur muyum vicdanı yapıyorum. 1 ay sonra malum olayların başlamasının üzerinden 7 yıl geçecek. Hayatımı sizce yurt dışında sürdürerek, artık adaleti uzaklarda mı beklemeliyim, yoksa burada kalıp çalışmaya devam mı etmeliyim? NOT: Komisyon tarafından öne sürülen KRİTER'ler daha komik olduğu için yazılmamıştır.

@Libertatores kardeşim enseyi karartma.bende ilk idari mahkemede kabul almıştım istinaftan ret yedim.temyizdeyim şimdi.hangi hal ve hareketinle devlete olan sadakat görevini yerine getirmemişsin.bomboş bir karar.kriter olarak tanık beyanı görünüyor profilinde.başkaca bir husus yoksa tanık beyanınını destekleyen(ankesörlü ardışık arama,ümit listesi vs..)hiç bir anlamı yok bu kararın.bi ihtimal istinafta kazanırsın.danıştay seçimleri bekliyor muhtemelen.en son kararı geçen sene ekim ayında vermişler.Her halükarda memlekete hukuk gelmezse dönen arkadaşlar dahil herkes için sıkıntı devam ediyor demektir.selametle..

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 7145 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesi ile eklenen geçici 35. maddesinde düzenlenen tedbir kapsamı ve mahiyeti dikkate alındığında, anılan tedbirler vasıtasıyla terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kişilerin kamu kurum ve kuruluşlarından çıkarılarak Anayasa ile kurulan demokrasi düzeninin korunmak istendiği anlaşılmaktadır. Anılan madde uyarınca kamu görevinden çıkarma tedbirinin uygulanabilmesi için davacının, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara "üyeliği", "mensubiyeti" veya "iltisakı" yahut bunlarla "irtibatı" olduğunun tespit edilmesi gerekmekte olup, anılan maddede, kamu görevinden çıkarılacak kişinin, terör örgütleri veya Milli Güvenlik Kurulu tarafından Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplar ile bağının "sübut" derecesinde ortaya konulması şartı da aranmamış, iltisakı veya irtibatının varlığının yeterli olacağı düzenlenmiştir., 31.07.2018 tarih ve 30495 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7145 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen Geçici 35. maddesinde; "... B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen; 1) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi personel Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır. .. 3) 13/6/2001 tarihli ve 4678 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanuna tabi personelden Türk Silahlı Kuvvetlerinde istihdam edilenler Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır. .. Bu fıkranın birinci paragrafı uyarınca görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez Öte yandan, kamu görevlilerinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına sadakatla bağlı kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını sadakatla uygulamak zorunda oldukları düzenlenmiş olup, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de kişilere tanınan özgürlüklerin, kamu görevinin yerine getirilmesi sırasında devletin takdir yetkisiyle sınırlandırılabileceği, söz konusu durumun bir ihlal teşkil etmeyeceği ve ayrıca bazı kamu görevleri açısından, özellikle üst düzey yetkililer, silah kullanma yetkisini haiz kamu görevlileri, hakimler, savcılar, öğretmenler ve istihbari faaliyette bulunan veya ülkenin güvenliği için kritik öneme sahip kurumlarda çalışan kamu görevlileri için daha geniş ve takdir yetkisine dayalı sınırlamalar getirilebileceğini kabul etmektedir. Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesine yönelik başvurularda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin genel olarak memurların devlete bağlılık yükümlülüğünü incelediği "Kosiek/Almanya, B. No: 9704/82, 28/08/1986; Glasenapp/Almanya, B. No: 9228/80, 28/08/1986; Leander/İsveç, B. No: 9248/81, 26/03/1987" davalarında bu yükümlülüğe ve yorumlanmasına ilişkin birçok kriterin ortaya konulduğu, devlete sadakat yükümlülüğünün memurlar için getirilebileceği ve bu yükümlülüğün düzenlenmesinde devletlerin takdir yetkisine sahip olduğu hususunun vurgulandığı görülmektedir. İdari yargılamadan farklı olarak ceza yargılaması, mutlak maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlayan, bu gerçeklik üzerinden hareket ederek kendine özgü metod ve ilkeleri kullanmak suretiyle uyuşmazlıkları çözüme kavuşturan bir yargı alanı olması ve bu sebeple, suçun işlenmediğinin sabit olduğundan bahisle verilen beraat kararları hariç olmak üzere, delil yetersizliği, şüpheden sanık yararlanır ilkesi veya suçun işlendiğinin sabit olmadığından bahisle verilen beraat kararları idare mahkemelerini doğrudan doğruya bağlamamaktadır. Bununla birlikte, kişilerin hapis cezasıyla mahkum edilebilmesinin "terör örgütüne üyelik veya bilerek ve isteyerek yardım etme" gibi sebeplerle sınırlı olmasına rağmen, kamu görevinden ihraç edilebilmesi için terör örgütüyle üyelik ve mensubiyetin yanında "bağ (irtibatlı veya iltisaklı) olunması" yeterlidir. İdare davası yukarıdaki gibi gibi nedenlerle ret geldi ,şimdi itiraz edeceğim. Dilekçeye neler yazacağım onu da bilmiyorum çünkü her şeyi yazdım ,tüm emsal kararları gönderdim ,AYM kararları var , aynı nedenleri yazıp itiraz edeceğim.